09-06-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Anneni Mi Daha Çok Seviyorsun Babanı Mı?
Küçükken hemen hepimizin çok sık karşılaştığı bazı sorular vardır Örneğin, “Büyüyünce ne olacaksın?”, “3 kere 5 kaç eder?”, “Bir kilo pamuk mu daha ağırdır, yoksa bir kilo demir mi?” gibi…
Bu sık karşılaşılan sorulardan biri de “Anneni mi daha çok seviyorsun, yoksa babanı mı?” sorusudur Pek çok soruya çabucak doğru yanıtlar verebilen çocuklar bile bu soruyu duyduklarında genellikle şaşırırlar ve ne cevap vereceklerini bilemezler Akıllarından bir kıyaslamaya yapmaya çalışır ve çoğu zaman işin içinden çıkamazlar ve en kurtarıcı yanıt: “İkisini de eşit seviyorum” olur Ancak soruyu soran genellikle tatmin olmaz ve tekrar sorar:
- Tamam biliyorum, ikisi de çok seviyorsun da, birini daha çok seviyorsundur
Çocuğun aklından soruyu soran kişinin maksadının ne olduğu geçmeye başlar Eğer babasının yakını, arkadaşı falansa babasını daha çok sevdiğini söylemesi gerekiyor gibi gelir
Bazen bu soruyu kendi kendine düşünür Annesi ona kızmış, “çok kötü bir çocuksun sen” demiştir, ya da o annesine kızmıştır ve:
- “Ben babamı daha çok seviyorum” der
Erkek çocuk 5 yaşlarında annesini daha çok sever, babasını “rakip” olarak görebilir 7 yaşlarında babası dünyanın en güçlü, en iyi insanı oluverir 13 yaşına geldiğinde babası bazen “içler acısı”, “yetersiz” biri gibi gelebilir ve ondan daha iyi, daha başarılı biri olmalıdır 20’li yaşlarda onun olumlu ve olumsuz yanları ile babası olduğunu ve onu çok sevdiğini düşünmeye başlar Benzer duyguları annesine de besler
10 yaşına gelmeden önce genellikle çocuklar için anne ya da babası bir gün, bir saat “dünyanın en iyi insanı” iken, bir diğer gün, diğer saat “en kötülerinden biri” oluverir Bir gün annesini daha çok severken, bir gün babasını daha çok sevdiğini düşünür
Aslında baba ve anne için düşünülen bu tasarımlar hayatın diğer bölümlerinde de gözükür Öğretmenleri, komşu amcalar her gün farklı algılanabilir Kişilerle ilgili tasarımlar ancak ergenliğin son yıllarında tam anlamıyla bütünleşir ve sabitlenir O yaşlara kadar nispeten var olan kişi tasarımlarındaki bütünlük dağılmaya ve ayrı ayrı algılanmaya açıktır Bir nesnenin hem iyi hem de kötü yanları olabileceği uzun yıllar tam olarak anlaşılamayabilir
Bardağın hem dolu, hem de boş bir yarısı varsa bardağın “boş” ya da “dolu” oluşundan söz edilemez Artık üçüncü bir kavram söz konusudur O yarısına kadar dolu bir bardaktır
Sarı ile mavi karışırsa artık sarı, ya da maviden değil, yeşilden söz edilebilir Ancak bu durum sarı ya da mavinin yok olduğunu göstermez, tam tersi yeşili yeşil yapan sarı ile mavidir
Bir çocuğu çocuk yapan hem anne, hem de babadır Çocukta bütünleşen ve çocukta var olmaya devam eden ne anne ne de babadır, ama hem anne hem de babadır
Her zaman bir şeyi diğer bir şeye tercih etmek gerekmez, çünkü o iki şeyin bileşimi olmadan üçüncü şey olamayacaktır Yaşamı ve geleceği temsil eden bileşimlerdir Bütünleşmektir
Hem annemi hem de babamı çok seviyorum
|
|
|