![]() |
F Harfi 1 |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() F Harfi 1F faal: çalışkan, işleyen ![]() faalâne: çalışkanca ![]() faaliyet: çalışkanlık, çalışma ![]() Faalünlimâyürîd: her istediğini yapabilen Allah ![]() fâcia: acıklı olay ![]() fâcir: günah işleyen ![]() fâcire: günahkâr kadın ![]() fâdıl: üstün nitelikli ![]() fahâmet: anlayışlılık ![]() fâhim: anlayışlı ![]() fâhir: övünen, iftihar eden ![]() fâhiş: ahlâksız, aşırı ![]() fâhişe: büyük günahlar işleyen iffetsiz kadın ![]() fâhişehâne: genelev ![]() fahl: ileri gelen, üstün ![]() fahm: kömür, karbon ![]() fahr: övünme, iftihar etme ![]() fahrî: karşılıksız, parasız ![]() Fahriâlem: âlemin kendisiyle övündüğü Peygamberimiz ![]() Fahrikâinat: kâinatın övüncü olan Peygamberimiz ![]() fahriye: övünme ![]() fahrüddeverân: devirlerin övüncü ![]() fahşâ: büyük günahlar ![]() fahûr: çok övünen ![]() fâide: fayda, yarar ![]() fâik: üstün ![]() fâikiyet: üstünlük ![]() fâil: iş yapan, özne ![]() fâiz: paranın haram olan kârı ![]() fakat: ama ![]() fâkat: yokluk, bulunmama ![]() fakd: bulunmayış ![]() fakdülahbâb: sevilenlerin bulunmaması ![]() fâkih: islâm hukukunu bilen ![]() fâkihe: yaş meyve, yemiş ![]() fakîr: muhtaç, yoksul ![]() fakîrâne: fakirce ![]() fakîrülhâl: fakir hâlde ![]() fakr: yoksulluk, muhtaçlık ![]() fakrıhâl: fakir hâllilik ![]() fakrımutlak: tam ve sınırsız fakirlik ![]() fakrpîşe: fakirlik yolunda ![]() fakruzarûret: fakirlik ve yoksulluk ![]() faktör: bir sonucu oluşturan unsurlardan her birisi ![]() fakülte: meleke, üniversitenin bölümlerinden her biri ![]() fâl: fal, belirti, uğur ![]() Fâlık: büyümesi için tohumu çatlatan Allah ![]() fâlihayr: iyilik belirtisi ![]() familya: aile, soy ![]() fanatik: aşırı taraftar ![]() fânî: geçici, ölümlü ![]() fâniyât: faniler, gelip geçiciler ![]() fantâziye: yalandan gösteriş, boş debdebe ![]() fanaaai: hayâl ürünü, aşırı süs ![]() fanus: süslü fener ![]() Farâbî: Aristonun tesirinde kalan bir filozof ![]() Faraklit: Peygamberimizin incildeki ismi ![]() Fârân: Mekke dağlarının incildeki adı ![]() faraş: süprüntü toplama aleti ![]() farazâ: diyelim ki ![]() farazî: farzedilen, varsayılan ![]() faraziye: ispat edilmemiş düşünce, varsayım ![]() farfara: gürültücü, övüngen ![]() fâriğ: devreden, geçiren, çekilen ![]() fârika: ayırıcı özellik ![]() Fâr ![]() iranlı ![]() Fârisî: iran dili, iranla ilgili ![]() farîza: kaçınılmaz aaaa, boyun borcu ![]() fark: ayrılık, başkalık ![]() farmason: mason, islâm düşmanı ![]() Fars: iranlı ![]() fart: aşarılık ![]() Fârûk: "hak ile batılı ayıran" mânâsında Hazreti Ömerin lâkabı ![]() farz: her müslümanın şahsen yapmakla yükümlü bulunduğu ilâhî emir ![]() farzetme: sayma, tutma ![]() farzıayn: her müminin mutlaka yapması gereken vazife ![]() farzıkifâye: bazı müminlerin yapmasıyla sorumluluktan kurtulunan vazife ![]() farzımuhâl: imkânsızı bir an mümkün sayma ![]() farziyet: farz oluş ![]() fâsık: günahkâr ![]() fâsıkımütecâhir: açıkça günah işlemekten utanmayan ![]() fâsıl: ayıran, bölen ![]() fasıl: mevsim, bölüm ![]() fâsıla: ara, durak ![]() fâsılasız: aralıksız ![]() fâsid: bozuk, yanlış ![]() fasîh: düzgün ve güzel konuşan ![]() fâsih: fesheden, bozan, fasl: bölüm, mevsim ![]() fâş: ortaya çıkmış ![]() faşist: ırka dayalı baskı rejimine taraftar olan kimse ![]() Fâtır: benzeri bulunmayan eserleri yaratan Allah ![]() fâtih: açan, fetheden ![]() fâtiha: başlangıç, birinci sûre ![]() fâtihâne: fatihçe ![]() fâtinülasr: asrın en akıllısı ![]() faysal: hakkı batıldan ayıran ![]() fayton: at ile çekilen binek arabası ![]() fazâil: faziletler, üstünlükler ![]() fâzıl: faziletli, üstün ![]() fazîlet: üstün nitelik, meziyet ![]() fazîletfuruş: üstünlük taslayan ![]() fazîletkâr: faziletli, üstün nitelikli ![]() fazîletmeab: üstün nitelikleri olan ![]() fazîletperver: üstün nitelikleri seven ![]() fazl: üstünlük, lütuf ![]() fazlî: iyilik olsun diye ![]() febiha: ne âlâ ![]() fecâat: acıklı durum ![]() fecere: günah işleyenler ![]() fecet: acıklı hâl ![]() fecî: çok acıklı ![]() fecir: havanın ağarma zamanı ![]() fecr: fecir, tan ![]() fecrikâzib: yalancı fecir ![]() fecrisâdık: gerçek fecir ![]() fedâ: değerli nesi varsa verme ![]() fedâî: feda eden, kendini adayan ![]() fedâkâr: fedacı ![]() fedâkârâne: fedakârca ![]() fehim: anlama ![]() fehm: anlayış ![]() fehmen: anlama bakımından ![]() fehmetmek: anlamak ![]() fehva: mânâ, kavram ![]() fekahet: fıkıh ilminde âlimlik, anlayışlılık ![]() fekk: açma, ayırma ![]() felâh: tam kurtuluş ![]() felâhat: tarımcılık ![]() felâket: büyük zararlar veren olay ![]() felâketzede: felâkete uğramış ![]() felâsife: felsefeciler, felsefeler ![]() felç: inme ![]() felek: gök, talih ![]() felekiyyât: gök ilmi ![]() felekiyyûn: gök ilimcileri ![]() feletât: sürçmeler, falsolar ![]() felillâhilhamd: Allaha hamdolsun ![]() fellâh: ekinci, tarımcı ![]() fels: bakır para, pul ![]() felsefe: akıl yoluyla "niçin" sorusuna cevap arayan ilim ![]() felsefî: felsefeyle ilgili ![]() fem: ağız ![]() fen: maddî ilim, bilim, hüner ![]() fenâ: yokluk, geçicilik, kötü ![]() fenâfilihvan: kardeşlerin varlığında erime ![]() fenâfillâh: dünyayı kalben terkedip tamamen Allaha yönelmek ![]() fenâfirresûl: kendi isteklerini terkedip peygamberde fani olmak ![]() fenâfişşeyh: şeyhinde fani olmak ![]() fennen: fence ![]() fennî: fenle ilgili ![]() fer: ışık, parıltı, süs ![]() fer': ikinci derecede olan, kol, dal ![]() ferâce: bütün vücudu kaplayan bir cins elbise ![]() ferâgat: hakkı olanı bile istememe ![]() ferah: geniş, iç açıcı, tasasız ![]() ferâiz: farzlar, yapılması mecburi olan dinî emirler ![]() ferâset: anlayış ![]() |
![]() |
![]() |
|