11-22-2009
|
#2
|
Şengül Şirin
|
Şinasi-Türk Gazeteci
Şinasi-Türk Gazeteci

İbrahim Şinasi, (1826-1871), 19 yüzyılda Türk edebiyatını etkileyen ve yönlendiren yazarlar arasında yer alır Osmanlı toplumunun çağdaş uygarlığı yakalayarak gelişebileceğini, bununsa batı örnek alınarak gerçekleştirilebileceğini savunan batılılaşma hareketinin öncülerinden biridir Gazetelerde yazdığı makalelerle, Fransızca'dan yaptığı şiir çevrileriyle, edebi ve toplumsal eleştirileriyle, yazdığı tiyatro yapıtıyla ve kullandığı yalın, halkın anlayabileceği an dille edebiyatta batılılaşmanın ilk adımlarını atmıştır
İbrahim Şinasi İstanbul'da Tophane'de doğdu İlköğrenimini mahalle sıbyan mektebinde ve Tophanede'ki Fevziye Mektebi'nde tamamlayan Şinasi aile dostlarının yardımıyla Tophane Müşiriyeti Mektubi Kalemi'ne kâtip adayı olarak girdi Burada İbrahim Efendi' den Arapça, Farsça ve Osmanlıca'nın yazı kurallarını öğrendi; Müslüman olmuş bir Fransız subaydan Fransızca dersi aldı Böylece ilgisi doğu kültürü yanında batıya da çevrilen Şinasi görevindeki çalışkanlığı ve başansıyla hızla yükseldi Bu arada çevresinde bir şair olarak da tanınmaya başlamıştı 1849'da Damat Fethi Ahmed ve Mustafa Reşid paşaların yardımıyla, Fransızca'sını geliştirmek ve bilgisini artırmak amacıyla devlet tarafından Paris'e gönderildi Burada matematik, tarih, doğa bilimleri ve toplumsal bilimlerle ilgilendi Fransızca'sını geliştirdikten sonra İstanbul'dan aldığı bir emir üzerine maliye okumaya başladı

Paris'te çalışmalarını başarıyla sürdüren Şinasi burada Reşid Paşa'nın önerisiyle doğu-bilimci De Sacy ailesiyle dostluk kurarak onların çevrelerine girdi Ayrıca Alphonse de Lamartine ile tanışarak onun toplarıtılarını izledi Bu arada Societe Asiatique (Asya Derneği) adını taşıyan kuruma üye kabul edildi 1854'te İstanbul'a dönen Şinasi bir süre Tophane'deki eski görevinde çalıştıktan sonra Meclis-i Maarif üyeliğine atandı Encü-men-i Daniş'de (Bilimler Akademisi) görev yaptı Ama koruyucusu Mustafa Reşid Paşa sadrazamlıktan azledilince bu göreve gelen Âli Paşa Şinasi'yi Meclis-i Maarif üyeliğinden çıkarttı Ama kısa bir süre sonra Mustafa Reşid Paşa yeniden sadrazam olunca Şinasi de eski görevine döndü
Paris'ten döndükten sonra batı şiirinin etkisinde şiirler yazan Şinasi 1859'da, Türkçe'de batı şiirinin ilk örneklerinin verildiği Tercüme-i Manzumeyi yayımlamaya başladı
Bu arada yeni yazdığı kasidelerde batıdan edindiği yeni düşünceleri büyük bir yüreklilikle dile getiriyordu Şinasi ayrıca bir gazete çıkararak halka halkın diliyle batının yeniliklerini ve düşüncelerini tanıtmayı amaçlıyordu
Bu isteğini Agâh Efendi ile birlikte 1860'ta Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkararak gerçekleştirdi Şair Evlenmesi adlı tiyatro yapıtını burada tefrika eden Şinasi bir süre sonra bu gazeteden ayrıldı 1862'de Tasvir-i Efkâr adıyla yeni bir gazete çıkarmaya başladı Bu yeni gazetede ağırlık haberden çok düşünce ve edebiyat yazılarındaydı Ahmed Vefik Paşa gibi dönemin aydınlarının yanı sıra Namık Kemal gibi genç yazarlar da burada yazmaktaydı Ama Şinasi'nin gazetesinde devlet işlerini eleştirmesi, çevresine yeni düşüncelere açık gençleri toplaması ve Sultan Abdülaziz'e karşı Şehzade Murad'ı tutması 1863'te bir kez daha Meclis-i Maarifteki görevine son verilmesine yol açtı Bunun üzerine Tasvir-i Efkâfı Namık Kemal'e bırakarak 1865'te Paris'e gitti
Şinasi Paris'e bu ikinci gidişinde zamanının önemli bölümünü büyük bir Türkçe sözlük hazırlamakla geçirdi Bu arada'yazar, dilbilimci Emile Littre ve Ernest Renan'la dostluk kurdu 1867'de İstanbul'a dönen Şinasi kısa bir süre sonra yeniden gittiği Paris'te iki yıla yakın kalarak Fransa Ulusal Kitaplığı'nda araştırmalar yaptı 1896'da döndüğü İstanbul' da yaşamının geri kalanbölümünü, açtığı basımevinde yapıtlarının yayımlanmasıyla uğraşarak geçirdi
19 yüzyılın başlarında Osmanlı Devleti'ni yönetenler kötü gidişin batıya yönelerek ve batının desteğiyle önlenebileceğine inanıyorlardı Ama bu yönelişi yalnızca teknik gelişmeleri izleyerek ülkede bunlardan yararlanmak olarak görüyor ve batının üstünlüğünün temelinde yatan teknolojik gelişkinliği yakalayabilmek için yurtdışına öğrenci gönderi-yorlardı
Amaçları bu öğrencilerin salt teknolojik yenilikleri öğrenerek ülkeye dönmeleriydi Onların, zararlı gördükleri batı kültür ve değerleriyle ilgilenmelerini istemiyor, böylesi bir olasılığı engellemek için önlemler alıyorlardı Ne var ki, batıya yöneliş Osmanlı yöneticilerinin başlangıçta düşündüklerinin çok ötesinde derin değişimlere yol açtı Batıya açılma hareketiyle birlikte batı kültürü ve düşüncesi Osmanlı aydını üzerinde etkili oldu Şinasi de Fransa'ya eğitim için gönderilen öğrencilerden biriydi Fransa'ya bu ülkede düşünce hareketlerinin en yoğun olduğu dönemlerden birinde gitmişti Batı, özellikle de Fransız kültürüyle tanışan Şinasi batı düşüncesinin derinliklerini anlayabilmiş, laik düşünceyi kavrayabilmiş ilk Türk yazan ve düşünürüdür Onda Aydınlarıma Çağı düşüncelerinin ve bireye özel bir önem veren Romantizm'in etkisiyle özgürlük kavramı gelişmiştir
Ama doğrudan doğruya bu kavramı kullanmaz ve bir siyasal yapı değişimi önerisinde bulunmaz Ayrıca yazılarında ve şiirlerinde, tarafsızlaştırdığı padişahlık kurumundan da rahatsızlık duymaz Ama zalimliğe, baskıya ve özgürlüklerin kısıtlarımasına karşı çıkar Şinasi'ye göre zalimliğin ve köleliğin arkasında cehalet ve dinsel gericilik yatar Uygarlığın temelinde batıda olduğu gibi akıl vardır Eski İslam uygarlığı da o günkü batı gibi bu temel üzerine kurulmuştur
Eğitim alanında akılcı bir yöntemin uygularımasından yana olan Şinasi, bu amaçla yazarlığında çok yanlı bir uğraş içine girmiş, makale, şiir, oyun yazmış, sözlük çalışmalanyürütmüştür Türkiye'de aydınlara yönelik ilk kitle iletişim aracı olan Tasvir-i Efkâr'ı kurarak çok önemli bir adım atmıştır
Şiirde sade bir dil arayışı içinde olan Şinasi ilk bakışta son derece ilkel ve yoksul görünmek pahasına, eski şiirin kalıplannı kullanmaktan kaçınmış, yeni bir şiir biçimi bile geliştirmiştir Düz yazılarında da yalın bir dille yazan Şinasi, dili Osmanlıca süslemelerden kurtararak kullanmaya özen göstermiştir
Şinasi'nin tek perdelik Şair Evlenmesi adlı oyunu, batı tiyatrosu örnek alınarak yazılmış ilk yapıttır Şair Evlenmesi'nin konusu ve kahramanları halk arasından seçilmiş, oyunda olay ve hareket zenginliğinden çok, bu halk tiplerinin canlarıdmlmasma özen gösterilmiştir Oyunun konusu işbilir, zeki bir dost tarafından ufak bir rüşvetle düzeltilen hileli bir evlenme olayıdır Şair Evlenmesi oldukça başarılı bir tiyatrodur ve halk diliyle yazılmış oyundaki tüm kişiler canlarıdırdıktan tiplere uygun bir dille konuşturulmuşlardır
Şinasi'nin en önemli yapıtı gazeteleri ve bu gazetelerdeki yazılarıdır Şiirleri, Müntaha-bat-ı Eş'ar olarak da bilinen Divan-ı Şinasi (1862) adlı kitapta toplanmıştır Durub-ı Em-sâl-i Osmaniye (1863) adlı yapıtında ise atasözlerini toplamıştır
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
|
|