Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
almaz, çocugum, demeyin, uyusturucu

Benim Çocugum Uyusturucu Almaz Demeyin .

Eski 09-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Benim Çocugum Uyusturucu Almaz Demeyin .



Deneyimli psikiyatr Kültegin Ögel ve sosyal projeleriyle tanınan Nur Onur anne ve babalara rehberlik edecek iki kitapla madde bağımlılığı konusunun önemini gündemden düşürmemeye çalışıyor
Yakın zamanda çevrenizdeki “öteki” lerin hayatta kalma mücadelesine bakma en azından bunu düşünme fırsatınız oldu mu ? Özellikle de içinde yaşadığımız yüzyıl çocuklarının sorunlarını kendi çocuğunuzmuş gibi sahiplendiniz mi?

İş güç hayat memat işleri ya da oğlun kızın müsamereleri derken “öteki”nin sorunları kapımızı çalmaz sanırız Oysa hayat dolu çocuklarımızı bekleyen öyle bir tehlike var ki küçük bedenli koca yürekli her an gözleri nemlenebilen bir kadını tüm Türkiyeli anneler adına bir korku almış bile Nur Onur’dan bahsediyorum

Medyadan tanıdığımız Nur Onur madde bağımlılığına savaş açmış uzman bir isim olan Kültegin Ögel ile hazırladığı İş Bankası 99 sayfada serisi için söyleşi kitaplarıyla anne ve babalara rehber olmayı hedefliyor Nur Hanım yapımcısunucu yazar yönetmen kimliği bir kenara tek kişilik bir iletişim ajansı gibi çalışarak çocuklar için sosyal projeler tasarlıyor

Bugüne kadar televizyoncu kimliğinizin yanı sıra çocuklar için ortaya koyduğunuz sosyal projelerle adınızı duyurdunuz Şimdi ise Doç Dr Kültegin Ögel ile birlikte madde bağımlılığı konulu iki kitap hazırladınız Nerden doğdu bu birliktelik?
Aslında şöyle oldu ben Türkiye’de eksikliğini hissettiğim tüp bebek yaptıran anne adaylarının sorunları hakkında hazırladığım bir çalışmayı İş Bankası Yayınlarına bir süre önce sunmuştum
Onlar da madde bağımlılığı konusunda uzman bir bilim adamıyla İş Bankası Yayınları 99 Sayfada serisi için bir çalışma hazırlamayı önerdi Böylece deneyimli psikiyatr Kültegin Ögel ile “Uyuşturucu ve GençlikAlkol Bağımlılığı” adlı söyleşi tarzında iki rehber kitap kaleme aldık Kültegin Bey gerçekten konuya yıllarına vermiş bir isim ÇEMATEM adlı merkezde bağımlı çocuk ve gençlerle sürdürdüğü tedavi yöntemleriyle onların tekrar yaşama kazandırılması için çaba sarf ediyor
Kültegin Bey çocukları yakından gözlemleyip uyuşturucu sorununun kökünü kazımaya çalışıyor Bağımlılık konusunun önemine binaen tek kitapta ele almak yerine ayrı ayrı kitaplarla alkol uyuşturucu ve daha sonra yayına çıkacak sigara konusu üzerine bir çalışma hazırladık
Bu kitaplar can alıcı sorulardan oluştu ve sonunda benim bile inanamadığım cevaplar bulduk Amacımız anne babaları alkol ve uyuşturucu bağımlılığı konusunda nasıl bir tutum davranış sergilemesi bağımlılığa nasıl yaklaşması gerektiği çözüm önerileri ve problemin başlangıcını fark etmesi konusunda her konuya ışık tutmaya çalışan bir çalışma hazırlamaktı Sigara konusu da bugünlerde çıkmayı bekliyor

Kitapta yer alan ilgi çekici konular nelerdir?
Hangi gençlerin daha çok uyuşturucu bağımlısı olabileceği ne tür davranış bozuklukları sergileyeceği ailenin takınacağı tutum ve sonrasında tedavi yöntemlerini Uyuşturucu ve Gençlik kitabında dikkat çeken başlıklar olarak belirledik Alkol bağımlılığının tanımı nasıl tehlikeli bir boyuta ulaştığı ve çocukların alkolle ilişkisini Alkol bağımlılığı kitabında ele aldık Ebeveynleri her yönden bilgilendirmeye çalıştık Uyuşturucunun tarihçesinden tutun çeşitlerine dünyada dolaşım kanallarına kadar detaylı bir bilgi sunumu var

Kültegin Beyle çalıştığınız süre içinde bağımlılık hakkında bilmediğiniz ve sizi çok şaşırtan şeyler var mıydı?
Öncelikle ailenin çocuğa yaklaşımı konusunda göstermesi gereken tavırlar beni en çok çeken konulardı Sert mi yoksa daha yumuşak mı yaklaşılmalı? Nasıl yardımcı olunması gerektiği konusunda hocanın önerileri beni çok etkiledi Bir parti ortamından tutun çocuğunuzun size yalan söylediği noktaya kadar her alana ışık tutan cevaplar aldım
Bunlar ben ve her ebevenyn için hayati önemdeydi Çünkü ergenlik döneminin çok aşağılara indiği bir çağda yaşıyoruz Artık sekiz yaşında cinsel gelişimin tamamlandığını kötü teknolojinin endüstrinin insanlığa armağan ettiği fast food beslenmenin ve bu çeşit uyaranların çoğalmasıyla da uyuşturucunun bir gencin hayatına dolaysız şekilde girebileceğini gördüm Geçtiğimiz yaz bitirdiğimiz bu kitaplar gündemin rüzgarı değil Kitabın basıldığı tarihlerde bir genç kızımızı aşırı doz uyuşturucudan kaybettik ama bu durumu tanıtım amaçlı kullanmayı reddettik Çünkü zaten böyle bir konu her anne babanın gündeminden düşmemesi gereken bir sorun
Artık ilköğretim yaşındaki çocukların bile kolaylıkla edinebildiği

uyuşturucu kullanımını tetikleyen şeyler nelerdir?
Madde bağımlılığını tetikleyen pek çok neden var tabi Mesela arkadaş ortamı kabullenme benimsenme tutkusu reddedilmeme dürtüsü büyük etken oynuyor Bir genç ortaokul ya da üniversite çağında olsun sigara içilen bir ortamda bulunuyorsa o grubun etki alanından kaçma şansı azalıyor Sırf reddedilmemek adına bile sigara ot ya da alkol kullanmak zorunda kalabiliyor Bu zorunluluklardan çocuğu korumada en büyük görev aileye düşüyor

Aile nasıl bir önlem alabilir?
Aile bence işin kilit noktası Bazı durumlarda aile bile çocuğu böylesine korkunç bir batağa sürükleyebiliyor Daha bebeklik çağlarında farklı olmanın ya da "hayır" diyebilmenin kötü bir şey olmadığını öğreterek çocuğuna özgüven aşılamalıdır Bu davranış şekli zararlı maddelere bulaşma riskini bir nebze olsun azaltacaktır

Hayır demek çok mu zor ? Ailelerde de "Benim çocuğuma birşey olmaz" kanısı hakim zaten
Kesinlikle her anne babanın çocuğu risk altında Oysa ne oluyorsa meraktan oluyor Bir kere deneme tutkusu arkadaş baskısıyla birleşince kötü sonuçlara yol açıyor Herkes için çocuğu çok önemli ve masumdur

Siz 6 yaşında bir kız çocuğuna sahipsiniz Siz de onun için endişeleniyor musunuz?
Tabi ki Böyle bir şey başıma gelirse ne yaparım diyorum Eşimle de konuşuyoruz onun bile gözleri doluyor Gerçekten hayali bile o kadar korkutucu ki Çocuk kapıdan çıktıktan sonra kontrolsüz bir dünyaya açılıyor Uyuşturucuya karşı özendirici her davranıştan onları uzak tutmalıyız Özellikle medyadan

Siz de televizyoncusunuz ama medyanın bağımlılığını kışkırttığını mı düşünüyorsunuz?
Medyaya büyük sorumluluk düşüyor Korkunç bir mesaj bombardımanı altındayız Kendim 18 yıldır bu işin içinde olduğum halde bunu söylüyorum Sinemayla da uğraşıyorum Bilinç altına seslenen mesajları kim inkar edebilir? Şimdi ekranlarda sigaralar kapatılıyor değil mi? Onlar zannediyor musunuz ki etkili oluyor? Benim daha çok dikkatimi çekiyor Hatta bazı kanallar çiçek deseniyle kapatıyor Yeşil çiçek sarı çiçek Bosna ya da Irak savaşını dehşet içinde izledik 4 Kuvvet medya kitleleri dilediği yöne çekmede çok avantajlı konumda

Böyle basit rötuşlarla "yapma" denilince daha mı özendirici oluyor?
Hollywood' da aktörlere atlet giydirilmesi atlet firmasının küçük bir oyunuydu Medyanın kamuoyunu etkileme hususunda büyük rol oynadığını düşünüyorum

Peki bir genç bir kez madde kullandığında artık o artık potansiyel bir bağımlı adayı mıdır?
Hem öyledir hem de değildir Çünkü bir kere denemekle bir şey olmazla başlıyor %40-50 oranındaki rakamlar bunu gösteriyor Ben kontrollüyüm demek yanlış Beni en şaşırtan şeyse doktorların ve uyuşturucu departmanlarındaki emniyet mensuplarının da uyuşturucu kullanmasıydı Neden? Çünkü bana bir şey olmaz kanısı hataya çıkarılan davetiye Kana bir kere girdimi o zehiri hep isteyeceksiniz Merak kediyi öldürüyor!

Bağımlıların genel özellikleri var mı? Aile ilk olarak nasıl fark eder? Belki gözden kaçan en ufak bir nokta hayati öneme sahip olabilir
Kültegin Hocam kitapta çok net bir şekilde açıklıyor ben haddime düşmeyerek söyleyeceğim belki Anne babalar çocuklarını gözlemle anlayabilirler Aşırı neşe yani manik depresif haller ya da aşırı bitkinlik içe çekilme yalnızlaşma hayattan zevk almama aile olma kavramından uzaklaşma ani değişimler renk kaçması kızgınlık bıkkınlık pek çok klinik gösterge var Ama en önemli şey değişim Ufacık bir değişim bile gözlenmeli Utanıp sıkılmadan bir uzmana başvurmalı Çünkü en çok karşılaşılan sorun "kabullenmeme" meselesi Bu durum sorunu daha çözülmez kılıyor Çevre baskısı ağır geliyor “Biz bu sorunu yaşadık başımıza geldi ama biz ailece bunun üstesinden geliriz” diyebilen aileler bu bataktan kurtulabiliyor

Türkiye’de bağımlı gençlere yönelik belli rakamlar var mı ? Çok duyulmuyor bunlar
Evet var ve üstü kapatılıyor çünkü %60-70'leri geçmiş durumda Anadolu’nun en ücra köşesinden tutun şehir kültürüne kadar yaygınlaşabiliyor Mesela kadınlardan uzak olduğu kanısı yanlıştır Bu batak maalesef ki her yerde

Gençler şehirli olmanın pek çok imkana kolayca ulaşabilmenin bedelini mi ödüyor ?
Maalesef Özellikle üniversitelerde gençlerin bu batağa çok kolay saplanabiliyor Hollanda örneği var kitapta Belirli noktalarda uyuşturucu satışı serbest Şunu söylemek istiyorum Üstü kapatılarak soruna bir çözüm bulunamaz Gençlerin yoğun olarak bulunduğu okullar eğlence yerleri gibi mekanlarda özellikle haplara ulaşmak çok kolay Küçücük kızlar bağımlısı olduğu maddeye ulaşmak için bedenlerini satar duruma geldi Özgürlük kavramını yanlış algılıyoruz Geniş aileden çekirdek aileye ve sonrasında yok olan aileler Bu sorunun belki de tek çözüm yolu birlikte hareket edebilmekte Artık sorunun toplumsal bir mesele olduğunu anlamamız gerekiyor Devletin bu misyonu üstlenip ciddi projelerle harekete geçmesi gerekiyor

Bireylere düşen görevler var mı?
Ben elimden geldiğince gördüğüm eksiklik ya da hataları düzeltmeye çalışıyorum Mesela kızımın okulunda izlediği çizgi filmde bile sakıncası olan bir şey görürsem gidip yetkilileri uyarıyorum Çünkü o okulda bir sürü öğrenci bundan etkilenecek Herkes bunu yaparsa sadece kendi değil tüm çevrelerindeki çocuklara da sahip çıkmış olurlar Gerektiğinde bizim tepkilerimiz toplumsal düzeyde olmalıdır Çılgın manyak bir dünya düzeni içerisinde bir karınca misali var olmaya çalışan aciz insanoğluyuz Bu kaos ortamında bilinç düzeyimizi biraz daha yükseltmeliyiz

Sizin bu konuda sosyal bir çalışmanız var mı?
Evet hazırda beklettiğim bir projem var fakat kimden destek alacağım konusunda net bir fikir oluşturmadım Mart ayında hayata geçecek yine çocuklar için bir sosyal projeye son şeklini veriyoruz Arkasından bir tane daha gelecek Para için yapmıyorum bunları Çocuklar için bir şeyler yapmanın değeri zaten ölçülemez Sosyal projeler üzerinde de uzmanlaşmak istiyorum Her şeyi tamamen kendim hazırlıyorum Dersimi iyi çalışıyorum Bu benim için asla bir kayıp değil hem bilinçlenip hem bilgilendiriyorum Özellikle de çocuklarla ilgili gözden kaçan her şeye dikkat çekmek istiyorum

1992 yılından beri TV dünyasının içindesiniz Yaptığınız işlere baktığımda uzun bir liste ve bir o kadar geniş bir yelpazede çalışmalarınız olmuş Kültür sanat sağlık gezi tarih moda marka gibi pek çok alanda programlarda yapımcı yönetmen ya da sunuculuk görevleri üstlenmişsiniz Bununla kalmayıp kamuoyunda ses getiren katılımcı sosyal projeler hayata geçirmişsiniz Sizi bu kadar disipliner olmaya iten güç nedir?

Ben hayatı bisiklete binmeye benzetiyorum daha önce de söylemiştim Çok hızlı gidip bir anda durursan tökezler ve düşersin ama belirli bir dengede ve ivmede giderseniz her yerde yol alırsınız yokuşta çıkarken de inerken de… Onun için hayat hakikaten bisiklete binmeye benzer Sabah kalktığınızda etrafınızda pek çok olay cereyan eder

Sosyolojik psikolojik fizyolojik değişmeler akıp gider Mesela ben yaptığım çalışmalar dolayısıyla adım moda ile sıklıkla anılmakta fakat ben bu kadar kısır bir beyin değilim ki 1260 gr kadın beyni 1360 gr erkek beyni ama zeka beynin miktarında değil kıvrımında Ne kadar kıvrımlıysa o kadar zeki olduğunu söyler bilim adamları Ben zeki olduğumu da iddia etmiyorum Ama hala beynimizin kapasitesinin %1-2’sini kullanıyorsak yapılabilecek pek çok şey var demektir

Sanırım sadece spor programı yapmamışsınız
Evet ama aslında lisanslı voleybolcuyum El ve ayaklarım bu nedenle büyüktür

Sizden bahsedelim biraz da genç yaşınıza rağmen hayatınıza pek çok şey sığdırmışsınız TRT’ de 100 bölümlük bir belgesel çektiniz ve daha üniversite öğrencisiydiniz
18 yıldır bu işin içindeyim 92 de TRT’den para almaya başladım yani bir buçuk yıl stajyerken üç yıl sonunda kadrom olmadığı için istisna aktiyle yönetmen oldum Mucize gibiydi hala unutmam Ankara oluruyla alınan 77 A maddesi diye bir maddeydi Bu ülaaai var eden insanların yoktan var etme mücadelesini kıtlık yıllarını anlatan bir belgeseli Cumhuriyete Kanat Gerenler’i 100 bölüme kadar çektik Bütün kişiliğimin kimliğimin gelişmesinde etkili oldu

Bir asfalt makinesini Türkiye’ye getiren Asfaltçı Asım’dan ilaç fabrikası kurucusu Süleyman Ferit Eczacıbaşı’na ya da Sami Şekere ya da matematikçi Cahit Ark’a kadar bu ülkenin değerlerinin hikayelerini anlattık Elektriğin boşa akmaması gerektiğini musluklara dikkat edilmesi zorunluluğunu Milli Mücadele dönemi ve sonrası kıtlık yıllarını görünce anladım Artık istem dışı olarak bu konularda daha hassasım Kızım bile musluktan fazla su akıtınca Afrikalı çocukların suyunun biteceğine inanıyor

Çocuklara yönelik hassas tutumunuz kızınızın doğumuyla mı oluştu?
Tabi anne olmak bambaşka bir şey dünyaya yeni bir pencere açmak hayatı başka algılamak yani bir damladan nasıl bir mucize yaratıldığını görmek demek Çünkü bu sadece kendi var olduğumuz dünyada değil o dünyanın boyutunu ve çemberini genişleterek bütün evreni düşünerek yapmamız gereken bir eylem Yaptığımız her işin sahibi değil sadece parçasıyız

Onları ben yaptım diyemiyorum bir ekip işi ve ruhu Projelerin ortaya çıkarılması ve formatların yaratılması konusunda çok katkım oluyor çünkü hayatı oyun gibi algılıyorum Bu nedenle işi öğrenebileceğim mızıkçılık yapmayacağım aaaif alabileceğim bir alan seçiyorum Faydası olması gerektiğine de inanıyorum bir moda programı bile yapsam yaşam ve ölüm arasındaki giyinik dönemi ele alıyorum Boş bir şekilde sen bunu giy sen şunu giy bu sene bunlar tüketilmeli gibi bir yaklaşımım yok

Çok fazla alanda çalışmalarınız var zaten ama gerçekten neden moda ? Biz genelde modayı gelir düzeyi yüksek bir kesimin tabulaştırdığı bir alan olarak görürüz
Herkes öyle zanneder ama durum çok farklı Dini sembollerden tutun krallıklara kadar giyim ayrışma noktasıdır İşaretler sistemidir burada mesajlar gizlidir Kim olduğunuzu ne olduğunuzu dahil olduğunuz sınıfı düşünceyi giysilerinizle takılarınızla belli edersiniz dövmelerin şapkaların yüzüklerin hepsinin bir anlamı vardır Kralın giysisinin rengi bile bir ifade şeklidir Şu bilinmeli ki örtünmek ve giyinmek aynı şey değildir Sanayi Devriminden sonra örtünmek giyinmeye dönüşmüştür Yoksa ilkel insanla başlar

Hikayedeki Adem ile Havva’ya kadar gidersek bir yaprakla başlar Bu serüven çok farklılaşarak günümüze taşınmış sanayi makinaları kullanılmaya başlanınca da bir aaaaya dönüşüyor dev çarklar dönüyor Bunun üzerinden İngiltere kaynaklı dev pazarlar oluşuyor bunu önce fark eden Avrupa ülkeleri tabi işin kaymağını yiyor
Ama bizdeki bindallılara üç eteklere baktığımız da Osmanlı’da da zengin bir görsel şölen ve kültür olduğunu görüyoruz Dolayısıyla giyim sadece bugün ki basit anlamıyla “Bu sezon bunları giy bu sene trenchcoat moda çizmenin uzunu kısası” değil Bu bir tarz Ben 18 yaşımda da ufak oynamalarla bu tarz giyinirdim

Evet şapkanız çok hoş…
Teşekkürler Şapkaları çok severim

Moda konusunda Türkiye’de ilk olma özelliği taşıyan Moda bulaşıcıdır adlı bir kitabınız da var Üstelik sadece ana başlıklarına bakınca akademik bir çalışma gibi duruyor
Evet çok doğru bu kitap için tam 4 yıl çalıştım Üstelik itiraf ediyorum sırf kıskançlığımdan yazdığım bir kitaptı Paris Moda Haftası’nda Erkan Özerman Barbaros Şansalla birlikte defile sonrası sohbet ettiğimiz bir İtalyan “Biz dünyaya marka satıyoruz hanımefendinin bile çantası ayakkabısı hiç değilse bir aksesuarı İtalyan malıdır” demişti Gizlememe rağmen çantamın devrilmesi ve içinden İtalyan malı gözlüklerimin çıkmasıyla çok utanmıştım Çünkü İtalyan adam övünmekte haklıydı Dünyaya marka satıyordu ve bende o markanın parçası olmuştum

Benimseme duygusu muydu sizde ki?
Güvenilirlik zorunluluk gibi nedenlerle almıştım bende ama zaten bunlar da marka olmanın koşuluydu Sonra gelip kafa yordum adam haklıydı Biz de hammadde var teknik alt yapı var niçin dünya çapında markalarımız yok? Bunun üzerine Marka adlı reel sektörün buluşma noktası bir program hazırlamaya koyuldum Otomotiv gıda temizlik malzemeleri akla gelebilecek tüm alanlarda marka olamamamızın nedenlerini çözüm yollarını aramaya koyulduk temel sorunlara eğildik

Hayata geçirdiğiniz sosyal projelere de bakınca Türkiye’nin sorunlarını kendinize dert edinmiş görünüyorsunuz
Gerçekten küçükken de hep dua ederdim Eğer savaşlar bitecekse beni al derdim Allah’a…

Tekrar çocuklara dönelim isterseniz Neden sizde herkes gibi programlarınızı yapıp bolca paralar kazanmak gibi --bizim de alışkın olduğumuz –bir tutum sergilemiyor da zaman ve enerjinizi sosyal yönlü projelere harcıyorsunuz?

Dünyada her şeyin para olmadığını biliyorum 36 yaşındayım Sorsanız cüzdanımdaki paradan bile haberim yoktur İşletmelerden projelerim için destek istediğimde para almayacağımı öğrendiklerinde çok şaşırıyorlar Bunu niçin söylüyorum? Hayattaki hareket noktamda para öncüm olmadı Para kazandım kazanıyorum ama hazırladığım işler para amaçlı değil para zaten gelir Önemli olan üretebilmektir

Şuan beklettiğim 49 tane patentli projem var Onları nadasa bırakıp uygun zamanın gelmesini bekliyorum Tıpkı ibadet yapan inançlı insanlar gibi düzenli şekilde işler üretip gece geç saatlere kadar oturup yeni şeyler üretmeye çalışıyorum Sosyal projelere gelince özellikle çocuğum olunca artık bütün herkesin çocuğunu kendimin gibi görmeye başladım İnsanlara kızamaz oldum karşınızdaki aşağılık bir patron olsa da onu doğuran ananın dokuz ay neler çektiğini onu plasentayla beslediğini dünyaya getirince katil olacağını bilse bile merhametle kucaklayacağını düşünüyorum Böyle olunca insanlara kızamaz oldum çünkü artık onları çocuk yüzleriyle görüyorum O zaman bir şeyler yapmak gerektiğine inandım

Peki siz bir şeyler yapmaya kalkıştığınızda çevrenizde maddi manevi karşılığını bulmakta zorlanıyor musunuz? Ünlü modacılara bebekler yaptırdınız pahalı takı tasarımları sundunuz kitaplar yazdınız… Başka neler var?

Çok şanslıyım çok güzel dostlarım var Hayatın bana kötülük yaptığını düşünmüyorum Çünkü Allah kimseyi cezalandırmak için bu dünyaya göndermedi Herkes kendi yolculuğunu cüzi irade içinde belirliyor ve ben o cüzi iradem içinde külli iradenin bana sunduğu güzellikleri yaşıyorum Karşıma hep güzel insanlar işler kapılar açılıyor Öncelikle kendi tasarımcı arkadaşlarımla yola çıktık

Samimi olduklarını beni kırmayacacaklarını bildiğim için onları kendi çocukluklarına davet ettim Hepiniz çocukken bir bebekle oynadınız dedim evet dediler ve onlara hayallerindeki bebeği yaptırdım Cemil İPEKÇİ bir Rebeca yaptı Yıldırım Mayluk yüzü olmayan bir gelin yaptı Barbaros Şansal günümüzü anlatan ikonik bir gönderme yapan bir bebek yaptı Herkes kendini anlattı Bunlar Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı yararına Okmeydanı’nda bulunan LÖSEV Hastanesine labotaruvar birimi yapılmasına katkı sağlamak içindi

Esma Sultan Yalısında bir gece düzenlendi Bebeklerin en küçüğü 6 bin TL olmak üzere 21 tasarımcının desteği ile milyon dolarlara ulaşmasa da bilet satışları ve "Bir Varmış Bir Yokmuş Herkes Çocukmuş" adlı kitabımın tüm geliriyle bir fayda sağlandı En önemlisi bir kıvılcım çıkarmaktı çünkü sonrasında projeler sevindirici seviyede arttı Ardından başka projeler geldi Şimdi ise Dilek Sabancı ile birlikte başka bir çalışmaya yoğunlaştık Amacımız sadece var olandan olmayana bir köprü kurmak

Lösemili çocuklar için düzenlediğiniz gecede Sibel Turnagöl’ün jartiyeri ve Yavuz Selim portresindeki küpe basında geniş yer almıştı

Maalesef Ama bakın ben hiç cevap vermiyorum bunlara çünkü benim amacım magazinel olmak sansasyon yaratmak değil ben işimi yapıp yoluma devam etme taraftarıyım Onun jartiyerini göstermesi kendi etik sorunu Geceyi sunan bendim ve benim kıyafetim yerleri süpürüyordu Ben bir çok program yaptım ama bakın beni tanımıyorsunuz çünkü ben sizin dikkatinizi çekecek kadar absürt değilmişim Bu iyi mi kötü mü diye tartışırsanız bence iyi çünkü ben istediğim yere giderim pazara gider minibüse de binerim herkes kendi işine bakar

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.