Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
anadolu, devleti, selçuklu

Anadolu Selçuklu Devleti

Eski 05-04-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Anadolu Selçuklu Devleti



Anadolu Selçuklu Devleti





Anadolu Selçuklu Devleti, Selçukluların Anadolu’da kurduğu devlettir Türklerin Anadolu’ya yerleşmesi 1071’deki Malazgirt Savaşı’ndan sonra hızlandı Selçuklu komutanı Kutalmışoğlu Süleyman Şah (I Süleyman Şah), Anadolu’daki fetihleri batıya yayarak 1075'te İznik’i Bizans’tan aldı ve burayı başkent yaparak bağımsızlığını ilan etti Böylece kurulan Anadolu Selçuklu Devleti, İlhanlıların son Anadolu Selçuklu sultanını tahttan indirdikleri 1318'e kadar varlığını sürdürdü




Anadolu Selçuklu Devleti, Selçukluların Anadolu’da kurduğu devlettir Türklerin Anadolu’ya yerleşmesi 1071’deki Malazgirt Savaşı’ndan sonra hızlandı Selçuklu komutanı Kutalmışoğlu Süleyman Şahİznik’i Bizans’tan aldı ve burayı başkent yaparak bağımsızlığını ilan etti Böylece kurulan Anadolu Selçuklu Devleti, İlhanlıların son Anadolu Selçuklu sultanını tahttan indirdikleri 1318'e kadar varlığını sürdürdü

Oğuz Türklerinin Üçoklu Kınık boyuna mensup Selçuklu hükümdar ailesinden Süleyman Şah tarafından, Anadolu'da kurulmuştur Malazgirt Zaferiyle, Anadolu kapılarını Türklere açan Sultan Muhammed Alparslan, bu savaşa katılan kumandan ve Türkmen reislerine Anadolu'yu Türkleştirme ve İslamlaştırma görevini verdi Bunlardan, Kutalmışoğlu Süleyman Şah, Selçuk Bey'in oğlu Arslan Yabgu'nun torunu olup, Anadolu'daki fetih harekâtından sonra Antakya'dan Anadolu'ya girdi 1074 yılında Konya ve havalisini mahallî Rum despotlarından alarak, fetihlere devamla İznik önlerine geldi 1075 senesinde İznik'i fethederek, emrindeki kuvvetlerin merkezi yaptı Böylece Türkiye Selçuklu Devletinin temeli atılmış oldu




Süleyman Şah, Bizans'ın mahallî ve merkezî tekfurlukları arasındaki çekişmelerden faydalanarak, bölgede hakimiyetini güçlendirdi İznik'te yeni bir Türk devletinin kurulması, Anadolu'ya gelen Türkmenlerin birleşmesini temin edip, doğudaki Müslüman Türklerin büyük topluluklar halinde bölgeye gelmelerine sebep oldu Bölgede Türk nüfusunun artarak devletin güçlenmesiyle; Bizans'ın kötü idaresi, bitmek bilmeyen iç savaşlar ve isyanlar sebebiyle perişan olan yerli halk da, Süleymen Şah'ın idaresinde huzur ve sükûna kavuştu


Bu sayede Anadolu Selçuklu Devleti sağlam bir temele oturdu Hürriyet ve adalete kavuşan yerli halk, kısa zamanda seve seve Müslüman oldu Çeşitli geyelerle bölgeye gelen Türkmenleri emrinde birleştiren Kutalmışoğlu Süleyman Şah, Anadolu'da birlik ve hakimiyetini güçlendirmek, Fırat boylarında ve Kilikya taraflarında toplanmaya çalışan Ermeni gruplarına mani olmak için harekete geçti 1082 yılında Çukurova'ya giden Süleyman Şah, Adana, Tarsus ve Misis dahil tüm bölgeyi zaptetti 1084'te Hristiyanlardan Antakya'yı aldı 1086'da Suriye Selçuklu meliki Tutuş'la yaptığı savaşta yenildi ve savaş meydanında vefat etti Oğulları, Selçuklu Sultanı Melikşah'ın yanına gönderildi Devlet bir süre Süleymen Şah'ın İznik'te vekil bıraktığı Ebü'l-Kasım tarafından yönetildi

Selçuklu Sultanı Melikşah'ın 1092'de vefatından sonra, İran'dan kaçarak gelen Kılıç Arslan, İznik'te merasimle karşıanıp, Türkiye Selçuklu tahtına çıkarıldı

I Kılıç Arslan tahta çıkar çıkmaz, davleti yeniden teşkilatlandırdı İznik'i mamur bir duruma getirdi İçte otoriteyi sağladıktan sonra, hemen gazâ ve akınlara başladı Marmara sahillerine yerleşmeye çalışan Bizanslıları bu bölgeden çıkardı Batıyı emniyete aldıktan sonra doğuya yöneldi ve 1096 yılında Malatya'yı kuşattı Fakat, bu sırada Haçlıların Batı Anadolu'ya girmesi üzerine, I Kılıç Arslan kuşatmayı kaldırıp hızla geri döndü

Avrupadaki meşhur imparator, kral, prens, derebey ve şövalyelerin büyük bir taassupla katıldıkları Haçlı Seferlerinin ilki 1096-1099 yılları arasında yapıldı I Kılıç Arslan, Haçlıları, vur-kaç taktiğiyle imha etti Ancak, İznik elden çıktığı için, Konyayı payitaht (başkent) yaptı Bizans imparatoruyla antlaşma imzaladıktan sonra, doğu fetihlerine başladı 1103 senesinde Malatya'yı ele geçirdi Daha sonra Musul'u da topraklarına kattı Emir Çavlı, Artukoğlu İlgazi ve Suriye meliki Rıdvan'ın kuvvetleriyle Habur Nehri kenarında yaptığı muharebede yenilerek, nehire düşüp boğuldu Kılıç Arslan'ın büyük oğlu, Musul valisi Şehinşah, Emir Çavlı tarafından esir alınarak İsfehan'a götürüldü

I Kılıç Arslan'ın ölümü ve oğlunun esir düşmesi, Türkiye Selçuklularını çok sarstı Düşmanları bunu fırsat bilerek, ülke topraklarına saldırdı Bizanslılar, Batı anadolu sahillerini işgale başladılar Bu durum karşısında Türkler, İç Anadolu'ya doğru çekilmek zorunda kaldılar 1110 yılında esaretten kurtulan Şehinşah, Konya'ya gelerek tahta geçti Şehinşah'ın ve Kayseri emîri Hasan Beyin büyük gayretlerine rağmen, Bizanslılar'ın zulmünden kaçan Batı Anadolu'daki Türklerin, Orta Anadolu yaylalarına çekilmesi durdurulamadı

1116 yılında Danişmendliler, Sultan Şehinşah'ı tahttan indirip, Şehzade Mesud'u sultan ilan ettiler Sultan Mesud, Danişmendli tahakkümünden kurtulmaya, Bizanslıları Anadolu'dan atmaya ve birliği sağlamaya çalıştı 1182 yılında, Batı seferine çıktı Sonra doğuya seferler düzenledi Bizanslılar, Türklerin Batı Anadolu'da ilerlemelerini durdurmak için, İmparator Manuel komutasında bir orduyla Konya üzerine yürüdüler Bu tehlikeli durum üzerine, Sultan Mesud'un oğlu II Kılıç Arslan, Aksaray'da bir ordu hazırlayarak, Konya önündeki Bizans ordusunun karşısına çıktı Bizans ordusunu pusu ve tarruzlarla 1145 senesinde ağır bir yenilgiye uğrattı

Bu sırada İkinci Haçlı Seferiyle Anadolu'ya giren Avrupalılar da Türk kılıçları önünde duramadı Selçuklu ordusu, Haçlılar karşısında büyük başarılar elde etti Bu zaferler, istikrar ve yükselme devrini tekrar başlattı Halka adaletle muamele etmesi sebebiyle, Hristiyanların bir çoğu, Bizans yerine Türk idaresine bağlandı Bir çok eser inşa ettiren Sultan Mesud, kırk yıl saltanatta kaldıktan sonra, 1115 senesinde vefat etti Yerine oğlu II Kılıç Arslan tahta çıktı O da babasının yolunda giderek, büyük hamleler yaptı Anadolu'nun siyasî birliğini kurmaya, ekonomik ve kültürel yükselişini sağlamaya çalıştı Doğu seferine çıkarak, devletin hudutlarını Fırat nehrine kadar genişletti Bizanslılar ve yardımcı kuvvetlere karşı, 1176 Miryakefalon (Düzbel/Karamukbeli) Meydan Savaşını kazanarak, Anadolu'yu yurt edinen Türklerin bölgeden atılamayacağını ispatladı Akıncalarını, Batı Anadolu'nun fethiyle görevlendirdi 1182 yılında, Uluborlu, Kütahya ve Eskişehir havalileri fethedildi Denizli ve Antalya kuşatıldı Danişmend arazisi ve Çukurova zaptedildi

Kazanılan zafer ve başarılarla siyasî birlik ve sınır emniyeti sağlandı Ekonomik ve kültürel yükselme başladı Bir süre sonra II Kılıç Arslan, mücadeleyle geçen uzun saltanat yıllarındaki yorgunluğu ve ihtiyarlığını mazeret gösterip istirahate çekildi Sahip olduğu toprakların idaresini onbir oğlu arasında taksim etti Kendisi Konya'da büyük sultan olarak kaldı Oğullarının her biri bir vilayette yönetimi ele aldı Bu sırada Selahaddin Eyyubî'nin Kudüs'ü zaptetmesi, Üçüncü Haçlı Seferinin başlamasına sebep oldu Anadolu'dan geçmeye çalışan kalabalık Haçlı ordusu, şehzadelerin direnişiyle karşılaştı Yaptıkları çete harpleriyle Haçlı ordusuna büyük kayıp verdirdiler Fakat çok kalabalık olan Haçlıların bir kısmı, Filistin'e ulaştı

II Kılıç Arslan, 1192 senesinde Konya'da vefat etti Yerine büyük oğlu Gıyaseddin Keyhüsrev geçti Fakat, kardeşleri onun iktidarını kabul etmeyince, aralarında saltanat mücadelesi başladı Tokat meliki Rükneddin Süleyman Şah, 1196 yılında Konya'yı zaptetti ve saltanatını ilan etti Birliği sağladıktan sonra Bizans'ı tekrar senelik vergiye bağladı İç mücadelelerden yararlanarak hudut tecavüzlerine başlayan Ermenileri cezalandırdı Gürcüler, Saltukluların zayıflamasından istifade ederek, Erzurum'a kadar gelince, Doğu Seferine çıktı 1201 yılında, Saltuklu Devletine son verdi Artuklular ve Mengücüklerden aldığı yardımla, Erzurum'dan Gürcistan üzerine sefere çıktı Sarıkamış yakınlarında, Gürcü-Kıpçak ordusunun baskınına uğradı ve mağlup oldu Tekrar Gürcistan seferine çıktıysa da, yolda hastalanarak 6 Temmuz 1204 tarihinde vefat etti Konya'da Künbedhane'ye defnedildi Yerine oğlu III Kılıç Arslan geçti Fakat çok geçmeden Gıyaseddin Keyhüsrev, Türkmen beylerinin davetiyle, küçük yaştaki yeğeni Kılıç Arslan'ın yerine, tekrar Türkiye Selçukluları sultanı oldu

Gıyaseddin Keyhüsrev, devletin hudutlarını emniyete almak için, Bizanslılar ve Ermenilerle mücadele etti Dördüncü Haçlı Seferiyle (1204) İstanbul, Latin hakimiyetine girdi Bizans hanedanı Anadolu'ya kaçıp, İznik ve Trabzon'da iki devlet kurdu Bizanslılar, Karadeniz kıyılarına yerleşerek ticaret yollarını kapattılar Gıyaseddin Keyhüsrev, ticaret yolunu açmak için, 1206 yılında sefere çıktı Bizanslıları bu bölgeden atarak, Karadeniz yolunu açtı Ertesi sene Akdeniz sahillerine inerek Antalya'yı fethetti Bu sırada akıncı beyleri, Batı anadolu'da bir çok yeri aldı Bu fetihler, İznik Bizanslılarını telaşlandırdı Bizans ordusu ile 1211 senesinde Alaşehir'de yapılan muharebede Selçuklu ordusu büyük zafer kazandı Savaş bittikten sonra, Gıyaseddin Keyhüsrev, meydanı dolaşırken bir düşman askeri tarafından şehit edildi Yerine oğlu İzzeddin Keykavus geçti

İzzeddin Keykavus, saltanatının ilk yıllarında taht mücadelesini halletti Daha çok iktisadî meselelere, ülkenin imarına ve kültür faaliyetlerine önem verdi Kervansaray, cami ve medreseler inşa ettirdi Verem hastalığına yakalanan İzzeddin Keykavus, 1220 yılında Viranşehir'de vefat etti Sivas'ta yaptırdığı darüşşifanın yanındaki türbesine defnedildi Yerine kardeşi Alâeddin Keykubad geçti

Sultan Alâeddin Keykubad zamanı, Türkiye Selçuklularının en kudretli, en müreffeh ve en parlak devri olarak geçti Anadolu'nun emniyeti içi başta Konya, Kayseri ve Sivas olmak üzere, şehirleri surlarla tahkim ettirdi Moğol tehlikesine karşı hudutlarda tedbir aldı Bu işleri sırasında fetihlere de devam etti Askerî ve ticarî önemi büyük olan Kolonoras kalesini muhasara altına aldı 1221 senesinde kaleyi fethetti Buraya, sultanın ismine nispetle Alâiye denildi Moğol tehlikesine karşı tahkim ve askerî tedbirler yanında diplomatik yola da başvuruldu Moğol Ögedey Kağan'a elçi gönderip barış yaptı Alâeddin keykubad, saltanatı zamanında Türkiye Selçuklu Devletini, Moğol istilâ ve zulmünden korudu Alâeddin Keykubad, 1 Haziran 1237 tarihinde Kayseri'de vefat etti Yerine İzzeddin Kılıç Arslan'ı veliaht tayin etmesine rağmen, büyük oğlu Gıyaseddin Keyhüsrev tahta geçti

II Gıyaseddin Keyhüsrev (1237-1246), Moğollara Kösedağ'da yenilince (Temmuz-1243), devletin yıkımı başladı Kösedağ bozgunundan, Anadolu Selçuklu Devletinin yıkılışına kadar olan devrede (1243-1308), Selçukluları büsbütün sindirmek için, Moğol faaliyet ve zulmü devam etti 1259'da, Kızılırmak hudut olmak üzere devletin ikiye ayrılması, 1262'de Karamanlıların isyan ederek Konya üzerine yürümeleri, 1276'da Moğollara karşı Hatıroğlu İsyanı, 1277'de Mısır Memlûk Sultanı Baybars'ın, Hatıroğlu'nu desteklemek için Anadolu'ya girip Kayseri'ye kadar gelmesi, Karamanoğlu Mehmet Beyin 1277'de Konya'da yeni bir sultanı tahta çıkartma girişimiyle, Cimri hadisesi gibi çeşitli siyasî, ekonomik ve sosyal çalkantılar meydana geldi Anadolu Selçuklu Devletinin çöküşü başlayınca, Moğol zorbalığının önüne geçmek için Türk beyleri ve Anadolu halkının yer yer mücadelesi görüldü Çökmekte olan devletin yıkıntıları üzerinde çeşitli Oğuz boyları, Türkmen ve kumandanlar, beylikler kurmaya başladı Bu beyliklerden, Bizans hududunda kurulan Osmanlı Beyliğinin, Batı Hristiyan âlemine açık fütuhat cephesiyle diğerlerinden farklı stratejik mevkide bulunması; o yönde sürekli genişleme imkânı bulduğu gibi, dar ve sıkışık beyliklerin reislerine yerine göre dostça, bazan da baskı yaparak, bütün Anadolu'yu kendi idaresinde toplamasını, 20 yüzyılın başlarına kadar üç kıtaya hakim olmasını sağladı

Anadolu Selçuklu Devleti toprakları üzerinde Moğollar, Haçlı istila hareketi neticesi gibi korkunç katliam, yıkım ve dehşet saçıcı hadiselerle bölgeyi işgal ettiler Moğol istilasıyla, Anadolu Selçuklu Devleti, 14 yüzyılın başında yıkıldı Anadolu, Moğol kontrolüne girdiyse de, 14 yüzyıldan sonra bölgede Osmanlı hakimiyeti başlayıp, Haçlıların ve Moğolların açtığı yaraları kapamaya çalıştı
(I Süleyman Şah), Anadolu’daki fetihleri batıya yayarak 1075'te

Alıntı Yaparak Cevapla

Büyük Selçuklu Devleti

Eski 05-19-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Büyük Selçuklu Devleti






Büyük Selçuklu Devleti Göçebe Türklerde bozkırdaki ırmakları geçiş büyük önem arzediyordu Oğuznamede salı keşfeden kişi boyun önemli bir atası sayılmaktadır Hanedanın atası olan Selçuk Bey tarafından temeli atılan bu devlet Bağdat'ı kendine başkent yaparak Abbasi halifesinin koruyucusu konumuna erişti 1092 yılında Selçuklu hükümdarı Melikşah'ın ölümünden sonra bölünmeye uğradı

Selçuklular tarafından kurulan diğer devletler Kirman Selçuklu Devleti, Irak Selçuklu Devleti, Suriye Selçuklu Devleti ve Anadolu Selçuklu Devleti'dir 1040-1157 yılları arasında hüküm süren Büyük Selçuklular, en güçlü oldukları dönemde Harezm, Horasan, İran, Irak, Suriye, Arap Yarımadası ve Doğu Anadolu'ya egemen olmuş bir Türk devletidir Kapladıkları alan doğuda Balkaş ve Issık Gölleri, Tarım Havzası; batıda Ege ve Akdeniz sahilleri , kuzeyde Aral Gölü, Hazar Denizi , Kafkasya, Karadeniz; güneyde Arabistan dahil Umman Denizi'ne kadar ulaşıyordu (10000000 km2)

Kınık boyu Orta Asya'daki Oğuz boylarından biriydi Selçuk Bey Hazar İmparatorluğunda subaşı(Ordu komutanı) görevindeydi Selçuk Bey giriştiği taht mücadelesini kaybedince 10 yüzyılın ikinci yarısında ailesi ve ordusu ile birlikte İran yönüne göç ettiler Bu göçebe topluluk Karahanlılara ve Samanilere savaşlarda asker vererek karşılığında geniş otlaklar elde etti Burada müslümanlığı benimsedikten sonra Samaniler Devletinin yönetiminde söz sahibi oldu Samaniler Devleti yıkılınca Selçuk Bey, Müslüman halkıyla birlikte Horosan bölgesine yerleşti Selçuk Bey'in 1009'da ölümünden sonra daha da güneye indiler Selçuk Bey'in oğlu Arslan Bey'in yönetiminde, Karahanlıları ve Gaznelileri endişelendirecek kadar güçlendiler Arslan Bey'in Gaznelilerce tutuklanması ve 1032'de ölmesinden sonra, Selçuk Bey'in torunları Tuğrul Bey ve Çağrı Bey bağımsızlıklarını elde etmeye giriştiler Selçukluların teşkilatlı devlet düzenine girmesi bu döneminde oldu

Devletin ilk yöneticisi Tuğrul Bey'di Selçuklular 1035'te büyük bir Gazneli ordusunu yenerek Horasan içlerine doğru ilerlediler 1037'de de, bugünkü Türkmenistan’da yer alan Merv kentini ele geçirdiler 1038'de Gaznelileri ikinci kez yendiler ve Nişabur kentine girerek bağımsızlıklarını ilan ettiler Tuğrul Bey sultan sanıyla hükümdar ilan edildi ve Büyük Selçuklu Devleti de böylece kurulmuş oldu Devletin Genişlemesi ve Yıkılması Gazneli I Mesut, Büyük Selçuklu Devleti’ni ortadan kaldırmak amacıyla güçlü bir orduyla Selçuklu topraklarına girdi Gazneli ve Büyük Selçuklu orduları, Merv yakınlarında Dandanakan denen yerde karşılaştılar Mayıs 1040’ta yapılan Dandanakan Savaşı'nda, Büyük Selçuklular Gazneli ordusunu ağır bir yenilgiye uğrattı Bu savaştan sonra Büyük Selçuklu Devleti’nin Harezm ve Horasan'da varlığı kesinlik kazandı Tuğrul Bey, bu savaşın ardından giriştiği fetihlerle bütün İran'ı denetimi altına aldı Büyük Selçuklu sınırları, batıda Bizans, güneybatıda Büveyhiler, kuzeybatıda Gürcistan topraklarına dayandı 18 Eylül 1048'de Erzurum yakınlarındaki Pasinler Ovası'nda birleşik Bizans-Gürcü ordusuyla yaptığı Pasinler Savaşı'nı kazanan Büyük Selçuklular, Doğu Anadolu içlerine akınlar düzenlemeye başladılar,

İslam dünyasının dinsel önderi konumundaki Abbasiler, bu dönemde Bağdat'ı elinde tutan Büveyhilerin siyasal baskısı altındaydı Tuğrul Bey, Halife Kâim'in çağrısı üzerine 1055'te Bağdat'a girdi ve Büveyhileri halifeliğin merkezinden çıkardı Bu olayın ardından Büyük Selçukluların İslam dünyasındaki itibarı arttı Alp Arslan ve Melikşah Dönemleri Tuğrul Bey 1063 yılında ölünce kardeşi Çağrı Bey'in oğlu Alp Arslan tahta geçti Alp Arslan Büyük Selçuklu topraklarını daha da genişletti 1071'de Malazgirt Savaşı'nda Bizans İmparatoru Romen Diyojen'i yenerek tutsak aldı Malazgirt zaferinin asıl önemi, Anadolu'yu Türklere açmış olmasından gelir Anadolu içlerine akınlarını sürdüren Büyük Selçuklu komutanları yeni topraklar ele geçirdiler ve bağımsız yeni devletler kurdular

Alp Arslan 1072'de ölünce Büyük Selçuklu Devleti’nin başına oğlu Melikşah geçti 1072-1092 arasında hüküm süren Melikşah dönemi, Büyük Selçuklu Devleti’nin en parlak dönemi oldu Selçukluların saldırılarına maruz kalan Bizans İmparatorluğu özellikle Komnen Hanedanını hüküm sürdüğü 1081-1185 yılları arasında Malazgirt Savaşının yarattığı bozgun durumunu durdurmuş ve Komnen Restorasyonu diye adlandırılan dönemde Selçuklu yayılması engellenmiş ve geriletilmiştir Bunda Anadolu'da Haçlı Seferlerinin yarattığı yeni güç dengesi ve özellikle II Ioannes Komnen'nin başarılı diplomasisinin de büyük payı vardır Gerileme ve Dağılma Dönemi Melikşah'tan sonra sırasıyla başa geçen I Mahmud (1092-1094), Berkyaruk (1094-1105), Müizzeddin Melikşah (1105-1105) ve Mehmed Tapar (1105-1118) dönemlerinde Büyük Selçuklu Devleti gücünü ve eyaletlerdeki merkezi denetimini giderek yitirdi 1118'de tahta çıkan Ahmed Sencer’in ülke topraklarını yeniden birleştirme çabası da başarılı olduysa da devlet hiçbir zaman Melikşah dönemindeki sınırlarına ve otoritesine kavuşamadı 1128 yılında Doğudaki Doğu ve Batı Karahanlı Devletlerine boyun eğdiren Karahitaylar Selçuklu Devleti ile komşu oldu ve baskı yaratmaya başladı

1141 yılında Karahitay ve Selçuklu orduları arasındaki Katvan Savaşı'nda yenilgiye uğrayan Selçuklu Devleti hızlı bir dağılma sürecine girdi Karahitayların devletin en verimli toprakları olan Maveraünnehir'i işgal etmeleri Selçuklu Devleti'nin ekonomisini ve ordusunu iyice sıkıntıya soktu Sultan Sencer, giderek artan ekonomik buhran nedeniyle ayaklanan göçebe Oğuzlara 1153'te tutsak düştü İki yıl sonra kaçarak kurtulduysa da ülkede iktidarını yeniden sağlayamadan 1157’de öldü Büyük Selçuklu Devleti böylece sona erdi Hanedan üyeleri yönettikleri bölgelerde bağımsız davranmaya başladılar Daha önce bağımsızlıklarını ilan etmiş olan Selçuklu hanedanın kurduğu devletlerden yalnızca Anadolu Selçuklu Devleti, yüz yılı aşkın bir süre daha ayakta kalabildi

Ayrıca devletin gerilemesinin sebepleri arasında Haçlı seferleri, Fatimiler ile olan çatışmalar, Hasan Sabbah'ın Batinilik propogandaları ve Oğuz boylarının ayaklanmaları sayılabilir Bunun sonucunda ise Abbasi padişahları Selçuklu egemenliğinden kurtulmak için bir takım çalışmalar yürütmüştür Bunlar Selçuklu Devleti'nin yıkılmasına neden olan etkenler ve nedenlerdir Özet olarak Selçuklu Devletinin yıkılma nedenleri olarak aşağıdaki nedenler sayılabilir: * Merkezi otoritenin zayıflaması * Taht kavgaları * Oğuz isyanları * Haçlı seferleri * Atabeylerin bağımsız hareket etmesi * Abbasi halifeliğini korumak için büyük mücadelelere girmeleri * Fatimiler ve Şiilerin yıpratmaları * Şehzade ayaklanmaları * Karahitayların istilası * Batınilik hareketleri * Ülke topraklarının hanedan üyelerinin ortak malı sayılması * Kötü yönetim

Alıntı Yaparak Cevapla

Devlet yapısı

Eski 05-19-2009   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Devlet yapısı



Devlet yapısı

Büyük Selçuklu Devleti’nin örgütlenme biçimi, kendisinden önceki İslam devletlerine benziyordu Hint-İran devlet anlayışını yansıtan bu örgütlenmede, eski Türk devlet geleneğinin de belirgin etkisi vardı Eski Türk devlet geleneğinde olduğu gibi, Büyük Selçuklu Devleti’nde de ülke toprakları hanedanın ortak malı sayılıyordu Bundan dolayı Büyük Selçuklu toprakları eyaletlere bölünmüştü

Eyaletlerin yönetimi de Melik olarak adlandırılan hanedanın erkek üyelerine bırakılmıştı Tuğrul Bey'den önce boy başkanına Oğuz geleneğine göre Yabgu deniyordu İslam dininin benimsenmesinden sonra, hükümdarlar İslam devletlerindeki geleneğe uyarak Suriye Selçukluları ile Kirman Selçukluları’na Irak Selçukluları da katıldı Büyük Selçuklu topraklarına göçen yeni Oğuz boyları da iç düzeni büyük ölçüde sarstılar Bu karışıklık döneminde Harezmşahlar, Büyük Selçuklu toprakların büyük bölümünü ele geçirdiler Bir süre daha direnen Kirman Selçukluları 1175’te, Irak Selçukluları da 1194’te yıkıldı sultan unvanını kullandılar

Başkentte oturan sultan, devletin mutlak egemeniydi Bütün atamalar ve toprak dağıtımı sultanın buyruğuyla yapılıyordu Ayrıca sultan yüksek yargı kurullarına da başkanlık ediyordu Hükümdarların "danışman"ı konumundaki kişiler yönetimde önemli rol oynuyorlardı Alp Arslan döneminde bu göreve getirilen Nizamülmülk, İslam geleneği uyarınca vezir unvanı aldı ve devlet yönetiminde köklü değişiklikler yaptı Nizamülmülk, devlet yönetimine ilişkin anlayışını Siyasetname adlı kitabında da anlatmıştır Büyük Selçuklu Devleti’nde devlet işleri "Divanı Âlâ " adı verilen bir kurulda görüşülür ve karara bağlanırdı Ayrıca maliye, askerlik ve adalet işleriyle uğraşan başka divanlar da vardı Meliklerin yönetimindeki eyaletlerde de büyük ölçüde merkezdeki örgütlenme örnek alınmıştıDevlet islam kültürünü yaygınlaştırmak için görevler üstlenmiştir

Toprak yönetimi ve ordu

Büyük Selçuklu ülkesinde tarım yapılan topraklar ikta denen bölümlere ayrılmıştı ve iktalar hizmet karşılığında belirli süre için ileri gelenlere veriliyordu Bu usulle verilen topraklar has, ikta ve haraci olarak üçe ayrılıyordu Has toprakların geliri doğrudan sultan ailesine veriliyordu İkta sahipleri ise, toprakları işleme karşılığında belli sayıda asker besliyor ve savaş zamanlarında orduya katılıyorlardı Haraci olarak adlandırılan toprakların geliri de doğrudan devlet hazinesine aktarılıyordu

Alp Arslan dönemine kadar beylere bağlı göçebe Türkmenlerden oluşan ordu Nizamülmülk tarafından yeniden yapılandırıldı Nizamülmülk, aylıklı askerlerden oluşan sürekli bir ordu kurdu Bu aylıklı askerlere "gulam" deniyordu ve bunlar temel olarak başkentte iktidarı korumakla görevliydi Savaş sırasında asıl ordu ise ikta sahiplerinin yönetimindeki atlı askerlerden oluşurdu Ayrıca bağlı devletler de savaş zamanlarında sultanın ordusuna asker gönderiyorlardı Melikşah döneminde orduda 50 bin kadar atlı asker olduğu bilinmektedir

Toplumsal ve ekonomik yaşam

Büyük Selçuklu Devleti'ndeki Oğuz boyları ve başka bazı topluluklar göçebeydiler Oğuz boylarının başında bir bey bulunuyordu Bu göçebe topluluklar geçimlerini hayvancılıkla sağlıyorlardı ve otlak bulmak için de mevsimlere göre yer değiştiriyorlardı Devlet göçebe topluluklardan otlak vergisi alıyordu Yerleşik nüfus ise çiftçilik, zanaatçılık ve ticaretle uğraşıyordu Kentlerdeki tüccar ve esnaf, işkollarına göre loncalar biçiminde örgütlenmişti Merkezi devlette görevli memurlar ile sürekli ordudaki askerler maaş alıyorlardı
Büyük Selçuklular ticaretin gelişmesini destekliyor ve kervan yollarının güvenliğini sağlıyorlardı Bu dönemde en önemli uluslararası ticaret, Uzakdoğu'dan Avrupa'ya kadar uzanan İpek Yolu ve Baharat Yolu aracılığıyla gerçekleşiyordu Tarımın gelişmesi için sulama kanalları vardı Yün, pamuk, ipek dokumacılığı çok gelişmişti

Büyük Selçuklu Devleti’nde öğrencilerin, yolcuların ve yoksul halkın doyurulduğu sosyal yardım kurumu olan imarethaneler vardı Devletin yönetici-memur kadroları, Nizamülmülk’ün kuruluşuna öncülük ettiği Nizamiye medreselerinde yetiştiriliyordu

Eğitim, bilim ve sanat

Büyük Selçuklular, kendilerinden önce var olan medreselerde öğretimi sürdürdüler, ama bununla yetinmediler Vezir Nizamülmülk’ün öncülüğünde ve onun adını taşıyan yeni medreseler kurdular Nizamiye medreselerinin ilki 1067’de Bağdat'ta açıldı Daha sonra Isfahan, Rey, Merv(selçukluların başkenti), Belh, Herat, Basra, Musul gibi kentlerde yeni Nizamiye medreseleri kuruldu Medrese sisteminde programlı ve belli bir yönteme dayanan eğitim ilk kez bu medreselerde verildi Medreselerde din konularının yanı sıra matematik, felsefe, dil ve edebiyat gibi dersler de okutuluyordu ve medreselerde zengin kitaplıklar vardı Medreselerin dışında da ülkenin çeşitli yerlerinde kurulmuş kitaplıklar bulunuyordu Melikşah döneminde önce Isfahan'da, sonra Bağdat'ta birer gözlemevi kuruldu Büyük Selçuklular Arapça'yı din ve bilim dili, Farsça'yı edebiyat ve devlet dili, Türkçe'yi ise saray ve orduda günlük konuşma dili olarak kullanıyorlardı

Büyük Selçuklular, var olan kentleri bayındır hale getirirken yeni kentler de kurdular Ülkenin pek çok yerinde yeni kurumlar ve yapılar inşa ettiler Bunlar cami, medrese, kervansaray, hastane, köprü, çeşme, imaret, han, hamam, türbe ve kümbet gibi yapılardı

Büyük Selçuklular, ince ve uzun minarelerle cami mimarisine yeni bir anlayış getirdiler Isfahan'daki Mescid-i Cuma bu anlayışla yapılmış en eski örnektir Büyük Selçuklu anıtmezarları olan kümbetler de yaygın mimari yapılardır Kümbetler içten kubbe, dıştan ise piramit ya da konik bir çatıyla örtülüyordu Dört köşeli, çok köşeli ya da yuvarlak formdaki Büyük Selçuklu kümbetleri genellikle iki katlı olarak yapılıyordu Bu kümbetlerin alt kat mezar, üst kat ise mescit olarak kullanılıyordu

Büyük Selçuklu sanatında hat (yazı), minyatür, ahşap ve taş oymacılığı, çinicilik, maden işleme, cilt ve çeşitli süsleme sanatları da gelişmişti

__________________

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Anadolu Selçuklu Devleti

Eski 10-05-2009   #4
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Anadolu Selçuklu Devleti



ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ'NİN KURULUŞU




Süleyman Şah

Hatırlayacağınız gibi, Türkmenlerin Anadolu’ya göçleri 11 yüzyılda başlamış ve 1071’deki Malazgirt Savaşı’ndan sonra daha da artmıştı Alp Arslan’ın ölümünden sonra Anadolu’ya giren akıncı komutanlardan Kutalmışoğlu Süleyman ve kardeşi Mansur, Konya’dan İznik’e kadar olan bölgeyi ele geçirdi 1075’te Bizans İmparatorluğu’nun önemli kentlerinden biri olan İznik’i aldı ve kendine merkez yaptı Bu önemli fetihlerden sonra 1077’de Abbasi halifesinin onaylaması ile Anadolu Selçuklu Devleti kurulmuş oldu


Süleyman Şah:

Bağımsızlığını ilan eden ve melik ünvanını alan Süleyman Şah, Orta Anadolu’da yaptığı fetihleri genişleterek Suriye’ye yöneldi 1084’te Antakya’yı aldı Antakya’nın alınması Süleyman Şah’ın İslam dünyasındaki prestijini daha da arttırdı Süleyman Şah’ın Suriye’ye doğru ilerlemesi Suriye Melik’i Tutuş’un keyfini kaçırdı (Suriye Selçuklu Meliki Tutuş, Alp Arslan’ın Melikşah’tan sonraki ikinci oğludur) Bu iki büyük Selçuklu soylusunun ordusu 1086’da Halep yakınlarında karşı karşıya geldi
Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın Kökeni

Kutalmışoğlu Süleyman Şah, Büyük Selçuklu Sultanı Alp Arslan’ın uzaktan akrabasıdır Şöyle ki, Süleyman Şah, Selçuk Bey’in oğlu Arslan Bey’in oğlu Kutalmış’ın oğludur Alp Arslan ise, Selçuk Bey’in diğer oğlu olan Mikail’in oğlu Çağrı’nın oğlu’dur Yani hem Süleyman Şah hem de Alp Arslan Selçuk Bey’in dördüncü kuşak torunlarıdır Selçuklularda, ülke ve devlet tüm hanedanın ortak malı olduğu için, Alp Arslan’ın uzaktan kuzeni olan Süleyman Şah, ülke yönetiminde söz sahibi bir komutan olmuş ve Anadolu’nun fethinde görev almıştır

Süleyman Şah’ın ordusu kısa süre içinde dağıldı Süleyman Şah, sonuna kadar savaştı ve yenileceğini anlayınca canına kıydı Alp Arslan oğlu Tutuş’un Kutalmışoğlu Süleyman’ın ölüsü başında bütün soyumuza acı çektirdik” diye ağladığı, yas ilan ettiği, Süleyman Şah’ın ölüsünü kaldırıp namazını kaldırdığına dair rivayetler vardır

Süleyman Şah’ın mezarı bugün Suriye’dedir Mezarının başında bir Türk bayrağı çekilidir ve sürekli olarak bir Türk askeri nöbet tutmaktadır

Süleyman Şah’ın ölümünden sonra Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah, Anadolu Selçuklu Devleti’ni doğrudan kendine bağladı ve Süleyman Şah’ın oğullarını başkent Isfahan’a götürdü ve onları orada yaşmaya mecbur etti 1092 yılında Melikşah’ın ölümü ile Süleyman Şah’ın büyük oğlu I Kılıç Arslan Isfahan’dan İznik’e kaçtı ve Anadolu Selçuklu tahtına oturdu

I Kılıç Arslan:

I Kılıç Arslan Anadolu’daki egemenliğini genişletmek için mücadele etti İzmir yöresine egemen olan Çaka Bey’i öldürüp kızıyla evlendi ve Ege bölgesine egemen oldu Bizans saldırılarını önledikten sonra Orta Anadolu’ya yöneldi ve Danişmentlilerin elindeki Malatya’yı kuşattı Ancak, kuşatma devam ederken Haçlı ordularının Anadolu’ya girdikleri haberini aldı Bunun üzerine hızla İznik’e döndü Haçlıların 1096’da İznik’i, 1097’de Eskişehir’i almaları üzerine iç kesimlere çekildi Başkenti Konya’ya taşıdı ve Haçlılara karşı çete savaşları vermeye başladı Çete savaşları vermesinin nedeni Haçlılara karşı koyabilecek büyüklükte ordusu olmamasıdır I Kılıç Arslan vur-kaç taktiklerini başarı ile uyguladığı bu çete savaşları ile Haçlı ordularını iyice yıprattı Daha sonra, Danişmenlilerle ittifak kurarak bir Haçlı ordusunu yendi Haçlı tehlikesi geçtikten sonra yeniden sefere çıkan I Kılıç Arslan, doğuya sefer çıktı Önce Danişmentlilerden Malatya’yı aldı, sonra Suriye’ye yöneldi ve Musul’u ele geçirdi Bunun üzerine Büyük Selçuklu Sultanı Mehmet Tapar, I Kılıç Arslan’ın üzerine bir ordu gönderdi Habur Irmağı kıyılarında yapılan savaşı I Kılıç Arslan kaybetti ve atı ile Habur Irmağını geçerken sulara kapıldı ve boğuldu (1107)

I Mesud:

I Kılıç Arslan’ın ölümü ile kısa süreli bir taht kavgası yaşandı 1110 yılında, büyük oğlu Melikşah, 1116’da ise küçük oğlu Danişmentlilerin yardımı ile I Mesud Anadolu Selçuklu tahtına çıktı I Mesut Bizanslılara karşı başarılı savaşlar yaptı Anadolu’da Danişmentlilerin üstünlüğüne son verdi 1147’de II Haçlı ordusunu Ceyhan Irmağı kıyısında bozguna uğrattı 1155 yılında başkent Konya’da öldü I Mesud zamanında Anadolu’da önemli eserler yapıldı

II Kılıç Arslan:

I Mesud’un ölümünden sonra oğlu II Kılıç Arslan tahta çıktı II Kılıç Arslan hükümdarlığının ilk yıllarında kardeşleri ile taht kavgası yapmak zorunda kaldı Onları yendi ve ülkede güvenliği sağladı Bizans ile anlaşarak batı sınırını güvence altına aldı Daha sonra doğuya yönelerek Danişmentliler beyliğini tamamen ortadan kaldırdı 1157 yılında Büyük Selçuklu Devleti’nin yıkılması üzerine Büyük Sultan” ünvanını kullanmaya başladı Bizanslılar Anadolu Selçuklularının giderek güçlenmesi ve Türkmen akınlarının artması üzerine anlaşmayı bozdu Bizans İmparatoru I Manuel Komnenos büyük bir ordu ile Anadolu Selçuklularının üzerine yürüdü 1176 yılında Denizli yakınlarında yapılan Miryokefalon Savaşı’nda Bizanslılar yenildi I Manuel Komnenos esir düştü II Kılıç Arslan, savaş tazminatı ödemek ve Selçuklulara biraz toprak vermek koşulu ile imparatoru serbest bıraktı

II Kılıç Arslan

Bu yenilgi ile, Bizanslılar Türkleri artık Anadolu’dan atamayacaklarını anladılar II Kılıç Arslan, Miryokefalon zaferinden sonra Anadolu’da fetihlere devam etti II Kılıç Arslan Anadolu Selçuklu Devleti’ni güçlü ve büyük bir devlet haline getirmişti ama kendisi daha ölmeden oğulları taht kavgalarına başladılar Tam da o sırada III Haçlı orduları Anadolu’ya girmişti Haçlılar, II Kılıç Arslan ile anlaşma yaparak Anadolu’yu pas geçtiler II Kılıç Arslan 1192’de öldü



__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.