Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
fontaine

La Fontaine

Eski 05-04-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

La Fontaine








Jean de La Fontaine (okunuşu Lafonten) (d 8 Temmuz 1621 Château-Thierry - ö 13 Nisan 1695 Paris) Fransız şair ve yazar Yazdığı fabl eserleri ile tanınmıştır Varlıklı bir ailenin çocuğu idi Paris'te kolejde okudu Hukuk tahsili yaptı Papaz yetiştirilmek istenildi Lise de kiliseden ayrıldı Okul hayatında başarılı bir öğrenci olamadı Gençliğinde baba mesleği olan orman ve su kanalları işleriyle uğraştı Çeşitli memurluklarda bulunmuş, düzensiz bir hayat yaşamıştır



J ean de La Fontaine, Fransız şairi (1621-1695) Orman ve Sular idaresi yöneticilerinden birinin oğlu olan La Fontaine, babasının yerine aynı görevi almıştı; görevi ona çok boş zaman bırakıyordu, ama buradan aldığı para geçimine yetmiyordu O da bu yüzden edebiyata atıldı ve her telden çalmağa başladı: şiir, roman, hikâye, güldürü, opera yazdı

Çeşitli eserler kısa bir süre içinde ona ün kazandırdı (özellikle Rabelais ve Boccaccio tarzında yazdığı Hikâyeler); maliye nazırı Fouquet onu himayesine alıp maaş bağladı Fouquet gözden düşüp yargılandığı zaman La Fontaine ona sadık kalan birkaç kişiden biri oldu Kırk yedi yaşında Masallar'mı yayımladı; bunların bazıları gözden düşen koruyucusunun başına gelen felâketlerden esinlenmiştir





Yazdığı fabl eserleri ile tanınmıştır Varlıklı bir ailenin çocuğu idi
Fabl insanlar arasında geçmekte olan ibret verici olayların, hayvanlar arasında geçen olaylar haline dönüştürülerek anlatılmasıdır Fabl, hem didaktik, hem de dramatik bir türdür Latince Fabula kelimesinden gelir; masal, hikaye demektir

Paris'te Paris Fransa'nın başkenti ve Île-de-France bölgesinin merkezidir ve Seine nehri'nin üzerine kurulmuştur Tüm dünyada anıtları, sanatsal ve kültürel yaşamı ile tanınmış olan Paris aynı zamanda dünya tarihinde önemli bir şehir olmakla birlikte, başlıca ekonomik ve politik merkezler arasında yeralmakta ve uluslarası taşımacılığın geçiş noktalarından birini oluşturmaktadır Moda ve lüksün dünya başkentidir ve "Işık Şehir" (Ville de Lumière) diye de anılmaktadır

kolejde okudu Kolej Avrupa’da genel olarak orta öğrenim sonrası eğitim veren öğrenim kurumlarına; Türkiye’de ise programlarında bir yabancı dil öğretimine ağırlık veren resmi veya özel Türk, yabancı lise dengi okullara verilen ad

Latince collegium kelimesinden türetilen kolejler, on dördüncü yüzyılda İngiltere’de kurulmaya başladı Winchester College ile Eton College gibi kolejler, Cizvitlerin katolik ülkelerde ve sömürgelerde misyoner faaliyetlerini yürütmek için açtıkları kolejlerdir Ortaçağın s

Hukuk tahsili yaptı Hukuk, belirli bir toplumda kişiler arasındaki ilişkileri düzenleyen ve devletin yaptırım gücüyle uyulması zorunlu kılınan davranış kurallarının oluşturduğu düzen Yazılı olsun olmasın, hukuk kurallannı öteki toplumsal kurallardan ayıran en önemli özellik devletin yaptırım gücüyle desteklenmiş olmasıdır

Papaz yetiştirilmek istenildi Lise de Papaz bazı Hıristiyan kiliselerinde piskopos ile diyakoz arasında yer alan din adamıdır

kiliseden ayrıldı Okul hayatında başarılı bir öğrenci olamadı Gençliğinde baba mesleği olan Nispeten büyük boyutlarda inşa edilmiş, bazı özel ayin yetkilerine sahip kilisedir Kilise kurumu içinde idari işlevi olabilir veya olmayabilir

orman ve su kanalları işleriyle uğraştı Çeşitli Orman ağaç, flora ve hayvanî canlılar topluluğu Orman; belirli yükseklikteki ve büyüklükteki ağaçlar, çalı, otsu bitkiler, mantarlar, mikroorganizmalar ve çeşitli hayvanlarla, toprağın birlikte meydana getirdiği, aynı zamanda topluma çeşitli faydalar sağlayan bir servettir Kendisini meydana getiren bireylerin uzun yıllar karşılıklı etkileri sonucu yerleşmiş, biyolojik bir dengeye sahiptir Bu denge ormanların sağlığı ve varlığı için şarttır Bu denge olmadıkça, ormanların sağlığı ve var

memurluklarda bulunmuş, düzensiz bir hayat yaşamıştır

Memur devlet kadrolarında çalışan personel Arapça emir veya emr kökünden gelmekte olup emredilen anlamında masdar isimdir

1673 senesinde 1673 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler

Madam de la Sablière'nin himayesine girerek burada ilim adamları,

felsefeciler ve Felsefe, varlık, anlam ve öz sorunlarının eleştirel bir yaklaşımla araştırılmasına ve varılan sonuçların sistemli bir biçimde ortaya konmasına yönelik düşünsel etkinlik Yokluğa karşıt olarak var olan şey Oluşa karşıt bir şey olarak, değişmeden aynı kalan gerçeklik Boşluğa karşıt bir şey olarak, mekanda bir yer işgal eden kalıcı gerçeklik

yazarlarla tanıştı İlk Yazar terimi, aslında yazılı bir iş üreten herkes için kullanılabilmekle birlikte, genelde yaratıcılığını kullanarak profesyonel bir şekilde eser üreten veya farklı formatlarda çok sayıda eseri olan kişiler için kullanılır

masallarını burada yazdı Halk dilinde anlatılarak oluşan sözlü edebiyat ürünüdür Bir yazar tarafından sonradan yazıya geçirilmiştir

Masallarda olaylar tamamen hayal ürünüdür Yer ve zaman belli değildir Kahramanlar insan üstü özellikler gösterir İyiler hep iyi, kötüler hep kötüdür İyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır Masallarda eğiticilik esastır Çoğu kez evrensel konular işlenir Dünya edebiyatında Kelile ve Dimne, Binbir Gece Masalları ünlüdür Türk edebiyatında Keloğlan en tanınmış masal kahramanı

Çağdaşları, La Fontaine'i bir masal Halk dilinde anlatılarak oluşan sözlü edebiyat ürünüdür Bir yazar tarafından sonradan yazıya geçirilmiştir

Masallarda olaylar tamamen hayal ürünüdür Yer ve zaman belli değildir Kahramanlar insan üstü özellikler gösterir İyiler hep iyi, kötüler hep kötüdür İyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır Masallarda eğiticilik esastır Çoğu kez evrensel konular işlenir Dünya edebiyatında Kelile ve Dimne, Binbir Gece Masalları ünlüdür Türk edebiyatında Keloğlan en tanınmış masal kahramanı

yazarı olarak görüyorlardı Halbuki La Fontaine, yazdığı Yazar terimi, aslında yazılı bir iş üreten herkes için kullanılabilmekle birlikte, genelde yaratıcılığını kullanarak profesyonel bir şekilde eser üreten veya farklı formatlarda çok sayıda eseri olan kişiler için kullanılır

masallarda Halk dilinde anlatılarak oluşan sözlü edebiyat ürünüdür Bir yazar tarafından sonradan yazıya geçirilmiştir

Masallarda olaylar tamamen hayal ürünüdür Yer ve zaman belli değildir Kahramanlar insan üstü özellikler gösterir İyiler hep iyi, kötüler hep kötüdür İyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır Masallarda eğiticilik esastır Çoğu kez evrensel konular işlenir Dünya edebiyatında Kelile ve Dimne, Binbir Gece Masalları ünlüdür Türk edebiyatında Keloğlan en tanınmış masal kahramanı

Dede Korkut Oğuz Türklerinin destansı öykülerinin ilk anlatıcısı ve bu öykülerin kahramanı olan efsanevi ozan

Dede Korkut'un yaşamı hakkındaki bilgiler söylentilere dayanır Dede Korkut Kitabı'nda, Oğuzname metinlerinde ve bazı tarih kaynaklarında Dede Korkut, "Oğuzların kendisinden akıl danıştıkları, gelecekten haber verdiğine inandıkları, kopuz çalarak bilgece sözler söyleyen, kendisi de bilge bir kişidir

Oğuz Han'a vezirlik yaptığı, Hz Muhammet'e elçi olarak gönderildiği ve Oğuzlar arasında İslâ

masallarındaki uslupla Halk dilinde anlatılarak oluşan sözlü edebiyat ürünüdür Bir yazar tarafından sonradan yazıya geçirilmiştir

Masallarda olaylar tamamen hayal ürünüdür Yer ve zaman belli değildir Kahramanlar insan üstü özellikler gösterir İyiler hep iyi, kötüler hep kötüdür İyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır Masallarda eğiticilik esastır Çoğu kez evrensel konular işlenir Dünya edebiyatında Kelile ve Dimne, Binbir Gece Masalları ünlüdür Türk edebiyatında Keloğlan en tanınmış masal kahramanı

hayvanlara Hayvanlar genellikle yer değiştirerek hareket eden, organik maddelerle beslenen, içgüdüleriyle hareket eden akıldan yoksun canlılar Bugün bir milyona yakın hayvan türü bilinmektedir Amip gibi gözle görülemeyecek kadar küçüklerinin yanısıra fil ve balina gibi dev yapılı olanları da mevcuttur Çevremizde hergün kaşılaştığımız kedi, köpek, at ve kuşlar, hep omurgalı canlılardır

ahlaki karakterler vererek onların şahıslarında bazı insan karakterlerini tenkid etmiş, bir ahlak dersi vermiştir Buna Belli bir toplumun belli bir döneminde bireysel ve toplumsal davranış kurallarını saptayan ve inceleyen bilim <ı>Bir insanın yaradılışı gereği gerçekleştirdiği davarnış'ı dilegetiren Arapça <ı>hulk sözcüğünün çoğulu olan <ı>ahlak terimi, <ı>huy, seciye, mizaç anlamlarını çoğul olarak kapsar Dilimizde kişisel <ı>ahlak olarak <ı>aktöre, toplumsal ahlak olarak töre ve bilim olarak <ı>törebilim terimleriyle karşılanmıştır

edebiyatta teşhis ve intak sanatı denir La Fontaine'in bu hususiyeti çok geç fark edilmiştir Eserlerinde sadelik ve açıklık görülür Konuşma şeklinde akıcı Edebiyat ya da yazın, yazarın düşünce ve duygularını, okuyanın estetik bir tat almasını sağlamak amacıyla yazılmış ya da böyle bir amaç gütmese de biçimsel olarak bu düzeye ulaşmış yazılı yapıtların tümüne verilen isimdir

şiirleri, Şiir, dilin anlam, ses ve ritim öğelerini belli düzen içinde kullanarak, bir olayı ya da bir duygusal ve düşünsel deneyimi yoğunlaşmış ve sıradanlıktan uzaklaşmış bir biçimde ifade etme sanatına verilen isim Şiirde dil yalnızca bir iletişim aracı olmakla kalmaz, başlı başına bir amaca da dönüşür

hayvanlar üzerinde tenkitleri, incitmeden iğneleme usulleri ile Fransız edebiyatına büyük eserler kazandırmıştır

La Fontaine masallarındaki konular, şark klasiklerinden alınmadır La Fontaine'den çok önceleri yazılmış Beydeba'nın Kelile ve Dimne eserindeki hikayelerin 18 tanesiKelile ve Dimne, 2 baskı, Ömer Rıza Doğrul tercümesi, Ankara 1960, Maarif Basımevi, s 41 - dip not, bu Fransız edebiyatçısı tarafından şiir şeklinde tekrarlanmıştır Masalları çoğunlukla herkesin anlayabileceği bir şekilde yazılmıştır La Fontaine'in canlı, hızlı, incelik ve nükte dolu bir anlatımı vardır Kişilerini hemen daima hayvanlar arasından seçerse de bazan insanları, bilhassa köylüleri de olaylara karıştırır Sık bahsettiği hayvanlar aslan, kurt, tilki, eşek ve horozdur

La Fontaine, kötüyü göstererek iyinin ne olduğunu anlatmaya çalışmıştır Ancak şiirlerini okuyan çocuklarda herhangi bir açıklama yapılmazsa tam ters etkinin hasıl olduğu da bir gerçektir

Masalları toplam olarak 238 adet olup, 12 kitapta toplanmıştır 1668'de basılan ilk altı kitabında 124 masal vardır ve bunlar birinci cildi meydana getirir İkinci cilt 1678'de basılan beş kitaptır En son 1694'de bastırdığı üçüncü cilt ise tek kitaptan ibarettir

La Fontaine, roman ve piyes de yazmıştır Nakaratlı uzunca şiirleri ve şiirli mektupları vardır Hadım, Gülünç Macera, Floransalı, Büyük Maşrapa, Köy Sevdaları komedi türündeki eserlerindendir Contes ( Kont) isminde şiirli hikayeler eserinden dolayı Fransız Akademisine kabul edildi13 Nisan 1695'te Paris'te öldü

Eserleri birçok dile tercüme edilmiştir Ancak hiçbir tercüme orijinalindeki sadelik ve çekiciliği verememiştir

Türkçe'ye ise, Recaizade Mahmut Ekrem, Tevfik Fikret ve Orhan Veli Kanık

Çağının Tanığı

La Fontaine kendisinden önce kullanılmış (özellikle Eski Yunanistan'da Aisopos tarafından) bir biçimi benimsedi; genellikle insanların, özellikle çağdaşlarının kusurlarını (kurnazlık, cimrilik, övüngenlik vb) daha iyi gülünçleştirmek için kişilerini hayvanlar arasından seçti Hattâ daha da ileri giderek, birçok masalında topluma da cesaretle el attı ve toplumun gülünç yanlarını, haksızlıklarını göz önüne serdi: «Güçlü ya da yoksul oluşunuza göre yargı kararları sizi aklar ya da karalar»

Bütün gülünçlüğüne ve görünüşteki hafifliğine rağmen, eserinin büyük bir bölümü siyasal nitelik taşır Zaten bu durum Louis XIV'ün de gözünden kaçmamış ve saray kibarlığından yoksun bu şairi Versailles Sarayı'na kabul etmemiştir Ne var ki, La Fontaine buna pek aldırış etmemiştir, çünkü destekten yoksun değildir Önce Orleans düşesi, sonra evinde yazarlardan, hekimlerden ve büyük gezginlerden oluşan parlak bir topluluğu biraraya getiren Madame de La Sabliere ona ödenek bağlamıştır La Fontaine ömrünü zengin bir Protestan bankerin evinde tamamlamıştır

La Fontaine Masalları hemen bütün dünya dillerine çevrilmiştir Türkiye'de Şinasi'nin «Kurt ile Kuzu» çevirisi, çocuk edebiyatımızın ilk eserlerinden biri sayılır La Fontaine çevirilerinde, ünlü Türk şairi Orhan Veli Kanık'ın ayrı bir yeri vardır

Masalları

Ağustosböceği ile Karınca, Karga ile Tilki, Kurt ile Kuzu, Meşe ile Kamış, Toprak Çanak ve Demir Çanak, Aslan ile Fare, Tilki ile Üzüm, Altın Yumurtlayan Tavuk, Vebalılar, Sütçü Kız ile Süt Çanağı, Eskici ile Zengin

Alıntı Yaparak Cevapla

La Fontaine-Jean De-Fransız şairi

Eski 08-23-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

La Fontaine-Jean De-Fransız şairi



La Fontaine-Jean De-Fransız şairi




Jean de La Fontaine (16211695) En sevilen Fransız şairlerinden biri olan Jean de La Fontaine, Fransa dışında da yaygın bir üne sahiptir Oyun ve öykülerinin yanı sıra asıl koşuk biçiminde yazılmış, eğlendirici olduğu kadar ders verici kısa hayvan öyküleri olan fablleriyle tanınır (bak Fabl)


ChâteauThierry'de doğan La Fontaine 1664'te yerleştiği Paris'te gerek yazdığı şiirler, gerek kişiliğiyle soylular ve edebiyatçılar tarafından aranan bir kimse oldu En yakın dostları arasında Jean Racine ve Moliere gibioyun yazarları olduğu gibi, zaman zaman tuhaf davranışlarını ve açık yürekli konuşmalarını hoşgörüyle karşılayan Kral XIV Louis de vardı La Fontaine şiirlerinin çoğunda Yunan mitolojisinden esinlendi Aynı zamanda komediler ve operalar için librettolar da yazdı

La Fontaine dalgınlığıyla da ünlüydü Anlatıldığına göre bir gün kendi öz oğluyla karşılaşan La Fontaine onu tanımaz Bir dostu uyarınca da, yanıtı "Haa, evet gözüm onu bir yerlerden ısırıyor" olur






1668'de, La Fontaine'in 230 fabl içeren 12 kitabından ilki yayımlandı Bu fabllerden birçoğunun konusu çok eski tarihlerde yazılmış fabllerden alınmıştı Oysa aralarında en güzelleri konusunu kendisinin uydurmuş olduklarıydı La Fontaine öykülerini sade bir dille yazmış, ilginç hayvan ve doğa betimlemeleriyle zenginleştirmiştir Görünüşte hayvanları anlatan, eğlendirici olduğu kadar öğretici de olan fablleri, tıpkı Ezop'unkiler gibi (bak EZOP'UN FABLLERİ) insanların zayıf yanlarıyla inceden inceye alay eder



La Fontaine'in dilimize de çevrilmiş birçok yapıtı arasında "Ağustosböceği ile Karınca", Karga ile Tilki, "Tavşan ile Kaplumbağa" ve "Kurt ile Kuzu" en ünlülerindendir Karga ile Tilki'de bir ağaçta gagasında peynir tutan kargayı gören kurnaz tilki, karganın sesinin güzelliğini överek, ondan bir şarkı söylemesini ister Karga, tilkinin övgüsüne kanıp, "gak" demek için ağzını açınca peynir düşer Peyniri kapan tilki ders vermekten de geri kalmaz: "Her dalkavuk çıkarı için över, yüzüne güler, peyniri yer" der

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.