Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kitap Dünyası

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
günlerin, günyol, içinden, vedat

Günlerin İçinden- Vedat Günyol

Eski 09-07-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Günlerin İçinden- Vedat Günyol



KİTABIN ADI
Günlerin İçinden
KİTABIN YAZARI
Vedat GÜNYOL
YAYINEVİ VE ADRESİ
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
BASIM TARİHİ
Haziran 1999
KİTABIN YAYIM MAKSADI
Deneme

KİTABIN ÖZETİ :
GİRİŞ
Yazarımız Vedat GÜNYOL ortaya çıkardığı bu eserinde ,çeşitli konulardaki duygu ve düşüncelerini kaleme almış bununla birlikte etkilendiği şairlerden, yazarlardan,filozoflardan,düşünce adamlarından hatta politikacılardan örnekler sunarak konulara geniş perspektif sağlamıştırYaşamı boyunca edindiği bir takım tecrübeleri ve gözlemleri okuyucuya saf ve duru bir Türkçeyle aktarmaya çalışmıştırKitabında oldukça değişik konulara farklı başlıklar altında değinmiş daha çok ana temayı vermiş ve konuyu derinleştirmemiştirDüşüncelerini bir aaaden ziyade bir sohbet havasında anlatmış ve doğruluğunu ıspatlamaya çalışmamıştırBir deneme yazısının tüm özelliklerini bu eserde görmek mümkün olmaktadırYazarın değişik konu başlıklarından bir kısmının özeti ve ana teması aşağıda çıkartılmıştır
GÜNLERİN İÇİNDEN

ÇAĞDAŞLIK
Her çağın kendine özgü bir düzeyi, bir takım özellikleri,bir uygarlık biçimi ve bir düşünce şekli vardırBu ayrımlar o çağın özelliklerini taşırÇağdaş ortam nedir ?İnsan haklarına dayalı toplum düzeyi,yasa eşitliği,bağnazlık karşıtı bir düşünceşekli,hoşgörüye dayalı tutum,ırk,renk ayrımı yapmamak ,kadın erkek eşitliği ve düşünce özgürlüğüVe en önemlisi var olan bu düşünceleri hayata geçirmek idame ettirmek
BAĞNAZLIK KOL GEZİYOR
“Hiçbir şey,harekete geçen cahillik kadar korkunç değildir “diyen Goethe sanki bugün içimizde yaşayan canavarı görmüş ve bizi tarihin derinliklerinden ikaz ederek karanlığa karşı yüreğimizi,aklımızı,eylem gücümüzü harekete geçirip var gücümüzle savaşmamız gerektiğini söylemiştirBağnazlıkla savaş özellikle batı toplumlarında boy göstermiş,öncü bayrağını Fransa’da Voltaire’ler,Diderot’lar taşımıştırSonra tüm dünya ülkelerini etki altına almaya başlamıştırBununla birlikte cahillik ülkemizde kol gezmektedirBunu aşmak ancak eğitimin düzenli ve sürekli olmasıyla sağlanabilirKendini bilen yurttaşlarla sorunlar aşılabilir ve çağdaş seviye yakalanabilir
CESARET DEDİĞİMİZ
Düşünmek,düşünebilmek,bir cesaret,bir gözüpeklilik işidirGeleneklere göreneklere körü körüne köle olmadan,önyargılara sırt çevirmek kolay değil, olmadığını da görüyoruz Toplumumuzda,neredeyse insanların yüzde ellisinin kör inançlarla yetişmiş, yetiştirilmiş ve yetiştirilmekte olduğunu görüyoruz
Abdullah CEVDET’e göre uyutulmuş toplumlarda,insanlar düşünmeye başlarsa, birçok çıkar odakları sarsılırOnun için düşünmeyi yasaklamak gerekir parababalarının rahatı kaçmasın diye
DİL BİLİNCİ
Bir yazar şöyle diyor:”Bir yabancı dil bilmeyen kimse kendi dilini bilmez,güzelliğinin farkına varmaz”İnsan kendi dilini iyi bilmeden,başka dili özümsemeyeceğine inandımFransızcanın incelikleri Türkçenin inceliklerini öğrenmeme yardımcı olduTürkçenin değerini Fransız yazarların yapıtlarından öğrendimYunus Emre sanıyorum bu saf,duru Türkçesini Arapça ve Farsçayı iyi bilmesinden Türkçeyi bu diller karşısında baştacı etmesine borçludur
DÜŞÜNCEYE SAYGI MI KAYGI MI
Düşünce deyince neyi anlıyoruz?Düşünce öyle gökten inen bir şey değildirKafa yormayı gerektiren,sorgulaya sorgulaya varılan bir sonuç,bir mutluluk durağıdır Düşünceye saygı gerekir ama hangi düşünceye? Düşünce adı verilen basmakalıp ezberlikçi düşüncelere mi ,yoksa düşüne düşüne varılan gerçeklere mi? Kişisel çabalarla varılan gerçekçi, yenilikçi düşünce sanırım en sağlıklı yol olsa gerek
SARKAÇ
İnsan özünde,doğasında,iyi ile kötü arasında bir sarkaç durumundadırİyiyede yönelir kötüye deİnsanı insan yapan en önemli değerlerin başında erdem gelirErdem ki, iyi ile kötü, güzel ile çirkin çatışmasından ,iyiden güzelden elde edilen kazançtır
Erdemli insan,önce kendini türlü tutkulardan,kıskançlıklardan arındıran, insanlar arasında dostça, kardeşçe yaşama, saygıya sevgiye dayalı bir yaşama ortamında yetişen,kendini yetiştiren insandırErdem, bir istem, bir istenç işidir Emerson’un dediği gibi “Erdemin tek armağanı yine erdemdirErdemin en büyüğü ise, sözünü tutmak,sözünün eri olmaktır

GENÇLİK
Gençlik,gelgeç bir dünya’da,gelgeç bir çağın,fizyolojik bir filizlenip yeşermenin adıdırGençlik,kaşla göz arasında uçup gider farkına varılmadanGençlik ki bir Fransız atasözünün dediği gibi “Şarapsız sarhoşluktur”Bununla birlikte eğitimsiz gençlik kırıcı ve yıkıcıdır ”Barbar uluslar güçlerini gençlerden almaktadır”diyen VHUGO bunu açıkca ortaya koymuştur Buna dayanarak bir gençlik toplumu olan milletimiz gençlerine gerekli ilgiyi göstermeli ,onlara güvenli bir gelecek ,çalışma ortamı sağlamak için her türlü fedakarlığı göstermelidirMutlu bir Türkiye ancak sağlam gençlik temelleri üzerine atılan bir yapıyla sağlanabilirGençlerimizi fikirsel,bedensel anlamda kullanmalı bu avantajımızı lehimize çevirmeliyizKendi silahımızla kendimizi vuracak olursak hem ülkemiz hem de milletimiz çok zaman kaybeder ve üzülürüz
GELİŞİ GÜZEL
İnsanlar konuşa konuşa anlaşırlarİyi güzel de insanlar konuşarak da anlaşılmaz olurlarKonuşmak güzel bir araçtır insanlar içinTabiki kullanmasını bileneBu yüzden çoğu zaman anlaşmazlık aracı oluyorAğızdan çıkan söz alçak seste, yüksek seste olabiliyorkonuşmak bir sanattır insan için ,bir nimettirKonuşma bir insanın kültür düzeyini anında açığa vuran belli eden bir olgudurKonuşmak ne kadar gerekliyse bazı zamanlarda susmak o denli önemli oluyorHer iki durumu da çok iyi kavramak gerekir
KILIK KIYAFET
Her insan,kılık kıyafetiyle bir dış kişilik görüntüsü sunar çevresine içi boş ta olsaBir Fransız atasözü”Elbise kimseyi insan yapmaz”derHer gün ayrı bir kılıkla görünmek ,görgüsüz çevrelerde insana etkin bir kişilik tafrası sağlar belkide,ama görgülü çevrelerde güldüren,dudak kıvırtan bir hal alırBunu derken bir insanın tabiki bir elbiseyi iki üç hafta giymesini kimse savunamaz ama bunun yanında aynı elbiseyi üç gün giydi diye kimsede insanlığından bir şey kaybetmezToplum bunu böyle kabullenebilse en azından belli bir kesim ,elbisenin insanı insan yapıyor gösteren esaretindende kurtulunmuş olur kanısındayım
YAZAR OLMAK
Yazar olmanın en büyük başarısı düşünme yeteneği olan kişileri düşündürmesidir Yazar,kendisiyle birlikte okurlarını da çeşitli konular üzerinde düşündürürHer yazı bir düşünce birikimidirGünün konuları üzerinde durmak,onları incelemek,derine inmek, yorumlamak ve anlamını duyurmakne yazık ki,yaşamda düşünecek yetenekte olup ta düşünme nedir bilmeyenler çoğunlukta
YURT SEVGİSİ
Bir yazar diyor ki:”Yurt severliğin tek belgesi,andilini sevmek,onu yanlışsız, titizce kullanmaktır” diye Bu düşünceye yürekten katılıyorum İnsanlar arasında ilk ve son iletişim aracı olan dile gösterilen özen, elbette ki, o dilin doğup yeşerdiği toprağa, yani yurda duyulan bağlılığın kanıtıdır
Evet,insan ,yurdunu tabanlarının altında götüremez başka yerlere Ama ben , bir kaçma zorunluluğu olsa ,yurdumla birlikte ,yani Türkçemle kaçardımYurdum Türkçe olduğuna göre,dünyanın neresinde olursam olayım,yurdumu yanu türkçemi beraber taşırdımYurtseverlik deyince,akla gelen ilk şeyin anadiline saygı ve sevgi olduğuna göre,gelin dilin ,söz ustalığına
ATATÜRK VE İLETİŞİM
Atatürk’ü,özel bir niteliği,tüm varlığına,kişiliğine damgasını vurmuş bir niteliği ile ele alırsak;bu nitelik “Mustafa Kemal”döneminde,belkide gençlik günlerinde belirip, zamanla olgunlaşa olgunlaşa,onun benliğinin vazgeçilmez bir parçası olmuşturBu nitelik ,iletişim kurma,her alanda ,gerek insanlar arasında,gerek siyasal kurumlar arasında iletişim kurma becerisidir
Atatürk daha Kurtuluş Savaşı’nın eşiğinde,yurdun çeşitli ırk,inanç,gelenek görenek odaklarını gezip,Kurtuluş Savaşı’na ortak bir payanda sağlama yolunda büyük çaplı bir iletişim kurmaya çalışmıştırAnadolu’da hacıyla hacı,hocayla hoca tutumuyla padişahlığa ve emperyalizme karşı savaşımda,kimlerin bu konuda destek olabileceklerini düşünmüş ve bu yolda kendine avantaj sağlamıştırBütün bu çabalar dile dayanan bir iletişim girişimiyle beslenmiş ve bu yoldan başarıya ulaşmıştırBu bakımdan Atatürk dile büyük önem vermiştir
Türkiye’ye Arap Acem karması,halka yabancı uydurma bir dil yerine,Anadolu’da Yunus Emre’lerin,Pir Sultan Abdal’ların yaşattığı,halkla özdeşleşmiş arı duru Türkçeye sarılmada Atatürk öncülük etmiş ve bu yoldan iktidarla halk arasında sağlam bir iletişim kurmuştur
Dil, bir ulusun kalbi, ruhu olur diyen Atatürk, onun sadeleşmesi yanında, kolayca yazılıp okunmasına da önem vermişve bu yolda latin harflerinin ben Kolayca yazılıp okunan Latin harflerinin kabulü, Türk insanının gerek birbiriyle, gerek yöneticileriyle yakın iletişim kurmasını sağlamış, kulluktan kurtulup yurttaşlığa kavuşmasını sağlamıştır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.