Şizofrenik Bozukluk |
|
|
#1 |
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Şizofrenik BozuklukŞİZOFRENİK BOZUKLUK Şizofreni, DSM IV‘te altı aydan uzun süren, en az bir ay hezeyan, halüsinasyon, desorganize konuşma, dezorganize veya katatonik davranış ve negatif belirtilerden iki veya daha fazlasının olduğu bir bozukluk olarak tanımlanmaktadır ![]() Son zamanlarda şizofreni de beyin görüntüleme teknikleri, atipik antipsikotiklerin bulunması, hastalığı etkileyen psikososyal faktörlerin yeniden gözden geçirilmesi ve sorgulanmasıyla çok büyük ilerlemeler kaydedilmiştir ![]() Manyetik rezonans görüntüleme teknikleri ve hassas nöropatolojik teknikler şizofreni de bozukluğun limbik sistem de olduğunu göstermektedir Amigdala, hipokampüs, parahipokampal girus patolojileri hastalığın kaynağı olarak görülmektedir Minimal yan etkileri olan klozapin, risperidon , olanzapin , ketiyapin gibi atipik antipsikotiklerin bulunması ; bu ilaçlarla yapılan araştırmalar ikinci önemli gelişmedir Şizofrenide ilaç tedavisinin iyi sonuçlar vermesi, etiyolojide biyolojik eğilimin büyük kabul görmesine neden olmuştur Bu nedenle şizofrenide başlangıç, relaps ve tedavi sonucunu etkileyen psikososyal faktörler yeniden gözden geçirilmeye başlanmıştır TARİHÇE Şizofreni tarihinde iki önemli isim, Emil KRAEPELIN ( 1856 - 1926 ) ve Eugen BLEULER’dir ( 1857 - 1939 ) Fransız psikiyatrist Benedict MOREL ( 1809 - 1873 ), Adölosanda başlayan hastalığın yıkımla (deteriorasyonla) sonuçlanmasından dolayı şizofreniye Demans Prekoks adını vermiştir Karl KAHLBAUM ( 1829 - 1899 ) katotonik şizofreniyi, Ewold HECKER ( 1843 - 1909 ) aşırı garip acayip ( bizarre ) davranışlarla seyreden desorganize ( hebefrenik) şizofreniyi tanımlamıştır![]() Emil KRAEPELİN Kraepelin, şizofrenik bozukluğun kognitif sürecini Demans, erken başlangıcını Prekoks olarak vurgulamıştır Demans prekokslu hastalar uzun dönemde kötüleşen bir süreci vurgulamak için kullanılmıştır Klinik olarak yaygın halüsinasyon ve hezeyan semptomları hastalığın akut dönem belirtileri olarak tanımlanmıştır Kraepelin bu hastalığı manik depressif psikozdan ve sistemli perseküsyon hezeyanlarının olduğu, yıkıma (deteriorasyona) gitmeyen paranoyadan ayrılması gerektiğini vurgulamıştır Kraepelin bu hastaların % 4’ünün tamamen iyileştiğini, % 13’ünün anlamlı remisyonlar gösterdiğini belirtmiştir Eugen Bleuler E Bleuler literatürde ilk kez demans prekoks yerine şizofreni terimini kullanmıştır Kraepelin ‘in ileri sürdüğü gibi her hastada yıkımın ( detoriorasyonun ) olmadığını; duygu, düşünce ve davranışta yarılmayı (skizis) ortaya atmıştır Şizofrenide çağrışımlarda (Assosiasyonda) enkoherans, duygulanımda (Affektivitede) küntlük, duygu düşünce ve davranışta ikilemler (Ambivalans) , kişinin dış alemden çekilerek kendi iç alemine dönmesi (Autism) 4 A belirtisinin olduğu birincil ; hezeyan, halüsinasyonlar ve diğer belirtileri ikincil belirtiler olarak değerlendirmiştir Diğer Teorisyenler Psikobiyolojinin ve modern psikiyatrinin kurucuları olan Meyer, Sullivan, Longfield ve Schneider şizofreninin ve diğer ruhsal hastalıkların yaşam stresine karşı tepki olarak geliştiğini ileri sürerek “Reaksiyon” terimini kullanmışlardır İnterpersonel psikoanalitik okulun kurucusu Sullivan, şizofrenide hem bir semptom, hem de bir neden olarak sosyal izolasyon olduğunu vurgulamıştır Kretschmer şizofreninin daha çok astenik, atletik, displastik tiplerde; bipolar bozukluğun ise daha çok piknik tiplerde görüldüğünü vurgulamıştır![]() G Longfield, şizofreni ve şizofreniform psikoz ayırımını yapmıştır Şizofrenide, depersonalizasyon, otizm, duygusal küntlük, sinsi başlangıç, derealizasyon, gerçeği test etme yeteneğinin bozukluğunu vurgulamıştır Schneider, şizofrenide birincil ve ikincil dereceden semptomları belirtmiştir Birinci dereceden semptomlar a kendi düşüncelerinin yüksek sesle söylendiğini işitme, b kendisine emir veren yönlendiren seslerin işitilmesi, c kendisiyle kavga eden tartışan seslerin işitilmesi, d Somatik pasivite, e düşünce çalınması, f Düşünce yayınlanması , g Düşünce sokulması, h Hezeyansal algılar, ı Duygu, düşünce ve davranışta kontrol edilme ve etkilenme hezeyanları![]() Bu semptomlar daha sonra DSM’lere de kaynak teşkil etmiştir
|
|
|
|