İstanbul'a Mektup

**yesimciwciw** · 03-22-2009

Merhaba İstanbul,
Merhaba zamanın durduğu, büyük, deli dolu, vurdumduymaz ve günahkar şehir…

Merhaba hayatımda görmediğim güzellikleri ve sevinçleri yaşatan, hayatımda tatmadığım acıları tattıran koca şehir ve yine hayatımda görmediğim iğrençlikleri ve günahları da…

Senden bir ricam var İstanbul: bırak o acılar, kederler, günahlar ve sahtekarlıklar bana kalsın; sen O’na, O ki güzelliklerin en güzeline layık olanına, güzelliklerin en güzelini göster, mutlulukların en büyüğünü nasip et İstanbul…

Aramızda kalsın ama galiba O sana aşık İstanbul…

Geçen gün deniz kenarında yürürken haykırdı sana olan aşkını, herkes gibi O da senin maviliklerine vurulmuş olacak ki hemen oracıkta ilan ediverdi : ‘’İstanbuuulll…Aşığım sana, aşık…’’

Söz sırası sende İstanbul…

Şimdi O’na sarıl, O’nu bağrına bas, O’nu sımsıkı sar ve O’nu koru İstanbul…

O’nu kötülüklerden uzak tut, günahlardan ırak eyle, O’nun elini sakın bırakma İstanbul…

O’na benim yaşatamadığım tüm güzellikleri sen yaşat İstanbul…

Ve en önemlisi O’nu biraz olsun sev İstanbul… Korkma istesen de zaten benim kadar sevemezsin ama yine de sen O’na sadece biraz gülümse, bu O’nun için kafi İstanbul…

‘’Sen elmayı çok seviyorsun diye elma da seni sevmek zorunda mı?’’ diyen birisine sen öyle deme İstanbul… Hoş elma da beni sevse elmalığından bir şey kaybetmezdi ama napalım O beni sevmedi seni sevdi İstanbul… Sen ki koca İstanbulsun, sen de birazcık O’nu sevsen İstanbulluğundan bir şey kaybetmezsin İstanbul…

Ben artık O’nu sana emanet ediyorum, emanete hıyanet etme İstanbul…

Aşkımı karşılıksız bırakanın aşkını karşılıksız bırakma İstanbul…

Kendine ve O’na çok iyi bak İstanbul…

03-22-2009	#1
yesimciwciw	İstanbul'a Mektup Merhaba İstanbul, Merhaba zamanın durduğu, büyük, deli dolu, vurdumduymaz ve günahkar şehir… Merhaba hayatımda görmediğim güzellikleri ve sevinçleri yaşatan, hayatımda tatmadığım acıları tattıran koca şehir ve yine hayatımda görmediğim iğrençlikleri ve günahları da… Senden bir ricam var İstanbul: bırak o acılar, kederler, günahlar ve sahtekarlıklar bana kalsın; sen O’na, O ki güzelliklerin en güzeline layık olanına, güzelliklerin en güzelini göster, mutlulukların en büyüğünü nasip et İstanbul… Aramızda kalsın ama galiba O sana aşık İstanbul… Geçen gün deniz kenarında yürürken haykırdı sana olan aşkını, herkes gibi O da senin maviliklerine vurulmuş olacak ki hemen oracıkta ilan ediverdi : ‘’İstanbuuulll…Aşığım sana, aşık…’’ Söz sırası sende İstanbul… Şimdi O’na sarıl, O’nu bağrına bas, O’nu sımsıkı sar ve O’nu koru İstanbul… O’nu kötülüklerden uzak tut, günahlardan ırak eyle, O’nun elini sakın bırakma İstanbul… O’na benim yaşatamadığım tüm güzellikleri sen yaşat İstanbul… Ve en önemlisi O’nu biraz olsun sev İstanbul… Korkma istesen de zaten benim kadar sevemezsin ama yine de sen O’na sadece biraz gülümse, bu O’nun için kafi İstanbul… ‘’Sen elmayı çok seviyorsun diye elma da seni sevmek zorunda mı?’’ diyen birisine sen öyle deme İstanbul… Hoş elma da beni sevse elmalığından bir şey kaybetmezdi ama napalım O beni sevmedi seni sevdi İstanbul… Sen ki koca İstanbulsun, sen de birazcık O’nu sevsen İstanbulluğundan bir şey kaybetmezsin İstanbul… Ben artık O’nu sana emanet ediyorum, emanete hıyanet etme İstanbul… Aşkımı karşılıksız bırakanın aşkını karşılıksız bırakma İstanbul… Kendine ve O’na çok iyi bak İstanbul… __________________