Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
göktürk, hakanlığı

I. Göktürk Hakanlığı

Eski 05-06-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

I. Göktürk Hakanlığı



I Göktürk Hakanlığı





Göktürklerin 6 yüzyılın ilk yarısında Altay dağlarının doğu eteklerinde ve maden istihsal edilen yakın bölgelerde (Yarkent, Kaşgar, Kuça vb) ananevî sanatları demircilikle uğraştıkları ve Juan-juan devletine silah imal ettikleri biliniyor Fakat o zaman dahi dağınık idiler Chou-shu'ya (Çin yıllığı, 557-581) göre, Gök-Türk devletinin kurucusu olan Cho-shu'ya (Çin yıllığı, 557-581) göre Gök-Türk devlerinin kurucusu olan Bumın'ın (Çince'de, Tu-men) atası A-hien, "şad" unvanını taşıyor ("Bilge Şad") ve Bumın'dan hemen önce gelen Tu-wu adlı başbuğ da Ta Ye-hu ("büyük yabgu") olarak tanınıyordu Demek ki, Türk kütlesinin Juan-juanlarla bağlılığı daha ziyade "federatif' mahiyette idi Bumın, daha 534 yılında Kuzey (Batı) Tabgaç (Wei) hükümeti ile siyasî münasebet kurmuş, 542'de akıncılarının başında Huang-ho nehri yakınlarında görünmüş ve 545'de Tabgaç hükümdarının gönderdiği elçiyi "imparatorluktan nezdimize heyet geldi, devletimiz bundan gurur duyar" sözleri ile karşılamıştı Gök-Türk hanlarından İşbara, 585'deki konuşmasında Gök-Türk devletinin "50 yıl önce" kurulduğunu söylemişti ki, bu da 535 tarihine denk düşmektedir

Ancak Juan-juan devletine karşı bir "Töles" ayaklanmasını bastıran (546) Bumın'ın, Juan-juan hükümdarı ile eşdeğerde olduğunu göstermek için onun kızı ile evlenmek arzusunun kabaca reddedilmesi üzerine, Batı Tabgaç prensesi ile evlenerek vurduğu ağır darbe sonucu Juan-juan devletini çökerttikten (552 başları) sonra, resmen İl-kagan unvanını alması ve böylece, eski Büyük Hun İmparatorluğu'nun başkent bölgesi Ötüken merkez olmak üzere hakanlığı kurması 552 yılında vaki olmuştur





Devletinin batı kanadının idaresini, kuruluşta birlikte çalıştıkları küçük kardeşi İstemi'ye (İştemi, Çince'de She-ti-mi) veren Bumın, devleti kurduğu yıl içinde öldü "Yabgu" unvanını taşıyan, dolayısıyla Doğu kanadının yüksek hakimiyetini tanıyan İstemi, Batı'da fetihlerine devam ederken, Ötüken'de iktidara gelen, Bumın'ın oğlu, K'o-lo (Kara?) ve bunun erken ölümü üzerine hakan olan, Bumın'ın diğer oğlu, Mu-kan (Beğ-Han? 553-572) zamanında devlet, haşmetli çağına ulaştı Heybetli görünüşü, parlak, etkili gözleri, kudreti ve sertliği, Çin kaynaklarında belirtilen Mu-kan Kağan, son bir darbe ile ahalisinin bir kısmının Çin'e (müttefikleri olan Ts'i topraklarına) sığındığı bilinen, bir kısmının da Baykal'ın kuzeyine doğru çekildiği anlaşılan Juan-juan devletini, tarihe mal ettikten sonra (555), doğuda K'i-tanların ve kuzeyde Kırgızların ülkelerini Göktürk hakimiyetine bağladı; Çin'de Batı Tabgaçlarının yerine geçen Chou hanedanı (557-581) ile diğer Çinli Ts'i (Ch'i) hanedanını (550-557) baskı altına aldı; İstemi'nin harekâtına karşı Çin'den yardım isteyen Ak Hun (Eftalit) Devleti'ne ve Mâverâünnehir halkına Çin askerî desteğini önledi 564'de Şan-si'deki Ts'i başkenti Tsin-yang'ı muhasara etti ve kızı prenses Açına'yı Chou imparatoru Wu-ti ile evlendirdi (568) Kaynakların bildirdiğine göre, geniş ülkelere ve 100 bin kişilik bir orduya sahip olan Gök-Türk hakanını, Çin imparatoru, akrabalık kurma yolu ile teskin etmiş oluyordu



Mu-kan'ın emrindeki kuvvet, hakanlığın Doğu kanadının ordusu idi İstemi (552-576) kumandasındaki öteki ordu ise kendi bölgesinde hareket halinde idi Kısa zamanda, Altaylar'ın batısını Isıkgöl ve Tanrı dağlarına kadar hakimiyetine alan İstemi, geniş çapta askerî ve siyasî faaliyetleri neticesinde temas kurduğu Sasanî imparatorluğu ve Bizans gibi Ortaçağ'ın en büyük iki devletini Gök-Türk politikası izinde yürütmek suretiyle, Türk hakanlığını bir dünya devleti payesine yükseltti Ak Hunlar (Eftalitler) üzerinde yaptığı ilk baskı tecrübesinden (ihtimal 556 yılı başlarında) sonra, ipek transit ticaretini elinde tutan bu devlete karşı Sasanî imparatorluğunu tabiî müttefik olarak gören İstemi, Şehinşah Anuşirvan-ı Âdil ile antlaşma yaptı; bu vesile ile Anuşirvan ile evlenen kızı, İran sarayına imparatoriçe oldu Müttefikler tarafından sıkıştırılan Ak Hun (Eftalit) devleti yıkıldı ve toprakları, Ceyhun (Âmuderya) sınır olmak üzere iki müttefik arasında paylaşıldı (557) Maveraünnehir, Fergana'nın bir kısmı, Batı Türkistan'ın güneyi, Kaşgar, Hoten vb Göktürklere intikal etti Bu suretle İç Asya kervan yolu üçüncü kere Türklerin eline geçmiş oluyordu

Ancak Anûşirvan, bu bölüşmede, zaferdeki cüz'î katkısına nispetle aslan payını almış olmasına rağmen, pek memnun değildi; kervan yolunun Maveraünnehir güzergâhını da ele geçirmek istiyordu Bu maksatla, kendi ülkesinden Akdeniz limanlarına ve Bizans'a yapılmakta olan ipek nakliyatını durdurdu Böylece hem ipek ticaretinin ünlü kervancıları olup son taksimde Göktürklere bağlanan Sogd ahalisinin faaliyetini baltalayarak huzursuzluk çıkarmak, hem de Türkleri ipek transit vergisi gibi yüksek bir gelirden mahrum etmek düşüncesini tatbik mevkiine koydu İstemi'nin gönderdiği elçileri, hile ile öldürttü Göktürk fütuhatının Talas-Çu sahasından ve Seyhun nehrinin doğusundaki Khoa-lit ülkesi (Bizans elçisi Zemarkhos'ta: Kolkh, Kholiat) üzerinden Aral-Hazar kuzeyine doğru ilerlediği bu tarihlerde, İran ile uzlaşma ümidini kesen İstemi, Bizans'a döndü ve İstanbul'a Sogdlu ipek taciri ve diplomat Maniakh başkanlığında bir heyet gönderdi (567 sonları) Tarihte bu, Orta Asya'dan Doğu Roma'ya giden ilk resmî heyet idi İpek meselesi, Göktürkler kadar, Bizans'ı da ilgilendirdiği için, hatta daha önceleri Sasanî aracılığından kurtulmak üzere nakliyatını Hind denizi yoluna teksif etmek maksadı ile Güney Arabistan'daki Himyerî devleti ile temaslar aramış olan Bizans'ta imparator Justinianos II, Türk elçilerini ilgi ile karşılamış, İstemi'nin gönderdiği "İskitçe" (Türkçe) mektubunu okutmuş ve Maniakh'ın ağzından teşebbüsün ciddîliğini anlamıştı Bir ittifak antlaşması yapmak üzere, umumî vali Zemarkhos başkanlığında bir heyeti yola çıkardı (569 Ağustos başı) Türk elçileri ile birlikte Karadeniz-Kafkaslar-Hazar Denizi-Aral gölü arasından Talas yolu ile Tanrı-dağları'ndaki Ak-Dağ'da (Altın-dağ) İstemi'nin huzuruna gelen Bizans elçisinin hatıraları, Göktürk hayatını ve kudretini gözler önüne sermesi bakımından pek kıymetli bir vesikadır İstemi, Bizans ile işbirliği yaparak Anûşirvan'ı İpekyolu'nu açmağa zorlamak gayesini güden siyasetinde başarıya ulaşmış, 571 yılında Sasanî-Bizans çatışması başlamış; hakimiyetlerini Harezm üzerinden Kafkaslar'ın kuzeyindeki Kuban ırmağına kadar yaymağa çalışan ve ayrı ayrı Türk idarecilerin emrinde olmak üzere, ülkeyi 8 bölge halinde ellerinde toplayan Göktürkler, o sıralarda Azerbaycan'a da girmişlerdi Fakat batıya bu Türk ilerleyişi durakladı ve Bizans ile esas ortak hareketle ilgili müdahale, ancak Anûşirvan'ın oğlu olup, Göktürk prensesinden doğduğu için "Türk-zade" diye anılan Ormuzd IV'ün (579-590) son yıllarında (588'lerde) yapılabildi Gecikmenin sebebi, Gök-Türkleri savaşa iştirak için tazyik eden Bizans'ın gönderdiği elçilerden biri olan Valentinos'u 576'da Aral gölü havalisindeki Türk bölgesinde karşılayan Türk-şad'ın sözlerinden anlaşılıyor Bu Türk prensi, Bizans'ı, Göktürklerin hasımları olan Avarlar'ı himaye etmekle ve "kılıçlanarak değil, atların ayakları altında karınca gibi ezilerek öldürülmeyi hak eden" bu kavme barınacak yer vermekle suçluyordu ki, bu doğru idi Ayrıca Bizans, Azerbaycan üzerinden ilerleyerek ihtimal Güney Kafkasya'daki Sabar Türkleri ile bağlantı kurmak isteyen Göktürk kuvvetlerinin hızını kesmek maksadıyla, 576'ya doğru oradaki Sabar Türk kütlesini dağıtmıştı



İstemi'nin siyasetinin diğer mühim bir neticesi de şu olmuştu: 19 yıl süren (571-590) Sasanî-Bizans mücadelesinden sonra da iki imparatorluğun arası düzelmemiş, birbirini takip eden karşılıklı istilalarda nihayet imparator Herakleios'un, Sasanî başkenti Meda'în'e (Ktesiphon) kadar uzanan seferleri (622-628), Sasanî imparatorluğunun son mecalini de kırmıştı ki, Kur'an'da bile işaret olunan bu durum İslamiyet'in kısa zamanda İran'da hakimiyet kurmasını kolaylaştırmıştır

Göktürk İmparatorluğundaki, İstemi'nin faaliyeti dahil bütün askerî-siyasî teşebbüslerin, adına yapıldığı hakan Mu-kan 572'de öldü Devleti muazzam bir genişliğe ulaştıran bu büyük hükümdarın hatırası, Orhun Kitabeleri'nde akisler bulmuştur: "Dört tarafa ordu sevk edip kavimleri hep itaat altına almış, başlılara baş eğdirmiş, dizlilere diz çöktürmüş; ileride (doğuda) Kadırgan dağlarına (Kingan dağları), geride (batıda) Temir Kapıg'a (=Demirkapı, Belh-Semerkand yolu üzerinde, 12-20 metre genişlik ve 3 kilometre uzunluğunda) kadar -Türk milletini- hakim kılmış; bu memleketlerde Kök-Türk (kavmi) idi-oksız oturur olmuş; bilge kağan imiş, alp kağan imiş, buyruk ve beyleri, kavmi (bodun) hep bilge ve cesur imişler" Ötüken'de tertiplenen büyük cenaze törenine hususî heyetlerle katılan komşu devlet ve kavimler arasında Bizans İmparatorluğunun da bulunmuş olduğu anlaşılmaktadır

Mu-kan'ın yerine kardeşi T'a-po geçti (572-581) Kudretli hakanlığın yeni hükümdarı, kendini kutlamak üzere 100 bin top ipek hediye eden Chou imparatoru ile yine tebrik için çeşitli hediyelerle birlikte başkumandanını göndermek suretiyle hususî bir itina gösteren Ts'i (Çh'i) imparatoruna "Oğullarım" diye hitap ediyordu Bu, bütün Kuzey Çin'in Türk himayesine alındığını göstermekte idi Ülkesinin genişliğinden dolayı hakanlığın doğrudan doğruya kendi idaresindeki kanadını ikiye ayırarak, Doğu'suna, kardeşi K'o-lo'nun oğlu Şe-tu'yu (İşbara), Batı'sına da küçük kardeşi Jo-tan'ı "kağan" (küçük kağan) unvanları ile tayin eden T'a-po, bir Ts'i prensesi ile evlenmek düşüncesine kapıldı ve ayrıca, Türk topluluğu için zararlı cihetleri, önceki devirlerde, ileri görüşlü Türk idarecileri tarafından ortaya konulmuş olan Buda dinini, Budist misyonerlerin telkinlerine kanarak, memlekette himayeye kalktı; bir Budist tapınağı ve bir Buda heykeli yaptırdı" Gök-Türk haşmeti, zevale yüz tutmuş gibi idi T'a-po dış siyasette de yanlış adımlar attı Ts'iler, 577'de Chou hanedanı tarafından yıkıldığı zaman, oradan kaçarak kendisine sığınan bir Ts'i prensini "Çin kağanı" ilan etti Cho-ularla arasının açılmasına sebep olan bu durum karşısında, kalabalık bir ordu ile Pekin bölgesine ilerleyen T'a-po, kendisine yeni bir Çinli prenses vaad edilerek durduruldu (579) Ancak prensesin verilebilmesi için Chou hükümdarı, "Çin kağanı" Ts'i prensinin kendisine teslimini istiyordu Bir av esnasında bu prensin Choular tarafından kaçırılmasına göz yumulması, millet nazarında hakanın itibarını büsbütün sarstı Göktürk birliği ve kültüründe mühim çatlakların belirdiği bu yıllarda, diğer bir hadise de İstemi'nin ölümü oldu (576)

Resmî unvanı "yabgu" olması gereken fakat ihtimal, Türk "il"inde bir budunun (sonraki "On-ok" budunu; buradaki "on büyük başbuğ" ona bağlanmıştı) başında olduğu için kitabelerde ve bir Bizans kaynağında "kağan" diye zikredilen bu büyük şahsiyetin ölümünü, yukarıda adı geçen Türk-şad'ın sözlerinden öğreniyoruz Onu sinirlendiren hususlardan biri de, ölen "ata"sının yas günlerinde Türklerin, Bizans elçileri tarafından rahatsız edilmeleri idi Yol hatırası, Göktürk hakanlığının batı bölgelerindeki kavimler bakımından mühim olan elçi Valentinos'a hitaben yapılan ve Bizans'ı suçlayan bu konuşma, ayrıca Türk fütuhatının hem şeklini, hem felsefesini açıklamak itibariyle de değer taşımaktadır: "Ben, esirlerimiz olan Uar-Huni'lerin hangi yoldan Bizans'a gittiklerini biliyorum Dinyeper'in, Meriç'in nerede olduğunu, Tuna'nın nereye aktığını da biliyorum Gün doğusundan gün batısına kadar, ülkeler bize diz çökmüştür Bize karşı gelmek cesaretini gösteren Alanları, On-Ogurları görüyorsunuz Roma'ya da geleceğiz" Göktürk sınırlarının Kafkasya'nın kuzeyine ulaştığını ortaya koyan bu sözlerle Bizans da açıkça tehdit edilmekte idi Ancak Türk-şad latife yapmadığını gösterdi Kırım'da Bizans'a ait ünlü Kerç (Bosporos) kalesi, Türk kuvvetleri tarafından zapt edildiği zaman, Doğu Roma elçileri henüz Gök-Türk topraklarında idiler (576) Bu, Göktürk hakanlığının, Mançurya sınırlarından Karadeniz'e kadar uzanarak, genişliğinin son noktasına ulaştığı tarihtir

İstemi'den sonra yerine geçen oğlu Tardu (576-603), cesareti ve savaşçılığı ile babasına benzemekte idi ise de, siyasî ihtirası yüzünden, T'a-po zamanında açılmış olan ayrılık çizgisini büsbütün derinleştirdi Çinliler, onun bu zaafından faydalandılar: Önce, hakanlık doğu kanadının kendine verilmemiş olmasından küskün olan Ta-lo-pien'in (Mu-kan'ın oğlu) Tardu'nun yanına gitmesini telkin ettiler Halbuki Mu-kan bile bu oğlunu tahta aday göstermemiş idi, çünkü annesi asîl (yani Türk soyundan) değildi Hakan T'a-po da 581'de ölürken, kendi oğlu yerine onun hakan olmasını istediği halde, Devlet Meclisi (Toy) bunu kabul etmemiş ve sonunda K'o-lo'nun oğlu İşbara (Çince'de, Şa-po-lüe) hakanlığa getirilmiştir

Çin, Göktürkler arasındaki bu anlaşmazlığı körüklemeğe devam ediyordu Ta-lo-pien, Batı Yabgusu Tardu'nun yanında, Doğu'daki yeni hakan ile mücadeleye giriştiği sırada, İşbara da o tarihte, Chou'lar'ın yerine iktidara gelen Sui hanedanı'ndan (581-618) kendi ailesinin intikamını almak isteyen karısı, Chou prensesi Ts'ien-kin'in telkinlerine kapılarak, Çin'e kuvvet sevk ediyor; Sui imparatoru Wen-ti (Yang Chien, 581-604) de eskiden beri Çin şehirlerinde ticaretle uğraşan ve dostluk ilişkileri çerçevesinde imtiyazlara sahip 10 bin kadar Türk'ü, Çin'den uzaklaştırıyordu Buna karşı Işbara'nın, ordusu ile Çin'e girmesi, Çin entrikasının kesifleşmesine yol açtı Wen-ti, yabgu Tardu'ya altın kurt başlı bir sancak göndererek, onu Göktürk hakanı olarak tanıdığını bildirdi İhtirası alevlenen Tardu, Çin'e karşı ortak hareket teklif eden İşbara'nın isteğini önce reddetti ve İşbara, Göktürkleri gayet iyi tanıdığı anlaşılan diplomat-general Ç'ang-sun Şeng ile mücadele etmek ve bu Çinlinin Türk kumandanları arasına soktuğu nifak ile uğraşmak mecburiyetinde kalırken, Tardu, hakanlığın Doğu kanadının yüksek hakimiyetini tanımadığını ilan etti (582) Böylece, 350 yıldan beri ilk defa Çin'de siyasî birliği kurarak sonraki kudretli T'ang sülalesine siyasî yönden basamak vazifesini görmüş olan Sui sülalesi iktidarının başladığı yıllarda, Göktürk hakanlığı, resmen ikiye bölünmüş oldu

Alıntı Yaparak Cevapla

Göktürkler

Eski 05-19-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Göktürkler



GÖKTÜRKLER






552-745 yılları arasında Orta Asya’da Ötüken’de hüküm süren büyük Türk hanedanıdır Tukyular 6 yyın ilk yarısında Altay dağlarının eteklerinde Juan-Juan’lara bağlı olarak yaşıyorlardı Çin imparatoru, Türkler ile dostça ilişkiler kurmak amacı ile Tukyuların başı Bumin’e bir elçi gönderdi(535) Bir yıl sonra da Bumin’in gönderdiği elçi Çin imparatoruna kendi ülkesinin ürünlerini hediye olarak sundu Bu sıralarda, Tukyular gibi Juan-Juan’lara bağlı olan Töles’ler ayaklandılar(551); Juan-Juan kağanı, Bumin’i bu ayaklanmayı bastırmakla görevlendirdi Töles’leri yenilgiye uğratarak itaat altına alan Bumin, Juan-Juan kağanı Anakay’ın kızını istedi İsteğinin reddedilmesi üzerine Çin imparatoruyla bir anlaşma yaptı (551) ve bir Çinli prensesiyle evlendi Bir yıl sonra Bumin Kağan, Juan-Juan’lara karşı başkaldırdı; Huayman’ın kuzeyinde Juan-Juan ordusunu yendi, Juan-Juan’lara bağlı boy ve ülkelerin büyük bir kısmını eline geçirdi Sonra kendini kağan ilan ederek İlig Han ünvanını aldı Juan-Juan’ların bir kısmı daha sonra Avarlar kavim adı ile Karadeniz ve Balkanlara geldiler

Bumin ve kardeşi İstemi Kağan ülke sınırlarını doğuda ve batıda genişletmek, Juan-Juan’lara bağlı ülkeleri ele geçirmek amacı ile birçok sefer yaptılar Sonunda Kingan dağlarından, Demirkapı’ya kadar uzanan bölgeye hakim oldular Böylece Bumin Kağan ve İstemi Kağan tarafından, bir çogu Türk ırkından olan boylar birleştirilerek ilk defa Türk adını taşıyan bir imparatorluk kurulmuş oldu(552) Orta Asya’da büyük askeri ve siyasi nüfus kazanan Göktürkler, Sasani hükümdarı Hüsrev Nuşirevan ile anlaştılar, Çin ipek ticaret yolunu ellerine geçirdiler; Batı Türkistan’da Soğd iline kadar Türk hakimiyetinin yayılmasında ve Batı Türkistan’ın bütünüyle türkmenleşmesinde önemli rol oynadılar

Göktürkler, eskiden Hyung-un Kağanlarının ordugah olarak kullandıkları Ötüken dağları çevresini merkez olarak seçtiler Bölgede başka Türkboyları da bulunuyordu




Bumin Kağan, Ötüken dağı çevresinden Çin seddine kadar uzanan doğu topraklarının; İstemi Kağan da Altayların güneyinden başlayarak Cungarya ve İli ırmağı havzası ilerisine kadar olan batı topraklarının yönetimini üzerlerine aldılar Sasani hükümdarı Hüsrev Nuşirevan, Göktürklere ait kervanlara batıya geçme izni vermeyince , İstemi Kağan Bizans’a elçi gönderdi Uzun zamandan beri İran ile mücadele halinde bulunan Bizans hem batı ipek ticareti siyaseti, hem de askeri önem bakımından İstemi Kağanın ittifak teklifini, gönderdiği bir elçi aracılığıyla benimsediğini bildirdi(568)

Bumin Kağan ölünce sırası ile oğulları K’olo, Mu-han ve T’o-po tahta geçtiler Özellikle Mu-han, amcası İstemi Yabgu ile Batı Türkistan’daki Akhunlara karşı yapılan bir çok sefere katıldı(563-567)

To-po ölümünden sonra Doğu ilinde tahta kimin geçmesi gerektiği konusunda anlaşmazlık çıktı Türk büyükleri ilkin T’o-po’nun yerine Mu-han’ın oğlu Talo-pi-en’i tahta geçirmek istediler, fakat Talo-pi-en’in annesi soylu bir aileden değildi Bunun üzerine Kağanoğullarından An-lo kağan olarak tanındı An-lo, Talo-pi-en’in tehlikeli davranışları üzerine tahtı Şapolyo’ya bıraktı Şapolyo ordugahını Ötüken dağı çevresine kurdu Çe-u ailesinden bir Çin prensesi ile evlendi Bu sırada Çin’de yönetim, Çe-u hanedanını deviren Suy hanedanının eline geçti Bu durum karşısında Şapolyo Kaşan karşısının mensup olduğu Çe-u hanedanının meşru haklarını korumak amacıyla harekete geçti Çin imparatoru , nazırı Çang-sun-çing ile birlikte Türk boylarının arasını bozmaya çalıştı; ilkin Batı Türkleri yabgusu Tien-kiu’yu Kağan olarak tanıdılar; Şapolyo’nun kardeşi Çu-Lo-heu’yu kurnazca Çin’e bağlamaya zorladılar Şapolyo, Çin üzerine 562 ve 683 yıllarında iki sefer yaptı Bu arada Şapolyo ile Mu-han’ın oğlu Apo-han arasında çarpışmalar oldu Şapolyo daha önce Apo-han’ın ilini basarak annesini öldürmüş, bunun üzerine Apo-han da batıya amcasına sığınmıştı O sıralarda Şapolyo’nun yiğeni Tıkınca da isyan çıkarmıştı Bu mücadeleler sonunda Göktürkler siyasi birliğini kaybederek Doğu ve Batı olmak üzere ikiye bölündü(582)


Batı Göktürk Kağanlığı

582 yılında ikiye ayrılan bu iki Göktürk kanadı, hâkimiyet mücadelesi yüzünden birbirlerinin düşmanı hâline gelmişlerdi Batı Göktürkleri'nin başında bulunan İstemi Yabgu'nun oğlu Tardu, bir yandan doğuya üstünlüğünü kabul ettirmek için uğraşırken, bir yandan da batıda yeni fetihlere girişmişti Bu faaliyetleri neticesinde Maverâünnehir ve Harezm bölgesi yanında Ötügen, Kuzeybatı Moğolistan ve Kaşgar'a kadar hâkimiyetini genişletti Ancak Tardu, Göktürk birliğini sağlamak için çok şiddetli davranıyordu 601 yılında Çin başkenti yakınlarında yapılan savaştan sonuç alınamaması pek çok Türk ve yabancı kavimlerin isyanına sebep oldu Tardu, bu isyancılar ile baş edemeyerek 603 yılında tarih sahnesinden çekildi Tardu'dan sonra Batı Göktürkleri'nde iç karışıklıklar uzun yıllar devam etti Bir ara Tardu'nun torunu olan Tong-Yabgu zamanında (619 -630) devlet nizamı sağlanmış ise de 630 yılında bir mücadelede ölmesi, Batı Göktürklerinin sonunu hazırlamıştır 630 yılı Göktürk tarihî için kara bir yıl olmuş, her iki Göktürk devleti de aynı yıl içerisinde Çin'e bağlanmıştır

Doğu Göktürk Kağanlığı
İşbara'nın kağanlığı zamanında Çin'in Doğu Göktürk Devleti üzerinde baskısını artırdığını görüyoruz Onun 587 yılında ölümünden sonra, başa geçen kağanlar zamanında bu baskı ve Çin'e has entrikalar artarak devam etmiştir Devlet Şi-pi Kağan devrinde (609-619) toparlanır gibi olmuş ise de, onun ölümü ile Çin tehdidi kendini tekrar göstermiştir Nihayet Kie-li, kağanlığı zamanında, 630 yılında yapılan bir savaşta yenildi ve yakalanarak Çin'e gönderildi Bu tarih, Doğu Göktürkleri'nin istiklalinin de sonu kabul edilir

630 yılında başlayan Çin hâkimiyeti yarım yüzyıl sürdü Bu süre içerisinde Çin'e karşı birçok ayaklanma gerçekleşmesine rağmen, bunların hepsi Çinliler tarafından kanlı bir şekilde bastırılmıştır Bunlar içerisinde en dikkat çekeni, Kürşad isimli bir Türk prensinin 39 arkadaşı ile kalkıştığı ayaklanmadır Bu ayaklanma hepsinin kahramanca ölümü ile sonuçlanmıştır Ancak bu tür hareketler, Türklerin hürriyet ve istiklâl arzularını sürekli canlı tutmuştur __________________

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : I. Göktürk Hakanlığı

Eski 05-19-2009   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : I. Göktürk Hakanlığı







I GÖKTÜRK DEVLETİ






552 yılında BUMİN KAĞAN tarafından Orta Asya'daki AVAR hâkimiyetine son verilerek kuruldu Türk adıyla kurulan ilk devlet oldu Başkenti ÖTÜGEN’ dir Bumin KAĞAN kardeşi İSTEMİ YABGU'yu ülkenin batı topraklarına gönderdi

İSTEMİ YABGU'NUN BATI SİYASETİ:


İstemi Yabgu İpek yolunu kontrol etmek amacıyla AKHUNLARA karşı İran'daki SASANİ devletiyle işbirliği yaptı Bu işbirliği sonucu Akhun Devletinin toprakları Sasaniler ve Göktürkler tarafından paylaşıldı İstemi Yabgu; bu defa Sasanilere karşı BİZANS ile işbirliği yaparak, Sasani devletinin zayıflamasını sağladı






GÖKTÜRK DEVLETİ'NİN İKİYE AYRILMASI VE YIKILMASI:Bümin kağan'dan sonra yerine sırasıyla oğlu Ko-Lo,Mukan(en parlak devir), Tapo ve İşbara geçtiBu süre içinde Batı Yabgusu İstemi Yabgu daima doğudaki hakana bağlı kaldıAncak
İstemi Yabgu'nun


ölümünden sonra yerine geçen oğlu TARDU aynı itaati göstermedi Çin'in kışkırması ile I Göktürk Devleti Batı ve Doğu Göktürk Devleti olarak ikiye ayrıldı Her ikisine de daha sonra Çinliler son verdi




II GÖKTÜRK DEVLETİ(KUTLUK DEVLETİ)(682–744)I Göktürk devletinin parçalanıp yıkılmasıyla, Çinin egemenliğinde yaşayan Türkler, 50 yıl süren bir esaret dönemi yaşadılar Bu süre içinde defalarca Çine karşı ayaklandılar Ancak başarılı olamadılar 682 Yılında KUTLUK KAĞAN'ın başlattığı ayaklanma başarılı oldu Türkler Çinlileri topraklarından atarak yeniden bağımsızlıklarına kavuştular(682) II Göktürk Devleti'ne kurucusundan dolayı KUTLUK DEVLETİ de denir

NOT: Kutluk Kağan Çine karşı "Ulusal Kurtuluş Savaşına" girişerek II Göktürk devletini kurmuştur Bu özelliği ile Kutluk Kağan Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran MKemal Atatürk'e benzer

II Göktürk Devleti en parlak devrini BİLGE KAĞAN zamanında yaşamıştır Bilge Kağan ülkeyi kardeşi KÜLTİGİN ve veziri TONYUKUK ile yönetmiştir Bilge Kağan'dan sonra zayıflayan Devlet; Karluk, Basmil ve UYGUR Türkleri tarafından 744 yılında yıkılmıştır Göktürk Yazıtları bu devlet döneminde yazılmıştır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.