Enginar, Hazımsızlık Ve Kanser Düşmanı

Semt pazarlarında "Enginar giren eve doktor girmiyor" sloganıyla satılan enginar; pek çok bilimsel araştırmaya konu olmuştur
Bir Akdeniz bitkisi olduğu için ülkemizde bol bulunan enginar; içeriğindeki kuarsetin, rutin, gallik asit ve sinarin nedeniyle; kanser, kalp hastalığı, karaciğer bozukluğu, yüksek kolesterol ve diyabet gibi birçok sağlık problemine karşı koruma sağlıyor Bu yazıda da enginarın sayısız yararları hakkında bilgi vereceğiz
YAPRAĞI DAHA FAYDALI
Enginar kolay tüketilebilen, besleyici mineraller ve fitokimyasallar içeren bir sebzedir Çoğu kişinin en sevdiği parçası ortasıdır ama aslında en faydalı yeri, yapraklarıdır Enginar yaprağı özünün, hastalıklarla mücadele edip ömrü uzattığı; 2009 yılında İngiltere'de yapılan bir araştırma ile ispat edilmiştir
2004 yılında ABD Tarım Bakanlığı tarafından yürütülen kapsamlı analiz ise enginarın; en sık tüketilen sebze olduğunu ortaya koydu Enginar; Amerika'da tüketilen ilk dört sebze içinde yer alıyor Küre enginar olarak bilinen 'milk thistle' bitkisi de dünyanın en eski ve en etkili sebzesi olarak bilinmektedir
Enginar ve enginar yaprağı özü, vücuttaki kolesterol düzeylerini düşürüyor Amerika'da gerçekleştirilen 12 haftalık bir araştırmaya katılan 75 hastaya; her gün 1280 miligram günlük enginar yaprağı verilmiş Araştırma sonunda, deneklerin total kolesterol düzeyinde yüzde 42 oranında azalma kaydedilmiş!
Enginarın kalp sağlığına ve yüksek kolesterol hastalarına etkisini incelemek için yapılan başka bir çalışmada ise enginar yapraklarının tedavi edici etkisine rastlanmıştır Altı hafta boyunca yarım enginar özü tüketen hastalarda, total kolesterol düzeyinin yüzde185 oranında azaldığı görülmüştür
SİNDİRİM DOSTU SİNARİN
Enginardaki yüksek sinarin konsantrasyonu; sadece kolesterol değil, sindirim sistemine de katkıda bulunur
Sinarin, safra üretimini uyarıcı olarak bilinir ama yağların sindirimi ve absorbe edilmesini de sağlar
Pek çok araştırma; enginar yaprağı özünün, bağırsak sendromlu hastalara çok faydalı olduğunu göstermiştir
ENGİNAR YAPRAĞI EKSTRESİ TÜMÖRLERİ KÜÇÜLTÜYOR
Slovak Cumhuriyeti'ndeki Comenius Üniversitesi'nde yapılan bir çalışmada; enginar yaprağı özünün lösemi hücrelerinin büyümesini engellediği görülmüştür Enginar yaprağı özünün 24 saat içinde lösemi hücrelerini öldürdüğü saptanmıştır
ŞAŞIRTICI SONUÇLAR
Almanya'daki Georg- August Üniversitesi'ndeki bir araştırmada ise enginardaki bitkisel kimyasalların, kanser ajanlarını bloke ettiği görülmüştür
Beyin tümörü tedavilerinde; günde 400 gram sinarin (enginarın yaprağında bulunur) tüketen hastaların, yaşam süresinin uzadığı 2006 yılında dünyanın saygın tıp dergilerinde yayınlanmıştır Zeytinyağı ile birlikte tüketildiğinde mide kanserleri üzerinde de tümör küçültücü etkisi olduğu bildirilmiştir
ETKİSİ GENİŞ
Enginar yaprağındaki sinarinin faydalı olduğu kanser türleri arasında; karaciğer, prostat, meme, yumurtalık, kolon, akciğer ve mesane kanserleri de yer alıyor İngiltere'de kolonunda polip olan 2 bin 35 kişi üzerinde yapılan bir çalışma ise adenomlarda (kanserli kitle) azalma olduğunu ortaya koymuştur
KANSERLİ HÜCRELERİN YAYILIMINI AZALTIYOR
Her derde deva bir bitki olan enginar; safra üretimini artırdığı için karaciğer sağlığı açısından da çok önemlidir
Enginar, flavonoid silimarin içeren, güçlü bir karaciğer koruyucudur Karaciğerdeki dokuların, hücre zarlarının içinde meydana gelen lipit peroksidasyon sürecini düzenler
Enginarın içeriğindeki birçok güçlü polifenol ise prostat kanserinin önlenmesinde rol oynar Enginar tüketiminin ayrıca meme kanseri ve lösemi tedavisinin yönetiminde de etkili olduğu bilinmektedir çok araştırıldı
Enginar yapraklarındaki kuarsetin ve gallik asit gibi antioksidanların; kanserli hücre ölümünü artırdığı ve kanserli hücrelerin yayılmasını azalttığı yapılan pek çok araştırma ile kanıtlanmıştır Pek çok araştıma, enginarın mucizevi bir sebze olduğunu ortaya koymuştur
YAŞAM KALİTESİNİ YÜZDE 20 ARTIRDI
İngiltere'deki Reading Üniversitesi'nde, bağırsak sendromlu ve hazımsızlık çeken 208 hasta üzerinde yapılan bir çalışmada; enginar yaprağı ektresinin yüzde 264 oranında iyileşme yarattığı gözlendi Hazımsızlık belirtileri ise yüzde 41 oranında azaldı Deneklerin yaşam kalitesi yüzde 20 oranında arttı