Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
uygurlar

Uygurlar

Eski 05-04-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Uygurlar



Uygurlar hakkında bilgi

Uygurlar (Uygurca: ئۇيغۇر Uyghur), çoğunluğu Çin Halk Cumhuriyeti'ne bağlı Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yaşayan Türk halkıdır Dilleri Türk dillerinden Uygurca'dır


Uygurlar'ın bayrağı


Uygurlar, Ötüken, Ötüken eski Türklerin ve Moğolların geleneksel Inancı Tengricilikte Toprak Anaya verilen Isimlerden biridir Moğollarda Etugen, Itügen ya da Odigan gibi Şekillerinede rastlanır Ötüken-Kültü Tengri-Kültü ile birlikte özellikle Göktürk Kağanlığı Sırasında büyük Önem kazanmıştır Ötüken Adı verilen Ormanlarla kaplı bir Dağ eski Türkler icin çok kutsal sayılır Bilge Kağan Orhun Yazıtlarında Ötüken Dağının Türk Memleketinin Yüreği olarak Önemini Dile getirmisştir


Kansu ve Doğu Türkistan’da bir hâkanlık iki devlet kurmuş olan Doğu Türkistan 1949 yılında Çin tarafında ışgal edilip ve şu anda Xing Jian diye bilinen bir tarihi Uygur-devletidir Doğu Türkistan’ın Kuzeyinde Altay dağları, güneyinde Karakum çölü ile Altundağı (Kuenlun) ve Pamir dağları yükselir Türklerin yaşadığı ülke manasına gelen Türkistan’ın doğu bölgesini teşkil eden Doğu Türkistan’ın yüzölçümü 1828418 Km2 olup, bunu 1/3 çöller, 90000 Km2 sini ormanlıklar geri kalanını tarıma elverişli topraklar ve dağlık bölgeler teşkil eder


Türk boyu Uygurların anayurtları


Baykal Gölünün güneyindeki BAYKAL GÖLÜ Orta Sibirya'nın biraz güneyinde yer alan dünyanın en derin gölü Büyüklük bakımından dünyada sekizinci sıradadır Yüzölçümü 31500 km2, uzunluğu 640 km, genişliği 30 ile 100 km arasında değişir En derin yeri 1741 metredir ki, bu derinliğin 1286 metresi deniz seviyesinden aşağıda bulunmaktadır Gölün üzerinde uzandığı derin çukur, tektonik olup, kırılma ile meydana geldiği söylenmektedir Yüzeyi deniz seviyesinden 486 m yukarıdadır Türkçe sayıl


Orhun, orta asya türklerinde eski yazı türü


Selenga ve Tala nehirlerinin bulunduğu bölgedir Bilinen târihleri Büyük Hun İmparatorluğu ile başlar MÖ 220 yılında Hunlar tarafından kurulan ilk imparatorluktur Türk ve Moğol boylarından oluşturulmuştur Hiung-nu (Hun) adına ilk olarak MÖ 318 yılında Çin ile yapılan Kuzey Şansi Savaşı'nda ve bunun sonucunda yapılan anlaşmada rastlanmaktadır Hunlar günümüzün Moğolistan bölgesinde; Çin'in kuzeybatısında yaşamlarını sürdürmekteydiler En büyük imparatorları Mete'dir Çinliler önüne geçemedikleri Hunlarin saldırıları ardından Çin Seddi'ni inşa etmek zorunda kalmıştır


Tabgaçlar (386-534) devrinden sonra beşinci yüzyılın ikinci yarısında beylik kurdular Tabgaçlar Çin'de kurulan bir Türk devleti Asya Hunlarının bir kısmı olan bu topluluğa Çinliler To-ba veya T'o-pa derler Tabgaç, Türkçede “ulu, muhterem, saygıdeğer” manasında kullanılan bir ünvandır Tabgaçlar, Çin'de hüküm sürmüş kudretli, büyük bir hanedandır


Göktürklerin ilk zamanlarında Selenga Nehri etrâfında oturuyorlardı Yedinci yüzyılın ilk çeyreğinde Sir-Tarduşların altı kabileden meydana gelen birliğine katıldılar

Göktürkler veya Kök-Türkler Orta Asya ve Çin'de yaşamış Türk toplumu Göktürkler inanç ve düşünce yapılarına göre Göktanrı (Tanrı veya Tengri) tarafından devlet kurma görevinin kendilerine verildiğine inanır ve bu doğrultuda hareket ederlerdi Bu yüzden kendilerini Göktürk olarak tanımlamışlardır Türk adı ilk kez Göktürkler dönemine ait Orhun Yazıtları'nda geçmektedir


Ortaçağ'da Ortaçağ Milattan Sonra 5 yüzyıl ve 13 yüzyıllar arasını kapsayan dilimin adı Bu kelime 17 yüzyıldan beri Avrupa tarihi sözkonusu olduğunda, kullanılmaya başlanmıştır Bu kavram, genellikle insanların öznel bilincinde biçimlendiği için kesin başlangıç ve bitiş noktalarından söz edilemez Ancak, bütün bu nedenlere rağmen, tarih kitaplarında Roma imparatorluğunun bölünme tarihi (MS 395) yada son Batı Roma İmparatorluğunun düşüş tarihi (476) gibi noktalar Ortaçağın başlangıcı olarak alı


Orta Asya'da ileri bir uygarlık kuran Uygurlar, önceleri Kuzey Moğolistan'da yaşıyorlardı Hun İmparatorluğu'nun yıkılmasından sonra Göktürklerin buyruğu altına girdiler Sonra onlara karşı ayaklanarak bağımsız bir devlet kurdular (740) Diğer Türk boylarını da buyrukları altına alarak güçlendiler Yüz yıl kadar Moğolistan'a egemen olan Uygurlar, Çinlilerle de ilişki kurdular

IX yüzyılın ortalarında Kırgızlarla
Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Tacikistan, Afganistan, Çin'in bir kısmı (Doğu Türkistan), Rusya ve Pakistan'ın bir kısmından oluşan bölge ve bölgeyi tanımlamak için kullanılan coğrafi terim


Tibetlilerin saldırısına uğrayarak yıkılan Uygur Devleti ortadan kalkınca Uygurlar batıya göçtüler (840) ve dağınık küçük devletler kurdular Sonunda bütün Uygurlar Cengiz Han zamanında Moğol egemenliğine bağlandılar Böylece son Uygur Devleti de XIII yyın başında ortadan kalktı (1212)


Çin sınırları içindeki Sincan Uygur Özerk Bölgesi


O zamandan beri bir daha bağımsız olamayan Uygurlar, bugün Çin'in kuzeybatısında Sinkiang eyaletinde Çin kaynaklarında Hoei-ho, Vei-ho, Hui-ho, Hueu-hu, Wei-wu vb şekilde görülen Uygur adının anlamı 974'te yazılan Çince bir eserde "şahin süratiyle dolaşan ve hücum eden" şeklinde açıklanmaktadır


Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Çin egemenliği altında yaşamaktadır Bugünkü nüfusları yaklaşık 8400000 olarak bilinmektedir

Sincan Uygur Özerk Bölgesi (Uygurca: شىنجاڭ ئۇيغۇر ئاپتونوم رايونى; Shinjang Uyghur Aptonom Rayoni; Çince:新疆维吾尔自治区; Hanyu Pinyin: Xīnjiāng Wéiwú'ěr Zìzhìqū) Çin Halk Cumhuriyeti sınırları içerisindeki Uygur özerk bölgesi Doğu Türkistan olarak da adlandırılır
Detaylı bilgi için linke tıklayınız

Orhun kitabelerinde, ilk defa, 717 yılındaki ayaklanmalar nedeniyle anılan Uygurlar, bkz Orhun-Yenisey Yazıtları


Çin kaynaklarında çok eski zamanlardan beri adlarının çeşitli şekilleri ile anılmışlardı Uygur adının manası, 974’te tamamlanan Çince Kiu Wu Tai adlı eserde “şahin sürati ile dalaşan ve hücum eden” diye açıklanmakta, fakat, diğer taraftan kelime uy (takip etmek) + gur tarzında (Sal-gur gibi) meydana geldiği belirtilmektedir

Çin kaynaklarına
Çin Halk Cumhuriyeti, yüzölçümü itibariyle dünyanın üçüncü, nüfus itibariyle en büyük ülke Güney Doğu Asya'da yer alır Yüzölçüm 'dir Başkenti Pekin olan ülkenin resmi dili Çince, para birimi Yuan'dır Doğusunda Güney Kore, kuzeydoğusunda ve kuzeybatısında Rusya, kuzeyde Moğolistan, güneybatıda Afganistan ve Pakistan, güneyde Hindistan, Nepal, Butan, Birmanya Laos ve Kuzey Vietnam, doğusunda ise Büyük Okyanus ile çevrilidir


Asya Hunlarından indikleri belirtilen Uygurların bir menşe efsanesine göre ataları


Hun hükümdarlarının kızı ile bir kurttan türemiştir Tabgaçlar devrinde (386-534) Kao-kü (Kao-che) adı ile görülen ve 5 asrın 2 yarısında bir beylik kuran Uygurlar daha sonra bütün yukarı Orta Asya’yı kapladığı anlaşılan Tölesler’in bir kısmını teşkil etmiştir ki, I Gök-Türk Hakanlığı çağında o durumunu muhafaza ediyor ve o zaman Selenga ırmağı etrafında oturuyorlardı

7 asrın ilk çeyreğinde Sir-Tarduşlar’ın 6 kabileden kurulu birliğine katılmışlar, sonra P’u-ku, Tongra, Bayırku ve Fu-lo-pu kabileleri Uygur kabilesi etrafında toplanarak, “Uygur” adını almışlardır Beyleri Erkin ünvanını taşıyordu Bu sırada 50 bin savaşçı çıkardıkları bilinmektedir

I Gök-Türk Hakanlığı’nın çöküşe doğru gittiği yıllarda böylece ortaya çıkan Uygur Beyliği Erkin T’e-kien tarafından idare edildi Kie-li’nin oğlu kumandasındaki Gök-Türk ordusunu mağlup eden (630’larda) P’u-se zamanında Uygurlar kuvvetlenmiş, bilhassa P’u-se’nin annesi Vu-ho-hun’un ciddiliği ve töre hükümleri hususundaki titizliği sayesinde beylik tamamen nizama girmişti O zaman “Erkin” yerine İl-teber (Çincede Hie-li-fa) ünvanı kullanılmağa başlandı İl-Teber’liğin merkezi Tola nehri havalisinde idi

İl-Teber T’u-mi-tu, Tarduş başbuğunu mağlup ederek arazisini genişletti, sonra göneye Huang-ho’ya kadar varan bir akın yaptı ve neticede Çin imparatoru tarafından tanındı (646) Kendini “Kagan” ilan etti, ülkesini Gök-Türk tarzında teşkilatlandırdı 647’de Çin tarafından baskı altına alınmak istenen ve neticede Çin’in tahriki ile öldürülen T’u-mi-tu (648)’nun oğlu P’o-çu, Çin’in On-Oklar başına “kagan” yaptığı Holu’yu mağlup ederek Taşkent yakınlarına kadar ilerlerdi (656) Ondan sonra yerine geçen kız kardeşi zamanında gittikçe zayıflayan Uygur Beyliği nihayet Kapagan Kagan tarafından Gök-Türkler’e bağlandı

745‘de Gök-Türk idaresini yıkarak, Ötükende bir hâkanlık kuran Uygurlar 9 uruğ’dan meydana gelen bir birlik olup Karluk ve Basmıllar’ı da kendilerine bağladıklarından birlikteki kabile sayısı 11’e yükselmişti Orhun kıyısındaki başkenti Ordubalık (sonraki Kara-balgasun yakınında)’ı kuran ilk Uygur hâkanı Kutlug Kül Bilge 747’de öldü Yerine oğlu Mo-yen-çur “kağan” oldu (“Tanrıda bolmuş il etmiş Bilge kagan 747-759)

Bugünkü kuzey Moğolistan’da Şine-usu gölü yakınındaki Uygur hâkanlığının ilk devri için çok mühim olan, kitâbeden anlaşıldığına göre, ihtimâl o sırada Basmıllar’ın birlikten ayrılmış olması dolayısıyla 10 kabileden kurulu Uygurlar’ın hâkanı Mo-yen-çur, kuzeyde Kırgızlar’la, batıda Karluklar ve onlara yardım eden Türgişler ve Basmıllar’la, ayrıca Sekiz-oğuz, Dokuz-Tatar ve Çikler’le savaşmış, hâkimiyetini Yenisey kaynakları, Çu-Talas havalisi, iç- Asya ve Kerulen’e kadar yaymış, oğullarını yabgu, şad tâyin etmişti Fakat asıl Çin üzerinde tesirli oldu

Karluklar tarafından desteklenen İslâm kuvvetleri ile Çinliler arasında cereyan eden büyük Talas muharebesi (751)’inde Çinliler ağır mağlûbiyete uğramış, Tarım havzasının Uygurlar’a geçmesini sağlayan ve Çin’in Orta Asya’dan çekilmesi ile sonuçlanan bu savaş üzerine, Çin’de büyük hâdiseler olmuştur ki, bunların en mühimi, Türk anadan doğan An-lu-şan adlı bir kumandanın 200 bin kişilik bir kuvvetle Lo-yang (755) ve Ç’ang-an (757)’ı zapt ederek kendisini imparator ilan etmesi idi Mo-yen-çur, T’ang imparatoru Su-stung’u destekledi Lo-yang’ı geri aldı (757) Çin yılda 200 bin top ipek vermeği taahhüt etti

759’da yerine geçen Bögü Kağan (759-779), (Tanrıda bolmuş il tutmuş Alp Külüg Bilge Kagan)’da dikkatini karışıklıkların devam ettiği Çin’e çevirmişti Asıl niyeti T’ang sülalesinin artık sözünün geçmediği Çin’e hakim olmaktı Uygur ordusunun Çin’de görünmesi ile (762), hakanla akrabalık kurmuş olan Töles menşeli, Çin kumandanı P’u-ku (Buku, Türk ünvanı) Hua-ien tarafından isyancılar zararsız hale getirildi ve Uygur ileri harekatı önlendi ise de, Türk nüfuzu Çin’de çok artmıştı Başkent ve şehirlerde pekçok Uygur serbestçe ticaret yapıyor, istedikleri kadar ipekli kumaş alıp, istedikleri fiyattan satıyorlardı

Tibetlilerin hücumuna uğrayan Çin’i korumak üzere P’u-ku Huai-en ‘in daveti ile Bögü’nün yaptığı Lo-yang seferi (763) Türk kültür tarihi bakımından büyük neticeler doğurdu Hakan Ötüken’e dönerken, Uygurların hayat ve telakkilerinin değişmesi bakımından çok tesiri görülen
Hunlar


Mani dinini "Mani dini" ya da "maniheizm" 3`ncü yy`da Pers İmparatorluğu`nda Mani tarafından kurulan ve kısa sürede hızla büyük bir coğrafyaya yayılan bir din


Türkler arasında yaymak üzere, dört rahibi de beraberinde getirmişti Böylece hayvani gıdalar yemeği yasaklayan, savaşçılık duygusunu zayıflatan, Hıristiyanlık- Mazdeizm-Budizm karışımı bir din olan Manihizm, haakan tarafından kabul edilerek Türk ülkesinde resmi bir mahiyet kazandı

Kırgızlar üzerinde de bir zafer kazanan Bögü Kagan, akrabası nazır Baga Tarkan tarafından öldürüldü ve bu nazır hakan oldu (779-789 Alp Kutlug Bilge Kagan) Cesareti ve idaresi övülen, “dünya nizamı için kanunlar hazırladığı” bildirilen bu hakan Kırgızlar’ı tekrar mağlup etti ve bir Çinli prenses ile evlenmesi sonunda, Uygur tüccarlarının Çin’de tahakkümlerinden doğan bazı anlaşmazlıklar ortadan kalktı Yerine “ay Tangride Kut Bulmuş Kütlü Bilge Kagan” (789-790) ve sonra bunun oğlu Kutlug Bilge (790-795) hakan oldular Eskiden beri Çin’e karşı ilgi duyan Tibetliler o sırada Beş-balık havalisinde bulunan Şa-t’o (Çöl) Türkleri ile anlaşarak, baskınlara başlamışlardı

Çin’i korumayı, iktisadî ve kültürel sebeplerle, gelenek haline getirmiş olan Uygurlar, kuvvet göndererek tecavüzleri önlemek istedilerse de başarıya ulaşamadılar İtibarı sarsılan hakan öldürüldü Ötüken’de karışıklık çıktı Fakat 795’te hakan olan, sevilmiş kumandan ve idare adamı Kutluk (795-805), “ay Tangride Ülüg Bulmuş Alp Kutlug Bilge Kagan” ile, sonraki “Ay Tangride Kut Bulmuş Külüg Bilge “ (805-808) zamanlarında bir huzur devri açıldı İktisadî faaliyet gelişti İç Asya’nın mühim ticaret şehirlerine nüfuz edildi

Dış siyaset yönünden zamanı oldukça sakin geçen hakan “Ay Tangride Kut Bulmuş Alp Bilge” (821-824) başkentte Kara-balgasun kitabesini diktiren hakandır ki hükümdarlığı başarılı geçmiş, Türkistan üzerine sarkmak isteyen Tibetlileri durdurmuş, hakanlığa bağlı Karlukların başına yeni bir yabgu tayin etmiş ve ta Sogd bölgesine kadar ticarî münasebetleri geliştirmiştir Fakat sonra memlekette karışıklık baş gösterdi Hakan Alp Bilge 832’de öldürüldü, Alp Kütüg Bilge Kagan (832-839)’da nazırının tahrik ettiği bir isyanda telef oldu


Uygur Devleti


Gittikçe yoğunlaşan Manihaizm tesirleri dolayısıyla Uygurlar’da görülen gevşemeye karşılık, Yenisey bölgesinde yeni bir kudret halinde kendini gösteren ve 20 yıldan beri Orhun bölgesini baskı altında tutan Kırgızlar 840 yılında kalabalık kuvvetlerle Uygur topraklarına girdiler Kara-Balasan’u zapt ederek hakanı öldürdüler Ahaliyi kılıçtan geçirdiler Ötüken’de devletleri yıkılan Uygurlar kütleler halinde yurtlarını terk ederek Çin sınırlarına ve daha kesif olmak üzere, zengin ticaret merkezlerinin bulunduğu İç-Asya’ya, Beş-balık, Turfan, Kuça vb sahasına göçtüler

Hakanın ailesinden iki kadreş tarafından idare edilen bu göçten sonra Uygur tarihinin ikinci safhası başladı Göç sırasında, başlarında, kendileri tarafından “kağan” seçilen prens Vu-hi Tegin (841846)’in bulunduğu Uygurlar bir müddet bazen Kırgızlar, bazen Çinliler tarafından hırpalandıktan sonra, bir kısmı Çin tabiiyetine girerken, diğerleri, 5 asırdaki eski yurtlarına, batıya doğru yollandılar ve her iki tarafta da devletler kurdular Fakat bunlar artık “Bozkır Türk Devleti”’nden farklı idiler Hakimiyeti genişletme düşüncesinde olmamış, büyük siyasî çatışmalara girmemiş, başta Çin hükümetleri olmak üzere, komşuları ile dostluk ve ticaret münasebetlerini devam ettirmeyi tercih etmişlerdir

Kan-çou Uygur Devleti

Bir kısım soydaşlarının aşağı yukarı 150 yıldan beri sakin bulunduğu Kan-su bölgesine gelerek, buranın merkezi Kan-çou’da yerleşen Uygurlar, Çin ile daha ziyade ticari faaliyetler üzerine kurulu iyi münasebetlerini, imparatorların kızları ile Uygur prenslerinin evlendirilmeleri gibi akrabalık bağları ile de sağlamlaştırmışlardır Ancak T’ang sülalesine karşı isyanların arttığı 10 asır başlarında Kan-su Uygurları, bağlı oldukları ve merkezi Tun-Huang (ünlü Bin-Buda mağaralarının bulunduğu yer) olan Çin askerî bölgesi ile ilgilerini kestiler Burada 905 yılında, muhtar bir “devlet” kuran bir asi general “Batı hanları’nın Altın-dağ kırallığı” adını verdiği bu devlete Uygurları tabi tutmak istemiş fakat Kan-çou Uygurları tarafından gönderilen Tegin adlı kumandanın idaresindeki ordu Tun-huang’ı kuşatarak halkı “kıral”ı teslim etmeğe zorlamıştı (911) ki, bu hadise üzerine Uygurların batı kolu da istiklal kazanmıştır

Kan-Çou ve Tun-huang Uygurları, büyük bir askeri kudret gösterememişler, bu sebeple de haklarında fazla bilgi mevcut olmamıştır 10 asrın başından itibaren Mançurya ve Kore kabilelerini toplayarak kuzeyde bir baskı unsuru halinde beliren ve bilhassa “5 Sülale” devrinde Çin’in bazı kısımlarını ele geçiren K’itan’lar nihayet bir hanedan (Liao Sülalesi, 907-1211) kurarak Kuzey Çin’de hükümran oldukları zaman, Uygur Devleti de onları (940’tan sonra) ve daha sonra 1028’lerde Tangutlar’ın nüfuzu altına girdi 1226’da da Cengiz Han Mogolları’nın tahakkümü altına düştü Kan-çou Uygurları daha o sıralardan beri “Sarı Uygurlar” diye bilinen Türk kavmidir ki, hala batı Çin sahasında yaşamaktadırlar

Uygur Uygarlığı

Uygurlar sanat, yapı ve yönetim işlerinde ileriydiler Bu alanlarda öteki Türk boylarına öncü olmuşlardı Doğu Türkistan'da yapılan kazılarda bulunan eserler, Uygur sanat ve edebiyatının yüksek bir düzeye ulaştığını gösteren tanıtlardır Uygurlar 14 harfli bir alfabe kullanırlardı Bugünkü Moğol ve Mançu alfabeleri Uygur alfabesinden alınmadır Gene bu kazılarda bulunan tahta harfler Uygurların VIII yüzyılda kitap bastıklarını göstermektedir

Uygurlar Buda dinine bağlıydılar Mani dininden olanları da vardı Uygurca yazıların çoğu bu dinlerle ilgilidir Ama Müslümanlık Uygurlar arasında yayıldıktan sonra içlerinde bu dine bağlı bilim adamları da yetişti Uygur fikir adamları Arapça ve Hintçe'den çeviriler yaptılar Uygurlardan kalan en önemli eser Yusuf Has Hacip'in Kutadgu Bilig'idir

Kutadgu Bilig (Mutlu Olma Bilgisi)

Yusuf Has Hacip tarafından Uygurca yazılmış ilk Türk mesnevisidir (1069) Batı Uygurlarının (Karahanlılar) hakanı Ebu Ali Hasan'a sunulan eser, sembolik dört kişi üzerine düzenlenmiştir: 1 hakan Küntoğdı (doğru yasa); 2 vezir Aytoldı (mutluluk); 3 vezir Aytoldfnın oğlu ögdülmüş (akıl); 4 Zahit Odgurmuş (yaşamın sonu)

Bunlar arasındaki konuşmalarla toplumu meydana getiren bireylerin ödev ve sorumlulukları ve çağın yaşam felsefesi dile getirilmiştir Kutadgu Bilig'in Uygurca ve Arapça yazmaları bulundu XIII yüzyılda kopya edilmiş olan Arapça Fergana yazması en güvenilir olanıdır Üç önemli yazmanın tıpkıbasımı ile Türkçe çevirisi Türk Dil Kurumu'nca yayımlandı

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Uygurlar

Eski 05-19-2009   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Uygurlar



UYGURLAR

Uygurlar hakkındaki bilgiler, Çin yıllıkları ile Göktürk ve Uygur kitabelerinde bulunmaktadır Uygur kelimesine çeşitli anlamlar verilmekle birlikte en kabul göreni; akraba, müttefik anlamında olanıdırUygurlar Çin kaynaklarında Hunların soyundan gösterilmekte-dir V yüzyılda Orta Asya'nın büyük bir kısmına yayılmış olan Töleslerin bir boyu olarak karşımıza çıkmaktadır Uygurlar bu dönemde Kao-çı (yüksek tekerlekli arabalılar) adıyla bilinmekteydiler Orhun Kitabeleri'nde ise Dokuz Oğuz adı ile anılıyorlardı

Uygurlar, Orhun ve Selenga vadilerinin yerli kavimleri idiler Bunlar Göktürk devleti kurulunca, onların hâkimiyetini tanıdılar 630 yılında Göktürk devleti Çinliler tarafından yıkıldığında serbest kalmışlar ve bir siyasî birlik oluşturmuşlardır Çin ise Göktürklere karşı bu Uygur birliğini destekliyordu Bu çağda başlarında Alp İlteber ûnvanını taşıyan, Pusa isimli biri bulunuyordu

Uygurlar, 681 yılından sonra, İl Teriş Kağan'ın ortaya çıkmasıyla, yine Göktürklere bağlanmak zorunda kaldılar Bu süre içinde kendilerini toplamış olan Uygurlar, Göktürk devletinin zayıflaması ile yeni bir fırsat daha bulmuş oldular Göktürklerin hâkimiyetinde bulunan Basmıl ve Karluk gibi Türk toplulukları ile birleşen Uygurlar, 742-43 yıllarında Göktürk Kağanı Ozamış'ı mağlûp ederek öldürdüler


Uygur Devletinin Kuruluşu

Göktürk devleti ortadan kalkınca, 743 yılında Basmılların idaresinde yeni bir devlet kuruldu Uygurlar bu Basmıl Kağanlığı' nın Sol Yabgusu, yani doğu Yabgusu; Karluklar ise, Sağ Yabgusu, yani batı Yabgusu oldular Bu yeni devlet, tam bir federal devlet biçimindeydi

744 yılında Uygur Yabgusu, Basmıl Kağan'ını mağlûp ederek kendini kağan ilân etti Kağanlık ûnvanı olarak da Kutluk Bilge Kül Kağan ûnvanını aldı Böylece Uygur Kağanlığı kurulmuş oldu

Bu kağanlık ûnvanından da anlaşılacağı üzere, Göktürk devletinin gelenek ve töreleri yeni Uygur Kağanlığı'nda da devam ediyordu Ancak Uygurlar arasında Buda ve Mani dini gibi yabancı inanışlar yayıldıkça, Kağan unvanlarında da birtakım değişiklikler olmaya başlayacaktır Uygur devletini kuranlar Orhun bölgesini yurt tuttukları için, bunlara Orhun Uygurları denilmektedir

Kutluk Bilge Kül Kağan ölünce yerine oğlu Bayan Çur, kağan oldu Uygurların en büyük kağanı olan Bayan Çur Kağan, unvan olarak da "Tengride bolmış, il itmiş Bilge Kağan" ûnvanını aldı Bu ûnvanın anlamı ise, Gökte doğmuş, devlet yönetmiş, Bilge Kağan demekti

Bayan Çur Kağan devri (747-759), Uygurların dört yönde genişledikleri bir devirdir batıda Kara Türgeş devleti, Uygur hâkimiyetini tanımak zorunda kaldı Kırgız, Çik, Sekiz Oğuz ve Dokuz Tatar gibi Türk boyları itaat altına alınarak, devlet otoritesi güçlendirildi Öte yandan yine bu devirde, güneydeki Beş-balıg, Kuça ve Karaşar gibi zengin tarım ve ticaret şehirleri de Uygur etkisi altına alınmıştır Turfan bölgesi ile Uygurlar arasındaki ilişkiler de, yine bu devirden itibaren başlamış oluyordu

Bayan Çur Kağan'ın önemli işlerinden birisi de, onun zamanında, Uygurlar arasında şehirleşme eğilimlerinin başlamasıdır O, Ordu-balıg adında başkentleri olan bir şehir kurdurmuştur (757)

Diğer yandan aynı kağan, gittikçe güçlenmekte olan Tibet tehlikesini sezerek onlara karşı cephe aldı İmparatorun isteği üzerine, Çin'de büyük bir tehlike yaratan An-luşan adlı Türk asıllı bir generalin isyanının bastırılmasına yardım etmiştir Bu yardım sonunda yapılan anlaşma ile, Uygur tüccarlarına Çin kapıları da açılmış oldu

Bayan Çur Kağan'ın Şine-usu gölü yakınında bulunmuş, Göktürk yazısı ile yazılmış olan, Türkçe bir kitabesi vardır Bu kitabede kağan olarak yaptığı işler anlatılmaktadır

Bayan Çur kağan'ın ölümünden sonra yerine oğlu Bögü Kağan oldu (759) Bögü Kağan'ın faaliyetleri siyasî ve manevi olmak üzere başlıca iki alanda olmuştur Siyasî faaliyetleri daha çok Çin üzerine olmuştur Çin'de baş gösteren isyanların bastırılması sebebiyle sık sık Çin'e girilmiştir Ancak Uygurların Çin'e girişlerinde Çin'in çeşitli bölgelerine yağma akınları da yapılıyordu Çin'deki isyanların en önemlisi yabancı kavimlerin Tibetliler etrafında birleşmeleri sonucunda ortaya çıkan isyan olmuştur Bu Tibet isyanı ancak Uygurlar yardımı ile önlenebilmiştir

Bögü Kağan'ın manevî alandaki en büyük faaliyeti, Maniheizm dinini kabul etmesi olmuştur Bögü Kağan, aynı zamanda bu dinin öncülüğünü de üstlenmişti Bir tüccar ve şehirli dini olan Mani dininin kabulünün, Uygurların savaşçı ruhlarını gevşetmekle beraber, ilim, sanat ve edebiyatta ilerlemelerine katkısı olmuştur

Eskiden beri Orta Asya Türk kavimleri arasında, çok geniş ve köklü bir kültüre sahip olan Çin'in zabtedilemeyeceği, bu mümkün olsa bile uzun süre elde tutulamayacağına dair yaygın bir inanış vardı Bögü Kağan Çin'in zayıf bir anında Çin'i ele geçirmek istemişti Ancak veziri Baga Tarkan, adı geçen inanış sebebiyle Kağan'ın bu girişimine karşı çıktı Ancak sözünü dinletemeyince Bögü Kağan'ı öldürüp Alp Kutluk Bilge Kağan ûnvanıyla tahta geçti (779) Bundan sonraki kağanlar onun soyundan gelmiştir Bu tarihten sonra Uygur devletini oluşturan kabileler arasında huzursuzluklar da başlamıştır

Kültür ve ticaret bakımından gelişen Uygurların savaşçılık tarafları zayıflamıştı 840 yılında, Uygurların kuzeybatı kısımlarında yaşayan Kırgızlar, 100 bin kişilik atlı kuvvetleri ile, Uygur başkentine baskın düzenleyerek kağanlarını öldürüp, halkı kılıçtan geçirdiler Bu şekilde Bayan Çur ve Kutlug Bilge Kağan zamanında uğradıkları saldırıların intikamını korkunç bir şekilde almış oldular Bu baskından kurtulan Uygurlar, canlarını kurtarmak için çeşitli yönlere dağılmak zorunda kaldılar

TURFAN UYGURLARI

Kırgız baskınından kaçan Uygur boylarının önemli bir kısmı Doğu Türkistan'a göçmüşlerdir Burada Turfan ve Karaşar şehirlerinin civarında yerleşen Uygurlar, Türk medeniyet tarihî açısından büyük değer taşırlar Daha Orhun Uygurları zamanında, tarım ve ticaret merkezleri olan Türkistan'ın bu büyük şehirleri, Uygurların etkisi altına girmişlerdi Bu nedenle Uygur devletinin yıkılmasından sonra, Turfan dolaylarına kaçan Uygurlar için, bu bölge güvenilir bir yer olmuştur848 yılından sonra, kendilerini toparlayıp, varlıklarını komşularına kabul ettiren Uygurlar, 856 yılında ise kağanlıklarını ilân etmişlerdir Bu dönemde başlarında Mengli Kağan bulunuyordu Mengli Kağan, Uluğ Tengride Kut Bulmış Alp Külük Bilge Kağan, (bugünkü Türkçe ile; Ulu Tanrı da güç ve saadet bulmuş, kahraman, çalışkan Bilge Kağan) ûnvanını taşıyordu

Kağanlık merkezî olarak Turfan şehrini seçtikleri için, kendilerine Turfan Uygurları denilmiştir Ayrıca yazlık başkentleri olarak Beş-balıg şehrini kullandıkları için, kaynaklarda Beş-balıg Uygurları adı da kullanılıyordu

Çin yönetimi, bu Uygur devletini Tibet tehlikesine karşı desteklemiştir Uygurlar da Doğu Türkistan'da etkinliklerini artırmış olan Tibetlileri bu bölgeden çıkarmışlardır Böylece batıdaki sınırlarını Urumçi şehrine kadar uzatmışlardır

Turfan Uygurları Mani dinine inanıyorlardı Bu dini, siyasî amaçları için de kullanan Uygurlar, dinlerini himaye bahanesiyle Çin üzerinde baskı kurmuşlardır

Kültür ve medeniyet bakımından büyük gelişmeler gösterecek olan Uygurlar, 1335 yılına kadar devletlerini yaşatacaklardır Gerek X yüzyılda Çin'in kuzeyinde Hıtay devletinin kuruluşunda, gerekse Cengiz Han devletinin gelişmesinde, bu Uygurların, öncülük, bilgi ve tecrübelerinin çok büyük payı olmuştur Uygurlara devlet teşkilâtında çok önemli görevler veren Moğollar, yazı olarak da Uygur yazısını kullanıyorlardı Moğollar'ın XVI yüzyıla gelindiğinde büyük oranda Türkleşmesinde Uygurlar, önemli rol oynamışlardır

SARI UYGURLAR

840 yılındaki Kırgız baskınından sonra, dört bir yana dağılan Uygurların bir kısmı, güney kesimlere, yani Çin ile Doğu Türkistan arasındaki Kansu bölgesine indiler Önemli bir ticaret merkezî olan bu bölge, meşhur İpek yolu üzerinde idi Bu bölgede yerleşen Uygurlar, büyük bir şehir olan Kan-Cov'da yeni bir devlet kurmuşlardır Sonradan, Sarı Uygurlar adı ile anılacak olan bu Uygurlar, bu bölgenin yerli halkı ile karışmadan kalmışlardır Türk dili ve kültürünü uzun yıllar yaşatan bu Uygur Türklerinin torunlarına bugün bile rastlamak mümkündür

Din olarak Budizm'i kabul etmiş olan Sarı Uygurlar, ticaret ve medeniyet bakımından çok gelişmişlerdir Budislerin en kıymetli eserlerinin bulunduğu Bin Buda Mağaraları, Sarı Uygurların yaşadığı bölgede idi Daha sonraki yıllarda İslâmiyet'i seçen ve Karahanlılar Çağında Türk-İslâm medeniyetine önemli katkılar sağlayan Uygur Türkleri, bugün de varlıklarını aynı adla, devam ettirmektedirler Ancak bugün sayıları 20 milyonu aşan bu Türk toplulukları, Çin Halk Cumhuriyeti, Sincan Özerk Uygur Bölgesi'nde, ağır insan hakları ihlâlleri altında yaşamaktadırlar

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Uygurlar

Eski 09-11-2009   #3
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Uygurlar



Uygurlar
























Uygur Devletinin Bayrağı




Uygur Adı Nereden Geliyor?

Orhun kitabelerinde, ilk defa, 717 yılındaki ayaklanmalar münasebeti ile zikredilen Uygurlar, Çin kaynaklarında çok eski zamanlardan beri adlarının çeşitli şekilleri ile anılmışlardı Uygur adının manası, 974’te tamamlanan Çince Kiu Wu Tai adlı eserde “şahin sürati ile dalaşan ve hücum eden” diye açıklanmakta, fakat, diğer taraftan kelime uy (takip etmek) + gur tarzında (Sal-gur gibi) meydana geldiği belirtilmektedir







Ortaçağ’da Orta Asya’da ileri bir uygarlık kuran Uygurlar, önceleri Kuzey Moğolistan’da yaşıyorlardı Hun İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra Göktürklerin buyruğu altına girdiler Sonra onlara karşı ayaklanarak bağımsız bir devlet kurdular (740) Diğer Türk boylarım da buyrukları altına alarak güçlendiler Yüz yıl kadar Moğolistan’a egemen olan Uygurlar, Çinlilerle de ilişki kurdular



Uygur Çağından Tipler





IX yüzyılın ortalarında Kırgızlarla Tibetlilerin saldırısına uğrayarak yıkılan Uygur Devleti ortadan kalkınca Uygurlar batıya göçtüler (840) ve dağınık küçük devletler kurdular Sonunda bütün Uygurlar Cengiz Han zamanında Moğol egemenliğine bağlandılar Böylece son Uygur Devleti de XIII yyın başında ortadan kalktı (1212)

O zamandan beri bir daha bağımsız olamayan Uygurlar, bugün Çin’in kuzeybatısında Sinkiang eyaletinde Çin egemenliği altında yaşamaktadır



Uygur Asilleri ve Rahipler





Uygur Rahibeleri

Uygur Uygarlığı
Uygurlar sanat, yapı ve yönetim işlerinde ileriydiler Bu alanlarda öteki Türk boylarına öncü olmuşlardı Doğu Türkistan’da yapılan kazılarda bulunan eserler, Uygur sanat ve edebiyatının yüksek bir düzeye ulaştığını gösteren tanıtlardır Uygurlar 14 harfli bir alfabe kullanırlardı Bugünkü Moğol ve Mançu alfabeleri Uygur alfabesinden alınmadır Gene bu kazılarda bulunan tahta harfler Uygurların VIII yüzyılda kitap bastıklarını göstermektedir













Uygurlar Eğlencede







Bir Uygur Kızı Dans Ediyor

Uygurlar Çalışıyor









Uygurlar Buda dinine bağlıydılar Mani dininden olanları da vardı Uygurca yazıların çoğu bu dinlerle ilgilidir Ama Müslümanlık Uygurlar arasında yayıldıktan sonra içlerinde bu dine bağlı bilim adamları da yetişti Uygur fikir adamları Arapça ve Hintçe’den çeviriler yaptılar Uygurlardan kalan en önemli eser Yusuf Has Hacip’in Kutadgu Bilig’idir




Kutadgu Bilig (Mutlu Olma Bilgisi)



Yusuf Has Hacip tarafından Uygurca yazılmış ilk Türk mesnevisidir (1069) Batı Uygurlarının (Karahanlılar) hakanı Ebu Ali Hasan’a sunulan eser, sembolik dört kişi üzerine düzenlenmiştir: 1 hakan Küntoğdı (doğru yasa); 2 vezir Aytoldı (mutluluk); 3 vezir Aytoldfnın oğlu ögdülmüş (akıl); 4 Zahit Odgurmuş (yaşamın sonu)



Bunlar arasındaki konuşmalarla toplumu meydana getiren bireylerin ödev ve sorumlulukları ve çağın yaşam felsefesi dile getirilmiştir Kutadgu Bilig’in Uygurca ve Arapça yazmaları bulundu XIII yüzyılda kopya edilmiş olan Arapça Fergana yazması en güvenilir olanıdır Üç önemli yazmanın tıpkıbasımı ile Türkçe çevirisi Türk Dil Kurumu’nca yayımlandı



Bir Uygur Kızı






Eski Uygur Bölgesini Kapsayan Bugünkü Doğu Türkistan Bayrağı



Doğu Türkistan Genci








Doğu Türkistan Süvarileri



Doğu Türkistan Yaşlısı

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.