Prof. Dr. Sinsi
|
Beden Kimyası Ve Mizaca Göre Kişilik :
BEDEN KİMYASI VE MİZACA GÖRE KİŞİLİK :
Kişiliğin önemli bir yanını oluşturan mizaç üzerinde duran ve mizacın beden yapısından ve kimyasından etkilenişine göre kişiliği tiplere ayıran, Hippocrates (M Ö 460-377) olmuştur Hippocrates, insanın mizacını, bedende en çok bulunan ve kişiliği etkileyen sıvılara göre dört grup içinde toplamıştır:
1 – Hafif kanlı mizaç (Sanguine) Bu tipte olanların bedeninde kan etkin rol oynar Kanlı canlı, neşeli insanlardır Bol ve tatlı konuşurlar Kolay ilişki kurarlar Eğlence, müzik ve şaraptan hoşlanırlar
2 – Ağır kanlı mizaç (Phlegmatic) Bedenlerinde lenf sıvısı etkin rol oynar Ağır kanlı insanlardır Yavaş hareket ederler Geç ve güç duygulanırlar Dinlenmeye ve uykuya düşkündürler
3 – Karasevdalı Mizaç (Melancolic) Bedenlerinde “kara safra”nın etkin olduğu mizaçtır Duygusal insanlardır Derin ve uzak görüşlüdürler Yürekli ve atılgan olurlar
4 – Sinirli mizaç (Choleric) Bedenlerinde “sarı safra” etkindir Çabuk kızan, saldırgan, ateşli, sert insanlardır
Modern hekimliğin babası olarak tanınan ünlü anatomici ve hekim Galen (131-201) de insanın mizacının, bedende en çok bulunan sıvılarla yakından ilgili olduğunu kabul etmiş, etkisini yüzyıllar boyu sürdüren “Humorisme” görüşünü ve Hippocrates’in mizaç anlayışını benimsemiştir
Daha sonra Kant (1724-1804), bu dört mizaca ilişkin özellikleri beden yapısından ayrı olarak şöyle tanımlamıştır:
• Hafif kanlı mizaç : Bunlar tasasız insanlardır Neşelidirler Umut doludurlar Yaşadıkları zamanı değerlendirmeye çalışırlar O anda ellerindeki uğraşıyı, zihinlerindeki düşünceyi önemser, ama az sonra unuturlar Sözlerinde durmazlar Çok kişi ve konuyla ilgilenir, ancak bunların çoğunu sürdüremezler Topluluktan, kalabalıktan, insanlarla birlikte olmaktan hoşlanırlar Giyime, süse, gösterişe düşkündürler Yaşamlarından hoşnutturlar Olayları, kişileri fazla ciddiye almazlar Sürekli değişiklik ararlar
• Ağır kanlı mizaç : Ağır kanlı insanlardır Yavaş yavaş harekete geçerler Davranışlarda duygudan çok düşünce ağır basar Kurallara ve ilkelere sıkı sıkıya bağlıdırlar
• Karasevdalı mizaç : Kendileriyle ilgili konulara büyük önem verirler Aşırı duyarlı, kaygılı ve endişelidirler İlgilendikleri her konuda tedirgin olacak, üzülüp sıkılacak bir yan bulurlar İnsanlarla ilişki kurmaktan çekinirler Yapacakları her davranışı uzun uzun düşünür, ölçüp biçerler Çoğu zaman da eyleme geçmeden, vazgeçerler Değerlere ve kurallara bağlıdırlar
• Sinirli mizaç : Kolay, çabuk kızar, öfkelenir, bağırıp çağırır ve yatışırlar Kolay karar verip hemen eyleme geçerler Hızlı hareket ederler Başladıkları işin sonunu getiremezler Bu nedenle çalışmayı sevmezler Buyruk vermeyi, işlerini başkalarına yaptırmayı severler Gösterişten hoşlanırlar Tanınmak, övülmek isterler Kendilerini beğenir, yerli yersiz övünür, yaptıklarını abartırlar Hep kendilerinden söz eder, başkalarının da ondan söz etmesini isterler
Hippocrates’in ve daha sonra da Kant’ın mizaca göre yaptıkları bu ayırımların, bugün için bilimsel bir değeri yoktur Ancak yine de bu ayırımlar, beden kimyasının kişiliği etkileyebileceği görüşünün başlangıcı sayılabileceğinden önemlidirler Son yıllarda hormonların kişiliğin oluşması ve yapısı üzerindeki etkilerinin incelendiği araştırmalarda, hipofiz, tiroid, böbreküstü gibi içsalgı bezlerinin önemi ortaya konmuştur Bunlara, beyinde ve çevresel sinir sisteminde bulunan adrenalin, noradrenalin, dopamin, serotonin gibi kimyasal ileticilerin de etkisi eklenebilir Bugüne kadar, gerek içsalgı bezlerinin, gerekse kimyasal ileticilerin, kişilik gelişmesini ve yapısını nasıl etkilediğini, davranışın oluşmasında ne denli rol oynadığını doğrudan doğruya ortaya koyacak bilimsel yöntemler tam olarak geliştirilememişse de, içsalgı bezlerinin ve kimyasal ileticilerin, kişilik gelişmesinde ve yapısında dolaylı da olsa, etkili olduğu şüphe götürmeyen bir konudur
|