Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
açısından, kısılık, psıkolojısı, yetıskınlık

Kısılık Psıkolojısı Açısından Yetıskınlık

Eski 09-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kısılık Psıkolojısı Açısından Yetıskınlık




KISILIK PSIKOLOJISI AÇISINDAN YETISKINLIK
Bu bölümde özellikle, kisiligin sürekliligi, yetiskin kisiligi ve kadin
kisiligi sorunlari ele alinacaktir Çocukluktan yetiskinlige kadar
giden degismez bir kisilik yapisi var midir? Yetiskin kisiliginin kendine
özgü nitelikleri nelerdir? Cinslere bagli kisilik özellikleri yaygin
kalipyargilarin disinda nasil tanimlanabilir?
1) Kisiligin Sürekliligi Sorunu
Genellikle yetiskin insanin, özel ve oldukça tutarli bir kisiligi
olan karmasik bir varlik oldugunu kabul ederiz Tutarli kisilik yapilari
insanlarin düzenli iliskilere girebilmeleri için de gereklidir Kisilik
kavrami, benzer durumlara verilen tepkilerdeki bireysel farkliliklari ve
farkli durumlarda oldukça tutarli olan davranislari anlamamiza da yardimci
olur Bir bakima kisilik, birey ile çevresi arasinda bir uyum
olusturur; bireyin geçmis deneyimlerine özel uyumunu ve simdiki
toplumsal ve fiziksel çevresini degerlendirmesini saglar Sonuç olarak,
kisiligin geçmisteki ve özellikle çocukluktaki deneyimleri yansittigi
ve degisik durumlar karsisindaki tepkide tutarli bir biçimde ortaya
çiktigi kabul edilir Öte yandan, insanlarin degistigi de sezgisel olarak

bilinir Insanlar her ayni duruma her zaman ayni tepkiyi vermezler;
psikoterapide degisebilecekleri umulur; yetiskinlik yillarinda yeni
deneyimler ve roller edinerek degisebilirler, vb Dolayisiyla, insanlarin
farkli durumlarda ve yasamlarinin degisik dönemlerinde ne ölçüde tutarli
kaldiklari sorulabilir Benlik açisindan bakildiginda, benzer durumlara
alisilmis tepkilerin verildigi, durumlarin seçici algilamayla
benzer kilindigi söylenebilir Ancak, psikologlara göre benlik ile kisilik
ayni seyler degildir Kisilik, farkli durumlara oldukça kestirilebilir
tepkileri veren içsel bir yapidir; benlik ise kisiligin odaginda yer
alan bir yapidir Benlikle kisilik arasindaki iliski ve kisilikle dis
dünyanin iliskisi oldukça karmasiktir Örnegin, bir insamn kisiliginin
çocukluk deneyimlerini yansittigi düsünülür; ancak, kisilik olustuktan
sonra dis durumlardan çok içsel dinamigi yansittigi kabul edilir Yine
de kisilik dis durumlarla yogrulmustur Murphy'nin dedigi gibi, "Seninle
ve çevrenle arada hiçbir zaman kesin bir ayirim yoktur Çevren
senin üzerinde, seni degistiren, kaliplastiran ve yeniden olusturan bir
etkide bulunur"
Genç yetiskinlik dönemi açiklanirken kisiligin -kimlik karmasasini
çözmede, anababa olmada, mesleki toplumsallasmada- sürekli
degisen yönlerine deginilmisti Klasik kisilik görüsü insanlarin bu tür
olaylarda önemli ölçüde degismedigini ileri sürmektedir Su halde,
kisilik uzun yillar degismez olarak mi kalmaktadir'? Degisme söz konusu
ise kisiligin hangi yönleri degismektedir? Degisme yoksa kisilik
belirli bir yasta donup kalmakta midir? Yirmi ya da otuz yasindan
sonra kisilikte hiçbir degisiklikten söz edilemez mi?

William James 1887'de söyle yaziyordu: "Çogumuzda karakter
otuz yasin gelmesiyle birlikte alçi gibi katilasir ve bir daha asla
yumusamaz" Bedenimiz yillarla bükülse ve düsüncelerimiz zamanla degisse
de, temelde degismez kalan bir kisilik, bir iç benlik vardir
Zick Rubin'e (1981) göre, kisiligin kararliligina iliskin bu görüs
geçmis yüzyillarda psikolojik bir "dogma" olarak kabul edilmisti
1970'lerden sonra ise bu geleneksel görüs eskimeye basladi Sadece
çocuklukta degil yasam boyunca degisme kapasitesi vardir ve bugün
degisim ve büyüme sözcükleri atasözü olmus gibidir Kisiligin yasam
boyunca degisimi sürdürdügü görüsü Jung ve Erikson'un kuramlarindan
destek alarak pek çok yandas bulmakta ve böylece yeni bir
"dogma" olusmaktadir
Rubin'in dedigi gibi, kisilik psikolojisinde simdi yeni bir "dogmalar
savasi"yla karsi karsiyayiz Bu savasta yan tutmanin, biri metodolojik
(yöntemlere bagli), digeri ideolojik (dünya görüslerine bagli) iki
kaynagi oldugu söylenebilir
a) Yöntembilimsel yaklasim Gelisim arastirmalarinin çogunda
kesitsel yöntem kullanilir Gelisim psikolojisinde kesitsel arastirmanin
egemenligi, çocuklarin yetiskinlerden, yaslilarin gençlerden
farkli oldugu görüsünün yerlesmesine yol açmistir Berkeley'den psikolog
Jack Block, "Kisilik arastirmalarinin belki yüzde doksaninin

yöntembilimsel bakimdan yetersiz, kavramsal içerikten yoksun ve hatta
aptalca oldugu" savini ortaya atmaktadir Kisilik arastirmalari, yeterince
sinanmamis ölçmelerle (isteyen herkes yarim günde yeni bir "kisilik
ölçegi" gelistirebilir), küçük örneklemlerle ve rastgele hedeflenmis
stratejilerle ("bilgisayara ver, korelasyonlar al!") doludur Dikkatli
ve özenli boylamsal arastirmalar yok denecek kadar azalmistir Su
halde, insanlarin önceden kestirilemez oldugu görüsü, insan dogasinin
degil, insan dogasini incelemekte kullanilan rastgele yöntemlerin ürünüdür
Böylece, degisim ve kararlilik yanlilari arisindaki anlasmazligin
çogunun yöntembilimden kaynaklandigi görülmektedir Özelliklerin
sürekliligini savunanlar genellikle kati kisilik testlerine, degisimi
vurgulayanlar ise daha niteliksel, klinik betimlemelere dayanmaktadirlar
Psikometrisyenler klinik verileri güvenilmez saymakta, buna karsilik
klinisyenler de psikometrik verileri saçma bulmaktadirlar
Simdi, her iki türden arastirmalari gözden geçirerek bir sonuca
varmaya çalisalim
Jack Block, denekleri ortaokul yillarindan baslayarak kirk yasina
kadar izleyen arastirmasinda 20 yili askin bir sürede tutum listelerinden
görüsme kayitlarina kadar çok zengin bir veri arsivi olusturmus,
kisilik raporlarini derinligine çözümlemistir Böylece Block
kisilikte dikkate deger bir kararlilik (stability) bulmustur Deneklerin
ortaokul yillarindaki ve daha sonra kirk yaslarindaki puanlari arasinda
istatistiksel bakimdan anlamli bir korelasyon vardir En özelestirici

ergenler yine en özelestirici yetiskinler idiler, neseli gençler kirk
yasinda da neseli yetiskinlerdi, okuldayken huylari dalgalanma gösterenler
orta yaslarda da hala dalgalanma gösteriyorlardi
Kisiligin kararliligi konusunda Baltimor'lu psikologlar Paul T
Costa ve Robert R MeCrae'nin orta yillarla ileri yetiskinlik yillarina
iliskin bulgulari da ilgi çekicidir Boston'da 25-82 yaslari arasinda 400
erkek on yil arayla iki kez ve Baltimor'da 20-76 yaslari arasinda 200
erkek alti yillik aralarla üç kez testten geçirildi Sonuçlar bir sarki
sözünden alinan baslikla yayinlandi: "Bunca Yildan Sonra Ayni" (1980)
Bulgulara bir örnek olarak su verilebilir: "19 yasinda kendini kabul ettiren
40 yasinda da kendini kabul ettirmektedir, 80 yasinda da"
Minnesota Üniversitesi'den Gloria Leon ve arkadaslari, 71 erkegin
1947'de asagi yukari elli yaslarindayken ve 1977'de aaaaen yasindayken
MMPI testi sonuçlarini çözümlediler ve on üç ölçekte yüksek
korelasyon saptadilar Berkeley'de Paul Mussen ve arkadaslari 53 kadinla
30 ve 70 yaslarinda yapilan görüsme sonuçlarini çörümleyerek
içedönüklük-disadönüklük boyutlarinda yüksek korelasyon buldular
Costa ve McCrae içedönüklük-disadönüklük ölçümlerinde yüksek derecede
kararlilik oldugunu gördüler; "nörotiklik" alaninda da çok sabitlik
buldular Nörotikler yasam boyunca olasi yakinmacilardir Yaslandikça
farkli seylerden yakiniyorlar (örnegin, genç yetiskinlikte ask
konusunda, kirk yaslarinda orta yas bunalimindan, ileri yetiskinlikte
saglik sorunlarindan), fakat hala yakiniyorlar En az nörotik kisi ayni

olaylara daha yüksek bir ilimlilikla tepki gösteriyor Boylamsal arastirmalar
yetiskinlik boyunca insanlarin coskunluk, etkinlik, düsmanlik
ve içtepisellik düzeylerinde çok hafif bir düsüs oldugunu göstermektedir
25 yasinda içtepisel olan biri 70 yasinda birazcik daha az
içtepisel olabilir, fakat hala yasitlarindan daha fazla içtepisel olmasi
çok olasidir
Insanlar belirli bir grup içinde ölçülen özelliklerini koruyorlar
Fakat her biri yaslandikça degisiyor olabilir Eger herhangi biri yasaminin
sonraki bölümünde de asagi yukari ayni derecede içe dönüyorsa
içe dönüklük ölçümlerindeki korelasyon hala yüksek olabilir,
dolayisiyla aldatici bir kararlilik görünümü verebilir Gerçekten de,
psikolog Neugarten insanlarin yasamin ikinci yarisinda daha içe dönük
olmaya genel bir egilim gösterdiklerini ileri sürmektedir Oysa
yeni boylamsal arastirmalar insanlarin yaslandikça içedönüklükte pek
az artis gösterdiklerini ortaya koymaktadir Degisim o kadar azdir ki,
Costa ve McCrae bunun pratik anlaminin çok az oldugunu düsünmektedir
Mischel kisiligin sürekliligi konusundaki arastirmalari gözden
geçirmis ve belli basli bulgulari özetlemistir Kisiligin süreklilik görülen
yönlerinden biri, insanin kendini tanimlamasinda ortaya çikmaktadir
Boylamsal bir arastirmada, bireylerin 19,5 yasinda ve 44,5
yasinda kendilerini tanimlamalarinda degisiklik görülmüyor Mischel'in
oldukça tutarli buldugu bir alan da "bilissel üslup" olmustur
Örnegin, bilissel üslup ile bagimlilik-bagimsizlik iliskisi yüksek bir
korelasyon göstermektedir Bilissel üslup alaninin tutarliligi zihinsel

süreçlerin tutarliligindan kaynaklaniyor olabilir Bilissel üslup (cognitive
style), bireylerin algilarini örgütlemede ve siniflamada ortaya
koyduklari kararli tercihlerdir Çevremizin çesitli yönleriyle ugrasirken
her birimiz özel bir bilissel üslup kullaniriz Bilissel üslupta insanlarin
birbirinden farklilastigi boyutlardan biri sorun çözme yaklasimlaridir
Kimileri bir soruna -dogrulugu konusunda hiçbir kaygi
duymaksizin- çok çabuk yanit verirler, ayni zekaya sahip kimileri de
çok zaman harcarlar; birincilere "içtepisel" (impulsive), ikincilere de
"düsünceli" (reflective) kisiler denir Arastirmalar, sorun çözmede
içtepisel çocuklarin düsünceli çocuklardan daha geri olduklarini ortaya
koymaktadir; öte yandan, içtepisel çocuklar karmasik görevleri
düsünceli çocuklardan daha çabuk yerine getirmektedirler Bilissel
üslubun bir baska boyutu da bagimlilik-bagimsizlik alanidir "Alan-bagimsiz"
kisiler bir sahnenin ögelerini çözümlemeye yöneliyorlar,
ögeleri geri planindan ayirarak ele aliyorlar; buna karsilik, "alan-bagimli"
kisiler bir sahneyi bir bütün olarak ele aliyor ve onu olusturan
bireysel ögeleri görmezlikten geliyorlar Arastirmalar, alan-bagimsiz
üniversite ögrencilerinin matematige, doga bilimlerine, mühendislige
ve yüksek düzeyde çözümleyici düsünce gerektiren konulara yöneldiklerini;
buna karsilik, alan-bagimli ögrencilerin insan ve toplum bilimlerine,
egitime ve bütüncü bir bakis gerektiren alanlara yöneldiklerini
göstemmektedir
Mischel, kendimize iliskin tipolojimizin ve dünyayi algilayisimizin
da zaman içinde degismedigini belirtmektedir Baska bir deyisle,

bireyin kendisini ve baskalarini tanimlamak için kullandigi "özel
yapilar" zamana dayaniklidir Belki de bunun nedeni, bu yapilari olusturan
bilissel ve zihinsel süreçlerin tutarliligidir Mischel, seçici alginin
sürekliliginden söz etmekte, zihin, gerçek dünyanin karmasikligini
basite indirgeyen bir biçimde isledigini söylemektedir
Özetle, zaman içinde en çok kararlilik gösteren kisilik özellikleri,
bireylerin bilissel üsluplari ve benlik tanimlaridir Dürüstlük,
saldirganlik, otoriteye karsi tutum gibi daha psikodinamik kisilik
özellikleri, daha düsük düzeyde olmakla birlikte istatistiksel bakimdan
anlamili korelasyonlar göstermektedir
Kisiligi bir etkilesim sistemi olarak ya da bireyle durumun ortak
ürünü olarak kabul edersek bu bulgular daha da anlam kazanmaktadir
O zaman bu etkilesimsel sistemde bir süreklilik var demektir Kurt Lewin,
"bireyin herhangi bir durumdaki davranisi, o durumun özelliginin,
onu bireyin algilayis biçiminin ve o zamanki özel davranis egiliminin
ortak ürünüdür" der Böylece, degisim ve kararlilik kisilikte
ayni anda yer alabilmektedir Ayni bütüne Freud'çu yaklasimla bakildiginda
süreklilik, davranisçi yaklasimla bakildiginda degisim görmek
olanaklidir Ancak sorun yalnizca yöntem sorunu da degildir
b) Dünya görüsünün etkisi Insan yasami için neyin daha
önemli oldugu konusundaki temel görüs farkliligi kisilik tartismalarina
da yansimaktadir Costa ve McCrae zaman içinde tutarli kalan
kisiligin degerini, kararli bir kimlik duygusunun temel ögesi olarak

vurgulamaktadir: "Eger kisilik kararli olmasaydi gelecekteki yasamimiz
konusunda seçim yapma yetenegimiz çok sinirli olurdu" Es, meslek
ya da arkadas konusunda akilli seçimler yapacaksak nelerden hoslandigimizi
bilmek zorundayiz Costa ve McCrac, kararli bir kisiligin
korunmasini yasamin degisiklikleri karsisinda insanin yasamsal bir
basarisi olarak görmektedir
Sosyolog O G Brim ise büyüme gizilgücünü insanligin temeltasi
olarak görmektedir: "Insan, sürekli olarak çevresine egemen olmaya
çabalayan ve gitgide oldugundan daha fazlasi olan dinamik bir
organizmadir" Brim, "Ben, psikolojiyi özgürlesmenin hizmetinde görüyorum,
baskinin degil!" demektedir Geçmiste Sullivan da, insanin
degismesi gerektigini, aksi halde ölecegini söylemekteydi Sullivan,
insan kisiliginin temellerinin Freud'un ileri sürdügü gibi ilk çocukluk
döneminde atildigini kabul etmez, kisiligin olusumunu belirleyen yasantilarin
bu yaslardan sonra ortaya çiktigini savunur Nitekim, gelisim
psikolojisinde de bugün artik Freud'çu anlamda kati ve sinirli bir
kisilik olusumu görüsünü savunmaya olanak kalmamistir Yine de,
kisiligin sürekliligi sorunu psikolojinin en zor sorunlarindan biri
olarak kalmaktadir
Sorunun çözümsüz kalmasinin nedeni, Zick Rubin'in (1981)
dedigi gibi, degisim ve kararlilik arasindaki gerilimin, sadece akademik
tartismalarda degil, insan olarak her birimizin içinde de bulunmasidir
Yetiskin kisiliginin gelisimi konusunda eksiksiz bir tablo,

ayni kalma ve degisme arasindaki bu gerilimi kaçinilmaz olarak yansitacaktir,
Brim ve Kagan söyle yazmaktadir: "Bir yanda kimlik duygusunu,
süreklilik duygusunu koruma konusunda güçlü bir dürtü vardir,
çok çabuk degisme ya da dis güçlerce degistirilme korkusunu yatistiran

Öbür yanda, her insan dogal olarak, simdi oldugundan fazlasini
olma istegiyle çabalayan amaçli bir organizmadir" Kuskusuz,
kisiligin bazi yönleri (huzurlu ya da sikintili olmaya egilim gibi) diger
yönlerinden (çevreye egemen olma duygusu gibi) tipik olarak daha
kalici ve kararli olabilir Yine de, her birimizin zaman içinde hem
kararliligi hem degisimi yansitacagimizi kabul etmek gerekir Nitekim,
akademik tartismanin her iki ucundaki kisiler de kisiligin her iki
özelligi birlikte tasidigi görüsünde birlesmektedirler Kendi savlarini
siddetle savunurken bile olasiliklari da bildirmektedirler Örnegin
Costa, "19 yasinda kendini kabul ettiren 80'inde de ettirir" derken,
"bunu degistirecek herhangi bir sey olmadikça" diye eklemektedir
Brim de, insanlarin kisiliklerinin ve özellikle özdenetim ve özsaygi
duygularinin yasam boyunca degisimi sürdürecegini vurgularken, "takilip
kalmadikça" demektedir

c) Kisiligin etkilesen yönleri Kisilikte kalici ve degisken yönlerin
birlikte bulundugunu kabul etmek, bunlarin birbirleriyle etkilestigini
de kabul etmeyi gerektirir Allport (1961) kisilik kuramlari
arasindaki temel farkliliklari saptarken davranisçi, derinlikçi ve
etkilesimci görüsleri ayirt eder Etkilesimci görüs kisiligi bir olusum
süreci olarak görür Bu görüs, diger iki yaklasimin katkilarini yadsimamakta
ve kisiligi süreç (degisim) ve yapi (kararlilik) olarak ele almaktadir

Kisilik ancak bu farkli yünlerin etkilesimiyle var olabilir ve kisiligin
anlasilmasi ancak bu bütünlügün isiginda olanaklidir GW Allport'un,
GH Mead'in, DC Kimmel'in paylastigi bu görüs, bireysel kisilikleri,
sayisiz toplumsal etkilesimlerle yogrulmus, özel fizyolojik,
algisal ve kavramsal sistemler içeren bir bütün olarak görür Sullivan'in
kisilik tanimi da böyledir: "Kisilik, insan yasamini niteleyen
sürekli kisilerarasi durumlarin oldukça kalici bir örüntüsüdür" Karsilikli
etkilesen bu süreçlerin ortasinda insan organizmasi ayni oranda
karmasik bilissel ve duygusal süreçlerle islev görür Örnegin Carson,
bireyin plan yapmasinin, bilgiyi islemesinin, geribildirimden yararlanmasinin
ve gelecek islemler için kararlar almasinin karmasik yapisini
açiklamaya çalismistir Bu süreçte birey kisisel bir üslup gelistirir ve
bu üslup hep korunur Bir baska örnek Mead'in simgesel etkilesim kuramidir
Mead'e göre benlik toplumsallasma süreci içinde ortaya çikmaktadir
Insanda dogal olarak varolan etkilesim dilin ortaya çikmasina
neden olmustur Dil, benligin gelismesinde ve isleyisinde temel
bir etkendir Dil ögrenilirken, sözcüklerin simgeledigi düsünceler, tutumlar
ve duygular da ögrenilir Çocuk, ancak dili ögrendikçe paylasabildigi
ve toplumsal anlamlar tasiyan bir dünyaya girebilir Birey, baskalarinin
kendisi karsisinda takindiklari tutumlarin isiginda kendisi
üzerinde düsünmeye baslar, böylece kendi özbilincine varir, toplumsal
bir benlik edinir, sonuçta kendini baskalarinin yerine koyabilme ve
baskalarinin rollerini üstlenebilme yetenegini kazanir
Kisilik konusunda çok sey söylemek olanakli olmakla birlikte,

sayisiz açiklamalar içinde kaybolmamak için son olarak temel bir kavramla
ilgili açiklamalara yer vermekte yarar var Güdü (motivation)
kavrami niçin sorusuna yanit vermeye yarayan bir kavramdir Niçin
insanlar çesitli roller alirlar, planlar yaparlar, bedelinden daha yüksek
ödüller umarlar? vb Bu sorularin yaniti için basari, merak, acidan
kaçinma gibi çesitli güdülerden söz edilmistir Ancak, "gelisme sürecinde
olan bir varlik" olarak insan için en uygun güdü "kendini gerçeklestirme"
ve "yeterlilik" güdüsüdür Rogers'a göre, "Kendini gerçeklestirme
güdüsü, insan organizmasinin kendi gizilgücünü en üst
düzeyde gerçeklestirmek için sahip oldugu egilimdir; belirli bir toplumsal
çevrede organizmasini ve bütün kapasitelerini koruma ve gelistirme
arayisidir" Yeterlilik güdüsü de bireyin çevresiyle etkilesime
girmesini saglar Bu güdülerin yetiskinlik yasaminda ortaya çikmasi
degisik noktalarda farklilik gösterecektir, yine de bunlar bireyin toplumsal
ve fiziksel çevresiyle etkilesiminin amaçlarini belirler
Sonuç olarak, önce kisiligin etkilesen yönleri var: Fizyolojik süreçler,
kisisel üsluplar, toplumsal roller gibi Bu yönler bir bakima
içseldir, yani biz onlari içimizde tasiriz Ikinci olarak, kisiligin dis
yönleri var: Toplumsal durumlar, davranislarin sonuçlari, toplumsal
etkilesim agi gibi Üçüncü olarak, bu yönlerin etkilestigi yer ya da
benlik var Dördüncü olarak, kisilik belirli bir toplumsal etkilesim
kalibi içerisinde kendini gerçeklestirme ve yeterlilige ulasma çabasi
içindedir Besinci olarak, kisilik sürekliligini korurken degisime de
ugrar Altinci olarak, kisilik gelecege dönüktür, simdinin sonuçlarindan
etkilenir, ayni zamanda geçmisle de baglantilidir, ama geçmis tarafindan

belirlenmez Son olarak, kisilik bu degisik ögelerden farkli
bir bütündür Bu özellikler karmasik yetiskin kisiligini de çerçeveleyen
özelliklerdir (DC Kimmel, 1974)

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.