09-06-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kaygı
Nedeni açık olmayan korku ya da giderilemeyen isteklerden doğan sıkıntı Güvensizlikten doğan tedirgin edici duyguyu dilegetirir Belli bir anlamda tasa ve kuşku deyimleriyle anlamdaştır Hekimlik dilinde yürek darlığını doğuran bir sıkıntıyı dile getirir Varoluşçuların (egzistansiyalistlerin) dilinde de bunalım, bunaltı, boğuntu gibi deyimlerle dile getirilir ve "varlığın özünü düşünmekten doğan :-):-):-):-)fizik tedirginlik" olarak tanımlanır Bununla birlikte sıkıntı deyiminden farklı olarak Endişe (kuşku) deyimi "bir kötülük olasılığından korkma"yı dile getirir Ruhbilimde korku terimi nedeni bilinen durumlarda kullanılır, kaygıysa nedeni bilinmeyen korkudur Bizi korkutanın ne olduğunu biliriz, ama bizi kaygılandıran sorun açık seçik belli değildir
Profesör Clifford T Morgan "Korku ile kaygı arasındaki fark, kişilik (personality) ve uyumu (adjustment) incelediğimizde önemle üzerinde duracağımız bir konu olacaktır Kısaca, psikologlar korku terimini, korku nedenini bilindiği haller için kullanırlar, bizi korkutanın ne olduğunu biliriz Diğer yanda kaygı sorunun ne olduğunu bilmeksizin duyduğumuz belli belirsiz (vague) bir korkudur
Kaygı nedenlerinden biri, korkutucu bir uyarıcıyla ilgili bilinçaltı anıdır Korkunun öğrenildiği belirli durum çoğu kez kolaylıkla unutulabilir Korkutucu durumla ilk çocukluk yıllarında olaylara ilişkin belleğin (memory) çok iyi olmadığı bir dönemde karşılaşmış olabiliriz Bu durum daha ileri dönemlerde meydana gelmiş olsa bile üzerinde düşünmek istemediğimiz için korkutucu yaşantıyı reddetmiş olabiliriz Yaşantıyı bilinçsiz olarak bastırmış (to repress) olabiliriz ve bunun psikolojik tedavinin (psychotherapy) uyguladığı deşme (probing) olmaksızın hatırlamamız mümkün olmayabilir
Yukarıdakilerin her birinin sonucu, gelişimi (development) unutulmuş, öğrenilmiş bir korkudur Korkunun koşullandığı durumla her karşılaşışımızda nedenini bilmediğimiz huzursuzluk verici bir kaygı duyarız Kaygının meydana geliş yollarından bir diğeri ise uyarıcı genellemesidir Belirli bir duruma bir davranımda bulunmayı öğrendiğimizde, ilk duruma benzeyen bütün durumlara bir davranım öğrenmiş oluruz
Uyarıcı genellemesi biz farkında olmadan meydana gelebilir, hatta çoğunlukla da böyle olur Sert bir babaya korku geliştiren çocuk, daha sonra diğer erkeklerle birlikteyken de huzursuzluk ve kaygı duyabilir; çocuk onları babasına benzetir ve belli belirsiz bir korku uyarıcı genellemesi yoluyla bu kişilere aktarılır (to transfer) Bir kişide çatışma hali, iki veya daha fazla gereksinimin (need) doyumu aynı anda sağlanamadığı zaman meydana gelir Bu durum amaca yönelik davranımların önlenmesi veya yavaşlatılmasını, yani kişinin engellenmesini içerir Engellenme veya engellenme korkusu kaygıya neden olur Özellikle karmaşık toplumlarda bireyler çok sayıda çatışma durumu içinde kalabilirler
|
|
|