Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık > Genel Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
diabet or şeker, hastaliği

Diabet/Şeker Hastaliği 5

Eski 09-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Diabet/Şeker Hastaliği 5




Sayfa: 5/7
Diabet ve ağrı
Diabetiklerde değişik mekanizmalarla ağrılı durumlar gelişebilir Bunların zemininde çoğunlukla bir nöropati yani çevresel sinirlerin
diabete bağlı olarak zedelenmesi yatar Diabetin sebep olduğu nöropati tek bir hastalıktan ibaret değildir ve bu da çok değişik vücut bölgelerinde ve değişik
özelliklerde ağrılı hallerin kendini göstermesine yol açacaktır Örneğin bir gözün çevresinde ağrı ve ardından çift görme ile bir göz siniri felcinin
belirmesi bunlardan biri olabileceği gibi tıpkı bel fıtığındakine benzer bir ağrı da diabete bağlı olabilir
Baş ve göz ağrısı şeklinde bir ağrı olabilir mi?
Kafa çiftleri olarak adlandırılan sinirlerden üç numaralı olan gözlerin hareketinden sorumludur Bu sinirin nöropatisinde olguların
yaklaşık yarısında felcin başlamasından bir kaç gün önce göz ardı veya üzerinde ağrı vardır Bir iki gün içinde çift görme ve şaşılık ortaya çıkar Yapılacak iş
göz ve sinir hekiminize başvurmaktır Hekiminiz bazı incelemelerden sonra bu teşhisi koymuşsa hastalığınız bir kaç ay içerisinde düzelecektir
Karın ve göğüs ağrıları olabilir mi?
Diabetik gövde nöropatisi veya gövde-karın kaslarına giden köklerin hastalığında gövde veya karın bölgesinin alt kısımlarında hissedilen,
tek veya çift yanlı olabilen bir ağrı vardır Bu çeşit ağrılar doğal olarak bu bölgelerde yer alan iç organların hastalıklarına bağlıdır Göğsün sol yanındaki
bir ağrı ilk elde infarktüsü veya karın bölgesinin sağ altındaki bir ağrı pekala bir apandisit ağrısını akla getirecektir
Diabetin sebep olduğu ağrılar bel fıtığı ile karışabilir mi?
Diabetik amyotrofi de denilen bir kök nöropatisinde olabilir Tek veya çift yanlı olabilen ağrı uyluk, bel bölgesi ve üreme
organları çevresinde hissedilir Ayrıca zayıflama ve bacaklardan biri veya ikisinde kuvvet kaybına da yol açabilir, ağrı yanıcı karakterdedir ve geceleri
artar Daha çok yaşlı erkek diabetlilerin bir hastalığıdır ama kadınlar da muaf değildir
El
ve ayak ağrıları
Daibette sık görülen sinir zedelenmelerinden bir grubu da sinirin vücuttaki dar kanallardan geçerken sıkışmasıdır Bunlara tuzaklanma
denir En sık şekillerden biri kadınların pek çoğunu etkileyen el bileğindeki sıkışmadır Bu hastalıkta gece ortaya çıkan el uçlarında karıncalanma, uyuşma ve
yanıcı bir ağrı vardır Ayakta ise buna benzer bir sinir sıkışması daha vardır ki benzer yakınmalar ayak tabanında kendini hissettirir
Diabetik polinöropatilerde ağrı:
Polinöropati sözcüğü bize simetrik ve yaygın bir çevresel sinir hastalığını ifade eder Bu durumda da ağrının en çok hissedileceği bölge
ayaklar ve eller olmak üzere vücudun uç kısımları olacaktır
Ani başlangıçlı ağrılı diabetik nöropati:
Oldukça nadir ancak son derece ağır seyreden bir nöropatidir Ağrı çoğunlukla ayak ve bacaklarda, bazen üst taraf gövde dahil tüm
vücutta hissedilir Yanıcı ve batıcı ağrıya ciltte yaygın olarak temasla ortaya çıkan aşırı duyarlılık eşlik eder Çoğunlukla Tip I diabette ve ağır kilo kaybı
ile birlikte seyreder Bazen hızlı ve ağır bir şeker kontrolü tetikleyebilir
Diabetik Duysal Nöropati
Bu tablo diabetik nöropatilerin en sık görülen şeklidir Tip II diabetiklerin karakteristik bir hastalığıdır Sinsi başlar; ağrı geceleri
artar, yanıcı, sızlayıcı özellikte ve ayak tabanlarını, ayağın bütününü veya bacakları etkiler Devamlı veya fasılalı olabilir ve haftalar ve aylar boyu
rahat dönemler yaşanabilir Ağrı duyusunu taşıyan ince sinir tellerinin hastalığıdır; bazen de ağrı, ısı duyularının kaybı ile birlikte olabilir Yani
bir yandan ayaklar kendiliğinden ağrılı, buna karşılık ağrı veren bir uyarana karşı duyarsız olabilirler
Tedavide ne yapmalı:
Diabetin bütün ihtilatlarında olduğu gibi iyi bir kan şekeri kontrolü altın kuraldır Ağrı bedenin bir savunma mekanizmasıdır ve daima
ters giden bir şeylerin habercisidir Bu nedenle ilk yapılacak iş hekiminize durumu anlatmaktır Bir çok kez sadece iyi bir ayar ve kararlı bir şeker
seviyesinin sağlanması ile her şey düzelir Oynak kan şekeri, sık sık hipoglisemiler varsa kolay kolay şikayetler geçmez Ağrı katlanılmaz olduğunda
ve özellikle uykuları, giderek ruh halini etkilediğinde bazı ilaçlarlardan yardım umulabilir Bunlar basit ağrı kesiciler, ruhsal dengeyi düzenleyen
ilaçlar bazen de sara ilaçları olabilir Bu tür ilaçlar nöropati ağrıları için de bir hayli etkilidir, ancak çoğu kez kan sayımı, karaciğer testlerinin takibi
gibi hassasiyetleri gerektirir
Diabet ve Sindirim Sistemi Bozuklukları
Diabet insan vücudundaki tüm organları olduğu gibi sindirim sistemini de etkileyebilir Tüm diabetik hastaların % 60 - 80′inde yaşamlarının
bir döneminde sindirim sistemine ait rahatsızlıklar görülür Diabetik hastalarda görülen sindirim sistemi bozukluklarının en önemli sebebi diabete bağlı,
sinirlerde tutulmadır Bunun dışındaki sebepler sindirim sistemini besleyen damarlarda daralma, infeksiyonlara eğilim ve sindirim hormonlarındaki
değişikliklerdir Sindirim sistemi gıdaların alımı, sindirilmesi, gerekli olanların emilip gerekli olmayanların atılması işlevlerini gören uzun ve
hareketli bir tüp şeklindedir Bunun yanında yine sindirim sisteminde sayılan ve salgılarıyla sindirim fonksiyonuna yardım eden organlar vardır, örneğin tükürük
bezleri, pankreas, karaciğer, safra kesesi gibi Bu tüpün işlevlerini yapabilmesi için kendine özgü bir hareketi ve sıvı salgısı vardır Bu hareketler
ve salgılar ya beyinden gelen sinirler veya sindirim sisteminden salgılanan hormonlar tarafından hassas bir şekilde ayarlanır İşte bu düzenlemeyi yapan
sinirlerdeki bozukluk büyük oranda diabette görülen yakınmalara yol açar Diabetli hastalarda sık görülen sindirim sistemi bozuklukları şunlardır:
Reflü özofajiti: Yemek borusu ile mide arasındaki özel kas yapısına giden sinirlerdeki bozuklukla ortaya çıkar Asitli mide
içeriğinin yemek borusuna kaçması nedeniyle özellikle yatınca göğüste yanma şeklinde yakınmalara yol açar Disfaji: Yutma güçlüğü demektir Yutma işlevi
sinirler tarafından yönetilen kaslarla gerçekleştirilir Bu sinirlerdeki bozukluk yutma güçlüğüne yol açabilir
Diabetik gastroparezi: Yine sinirlerdeki bozukluk sonucu midenin fonksiyonları ve hareketliliğinde bozulma olması ile meydana
gelir Özellikle uzun süredir kan şekeri kontrolü kötü olan hastalarda görülür Yakınmaların şiddeti hafif bir bulantı hissinden hastanın beslenmesini ve su
almasını olanaksız hale getirecek kadar ağır bozukluklara kadar değişen geniş bir aralık içindedir Ağır şekillerin tedavisi ancak hastane koşullarında
yatarak gerçekleştirilebilir Böyle hastalar küçük öğünler şeklinde beslenmelidir
Diabetik diare: Diabetli hastalarda görülen uzun süren ishallerdir Kısa süreli ishaller genellikle diabetli olmayan insanlarda
da görülebilen akut gastroenterite bağlıdır Diabetik diarenin sebebi sinirlerin tutulumu sonucu ince bağırsak hareketinin bozulması ve oluşan hareketsiz ortamda
bakterilerin çoğalarak infeksiyona yol açmasıdır Diabetli hastalar uzun süreli ishallerde mutlaka doktorlarına başvurmalıdırlar Çünkü uzun süren ishaller
beslenme bozukluğuna ve bazı gerekli elementlerin vücuda alınamamasına neden olabilir
Kabızlık: Diabetli hastalarda kabızlık sıklığı diğer insanlara göre artmıştır Nedeni yine sinirlerin tutulumudur Tedavide en önemli
unsurlardan biri liften zengin gıdalarla beslenmektir
Dışkı Kaçırma: Dışkımızı tutabilmemizi sağlayan anüsün alt ucunda sfinkter adı verilen özelleşmiş bir kas demeti bulunmaktadır
Bu kasın gerginliği sinirler tarafından ayarlanır Bu bölgeye giden sinirlerdeki bir bozukluk dışkı kaçırma yakınmasına sebep olabilir Uzun süreli ve kötü
kontrollü diabetiklerde dışkı kaçırma sıklığı artmıştır
Diabete ait sindirim sistemi bozuklukları da tıpkı diğer diabet komplikasyonları gibi kötü kan şekeri kontrolünden kaynaklanır İyi
kontrol altındaki hastalarda bunların ortaya çıkma olasılığı hemen hemen yokturBu nedenle diabetli bir hastanın iyi kontrolü bütün komplikasyonlardan
korunmasının en etkin ve önemli yoludur
Diabet ve Kalp Hastalıkları
Diabetlilerde
ölüm nedenlerinin %80′ini damar sertliğinin neden olduğu hastalıklar oluşturmaktadır Bunların üçte ikisi koroner arter hastalığına, üçte biri ise
beyin damarlarının veya periferik damarların (bacak damarları gibi) hastalığına bağlıdırDiabetin varlığı koroner arter hastalığı açısından başlı başına önemli
bir risk oluşturmaktadır
Diabetlilerde kalp hastalıklarının tanı ve tedavisini özellikle dikkatli olmak
gerekir;
1 Koroner arter (kalp damar) hastalığının görülme sıklığı belirgin olarak daha yüksektir, daha genç yaşlarda ortaya çıkar ve
kadınlarda da sıkça görülür,
2 Koroner arter hastalığının hiçbir belirti vermemesi sıkça rastlanan bir durumdur
3 Koroner arter hastalığının varlığında tedavi yaklaşımlarında farklılık söz konusudur
Diabetlilerde ölüm nedenlerinin %80′ini aterosklerozun (damar sertliğinin) neden olduğu hastalıklar oluşturmaktadır Bunların üçte
ikisi koroner arter hastalığına, üçte biri ise beyin damarlarının veya periferik damarların (bacak damarları gibi) hastalığına bağlıdır Diabetin varlığı koroner
arter hastalığı açısından başlı başına önemli bir risk oluşturmaktadır Diabetlilerde diabeti olmayanlara kıyasla koroner arter hastalığının görülme
olasılığı yaklaşık üç kat daha fazladır Diabetlilerde kötü huylu kolesterol olarak adlandırılan LDL-kolesterol düzeyinin yüksek, iyi huylu kolesterol olarak
adlandırılan HDL-kolesterol düzeyinin düşük olması, hipertansiyonun, sigara kullanımının varlığı ve kan şekeri düzeyinin iyi kontrol edilememiş olması
koroner arter hastalığı riskini arttıran en önemli faktörlerdir Erişkin tipi diabetlilerin yaklaşık %75′i aşırı kiloludur ve kilo fazlalığı risk
faktörlerinin her biriyle bağımsız olarak ilişkilidir Kadınlarda menapoz öncesi dönemde koroner arter hastalığının görülme oranı erkeklere kıyasla daha
düşüktür Menapoz sonrası dönemde ise bu oran erkeklerdekine yakındır Ancak diabetli kadınlarda menapoz öncesinde dahi koroner hastalığı riski erkeklerdeki
kadar yüksektir
Diabetli hastaların önemli bir bölümünde sessiz koroner arter hastalığı mevcuttur Bir başka deyişle koroner arter hastalığının
tanısında yardımcı olan göğüs ağrısı yakınmasına diabetlilerde diabeti olmayanlara kıyasla daha seyrek rastlanır Miyokard infarktüsü olarak
adlandırılan kalp krizi tablosunun tanınmasında şiddetli göğüs ağrısnın varlığı en önemli bulgudur Oysa diabetli hastaların ancak yarısında miyokard infarktüsü
sırasında göğüs ağrısı vardır Diğer yarısında ise ya hiç bir yakınma yoktur, ya da bulantı, kusma, nefes darlığı, efor kapasitesinde azalma, kalp yetersizliği
bulguları (ayak bileğinde ödem gibi), kan şekeri kontrolünün aniden bozulması gibi durumlar söz konusudur Bu nedenle diabetlilerde miyokard infarktüsü tanısı
güçtür ve bazı hastalarda aradan uzun bir zaman geçtikten sonra EKG (elektrokardiyografi) bulgularına dayanarak infarktüs geçirildiği saptanır
Özellikle yaşlı diabetlilerde bu duruma sıkça rastlanır
Koroner arter hastalığı saptanan hastalarda diabetin varlığı tedavi seçiminde de farklı yaklaşımları gerektirebilir Kullanılacak
ilaçların seçiminde hastanın diabetli olması dikkate alınır Cerrahi girişim (koroner by-pass) ile alternatif yöntem olan balonla daralmış damarın açılması
(anjiyoplasti) arasında karar verirken hastanın diabetli olup olmaması dikkate alınır
Diabetli hastalar kan şekerlerinin kontrol altına alınması konusunda gösterdikleri titizliği kalp sağlığı konusunda da göstermelidirler
Aşağıda söz edilen önerileri tüm diabetli hastaların dikkate alması gerekir:
1 Kan şekerinin yanısıra kan kolestrolüne de belirli
aralıklarla (hekimlerin önerisi doğrultusunda) bakılması uygun olur
2 Kan basıncının belirli aralıklarla (ayda bir kez ya da hekimlerin önerisine
göre) ölçülmesi gerekir
3 Önemsiz gibi görülebilen göğüs ağrısı, çarpıntı, nefes darlığı ya da çabuk
yorulma gibi yakınmalar koroner arter hastalığının ilk belirtisi
olabileceğinden bu yakınmaların en kısa sürede hekimlere bildirilmesi
önemldiir
4 Her diabetli hasta yılda en az bir kez elektrokardiyografi (EKG)
çektirmelidir
5 Tüm diabetli hastalar düzenli egzersiz (en azından haftada üç kez 40 dakika
süreyle yürüyüş gibi) yapmalı, fazla kilolarını vermek için uygun diyet
uygulamalı, hipertansiyon söz konusuysa hekimlerinin önerdiği ilaçları özenle
kullanmalı ve eğer kullanıyorlarsa sigarayı bırakmalıdır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.