Şengül Şirin
|
Cevap : Sokollu Mehmet Paşa
Sokullu Mehmed Paşa hakkında bilgi
Sokollu Mehmed Paşa (1506 - 1579) Kanuni Sultan Süleyman, II Selim ve III Murat devirlerinde toplam 14 yıl, 3 ay, 17 gün sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır Kanuni Sultan Süleyman'ın son vezir-i azamıdır Hem Osmanlı İmparatorluğu'nun zirvede bulunduğu dönemi simgelemesi itibariyle hem de icraatları, projeleri ve kişiliği nedenleriyle en büyük Osmanlı sadrazamlarından biri kabul edilir İki metreyi aşan boyu ile aynı zamanda en uzun boylu Osmanlı sadrazamı olmuştur
Sokollu Mehmed Paşa ( 1506 - 1579) Kanuni Sultan Süleyman, Sultan İkinci Selim ve Sultan Üçüncü Murad devirlerinde sadrazamlık yapmış Osmanlı tarihinin en önemli kişilerinden biridir Sokollu Mehmed Paşa 1506 yılında Bosna civarında Sokoloviç kasabasında doğdu
Devşirme çocuklar arasında Edirne sarayına getirildi Türk ve Müslüman kültürü ile yetiştirildi Saraydan kapıcıbaşılıkla çıkarak Barbaros Hayreddin Paşa'nın ölümü üzerine Kaptan-ı Derya ve bir süre sonra Rumeli Valisi oldu Bu sıralarda ilk büyük başarısına, Tameşvar kalesinin fethi ile ulaştı Bu başarı üzerine kendisine vezirlik verildi
1561'de üçüncü vezir iken, Kanuni Sultan Süleyman'ın torunu ve Sultan İkinci Selim'in kızı Esmehan Sultan ile evlendi İkinci Vezir iken Semiz Ali Paşa'nın ölümü üzerine, 1564'te sadrazamlığa getirildi Bu tarihten ölümüne kadar Osmanlı devletinin idaresini elinde tuttu Kanuni Sultan Süleyman'ın son seferi olan Zigetvar kalesi fethini, padişah öldükten sonra o idare etti Kanuni Sultan Süleyman'ın yerine padişah olarak Sultan İkinci Selim'i tahta çıkarmayı başardı Bu padişah döneminde sürekli sadrazamlıkta kaldı ve devlet işlerini idare etti
Don ve Volga ırmakları arasında bir kanal açma düşüncesini gerçekleştiremedi Süveyş Kanalını da açmayı düşünen Sokollu Mehmed Paşa, bu amacını gerçekleştirmek için Sudan'ı zaptetti Devlet teşkilatı içinde önemli düzenlemeler yapan Sokullu Mehmed Paşa, 1579 yılında öldürüldü ve Eyüp'te defnedildi Sokollu
Sokullu Mehmed Paşa ünlü Osmanlı sadrâzamlarından Bosna’nın Sokol kasabasından, Şahinoğulları âilesine mensuptur 1505’te Sokol’da doğdu Sultan Süleyman Han (1520-1566), zamânında âilesinin rızâsıyla devşirme alındı Zekâ ve kabiliyeti, devlet memurlarının dikkatini çekti Mehmed adıyla Edirne Sarayında, Osmanlı tahsil ve terbiyesiyle yetiştirildi Edirne’den İstanbul’a getirilerek, Saray-ı Âmire’de Enderun’un Küçük Odalar bölümüne alınıp, pâdişâhın hizmetine girdi
Sarayda üstün gayret gösterip, mükemmel hizmet etti İç hazinede vazifelendirildi Dürüstlüğü ve başarılı hizmetleri sâyesinde sırasıyla; Rikâpdâr, Çuhâdâr ve Sarayda çok önemli bir mevki olan Silahdârlığa tâyin edildi Bosna’daki âilesini de İstanbul’a getirip, onların İslâm dînini kabul etmelerine sebep oldu
Sokullu Mehmed Paşa, Enderun’daki hizmetlerini tamamlayıp, Birûn’da Kapucular Kethüdâsı oldu 1541’de Kapıcıbaşılık, büyük denizci Barbaros Hayreddin Paşanın vefâtıyla da 1546’da Gelibolu Sancakbeyi olarak, Kaptan-ı deryâlığa tâyin edildi Kaptan-ı deryalığında, Trablusgarp Seferine çıkarak, İspanyollara karşı başarılı oldu Kânûnî, 1549 İran Seferi sırasında Sokullu’yu Rumeli Beylerbeyi olarak tâyin etti Sokullu, asıl ordunun İran Seferinde olmasından faydalanarak Rumeli’ye taarruz edebilecek kuvvetlere karşı koymak için vazifelendirildi
Avusturya, Osmanlı tâbiiyetindeki Erdel ile sıkı münâsebetler içine girerek, burada hâkimiyet kurmak için faaliyetlerde bulunuyordu Her ne kadar, Erdel idârecilerinden Martunuzzi, Osmanlılara bağlılıklarını bildirdiyse de, Budin Beylerbeyi vâsıtasıyla gerçeğin bildirilenlerin tam tersi olduğu öğrenildi Tespit edilen bilgiye göre, Erdel Avusturya topraklarına katılma hazırlığı içindeydi Bu hâince plânın ortaya çıkmasıyla, Sokullu, Erdel Seferine memur edilip, emrine Semendire, Niğbolu Sancak Beyleri ve Kırım, Dobruca kuvvetleriyle Eflak, Boğdan Voyvodalarının birlikleri, ayrıca iki bin Yeniçeri askeri verildi Sokullu, Salankamen’de ordugâhını kurdu Bu mevkide Mihaloğlu Ali Beyin akıncıları ile Budin Beylerbeyi Hadım Ali Paşanın kuvvetleri de orduya katıldılar Martunuzzi bu hazırlıklardan telaşa kapılıp, bir takım teminatlarda bulunduysa da, seksen bin kişilik Osmanlı Ordusu Eylül 1551’de Erdel üzerine hareket etti
Sokullu Mehmed Paşa tarafından 18 Eylülde Tissa Nehri üzerindeki Beçe Kalesi, 21 Eylülde Beçkerek Kalesi, Maroş Nehri üzerindeki Çanad Kalesi alındı ve Lapova Kalesi de, ahâlisi tarafından teslim edildi Bu muvaffakiyetlerden sonra Sokullu, Temeşvar’ı muhâsara ettiyse de, kışın gelmesi ve şiddetli mukâvemet yüzünden Belgrad’a çekildi
1552’de verilen emir üzerine Erdel Seferi serdarlığına İkinci Vezir Kara Ahmed Paşa tâyin edildi Köprülü ise, Rumeli Beylerbeyliği kuvvetleriyle, Ahmed Paşanın emrinde görev alacaktı Ahmed Paşanın, Temeşvar’ı fethinde ve bâzı kaleleri ele geçirmesinde faydalı faaliyetleri oldu (Temmuz 1552) Eğri Kalesinin 11 Eylül 1552 târihindeki muhâsarasında bulundu; fakat kış dolayısıyla Belgrad’a çekilmek zorunda kaldı
Sokullu Mehmed Paşa, İran harplerinin tekrar başlaması ihtimâli üzerine, 1552-1553 kışını Tokat’ta geçirme emrini aldı Bu emir üzerine, kendisine bağlı Rumeli Beylerbeyliği birlikleriyle Tokat’a gitti Sokullu, Tokat’ta 1553-1554 kışını da geçirdi ve 5 Haziran 1554’te Erzurum istikâmetinde İran Seferine giden Ordu-yı hümâyûna katıldı Sokullu Mehmed Paşa, bu sefer esnâsında sol kanatta Nahçivan Taarruzunda ve Gürcistan Harekâtında vazife alarak üstün muvaffakiyet gösterdi Sokullu, bu savaşlarda gözü pekliği, cesâreti ve askerlerini iyi sevk ve idâre edebilmesinden dolayı, pâdişâhın takdirini kazandı Sultan Süleyman Han, sefer dönüşü Amasya’da Sokullu’yu üçüncü vezir tâyin ederek, kubbealtı vezirleri arasına aldı 1561 senesinde ikinci vezir olan Sokullu Mehmed Paşa 1565’te Semiz Ali Paşanın vefâtı üzerine Sadrâzamlığa getirildi
Bu sırada Malta Muhâsarası devam etmekte olup, Avusturya ile münâsebetler bozulma yoluna girmişti Avusturya kuvvetlerinin Osmanlı hududuna tecâvüz edip, Erdel’den bâzı kaleleri zaptettiklerini haber alınca, amca oğlu olan, Bosna Beylerbeyine harekete geçmesi cihetinde emir verdi Bu emir gereğince Kruppa elde edildi Sokullu Mehmed Paşa, harp taraftarı olmasa da, devletin çıkarları ve geleceği için Avusturya’ya harp ilan edilmesini istedi Avusturya’nın yıllık haracı vermemiş, Osmanlılara karşı düşmanca bir tavır takınmış, daha da ileri giderek hudut ihlâllerinde bulunmuş ve nihâyet Erdel’i de ele geçirme plânları yapıp faaliyete geçmiş olması, savaşın yeterli sebeplerindendi
Osmanlı Devletinin güçlenip büyümesi ve herşeyden de önce İslâmiyetin yücelmesi için hiç durmadan mücadele etmiş olan Sultan Süleyman Han, yaşlı ve hasta olduğu hâlde, bu sefere iştirâk etti Ordu-yı hümâyûn, 1 Mayıs 1566’da, târihe Sigetvar (Zigetvar) Seferi olarak geçecek olan harekât için, İstanbul’dan yola çıktı 5 Ağustosta Sigetvar Kalesi muhâsara edildi Sokullu Mehmed Paşa, yapılan muhârebelerde büyük çabalar sarfetti, hattâ gecelerini siperlerde dahi geçirdi Sultan Süleyman Han, mutlaka bu kalenin alınmasını istiyordu 7 Eylül günü Sultan Süleyman Han, Hakkın rahmetine kavuştu Bir gün sonra da Sigetvar Kalesi fethedildi Sultan’ın vefâtını gizleyerek, Şehzâde Selim, Kütahya’dan gelinceye kadar ordunun nizam ve intizâmının bozulmasına ve herhangi bir karışıklık çıkmasına meydan vermedi Selim Han, vâlilik yaptığı Kütahya’dan İstanbul’a gelerek cülûs edip (tahta çıkıp), derhal Belgrad’a gitti Sultan Selim Han, Sokullu’nun iktidar, dirayet ve sadâkatini takdir ettiğinden, onu Sadâret makâmında bıraktı
Sokullu’nun, Sultan Selim Han zamânında, ilk icraatı Yemen ve Basra’da meydana gelen hâdiseleri etkisiz hâle getirmek oldu Sokullu, 1568’de Edirne’ye tebrik için gelen Şah Tahmasb’ın elçisiyle görüştü Bu sırada Avusturya elçileriyle de müzâkerelerde bulunarak, 17 Şubat 1568’de antlaşma yaptı
Osmanlı Devleti, Asya’daki Müslüman devletlerle sıkı münâsebetler kurdu Sumatra’daki Açe hükümdarı Sultan Alâeddin, Sultan Süleyman Handan Portekizlilere karşı yardım istemiş, fakat Sigetvar Seferi sebebiyle yardım gönderilememişti Sokullu, Pâdişâhın da isteği doğrultusunda ilk iş olarak Açe Sultanına istediği yardımı gönderdi Bu kuvvetler 1568/1569 yıllarında çeşitli faaliyetlerde bulundular Portekizlilerin Müslümanlara karşı yaptıkları baskıları etkisiz hâle getirmek ve ayrıca Habeş, Hicaz ve Yemen’in emniyetini sağlamak için, Süveyş Kanalının açılması yolunda teşebbüslerde bulunuldu Aralık 1568 târihinde, bu hususta Mısır Beylerbeyine bir ferman gönderilip, kanalın açılıp açılamayacağı, ne kadar para harcanacağı, kaç geminin girebileceği vs gibi konularda bilgi istendi Ancak, bu çok mühim teşebbüsün neden yapılmadığı bilinmemektedir Sokullu’nun bu târihlerde, Don-Volga Kanalı açma teşebbüsünden dolayı, Süveyş Kanalı projesi geri kalmış olabilir Sokullu, ileri görüşlü bir kimse olduğundan, Don-Volga arasında kanal açılması için plânlar yaptı Bu teşebbüsün sebepleri ise şunlardı:
Orta-Asya’daki Türk devletlerinin İran’daki Sâfevîlerden şikâyetçi olup, Osmanlılardan yardım istemesi; İran’ın Osmanlılar aleyhine Avrupa devletleriyle ittifak yapması; Astrahan Hanlığının Ruslar eline geçmesi; Rusların gerek Orta-Asya’yı, gerekse Osmanlı topraklarını ele geçirme istekleri
Osmanlı Devleti bu proje sâyesinde, İran ile Rusya’yı birbirinden ayırmak istiyordu Ayrıca Orta-Asya ile münâsebet sağlanacak, böylece Safevîler, iki güç arasında bırakılacaktı Herhangi bir sefer ânında Hazar Denizine kadar mühimmât yiyecek vs gibi erzaklar gemilerle getirilebilecekti 1568 yılında Şıkk-ı sâni Defterdârı Kasım Bey, Kefe Sancakbeyi tâyin edilerek, kanal projesi için gerekli incelemeleri yapmakla vazifelendirildi İncelemelerden sonra, 1569 Ağustosunda Don ve Volga Nehirleri arasındaki en dar bölgeden kanal açılmaya başlanıldı Ancak, Kırım Hanı Devlet Giray’ın gereken ilgiyi göstermemesi ve ağır kış şartları sebebiyle kanal projesi gerçekleşemedi ve bir daha da teşebbüs edilmedi
Sokullu Mehmed Paşanın Sadrâzamlığı zamânında, 1570’te Kıbrıs Adası fethedildi Osmanlı donanması 1571’de İnebahtı’da yok edildi İnebahtı felâketinden sonra, donanma başkumandanlığına tâyin edilen, eski Cezayir Beylerbeyi Kılıç Ali Paşa, Osmanlı teşkilât ve müessesesini daha bütünüyle bilemediğinden, yeni donanmanın hazırlanmasından ümitsiz görününce;
“Paşa hazretleri, sen henüz bu Devlet-i Âliyyeyi (Osmanlı Devletini) bilmiyorsun Bevallah böyle itikad eyle (bilmiş ol ki) bu devlet ol devlettir ki, murâd edinirse (isterse) cümle (bütün) donanmanın lengerlerini (gemi demiri) gümüşten, resenlerini (iplerini) ibrişimden, yelkenlerini atlastan etmekte suûbet (zorluk) çekmez Her hangi geminin âlâtını (âletlerini) ve yelkenini yetiştirmezsem bu minval üzere benden al” târihî cevâbını verdi
Bu söz, Osmanlı Devletinin kudret ve azametini göstermesi bakımından çok önemlidir
Venedikliler, İnebahtı sonrasında, Osmanlı Devletinin, antlaşmayla Haçlılara tâviz vereceğini zannediyorlardı Venedik elçisi bir görüşme esnâsında bu hâl içine girince, Sokullu’nun verdiği cevap, Osmanlı teşkilât, müessese ve ordusu gibi diplomasi kuvvetinin de ifâdesidir:
“İnebahtı Muhârebesinden sonra cesâretimizin sönmediğini görüyorsun, Sizin zayiâtınızla bizimki arasında fark vardır Biz sizden bir krallık (Kıbrıs Adası) alarak, kolunuzu kestik; siz ise donanmamızı mağlup etmekle sakalımızı tıraş etmiş oldunuz; kesilmiş kol yerine gelmez, lâkin tıraş edilmiş sakal daha gür olarak çıkar” dedi
Gerçekten de bir kışta yeni bir donanma yapıldı ve bütün Avrupa hayretlere düştü Sefer mevsimine iki yüzden fazla yeni kadırga ve mavna bütün silâh ve teçhizâtıyla hazır edilerek, denize açıldı Müttefik Haçlı Donanması, Osmanlı Donanmasıyla muhârebeye cesâret edemeden çekilip gitti Mora ve Adriyatik sâhilleri, düşmandan temizlendi
Sokullu Mehmed Paşa, Sultan Üçüncü Murâd Han devrinde de beş yıl vezir-i âzamlık yaptı 30 Eylül 1579’da, bir meczup tarafından şehit edildi Sokullu’nun öldürülmesi, ülkede umûmî bir teessür uyandırdı Kabri Eyüp’te Şeyhülislâm Ebüssü’ûd Efendinin kabri yanındaki türbesindedir
Sokullu Mehmed Paşa, güzel konuşan, iknâ kâbiliyetli, nâzik, son derece ahlâklı ve Türk-İslâm âlemi için faydalı hizmetlerde bulunmuş bir zâttı Son derece de dînine bağlı olup, Halvetî tarikâtına mensuptu Sultan Selim Hanın kızı İsmihan Sultanla evlenip, dâmâd-ı şehriyârî oldu
Geniş vakıflar ve hayır tesisleri kurdu Sokullu, Azapkapısı Câmii ile Kadırga’da kendi ismiyle anılan câmi, medrese ve hayrat tesislerini yaptırmıştır Lüleburgaz’da câmi ve medrese; Edirne’nin Çavuşbey Mahallesinde dükkânlar, odalar ve çifte hamam; Erdel Beçkerek’te câmi, han, çeşme, Dârülkurrâ ve köprü; Vişegrad’da Mîmar Sinân’a yaptırdığı nâdide bir köprü; Vişegrad-Saraybosna arasına büyük bir kervansaray yaptırdı Bunlardan başka, ülkenin birçok yerinde câmi, han, hamam, imâret vs gibi hayır müesseseleri yaptırıp, bu tesislere de çeşitli vakıflar kurmuştu Sokullu âilesinden önemli devlet adamları yetişmiştir
|