Prof. Dr. Sinsi
|
Abdominal Travma 4
SPESİFİK ORGAN HASARLARI
DİYAFRAM:
Alt toraksa yada batına doğrudan gelen şiddetli künt travma sonrasında diyafram rüptürü olabilir Diyafragmatik rüptüre bağlı olarak abdominal organlar toraks içine yer değiştirerek solunum sıkıntısına yol açabilirler Solunum sesleri azalır Oskültasyonda barsak sesleri duyulabilir
Nadirende olsa ; diyaframdaki yırtık asemptomatik kalabilir ve intestinal komplikasyonlar ile (strangülasyon , fistül) kendini gösterebilir
Ayakta çekilen direk akciğer grafisinde diyafragmatik kontur düzensizliği ve barsak anslarının toraks da görülmesi tanı koydurur Nazogastrik tüp takılarak midenin toraks içine translokasyonu gösterilebilir
Torakstaki gastrik dilatasyon akciğer grafisinde pnömotoraks olarak değerlendirilebilir Bu durumda torakostomi tüpü takılması gastrik perforasyona yol açabilir
Eğer çocuk stabil ise opak maddeli GİS grafileri (oral / rektal) yada toraks USG tanıda kullanılabilir
Diyafragmatik rüptürün derhal onarılması esastır Akut olgularda intra abdominal hasarı da değerlendirebilmek amacıyla transperitoneal yaklaşım daha uygundur Fakat geç olgularda , olabilecek adezyonlar nedeniyle , torakotomi ile yaklaşım tercih edilebilir Diyaframın kenarları debride edildikten sonra iki tabakalı ( vest over pant) kapama, emilmeyen dikişler ile yapılır Tüp torakostomi konulur
MİDE :
Çocuklarda mide yaralanması erişkinlerden daha sık görülür
- Şiddetli abdominal kompresyon
- Nazogastrik tüpün zorla takılması
- Endoskopik manuplasyon
- Hava yolu ile uğraşırken aşırı insuflasyon gibi olaylara bağlı olarak gastrik rüptür gelişebilir
Özellikle gastroözofagiyal bileşke kompetan ise ve pilor kapalıysa, mide dolu iken travmaya maruz kalan çocukta mide perforasyonu oluşur
- Kanlı NG drenajı
- Karaciğer perküsyonunda timpanik ses
- Ayakta direk karın grafisinde pnömoperituan
- NG tüpün anormal pozisyonu durumlarında gastrik rüptür akla gelmelidir
Şüpheli durumlarda NG tüpten 100 ml hava verilip direk grafi (ADKG) çekilir Abdominal BT de serbest havayı gösterir
Komatöz çocukta periton lavajı da tanıda yararlıdır Gastrik rüptür, fundus da büyük kurvatürde en sık görülür
Gastrik defekt iki tabaka halinde kapatılır Onarım sonrası NG ile midenin dekompresyonu sağlanır Aşırı kirlenme yada başka yaralanmanın varlığında ise STAMM Gastrostomi yapılabilir Midenin penetran yaralanmaları masif hemoraji ve hipotansiyona yol açabilirler
İNCE BARSAKLAR:
İnce barsak perforasyonu , künt batın travmasına bağlı olabilir Distandü barsakların üzerine geçen kuvvetli bir kompresyona bağlı olarak barsağın antimezenterik kenarında rüptür oluşabilir
Lap Belt Complex ;
1) Abdominal wall Ecchymosis
2) Lumbar Spine İnjury ?Changce?
3) İntestinal perforasyon
Buradaki intestinal perforasyon aracın kaza anında aniden hız kaybetmesiyle oluşan kompresyon sonucudur
İntestinal perforasyon aracın kaza anında aniden hız kaybetmesiyle oluşan kompresyon sonucudur İntestinal perforasyon durumunda tomografide en sık olarak :
1 Solid organ hasarı olmaksızın intraperitoneal serbest sıvı
2 barsak duvarında belirginleşme (Shock Bowel Syndrome)
3 Serbest hava (nadir)
Barsaklar treitz ligamanı ve çekum bölgesinde retroperitana fikse durumda olduğu için, hızlı yavaşlama esnasında ince barsaklar orta kısımlardan rüptüre olabilirler (mid jejunum)
Eğer perforasyon tanınmamışsa 24 saat sonra peritonit gelişir ve apandisit sanılabilir Periton lavajı yapılarak organ hasarı tespit edilebilir Lavajda bakteri, safra , dışkı yada amilaz yüksekliği tanı koydurur
Proksimal jejunumun vertebral kolon üzerinde kompresyona uğramasıyla oluşan rüptür geç bulgu verip, 3 ? 4 gün sonra peritonite yol açabilir
Hasar distal ince barsakta ise ayakta direk karın grafisi yardımcı olamayabilir Fakat proksimal ince barsakta ise pnömoperituan belirgindir Yol açtığı distansiyonu gidermek için aspirasyon gerekebilir
KOLON VE REKTUM:
Nadirde olsa, çocuklardaki penetran karın travmaları kolonu yaralayabilir Ayrıca tanısal amaçlı yapılan baryumlu grafide iskemik bir kolonun perforasyonuna neden oalbilir Kolon travması klasik olarak proksimale kolostomi açarak yaralanma bölgesinin primer onarımı ve drenajı ile tedavi edilir
Fakat son zamanlarda tüm risk faktörlerine rağmen yaralanmanın primer onarımı yada anastomoz yapılmakta ve kolostomi açılmamaktadır
Anorektal yada vaginal travma genellikle keskin bir cisme bağlı olarak ortaya çıkar Bu tip bir travma özellikle ?Child Abuse? olgularında tipiktir Rektum ekstraperitoneal bir organ olduğu için abdominal bulgular başlangıçta belirgin olmayabilir
Digital rektal muayene oldukça ağrılıdır Genel anesaaai altında sigmoidoskopi yapılmalıdır Distal barsak temizliği yapılarak primer onarım uygulanabilir Fakat diverting kolostomi ve presakral bölgenin drenajı ile beraber primer onarım yapılırsa supralevatör yada perirektal abse riski en aza iner
Vaginal travmaların çoğu primer olarak onarılabilir Rektal yada vaginal laserasyon peritonu da içine alıyorsa laparotomi endikasyonu vardır Yüzme havuzu drenaj sistemleri rektum yırtılmasına yol açıp ince barsakların bu yırtıktan dışarıya eviserasyonuna sebebiyet verebilirler
DALAK :
Dalak çocuklarda sıklıkla hasara uğrar (En sık) Dalak kanlanmasını çölyak arterin splenik dalından ve kısa gastrik arterlerden alır Dalağın internal kan akımı radial, segmenter bir sistem olduğu için rezeksiyon yada onarıma çok uygundur
Dalak laserasyonu genellikle künt travmaya bağlıdır Sol üst kadranda hassasiyet, abrazyon ve ekimoz, dalak travmasını akla getirir Dalağın diafragma ve göğüs duvarı ile yakın komşuluğu nedeniyle, dalak travmasından sonra sol omuza yansıyan bir ağrı duyulabilir Buna KEHR bulgusu denir
Çocuğun iskelet sisteminin elastisitesi nedeniyle dalak komşuluğundaki kotların fraktürü nadirdir
Mikroskopik hematüri varsa bu dalak hasarına ait olabilir Çünkü sol renal travma sıklıkla dalak yaralanmasıyla birliktedir
Toraks ve abdomenin direk grafilerinde:
1 Midenin mediale deplasmanı
2 kolonun splenik fleksurasının aşağıya deplasmanı
3 dalak gölgesinin olmaması
4 sol alt kotların fraktürü
Dalak laserasyonunu destekler Fakat bu çabuk yapılan ama güvenilir olmayan tetkik yerine :
1 Abdomen BT
2 KC-Dalak sintigrafisi çok daha güvenlidir
Pediatrik travma olgularının incelenmesinde Kranial + Abdominal BT standart yaklaşımdır
Tomografi ayrıca splenik yaralanmaların izlemindede kullanılır Laparotomi kararı dalak laserasyonunun tomografik görüntüsü ile değil , çocuğun hemodinamik durumuna göre verilir Hilusu ilgilendiren laserasyonlarda ?
Postsplenektomi sepsisi hastanın ölümüne yol açabilir Dalak immün sistemde dolaşımdaki bakterilerin ve yaşlı kan hücrelerinin temizlenmesinde, ayrıca makrofajların üretiminde önemli rol oynar
Dalak immünglobulinleri ve TUFTSİN isimli, en kapsüle mikroorganizmaların (pnömokok, meningokok, H İnfluenza) nötrofiller tarafından fagositozunu kolaylaştıran bir opsonin benzer maddenin üretimini yapar
Tuftsin , Properdin opsonizasyon proteinleridir
Postsplenektomi sepsisi:
1 24 saatte ölüm
2 Çok hızlı ilerleyen sepsis
3 Dirençli intravasküler koagülopati
Riskler :
1 5 yaşından küçük çocuk
2 splenektomi sonrası ilk 2 yıl
Normal populasyona göre sepsis risdki 85 misli artmaktadır Splenektomi yapılan hastaların % 1,5 luk kısmında ortaya çıkar Mortalite oranı % 50 dir
Bir parça dalak dokusu kalsa bile korusu kalsa bile koruyucudur
Non operatif Tedavi:
1 Stabil vital bulgular
2 Total kan hacminin yarısından daha az kan transfüzyonu gereksinimi (24 saatte)
3 Başka bir intraabdominal organ yaralanmasının olmaması
Nonoperatif / konservatif yaklaşım günümüzde tercih edilmektedir
Operatif yaklaşım:
Orta hat insizyonu , dalağın mobilizasyonu Splenektomi aşırı kanama ve diğer organ hasarı varsa yapılır (zaman kaybetmemek için) Mutlaka duodenum ve pankreas eksplore edilir
Dalağın damarsal yapısı radial ve segmental olduğu için splenorafi mümkündür
Eğer total splenektomi yapılacaksa ameliyat sonrası dönemde :
1 Aşılar yapılmalı
2 geniş spekturumlu IV antibiyotikler de proflaksi sağlanmalıdır
KARACİĞER :
Karaciğer , dalak aynı sıklıkla hasarlanır Fakat karaciğerin kan akımının zengin olmasından dolayı karaciğer laserasyonlarında daha fazla kanama olur
Karaciğerin kanlanması kendine özgüdür
Afferent kan akımı:
1 Çölyak arterden çıkan hepatik arter ve
2 vena porta yoluyla gelir
Efferent kan akımı :
Üç adet hepatik ven yoluyla inferior vena kavaya olur Hepatik loblar arasında venöz ve arteryal çaprazlaşmalar sıktır Nadiren sağ hepatik arter, süperior mezenterik arterden çıkabilir
Portal triad anatomisi değişkendir Bu yüzden cerrahi sırasında iyatrojenik yaralanmalara açıktır
Hepatik venlerin ve retrohepatik vena kavanın ekspozisyonu zordur Dolayısıyla bu venlerin zedelenmesine bağlı kanamaların durdurulması da zordur
Fakat olguların yarısında parenkim hasarına bağlı hemoraji spontan durmaktadır
Karaciğer büyük bir organ olduğu için, üst abdomene gelen penetran yaralanmalarda parenkim hasarı söz konusu olur
Fakat karaciğerin en sık yaralanma şekli sağ üst kadrana yada göğsün sağ kısmına gelen künt travmayladır
Karaciğer travmasının tanısında IV kontrastlı tomografi çok faydalıdır Sintigrafi major defektleri gösterir Fakat minör defektler BT de daha iyi görülür
Arteriografi tanıda yararlıdır Fakat bazı komplikasyonları söz konusu olabilir :
1 İntrahepatik hematom
2 Hemobili
3 Arteryal anevrizma
Fakat kanamayı durdurmak için embolizasyon gerekebilir USG özellikle parenkim hasarının iyileşmesini izlemde yararlıdır
Exploratif laparotomi kararı hastanın hemodinamik durumuna göre verilir
Mutlaka diyaframanın üstünden damar yolu açılmalıdır Orta hat laparotomisi ile girilmelidir
?Packing? yapılarak kanama geçici olarak durdurulabilir Diyafragmatik hiatus da aortun komplikasyonu da kanamayı azaltır
Kanamayı durdurmak için ayrıca ;
1 Pringle manevrası ? portahepatisin vasküler klemp ile oklüzyonu
2 KC in tam mobilizasyonu ve medial refleksiyonu ile total vasküler oklüzyon yöntemleri de uygulanabilir
Ayrıca abdominal packing yapıp 24-48 saat sonra relaparotomi uygulanabilir
KC Kanamalarında kullanılan yöntemler:
1 Packing
2 Diyaframgmatik hiatusta aort kompresyonu
3 Pringle manevrası
4 Total vasküler oklüzyon,
5 Abdominal packing 24 ? 48 Hr sonra relaparotomi
Lokalize ve genişlemeyen bir subkapsüler hematom eğer kapsül intakt ise genellikle spontan rezolusyona uğrar Büyük, genişleyen bir subkapsüler hematom , eğer kapsül de yırtıksa mutlaka boşaltılmalıdır Devitalize dokular debride edilerek, kanayan damar bağlanıp hemostaz sağlanır Diffüz parenkimal kapiller kanama genellikle koterizasyon, manuel basınç yada hemostatik madde uygulanması ile durur Hasarlı parenkim abdomen duvarına bastırmakla kanamayı durduran bir yöntemdir
Özellikle penetran karaciğer yaralanmalarında, yara traktının eksplorasyonu ile kanayan damar bulunup bağlanabilir Bu tip yaralar ayrıca kromik katgüt ile atılan matriks dikişle kapatılmalıdır Yoksa laserasyonun derinindeki hematom, hemobiliye neden olabilir
Eğer kanama şiddetli ise Pringle manevrası yapılır Hatta parmakla ezerek yara büyütülür ve içindeki kanayan damar yapıları ortaya konmaya çalışılır Eğer bu da başarılı olmuyorsa laserasyon penrose dren konup 12 kostanın hemen altından çıkarılır Böylece kan ve safranın drene olabileceği bir yol hazırlanır
KC laserasyonunun en şiddetli şekli büyük, lobar bir fraktür veya tüm parenkimin dağılmasıdır Başlangıçta hemen hemen kanamayı kontrol altına alıcı girişimler yapılır Daha sonra 2 yöntem uygulanabilir ;
1 Total vasküler izolasyon
2 intra kaval shunt
Fakat genellikle ilki yeterlidir
Selektif hepatik devaskülarizasyon bazı vakalarda olumlu sonuç verir Örneğin sağ lob yaralanmasında sağ hepatik arter ligasyonu gibi Bu durumda safra kesesinin canlılığında bir tereddüt varsa mutlaka kolesistektomi de yapılmalıdır
Limitli segmenter rezeksiyon uygulanabilir Fakat travma sonrası KC rezeksiyonunun mortalitesi % 25 ? 30 dur Ayrıca koledoğa çocuklarda T tüp dekompresyonu uygulamak kontrendikedir
Eğer hastanın fizyolojisi stabil ise ;
1) Normal sistolik kan basıncı
2) Nabız basıncı > 20 mm Hg
3) Kalp hızı < 120 / dak
4) Kan hacminin yarısından daha az transfüzyon ihtiyacı
Bu durumda konservatif tedavi uygulanabilir KC yaralanmasında nonoperatif tedavinin amacı operatif mortalite ve morbiditeden kaçınmaktır
Selektif nonoperatif tedavinin temel prensibi : Künt KC travmasına bağlı ameliyat edilen hastaların % 45 inde sadece kanamayan bir laserasyonun drenajı uygulanmaktadır Bu nedenle KLC laserasyonlarıda, dalak gibi selektif nonoperatif tedaviye alınabilirler; fakat , tomografi ve yakın monitörizasyon mutlaka bulunmalıdır
Fakat çocukların % 70 inde ciddi morbidite oluşmaktadır
1 Hemobili
2 Ateş
3 Sepsis gibi
Kanama diyaaaai, hipoglisemi, sepsis ve hemobili gibi komplikasyonlardan kaçınmak çok önemlidir
Masif transfüzyon gerekebilir Her 4 ünite kan verildikten sonra 1 ünite
- Taze tam kan
- Taze donmuş plazma
- Trombosit süspansiyonu
- ( Calcium bikarbonat) verilmelidir
% 10 glukoz infüzyonu ile hipoglisemi önlenir Gerektiğinde kalsiyum verilir
Major rezeksiyondan 2 ? 3 hafta sonra subfrenik abse görülebilir
Hemobili genellikle intrahepatik hematomun yaptığı basınç nekrozuna bağlıdır
Klinik olarak :
1 Karın ağrısı
2 üst GİS kanaması şeklinde bulgu verir
Anjiografi ile hem kanama lokalize edilir Hem de embolizasyon ile tedavi edilir Eğer embolizasyon başarılı olanazsa, hepatik rezeksiyon gereklidir
PANKREAS VE DUODENUM
Pankreas ve duodenumun yerlaşimi korunaklı olduğu için çocuklarda travmaya maruz kalmaları seyrektir Fakat bu organların yaralanmalarıda ciddi sonuçlar doğurur Pankreas ve duodenumun kan akımı kaynağı ortaktır Aynı vaskülariteyi paylaştıkları için bu organ travmalarının tedavileri komplike olmaktadır Pankreasın baş kısmı ve doudenum kaynaklı kanamaların kökeni portal triad yada superior mezenterik arter olabilir Pankreatik duktal yaralanmanın geç sekeli olarak autodigestiona(kendini sindirme) bağlı doku nekrozu veya hemoraji ortaya çıkabilir
Pankreas ve duodenum travmalarında en sık mekanizma künt üst abdominal travmadır Fakat bazen penetran travmada neden olabilir
Pankreasın baş ve gövde kısımlarının birleştiği nokta vertebral kolon hizasındadır Pankreas özellikle künt kompresyona bağlı olarak bu noktada laserasyona uğrayabilir Trafik kazası, bisiklet gidonu travması gibi künt travmalar pankreas ve duodenum yaralanmasına neden olabilir
Tanıda
1 Radyografi
2 kan analizi
3 periton lavajı yardımcıdır
Direk grafide sağ böbrek çevresinde hava , ayrıca sağ psoas gölgesinin silinmesi duodenum perforasyonu lehinedir
Serum amilazı yüksektir Fakat spesifik değildir Ayrıca tükrük bezi travmalarında da amilaz yükselir
Serum lipazıda yükselir ve pankreas hasarı için daha spesifiktir
Periton lavajı safra veya amilaz içerebilir > 175 ü / dl
Duodenum perforasyonu varsa opak maddeli grafi ile ekstravazasyon görülebilir
Pankreas hasarınıda göstermek için USG ve oral kontrastlı 3 mm BT yararlıdır
Eğer kesin tanı konulamadıysa ve şüphe varsa eksploratif laparotomi endikasyonu mevcuttur Laparotomiye pankreasın baş kısmı ve duodenumun foramen winslow dan bimanuel palpasyonu ile başlanır Gastrokolik ligamanın kesilmesiyle pankreasın anterior yüzü ortaya konur Bu noktada doku amfizem yada safra olup olmadığı araştırılır Genişletilmiş Kocher manevrası ile doudenumun I ve II kıtaları ve pankreas başı ortaya konur Çekum ve ileumun mezenterinin posterior peritoneal tutulumlarının serbestleştirilmesiyle sola devrilir ve duodenummu III ve IV kıtaları ortaya konur
Posttravamtik pankreatit çocuklarda ciddi bir problemdir Serum lipazı ve amilazı tanıyı doğrular USG ve BT ile Lesser Sac içindeki sıvı gösterilir Safra yolu tıkanıklığı varsa hiperbilirubinemi ortaya çıkar Genellikle solda plevral effüzyon söz konusudur Ayrıca effüzyon sıvısında da amilaz yüksektir
Posttravmatik pankreatitin tedavisi:
1) Nazogastrik dekompresyon
2) Sıvı- elektrolit replasmanı
3) TPN (3-6 hafta)
4) Antibiyotik
5) Analjezi
6) Somatostatin + Ulcuran
Nadiren böbrek yetmezliği ortaya çıkabilir
Posttravmatik pankreatit sonrasında major duktal sisteme direkt travmaya bağlı olarak pankreas da pseudokist oluşabilir
Pseudokist tipik olarak travmadan 4 hafta sonra bulgu verir Epigastrik kitle palpe edilmeye başlanmadan önce USG veya BT ile gösterilebilir
Oral gıda alamayan çocuklarda 6 ? 8 hafta süreli takip ve 3 ? 6 hafta süreli TPN ile kist duvarının maturasyonunu beklemektir
6? 8 haftadan sonra bazı pseudokistlerde spontan rezolusyon görülebilir veya bir kısmına girişim gerekir ;
1 BT eşliğinde perkütan kateter drenajı (Aslında kistogastrostomi)
2 Operatif kistogastrostomi
3 Kistodoudenostomi (Nadir)
4 Roux-En-Y kistojejunostomi(transvers kolon mezenterrinin altından) alternatif olrak yapılabilir
Travmatik pseudokistin komplikasyonları:
1) Mide çıkışında tıkanıklık
2) Periton içine spontan perforasyon
3) Hemoraji büyük damar
4) Abse oluşumu
İlk 3 hafta içinde spontan perforasyon olursa drenaj kateteri koyup kontrollü fistül yaratmak amaçlanır Eğer drenaj devam ederse o zaman internal dekompresyon ( kistogastrostomi gibi) gündeme gelir
Pseudokistin kanaması ufak bir daldan olabilir Bu durumda arteriografi ve embolizasyon yapılır Fakat kanama superior mezenterik yada splenik arterden ise embolizasyon yapılmaz (özellikle SMA embolize edilmez Tüm ince barsak nekroza gider ) Laparotomi ve dikişle kanamanın kontrolu gerekir
İnfekte olmuş bir pseudokist içine penrose dren koyup drenaj gereklidir Nadiren büyük bir pseudokistin renal artere basısıyla çocukta hipertansiyon ortaya çıkabilir
Pankreas duktusunun hasarı çocukta nadirdir Daha çok künt travmayla olur Superior mezenterik arterin distalindeki travmalarda distal pankreatektomi gerekir
Pankreasın baş kısmına hasar nadirdir ve pankreatikoduodenektomi gerektirebilir
Eğer intraoperatif pankreatografi ile duktal obstruksiyon gösteriliyorsa Roux-En-Y segmentine distal drenaj yapmak gerekir
İntramural hematom çocuklarda seyrektir Sıklıkla künt travam ve ani deselerasyon ile meydana gelir Duodenum vertebral kolonun üzerinden geçerken retroperitona sabitlenmiştir Bu bölgenin submukozal damarlarında yaralanma söz konusudur Klinik olarak üst GİS obstruksiyonu söz konusudur ;
- Safralı kusma
- Gastrik dilatasyon
İntramural duodenal hematom intrensek hematolojik bir hastalığın sonucunda olabilir ;
- Hemofili
- Von willebrand hast
- İdiopatik trombositopenik purpura
Üst GİS kontrast çalışmasında ?Coiled-Spring Sign? tanı koydurur İntramural hematom USG ve BT tanıda yararlıdır USG hematomun rezolusyonunu göstermek açısından takipte de yararlıdır İntramural hematomlar sıklıkla 3 haftada rezolusyona uğrarlar TPN kullanımı sayesinde bir çok pankreatikoduodenal yaralanma nonoperatif bir şekilde tedavi edilmektedir
Eğer eksploratif laparotomide beklenmeyen bir intramural hematom ile karşılaşılırsa, hematomun evakuasyonu cerraha kalmıştır Sadece seroza ve muskularis tabakalarının insize edilmesi, mukozanın açılmaması yeterlidir
Duodenum rüptürü bir çok olguda primer onarım ile kapatılabilir Genellikle sutür hattı üzerine omentum desteği faydalıdır Onarım bölgesi iyi drene edilmeli ve NG sondanın ucu mutlaka piloru geçip duodenumda olmalıdır
Çok şiddetli pankreatikoduodenal laserasyonlarda ?duodenumun divertikülizasyonu? yapılabilir
Duodenal Divertikülizasyon ;
- Vagotomi
- lroth II rekonstruksiyon
Pilorik Ekskuzyon ;
- Gastrostomi
- Gastrojejunostomi
- Duodenumun onarılması
- İntraluminal duodenal drenaj
- Eksternal drenaj
Koledoğun Ttüp ile dekompresyonu darlığa neden olabilir Dolayısıyla dekompresyon gerektiğinde tüp kolesistostomi uygun olur
Duodenum ve pankreas başının total rezeksiyonu nadiren gereklidir
Pankreas Fistülünün Tedavisi:
1 TPN
2 Yeterli drenaj
3 Somatostatin anoloğu
Eşlik eden pelvis kırığı ; pelvis kırığında etyolojide künt travam (yüksekten düşme veya motorlu araç kazası) söz konusudur
Pelvik fraktürlü çocuklarda genellikle daha ön planda olan başka travmaların eşlik etmesi söz konusudur
Künt abdominal travmalı hastaların % 2,4 ünde pelvis fraktürü söz konusudur Bu hastaların mortalitesi % 11 dir Ölüm genellikle eşlik eden kafa travmasına bağlıdır
Tüm pelvik fraktürlü hastaların % 20 sinde intraabdominal hasar söz konusudur
İnspeksiyonda iliyak kristaların altında abrazyonlar söz konusu olabilir (Abrazyon, kontuzyon, ekimoz)
Major kırıklarda , asimetri göze çarpar
Pelvisin lateral ve anterior kompresyonu ağrılıdır Perine inspeksiyonunda skrotum yada labia da kan görülebilir Bu durumda üretral kateterizasyon risklidir, yapılmaz Üriner meatusta kan bulunması üretra kesisini işaret eder Üretrogram endikasyonu vardır Tüm travmalı çocuklarda mutlaka pelvis grafisi çekilmelidir
Pelvik fraktürün morbiditesi çocuklarda düşüktür
Tedavisinde ;
- Yatak istirahati / 6 hafta
- İmmobilizasyon
- Gerekiyorsa transfüzyon
Eğer kanama kontrol edilemiyor ve retroperitoneal hematom oluşuyorsa ; ?Pnömotik anti şok cihazı? uygulanır Bu cihazın yapacağı abdominal kompresyon nedeniyle hastanın entübe edilip pozitif basınçlı solutulması gerekebilir
Unstabil pelvik fraktüre bağlı hemorajinin en iyi kontrol altına alınma şekli eksternal fiksasyondur
Nöral yaralanma ;
- Siyatik
- Obturator
- Femoral sinirler eşlik edebilir
|