Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
benjamin, kimdir, walter

Walter Benjamin Kimdir?

Eski 04-24-2009   #1
Şengül Şirin
Varsayılan

Walter Benjamin Kimdir?



Walter Benjamin Kimdir?





Walter Bendix Schönflies Benjamin (15 Temmuz 1892, Berlin - 26 Eylül 1940, Portbou), Alman edebiyat eleştirmeni, düşünür, kültür tarihçisi ve estetik kuramcısı


Yahudi bir aileden gelen Benjamin, Berlin, Freiburg (Breisgau), Münih ve Bern’de felsefe öğrenimi gördü 1920’de Berlin’e yerleşerek edebiyat eleştirmenliği ve çevirmenlik yapmaya başladı 1928’de sunduğu Ursprung des Deutschen Trauerspiels (Alman Tragedyasının Kökeni) adlı doktora tezi Frankfurt Üniversitesi’nde geri çevrilince, zaten pek sıcak bakmadığı akademik kariyerden bütünüyle vazgeçti

Ernst Bloch, Theodor Adorno ve Bertolt Brecht’in etkisiyle 1930’larda giderek Marksizm’e yakınlaşan Benjamin, 1933’te Almanya’yı terk ederek Paris’e yerleşti Burada edebiyat dergilerine ve New York’ta Adorno ile Horkheimer tarafından yayımlanan Zeitschrift für Sozialforschung’a ([[Sosyal Araştırmalar Dergisi]]) eleştiri ve denemeler yazdı 1939 yılında, Alman mülteciler tarafından yayımlanan bir dergide çıkan yazısı nedeniyle Alman vatandaşlığından çıkarıldı Almanların Fransa’yı işgal etmesi ve Paris’teki evini Gestapo’nun basması üzerine 1940’ta Fransa’nın güneyindeki Portbou kentine kaçtı; burada polis tarafından Gestapo’ya teslim edileceğini öğrenince intihar etti

Son dönemin yaşamış en büyük Marksist ideologlarından bir tanesidir Her ne kadar Karl Marx'ı kendi okuma listesinin son sırasına bıraksa da, getirmiş olduğu eleştiriler Marksist kuram açısından çok önemlidir

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Walter Benjamin Kimdir?

Eski 05-07-2010   #2
Şengül Şirin
Varsayılan

Cevap : Walter Benjamin Kimdir?



Benjamin, Walter:






1892-1940 yılları arasında yaşamış olan Alman düşünür Yirminci yüzyılın en önemli Marksist estetikçilerinden ve kültür yorumcularından biri olarak görülen ve bir sosyal üretim formu olarak sanatın önemini farkeden ilk kişi olduğu düşünülen Benjamin’in temel ve en ünlü eseri “Mekanik Röprodüksiyon Çağında Sanat Eseri” adlı denemesidir


Sanatsal üretimin maddi boyut veya yönlerine dair analizi, Benjamin’in çağdaş düşünceye en önemli katkısını oluşturur Yeni kültürel koşulların yeni sanat türlerini veya formlarını talep ettiği teziyle Frankfurt Okulu’nun görüşlerine çok yaklaşan Benjamin Adorno ve Horkheimer tarafından kültürle ilgili analizlerinin yeterince diyalektik olmadığı gerekçesiyle eleştirilmiştir


Yöntemi içkin eleştiri, yani teorik ilkelerin, dışarıdan getirilmek yerine, incelenen eserden çıkartılması gerektiğini dile getiren yaklaşımı uygulayan Benjamin’de gelenekle moderniteyi birbirine bağlayan şey yeniden üretim kavramıdır Ona göre, modern dünyada olup biten şey, edebî veya sanatsal değerle ilgili algılarımızın değişmiş, yüksek sanatla aşağı sanat arasındaki ayırımımızın aşınmış olmasıdır


Politik, teolojik ve felsefi amaçlara hizmet eden sanatın bir sosyal üretim türü olarak görülmesi gerektiğini söyleyen Benjamin, önemli olanın sanatın ait olduğu zamanın üretim ilişkileri açısından nerede durduğu değil, fakat bu ilişkiler içinde nerede durduğudur Ona göre, 20 yüzyılda sanat alanındaki en önemli gelişme ve problem, geleneğin çözülmesi ve buna bağlı olarak yok olup gitmesiyle birlikte, sanatın yepyeni biçim ve işlevler kazanmış olmasıdır Başka bir deyişle, mekanizasyon ve kitlesel üretimin kültür alanına da yayılışındaki ilerici potansiyeli gören Benjamin, öncelikle kültürel eserlerin veya sanat yapıtlarının mekanik olarak çoğaltılabilirliğinin, yüksek kültürün eserlerinin büyülü, ve kutsal kalesini, onları ritüel ve gelenekten koparmak suretiyle, yok ettiğini öne sürer O söz konusu gelişmeyi, şeylerin evrensel eşitliği düşüncesini benimseyen kitlelerin çağdaş yaşamda giderek artan önemleriyle birleştirir ve bunu potansiyel olarak ilerici bir şey olarak değerlendirir


Diğer bir deyişle, teknolojik alandaki büyük gelişmenin, sanat ve kültür için yepyeni imkanlar sağladığını iddia eden Benjamin, fotoğraf ve sinema benzeri sanatların kaydettiği gelişmenin, kitlelerin katılımına açık, onların yararına olan bir sanatı mümkün hale getirdiğini söyler Ona göre, sanatın mekanik olarak çoğaltılabilirliği, kitlelerin sanata karşı olan tutumlarını değiştirir Bir Picasso tablosuna karşı takınılan genci tavır, bir Chaplin filmine karşı ilerici bir tepkiye dönüşür


Sanatın toplum için olduğunda ısrar eden düşünür, ritüel ve propagandanın 1930’lar Almanya’sındaki rolüne gönderme yaparak, sanatın özerkliği veya sanat için sanat üzerindeki ısrarın estetiğin faşizm tarafından politik hayata sokulmasıyla tamamlandığını öne sürer Bununla birlikte, Benjamin’e göre, geleneğin ve geçmiş kültürün özgürleştirici yönlerini de unutmamak lazım gelir Nitekim, o bir yandan da, kapitalizmle birlikte yok olup giden geçmişin kurtarılmasını amaçlayan tarihsel maddeciliğin savunuculuğunu yapmaktan hiç geri durmamıştır

__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.