09-04-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahr:
KAHR:
1 Mahvetme, helâk etme
Kendini günâhlarla kahretme Şunu iyi bil ki; günâhları terk edenin, kalbi incelir, yumuşar Haramı bırakıp, helâl yiyenin ise, düşüncesi berrâk (temiz) olur (İmâm-ı Mâverdî)
Allahü teâlâ, kıyâmet günü kâfirlere ve günâhkâr mü'minlere, kahr ve celâl ile görünecektir (Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî)
Gençlikte, Allahü teâlânın kahrından, azâbından korkmalı, titremeli, ihtiyarlıkta merhametine sığınmalıdır (Ahmed Fârûkî Serhendî) Kahrımız, gadâbımız (kızmamız) düşmana ziyân, Adüvden (düşmandan) korkmadık, korkmayız hiçbir zaman, Kur'ân'da zafer vâdediyor hazret-i Yezdân
(Gülbank-i Mehterân)
2 Çok kederlenme, çok üzüntü duyma
Abdülmecîd Han, Mustafa Reşid Paşanın mason olduğunu, İslâmiyet'e uymayan bir yol tuttuğunu anlayınca, kahrından, üzüntüsünden hastalandı Yatakta oturamıyor, hep yatıyordu Yalnız, mühim şeyler okunuyor, irâde-i şâhâne alınıyordu Sırada bulunan bir kâğıt için "Medîne halkının dilekçesi okunacak" bilgisi verildi "Durun, okumayın! Beni oturtun!" buyurdu Arkasına yastık koyup oturtuldu "Onlar Resûlullah efendimizin komşularıdır O mübârek insanların dilekçesini yatarak dinlemekten hayâ ederim Ne istiyorlarsa, hemen yapınız Fakat okuyunuz da kulaklarım bereketlensin " dedi Bir gün sonra vefât etti (Eyyûb Sabri)
|
|
|