Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dinin, tanımları, teolojikahlakifelsefipsikolojiksosyolojik

Din'in Teolojik-Ahlaki-Felsefi-Psikolojik-Sosyolojik Tanımları

Eski 09-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Din'in Teolojik-Ahlaki-Felsefi-Psikolojik-Sosyolojik Tanımları



DİN TANIMLARI

Teolojik-Ahlaki-Felsefi-Psikolojik-Sosyolojik Tanımlar

James L COX

Din Nedir?

Farklı disiplinlere mensup bir çok bilim adamı din sahasıyla ilgilendi Dünya dinlerine dair kıtabında John Ferguson (1978 13-17) aşağıdaki şekilde kategorize edilebilecek olan on yedi din tanımı sıralar: Bunlar teolojik ahlaki felsefi psikolojik ve sosyolojik tanımlardır Ferguson’un örneklerinin kısa bir tasvirinin arkasından her bir tanımın merkezi ölçüsünü içeren özet bir ifade yer alacaktır (Ferguson’un tanımlarının bir özeti için bkz tablo 11)

Dinin Teolojik Tanımları

Dinin Tanrı ya da bir kısım tabiatüstü manevi güçlerle ilişkili olduğunu vurgulayan tanımlar dinin teolojik tanımları olarak adlandırılabilir Ferguson’un bu tip örnekleri şunlardır:

a) “Din Tanrı’ya inanmadır” Bu tanım Fergusan tarafından “din nedir” sorusuna sağduyulu bir yaklaşım gösteren bir okul çocuğuna atfedilir On üçüncü yüzyıl teologu St Thomas Aquinas (1225-1274) dinin Tanrı’yla uygun bir ilişkiye işaret ettiğini ilan ettiğinde yukarıdaki tanıma oldukça benzer bir şey söylemişti (Hall Plgrim ve Cavanagh tarafından iktibas edildi 1986 6)

b) ‘Din manevi varlıklara inançtır’ Bu on dokuzuncu yüzyıl antropologu EB Tylor’un görüşlerinin kaba bir özetidir Tylor’u daha sonra detaylı bir şekilde tartışacağız ancak burada ilk şekliyle dinin en düşüğünden en güçlü varlıklara kadar uzanan bir ruhlar hiyerarşisini içerdiğini kabul ettiğine işaret etmek yeterlidir

c) ‘Din Tanrı’nın insan ruhunda yaşamasıdır’ Bu tanım on dokuzuncu yüzyıl teologu W Newton Clark’dan gelir Mezkur tanım Tanrı’nın ve ruhun gerçekliklerini ve dinin var olması için zorunlu olan bu iki gerçekliğe olan imanı vurgular

d) ‘Din hem korkutucu hem de cezbedici olan bir gizemdir’ Bu ifade dinin özünü gizemi ve gücünden dolayı insanları cezbettiğini iddia ettiği ‘kutsal düşüncesinde’ bulan yirminci yüzyıl Alman felsefeci Rudolf Otto’dan gelir Bu ‘kutsal bir varlığın’ var oluşunu iddia anlamında teolojik bir tanım olarak kabul edilmeyi gerektirmese de o dini beşerin dışındaki manevi bir alana (yani Tanrı ruhlar korkutucu bir gizem gibi) uygun olarak tanımladığından bu başlık altında tasnif edilebilir

Yukarıdaki bu dört örnek dinin teolojik tanımlarını şu şekilde özetlemede bize yardım ederler

Teolojik bir tanım bir şeyin din olabilmesinde genel olarak bir Yüce Varlık şeklinde kişiselleştirilen ancak zaman zaman güçlü manevi varlıklar vasıtasıyla yayılan bir varlık olarak tasavvur edilen ya da gayri şahsi gizemli tabiatüstü bir güç olduğu kabul edilen bir güce inancı merkezi ölçü haline getirir

Dinin Ahlâki Tanımları

Dinin kendisine inanların nasıl yaşamaları gerektiğini anlatmaktan ibaret olduğunu vurgulayan tanımlar ahlaki tanımlar olarak isimlendirilebilir Bu tipin örnekleri olarak şunları zikretmek mümkündür:

a) ‘Din iyi bir hayata götürür’ Bu bir başka sağduyu tanımıdır ve Ferguson tarafından yine bir kız öğrenciye atfedilir Bu tanım basit bir şekilde dindar olmanın ahlaki oluşun neyi gerektirdiğini tanımlamaksızın ahlak olduğunu iddia eder

b) ‘Din duyguyla karışık ahlak’tır Bu tanım on dokuzuncu yüzyıl İngiliz yazarı Matthew Arnold’den gelir Söz konusu tanım beşeri duygu ya da hislerin mevcut dine yönelik ahlaki anlayışa eşlik etmesini vurgulayarak mezkur kız öğrencinin sağduyulu cevabını tamamlar

c) ‘Din bütün görevlerimizi ilahi emirler olarak kabul etmektir’ Bu tanım on sekizinci yüzyıl felsefecisi Immanuel Kant’ın ‘kategorik emri’nin bir şeklidir; Kant hepimizin itaat etmesi gereken ahlaki bir yasa olduğunu ileri sürer Din bu ahlak yasası Tanrı’dan bir emir olarak yorumlandığı zaman var olur

d) ‘Din yeteneklerimizin özgür kullanımına engel olan endişelerin bir toplamıdır’ Ferguson bu tanımı yirminci yüzyılın başlarında yaşamış bir din felsefecisi olan Salomon Reinach’a atfeder Bu tanım dine yönelik olumsuz bir tavrı ima etmekle birlikte dinin fonksiyonunu ezeli yasaları tutumları ya da adetleri tanrısal emirle uygulama olarak tanımlar ve bu yüzden de ahlaki bir tanım grubu içine dahil edilebilir

Yukarıda verilen örnekler şu şekilde özetlenebilir:

Ahlaki tanımlar kaynağını sorgulanmamış ya da sorgulanamaz bir otoritede bulan ve genel olarak inananlar tarafından desteklenen doğru bir davranış kodunu bir şeyin din sayılmasının merkezi ölçüsü yaparlar

Felsefi Tanımlar

Teolojik tanımlarla ilgili olmakla birlikte felsefi tanımlar genel olarak dini çoğu kez gayr-i şahsi soyut bir kavrama uygun olarak tasvir ederler Ferguson bu kategori içine dahil edilebilecek olan bir çok örnek iktibas eder

a) ‘Din bir adamın kendi başına yaptığı şeydir (what man does with his solitariness)’ Bir yirminci yüzyıl felsefecisi olan Alfred North Whitehead’den alınan bu tanım soyut yalnızlık düşüncesini beşeri varoluş içindeki temel dini boyut olarak tespit eder Muhtemelen bir kimse (tek başına ya da yalnız olmanın aksine ) yalnızlık durumunu başardığı ya da yalnız oluşunun farkına vardığı zaman dini bir tecrübeyi gerçekleştirmiş olur

b) ‘Din insanın kendisinin dışında bir varlık olarak kendine özgü varlığıyla ilişkisidir’ Bu iddia on dokuzuncu yüzyıl felsefecisi Ludwig Feuerbach’ın din hakkındaki teorisiyle ilişkilidir Bu teoriye göre din beşeri bir projeksiyondur Bu teori dini (sevgi güç umut ve bilgi gibi) beşeri özelliklerin mükemmelleştirilerek dışarıda var olarak tasavvur edilen hayali bir varlığa nakledildiği her yerde var olarak tanımlar

c) ‘Din nihai bir ilgidir’ Yirminci yüzyıl teologu Paul Tillich tarafından takdim edilen bu tanım dinin en basit ancak en temel tanımlarından birini meydana getirir Tillich’e göre din insanların nihai olarak kendilerini ilgilendirdiğini kabul ettikleri bir ilişkidir Açıkça bu ilişki Tanrı ya da manevi varlıklarla olabilir; ancak bu ilişki zikredilenlerden daha geniş olduğundan o farklı hususi özneler semboller ya da kavramlarda ifade edilen soyut bir ideayı ifade eder

Yukarıda iktibas edilen bu üç örnek aşağıdaki özete götürür:

Felsefi bir tanım inanın kozmik düzen ya da beşeri var oluşla ilişkili olarak nihai ya da son olarak yorumladığı bir ideayı ya da kavramı bir şeyin din sayılabilmesinin merkezi kriteri haline getirir

Psikolojik Tanımlar

Dinin psikolojik tanımları dinin dini objeyle ilişkin insanın duyguları hisleri ve psikolojik durumlarıyla ilgili olduğunu vurgularlar Ferguson’un verdiği örneklerden bir kısmı şunlardır:

a) ‘Din sakin bir şekilde düşünüldüğünde dehşete düşüren bir sahra olan bir dünyada teselli aramanın sonucudur’ Bu tanım yirminci yüzyıl felsefecisi Betrand Russell tarafından geliştirilmiştir Bu tanım bu dünyada tecrübe edilen talihsizlikler ve acılar sebebiyle insanların dinde teselli ya da avunma aradıklarını vurgular Daha sonra Sigmund Freud’u tartışmamızda göreceğimiz gibi teselli ve avuntu psikolojik ihtiyaçlardır

b) ‘Din derin deruni tecrübenin bir türüdür’ Bu tanım deruni tecrübeyi vurguladığından dini mutlak bir bağlılık hissi olarak tanımlayan on dokuzuncu yüzyıl teologu Friedrich Schleirmacher tarafından sunulana benzer psikolojik bir tanım olarak tasnif edilebilir (Hall Plgrim ve Cavanagh tarafından iktibas edildi 1986 5)

c) ‘Din evrensel takıntısal bir nevrozdur’ Bu tanım Sigmund Freud’un psikanalistik okulunun takipçilerinin bakış açısı içinde yer alır Bu dini evrensel bir şey olsa da eğer beşeriyet psikolojik sağlığına kavuştuğunda üstesinden gelinmesi gereken psikolojik rahatsızlık (disturbence) olarak tanımlar

Psikolojik tanımların bir özeti aşağıdaki şekilde gösterilebilir:

Psikolojik bir tanım insanların içinde bulanan his ya da duyguları dinin merkezi kriteri haline getirir Bu duygular ya da hisler insanların söz konusu duygu ve hisleri tatmin etmek için daha büyük güçlere baş vurmalarına sebep olurlar

Sosyolojik Tanımlar

Dini kültürel normları şekillendiren bir grup bilinci ya da genel olarak toplumun üretimi olarak vurgulayan tanımlar sosyolojik tanımlar diye adlandırılabilir Ferguson’un listesi bu kategori içinde yer alan aşağıdaki tanımları içerir:

a) ‘Din halkın afyonudur’ Karl Marx tarafından inşa edilen bu tanım dinin sosyal ya da ekonomik gücü elinde bulunduran kimseler tarafından kalabalıkların bastırılmasından doğduğuna işaret eder Bu güçler dinin mesajını bastırılmış olanı gelecek adil bir düzen ümidiyle bu dünyadaki kaderinden memnun olmasını sağlamak için kullanılır Bu yüzden de din hem bastıran hem de bastırılan için sosyolojik bir fonksiyon icra eder

b) ‘Din değerlerin muhafazasıdır’ Bu tanım Ferguson tarafından on dokuzuncu yüzyılın sonu ve yirminci yüzyılın başlarında yaşayan Alman felsefecisi Harald Hoffding’e atfedilir Ancak bu tanım Emile Durkheim gibi geleneksel sosyologlar ya da Bronislaw Malinowski gibi antropologlar tarafından yaygın olarak kabul edilen bir görüşü yansıtır Bu görüşe göre din toplum içindeki muhafaza edici bir güç olarak tasvir edilir Bu güç grubun temel değerlerini tanımlar ve sonra da bu değerleri tabiatüstü güçlere müracaatla muhafaza eder ve güçlendirir

c) ‘Din bütünüyle tatmin edici bir hayatın peşindeki ortak bir arayıştır’ Bu tanım psikolojik bir tanım gibi görülmekle birlikte ortak arayış üzerindeki vurgu onu sosyolojik kategori içine yer verilmesini sağlar Ferguson bu iktibas için kesin bir kaynak göstermez; ancak daha sonra göreceğimiz gibi söz konusu tanım Martın Prozesky (1984 153) tarafından sunulan tanıma oldukça benzer görünmektedir Onun tanımına göre din ‘nihai mutluluğu aramaktır’ Bu tanımdan şu sonucu çıkarabiliriz; toplumlar en tatmin edici hayata ulaşmayı araştırdıkları her zaman dini bir ilgi göstermektedirler Bu anlayış aynı zamanda çağdaş antropolog William Lessa ve Evon Vogt (1965) tarafından da tekrar edilir Onlara göre din ‘bir toplumun nihai ilgisine yöneltilen inançlar ve uygulamalar sistemidir’

Bu örnekler aşağıdaki şu özete götürürler:

Sosyolojik bir tanım bir insan cemaatinin varlığını dinin merkezi kriteri haline getirir Bu insan cemaati bu cemaatin kendisinden daha büyük kuvvetler ya da güçlere olan inançlarıyla özdeşleştirilir ve toplum bu inançlar tarafından bir arada tutulur ve varlığı devam ettirilir

Kaynak : James L COX Kutsalı Anlamak İz Yayıncılık İstanbul 2003

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.