Prof. Dr. Sinsi
|
Ak Dağlar (Ahmet Topal)
Ak Dağlar
(Ahmet Topal)
KİTABIN ADI : AK DAĞLAR
KİTABIN YAZARI : AHMET TOPAL
YAYIN EVİ VE ADRESİ : REMZİ KİTAPEVİ
BASIM YILI : 1980
KİTABIN KONUSU
Ruslar’ ın Kafkasya’ya saldırıları sırasında, İstanbul’a göç etmek zorunda kalan Kafkas kökenli milletlere mensup kadın ve çocukların, Saray’a girmeleriyle birlikte başlayan entrikalar, yani Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünü nedenleriyle birlikte gözler önüne sermektir
KİTABIN ÖZETİ
Abdülaziz daha şehzade iken – yani tahta çıkmadan önce- annesi Pertevniyal Kadın Efendi’ yi torun sahibi eder Osmanlı Sarayı’nda bir şehzadenin padişah olmadan önce baba olması yasaktır Bu yüzden Pertevniyal Kadın Efendi tavan arasında torunu Yusuf İzzettin’i gizlice büyütmeye karar verir İlerde çocuğun yalnızlıktan sıkılmaması için, o dönemde Ruslar’ın Kafkasya’ya saldırıları sırasında, İstanbul’a göç etmek zorunda kalan Kafkas kökenli milletlere mensup iki kız çocuğu satın alınarak Saray’da Yusuf’la beraber büyütülmeye ve eğitilmeye başlanır Pertevniyal Kadın Efendi çocuklardan birine Meyyale, diğerine de Çeşmidil ismini verir
Meyyale genç kız olup evlilik çağı olarak kabul edilen on dört yaşına gelince, Pertevniyal Valide Sultan’ın isteği doğrultusunda, padişah Abdülaziz’in yakın arkadaşı olan Nevres Paşa ile evlenir Ancak, paşanın yaşlı olması ve bunun neticesinde ortaya çıkan uyumsuzluk nedeniyle bu evlilik kısa sürer ve Meyyale Saray’a geri döner Günlerini mutsuz ve sıkıntılı geçirmektedir Pertevniyal Valide Sultan’ın gönlü buna hiç razı değildir Aradan üç yıl böylece geçtikten sonra Pertevniyal Valide Sultan, Meyyale’yi bu kez ondan on yaş büyük olan Hasan Hilmi Paşa ile evlendirir Çeşmidil ise, birlikte geçirdikleri gecenin sabahında padişah Abdülaziz tarafından haznedarlığa kadar yükseltilir
Abdülaziz, en güvendiği kişiler Serasker Hüseyin Avni Paşa, Sadrazam Rüştü Paşa, Şura-yı Devlet Reisi Rüştü Paşa, Bahriye Nazırı Kayserili Ahmet Paşa, Mektebi Harbiye Kumandanı Süleyman Paşa ve Şeyhülislam Hayrullah Efendi- tarafından tahttan indirilir ve yerine de Sultan V Murat getirilir Abdülaziz’i Topkapı Sarayı’na götürürler ve orada ona kötü davranırlar Bu muameleye daha fazla dayanamayan Abdülaziz intihar eder Oğlunun intiharına bir türlü inanmak istemeyen Pertevniyal Valide Sultan’ın hayatı kararır Sonunda onu bir konağa kapatırlar V Murat’ın da padişahlığı uzun sürmez Padişahlığı devrilir ve Sultan Abdülhamit tahta geçer Bu olay üzerine Pertevniyal Valide Sultan’ın üç aylık işkence dolu günleri sona ermiş olur Meyyale, kocası Hasan Hilmi Bey’den izin alarak Pertevniyal Valide Sultan’ı yalıya getirir ve birlikte kalmaya başlarlar
Abdülhamit, Abdülaziz’in yakınlarını ufak ve Saraydan uzak yerlere tayin etmektedir Hasan Bey de bundan nasibini alır ve İçel mutasarraflığına atanır Yazları yalıda, kışları konakta geçen bir hayattan, adını dahi duymadığı bir taşra kentine gitmek Meyyale’yi çok üzer İlk kızı Rebia dört yaşına basmış, ikinci kızı Makbule de bir yaşını daha yeni doldurmuştur Meyyale, Pertevniyal Valide Sultan’la vedalaşarak çocuklarıyla beraber yola çıkar Pertevniyal Valide Sultan o günlerden sonra fazla yaşamaz Aksaray’da yaptırmış olduğu Valide Camii’nin yanındaki türbeye defnedilir Hasan Hilmi Bey, İçel ile başlayan tayinler serisine Yozgat, Kütahya ve Elazığ ile devam eder Elazığ’dan sonra İstanbul’a geri dönerler İstanbul’dan uzakta geçen oniki yıllık dönemde Meyyale Hanımın iki kızı daha olur İstanbul yaşamları uzun sürmez Altı ay sonra Konya’ya, oradan da Hicaz’a tayinleri çıkar Sonra tekrar İstanbul’a atanırlar Meyyale Hanım için, İstanbul’un gösterişli havasında yaşamak, taşra kentlerinin boğucu ve sıkıcı havasından kurtulmak kadar zevkli değildir Annesi Şuhucihan (Fatma) Hanım’ın hiç beklenmedik bir yaşta ölümü ve Pertevniyal Valide Sultan’ın başına gelenler onu perişan eder Kızlarıyla iyi geçinememiş, arkadaş olamamıştır Hırçın ve kaprisli bir kadın haline gelir Zaman zaman sinir krizleri geçirip bunalımlara düşer Konakta, kızlarının, halayıkların, odalıkların ve uşakların karşısına her zaman sert ve kasvetli bir havayla çıkar Hiçbir konuda herhangi bir ödün dahi vermeksizin konaktaki otoritesini sürdürmeye çalışır
Meyyale, son yıllarda eşinin kendisiyle eskisi gibi ilgilenmediği kanısına varır İyice bunalıma düşer ve kocasıyla olur olmaz nedenlerle tartışmaya başlar Mutsuzdur Mamafih, son yıllarda eşiyle doğru dürüst bir ilişkileri de kalmaz Alınganlıklar ve güvensizlikler Meyyale’yi çılgına çevirmeye başlar Tüm bu gerginlik ve huzursuzluk ortamında, yaşamı birbirlerine zehir etmeye başlarlar
Bu arada Hasan Hilmi Bey’in Sivas Valiliği’ne tayini çıkar Ancak Meyyale, kızlarıyla birlikte İstanbul’da kalmak ister Hasan Hilmi Bey biçare, Sivas’a tek başına gider Orada çevre baskısının da etkisiyle ve kendi iradesi doğrultusunda, İstanbul’a bildirmeden Hayriye Hanım’la evlenir Beraberinde Sivas’a getirmiş olduğu aşçı Salih Ağa, bu olay karşısında çok sevdiği Meyyale Hanım’a bunu haber vermesi gerektiği düşüncesiyle İstanbul’a mektup yazar Durumdan haberdar olan Meyyale, çocukları da alarak Sivas’a hareket eder Orada Hasan Hilmi Bey’e hakaretler yağdırır Onu mutsuz ve huzursuz etmek için de Sivas’tan ayrılmaz Hasan Hilmi Bey, hamile olan eşi Hayriye Hanım’ın doğumunun yaklaştığı günlerde geçirdiği bir kalp krizi neticesi vefat eder
Meyyale Hanım, tüm bu olanlardan kendini sorumlu tutar Suçluluk duygusu içerisinde hayata küser ve hiç kimseyle görüşmek ve konuşmak istemez Hasan Hilmi Bey’in cenazesi kaldırıldıktan sonra İstanbul’a döner ve konağa kapanır Eşinin ölümünden sonra, dünyaya küskün bir şekilde, kızlarıyla da hiç ilgilenmeden ve tebessüm etmeden geçirdiği onaltı yıl neticesinde o da yaşama veda eder…
KİTABIN ANA FİKRİ
Entrikalarla dolu bir hayatın ne kadar huzursuz ve kötü sonuçlar doğuracağını ortaya koyan bir kitap
KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ
Abdülaziz : Dönemin Osmanlı Padişahı
Yusuf İzzettin :Abdülaziz’ in tahta çıkmadan önce sahip olduğu çocuk
Meyyale :Pertevniyat’ ın genç ve güzel kızı
Hasan Bey : Dönemin Sivas Valisi
Salih Ağa : Yardımseverliğiyle ön plana çıkan ahçı
KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER
Tarihi bir roman olması özelliğiyle,özellikle siyasi tarihi sevenlere okumalarını tavsiye ettiğim bir kitap Yazar,kitabında sade ve anlaşılır bir dil kullanmıştır Yazar olayları ve şahısları sosyolojik ve psikolojik açıdan çok iyi incelemiştir
KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ
Ahmet TOPAL,1887’de İzmir’de doğdu Çok fakir bir ailenin en küçük çocuğudur Edebiyat Fakültesini bitirdi Romanlarında yüksek bir edebi düzey tutturamadığından pek tanınmış bir yazar değildir Çeşitli okullarda öğretmenlik,Babıali Tercüme Odasında katiplik yapmıştır 1952’hayatını kaybetmiştir
|