|  | Ejderha Taşı Efsanesi |  | 
|  05-04-2009 | #1 | 
| 
siLveRghoSt
 |   Ejderha Taşı Efsanesi  Ejderha Taşı Efsanesi  Bu efsaneyi de Elazığlı değerli yazar Ahmet Kabaklı'dan dinleyelim: Ejderha ne demektir çocuklar? Siz de bilmezsiniz ben de    Başkaları da pek bilmezler  Onu yılanlar Prensesi Şahmaran'ın oğlu veya babası diye tanıtanlar da oluyor  Gözleri, eşeklerin gözleri gibi munis gelir bana  Tüyleri, kuzu tüyü yumuşaklığındadır  Geceleri rengarenk olur ejderha ve uzaktan ışıl ışıldır  Yavruları da vardır Ejderha'nın  Çocukları da vardır, hatta onları okşadığını, onlarla konuştuğunu hayal ederim  Aslında küçükken Ejderha'dan korkardım  Daha doğrusu Ejderha Taş'ından  Şimdi  anlatayım  Bugünkü Elazığ'ın aslı ve atası olan Harput'u bilirsiniz  Çocukken biz kartal yuvasına benzeyen, çok camili ve çok türbeli, Harput'ta otururduk  Yazlarımız ise, Harput yakınındaki "Göllü Bağ" denilen bol dutlu, elmalı, üzümlü  bahçemizde geçerdi  Babamı henüz tanıyacak yaşa gelmeden kaybetmişim  Annem, kardeşimle bizim ellerimizden tutar, bizi Harput'tan Göllübağ'a götürürdü  Yolun başladığı bir yassı tepe üzerinde, Harput'a bakar gibi sırtı ve başı havaya kalkmış, devimsi kara bir taş vardır  Kendisi toprağa gömülmüş de, sırtı, boynu ve ayağı açıkta kalmış,yürüyüş halinde bir dev hayvan heykelini andıran bu kocaman görüntünün, iki yanında da tıpkı kendine benzer, ikişer yavrusu bulunur  Annem, herhalde bizi yutar korkusundan olacak, bu büyük ve küçük taşların üstüne çıkmamıza izin vermezdi: -Bu, Ejderha Taşıdır  derdi   -Ne demek ana Ejderha Taşı? -Oğlum, bu gördüğünüz şey, vaktiyle ifrit bir ejderha imiş  Yanındakiler de onun yavruları  Bak, görüyor musunuz, Harput'un üzerine doğru yürüyorlar! O eski zamanlarda, meğer Harput'u yutmaya gelirlermiş de şehirde herkes korkmaya başlamış  Bunun üzerine, ağzı dualı , gönlü temiz, çok okumuş, Allah'a yakın adamlar; şu karşıdaki eğri minarenin yanında görünen Süt kalesinin mescidine çıkmışlar  Alın koyup namaz kılmışlar ve hep bir ağızdan halka duâ, bu canavara da bedduâ etmişler ki olduğu yerde kalksın  Harput'u yutmasın    Kurban olduğum Allah işte, o ulu kişilerin duâlarını kabul etmiş de bu ejderha ile yavruları hemen şuracıkta taş kesilmişler  Siz de, sakın bu yerlerde, bu millete bir eğrilik bir kötülük etmeyin ha    Allah sizi de taş yapar   Ama bizim gözlerimizin yuvarlandığını ve korkmaya başladığımızı görünce hemen sesini yavaşlatır: -Allah, onu taş yapmış; ama kim bilir, ne kadar eskiden    Sonra, çok büyük fenâlık yapacakmış, camileri ve insanları toptan yutacakmış de ondan taş yapmış Rabbim  Siz korkmayın! Allah'ım, size kıymaz  Hiç de taş olmazsınız! Derdi ve sanki taş kesilmemizi önlemek isteyen bir çabuklukla gelir, boynumuza sarılır, beni ve kardeşimi öperdi    Zaman geçti, Ejderha Taş'ından korkmaz oldum  Hatta bu asrın dev kamyonlarını, silahlarını, tanklarını, uçaklarını, onların ölüm saçan, yıkan; kazalarda insanlar parçalayan vahşetini gördükçe eski zamanın ejderhaları bana çok da munis, afacan, yaramaz ve sevimli gelmeye başladılar    Ama, bu Ejderha Taşı efsanesini bende bıraktığı dersi, anamın anlattığı şeylerin hikmetini, hiç bir zaman unutamamış, yalana ve hafife almamışımdır  O yüzden, hâlâ inanırım ki: Güzel yurdumuza fenalık yapmaya, onu yutmaya, sömürmeye veyâ elimizden almaya gelenler veyâ kalkışanlar, temiz huylu, yüce ruhlu milletimizin duâları ile taş kesilirler; gayretleri ve savaşları ile perişân olurlar    | 
|   | 
|  | 
|  |