09-06-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Panik Bozukluk Ve Alkol İlişkisi
Anksiyete bozuklukları ile alkol ve madde kullanımı arasındaki ilişki her zaman dikkat çekmiştir ''Panik Bozukluk'' ‘'Panik Atak''larla giden ve kişide çoğunlukla ciddi ölüm yada kontrolü yitirme korkularının eşlik ettiği bir durumdur
Çok ağır anksiyete krizleri yaşayan panik bozukluklu hastalar,bu panik atakları yaşamamak için her çareye baş vurabilirler Bu çarelerden biri de alkoldür
Kişi eğer alkol alan birisiyse miktarını artırabilir Kullanmıyorsa başlayabilir Bu başlama;arkadaşların,bazende psikiyatri dışı bir hekimin ‘'her akşam bir duble viski iç hiçbir şeyin kalmaz''önerileriyle olabilmektedir Bu bir duble iki-üç duble derken 1-2 şişeyi bulabilmektedir Hatta birçok panik hastası paniklerini önlemek için alkol alarak dışarıya çıkmakta ve yanında sürekli alkol taşımaktadır Muayenehanelerimize,poliklinikleri miz e yanında alkolle gelen onlarca hasta olmuştur  
Pek tabiiki, alkolün anksiyete giderici ve agorafobiyi baskılayıcı etkisi öğrenildikçe kullanımı sürmektedir Bağımlılığa yatkınlık söz konusuysa, kişi Panik Bozukluk yanı sıra ;Alkol Kötüye Kullanımı, Alkol Bağımlılığı gibi ikinci bir tanı alabilmekte ve tedavide zorluklar yaşanabilmektedir
Diğer yandan,alkol kullanımının yol açtığı panik atak ve panik bozukluk da görülebilmektedir( DSM IV S 185) Ayrıca alkolün SSS depresanı olması nedeniyle akut entoksi kasyonda panik ender görülür Ancak kesilme sendromunun belirtilerinin tümü 4 üncü 5 inci günde kaybolmayabilir Anksiyete ve bazı belirtiler aylarca kalabilir Hastada irritabilite ,huzursuzluk,hipervantilasyon ve uykusuzluk,taşikardi gibi panikte de görülen belirtiler olabilir
Alkol ve panik bozukluğun eş zamanlı beraber görülmeside olasıdır Fakat hangi bozukluğun önce başladığı konusunda tartışmalar vardır
Bazı çalışmalarda anksiyete problemlerinin alkolle ilgili problemlerden önce başladığı bilinmektedir yaklaşık on yıllık bir evveliyattan söz edilmektedir
Alkol kötüye kullanımı ve bağımlılığı panik bozukluğu olan bireylerde en sık görülen sorunlardan biridir
Panik bozukluk tanılı (Agorafobi olmaksızın) kişilerde hayat boyu alkol kullanımı,bağımlılığının yaygınlığı %20 4;agorafobiklerde %12 3,panik ataklarla birlikte agorafobik bireylerde %31 5 olarak tesbit edilmiştir
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi,Dünya Sağlık Örgütü İşbirliği Merkezinin 1997 de İstanbul da yaptıkları;''Panik Bozukluğu,yaygınlık,eştanılı durmlar ve
yetiyitimi''isimli çalışma kitapçığında;panik bozukluğu olan hastalarda alkol kullanımı %15 8 olarak bulmuştur (Tükel 1992)
Alkol bağımlısı bireylerde yapılan bir çalışmada da;panik bozukluk %6 ,agorafobi %9 olarak saptanmıştır
Alkol kötüye kullanımı ve bağımlılığı,tanılı bireylerde panik bozukluğu,her iki bozukluğun genel nüfustaki yaygınlık oranları bazılarında beklenenden daha sıktır
Bildirilmiş bazı çalışmalarda,panik bozukluğu ve agorafobiklerin yakınlarında alkolizm oranı normal popülasyona göre yüksek bulunmuştur Bir araştırmada alkoliklerin aile hikayeleri alınmış ve %19 unda nörosirkülatuvar asteni(effort sendromu) saptanmıştır Normal kontrol grubunda bu %4 civarında bulunmuştur Anksiyete bozukluğu olanların erkek kardeşlerinde bu oran %5 iken kontrol grubunda %1 olarak saptanmıştır
Neticede hangi bozukluk önce başlarsa başlasın, yada eş zamanlı olsun; alkolün, panik bozukluk tablosunda komplike bir durum yaratığı bilinmektedir Tedavide çok dikkatli ve hassas davranmak gerekmektedir Bazı hastalar daha başlangıçta "Dr Bey sakın bana alkolü bırak demeyin "diye pazarlığa otururlar Bu hastaları tedaviden kaçırmamak için alkolle beraber kullanılabilecek SSRI grubu bir ilaç seçilebilir İyi bir iletişim kurulup güven kazanıldıktan vede hastanın anksiyetesi azalmaya başlayınca alkolle'de mücadele edilebilir Hastaların bir kısmı alkolden nefret ederek, fakat "korkularını azaltıp" dışarıya rahat çıkabildikleri için kullandıklarını söylerler Bunlara güven verdikten sonra daha kolay alkolden uzaklaşabilmektedirler Burda esas güçlük Alkol bağımlılığının varlığıdır Kişinin tıbbi durumu, başvuru biçimi, tedaviye motivasyonu hasta yakınlarının yaklaşımı gibi parametreler tedavide önemlidir
|
|
|