![]() |
D İle Başlayan Dayimler |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() D İle Başlayan DayimlerDağa çıkmak: Hükümete, kanunlara karşı gelerek dağlara çekilmek, buralarda eşkıyalık etmek ![]() ![]() Dağa kaldırmak: Herhangi bir sebepten ötürü birini zorla dağa veya ıssız bir yere götürüp orada alıkoymak ![]() ![]() Dağarcığına atmak: Yeni bilgilerini, eski bilgilerine katmak; yeni bilgileri zihnine yerleştirmek ![]() ![]() Dağdan gelip bağdakini kovmak: Daha sonradan geldiği bir yere ya da karıştığı bir işte eskiden beri bulunan bir kişinin yerini almaya çalışmak ![]() Dağ doğura doğura fare doğurdu: Önemli gibi görünen şeylerden önemsiz bir sonuç çıkması durumunda söylenir ![]() Dağlara düşmek: Sıkıntı, üzüntü sebebiyle insanlardan kaçıp ıssız yerlerde yaşar olmak ![]() ![]() Dağları devirmek: Çok büyük güçlüklerin altından kalkmak, ağır işleri başarmak ![]() ![]() Dalavere çevirmek: Yalan, dolan ve hile ile kötü bir iş yapmak; düzen kurarak gizlice başkasını aldatmak ![]() Dal budak salmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Daldan dala konmak: Çok sık, düşünce ya da konu değiştirmek ![]() ![]() Dalına basmak: Hiç hoşlanmadığı şeyleri yaparak birisini öfkelendirmek ![]() Dallanıp budaklanmak: Genişleyip yayılmak, gittikçe büyüyerek karışık bir durum almak ![]() Damdan düşer gibi: Aniden, yersiz olarak (söz söylemek) ![]() ![]() Damgasını vurmak: Biri hakkında kötü bir yargıya varmak ![]() ![]() Damokles`in kılıcı: Kişiyi korku ve baskı altında tutan büyük ceza tehdidi ![]() Dananın kuyruğu kopmak: Olay patlak vermek, beklenen ve korkulan sonucun gerçekleşmesi ![]() ![]() Danışıklı dövüş: Şike; önceden aralarında bir anlaşma olduğu hâlde, sanki böyle bir anlaşma yokmuş gibi davranarak başkalarını aldatmak ![]() ![]() ![]() Dara düşmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dara getirmek: Aceleye getirmek, gerektiği gibi zaman ayıramamak ![]() ![]() Dar boğaz: Sıkıntılar ve güçlükler içinde geçirilen, geçici kabul edilip sonunda ferahlık umulan durum ![]() ![]() Dar hayat: Sıkıntılar, güçlükler, zorluklar içinde sürdürülen hayat ![]() Darda kalmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dar gelirli: Geçim sıkıntısı çeken, kazancı normal olarak geçimini sağlamaya yetmeyen ![]() ![]() Darısı (dostlar) başına: "Kavuştuğum başarı ve mutluluğa tüm dostlarımın da kavuşmasını isterim" anlamında kullanılır ![]() ![]() Dar kafalı: Anlayışı, kavrayışı az; yeniliklere açık olmayan ![]() ![]() Davul çalmak: Bir şeyi herkesin duyabileceği biçimde ortalığa yaymak ![]() ![]() Defe (tefe) koymak: Dedikodusunu yapmak, kınayan bir dille başkalarına anlatmak, alaya almak ![]() ![]() Defterden silmek: İlişkisini kesmek, yok saymak, adını anmaz olmak, unutmak ![]() ![]() Defteri dürülmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Defteri kapamak: İlgiyi kesmek, uğraşmaz olmak, söz konusu işi yapmaz olmak ![]() ![]() Deli divane olmak: Bir şeyi, bir kimseyi aşırı derecede sevmek, ona tutkun olmak ![]() ![]() Deli fişek: Atak, delişmen, delice işler yapan, şımarık ![]() ![]() Deliksiz uyku: Hiç uyanmadan, çok rahat, uzun süre uyunulan uyku ![]() ![]() Demir atmak: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dem tutmak: Bir çalgıya, bir başka çalgı veya sesle eşlik etmek ![]() Denizden çıkmış balığa dönmek: Yeni bir işe, ortama, duruma alışmakta zorluk çekmek ![]() ![]() Derdine düşmek: Yapılması gereken bir şeyi gerçekleştirmenin yollarını aramak ![]() Dert ortağı: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Destan olmak: Yaptığı (kötü) bir işten dolayı şöhreti yayılmak ![]() ![]() Devede kulak: Bütüne göre çok ufak bir parça ![]() ![]() Deve kini: Bitmeyen, geçmeyen, unutulmayan büyük kin ![]() ![]() Deveye hendek atlatmak: Birisine yapılması çok zor, hemen hemen yapamayacağı bir işi yaptırmaya çalışmak ![]() ![]() Devlet kuşu: Umulmadık, iyi talih; zenginlik, mutluluk getiren talih ![]() Dışı eli (seni) yakar, içi beni: "Dıştan görünüşü, herkesi imrendirecek kadar güzel ama içyüzü elverişsiz, kötü, sahibini üzücü" anlamında kullanılır ![]() ![]() Diken üstünde oturmak: Bir yerde tedirginlik duymak, her an kalkmak durumunu belirtir olmak, huzursuz olmak ![]() ![]() Dikine gitmek: İnatçılık etmek, bildiğini yapmaya çalışmak, kimsenin uyarısına kulak asmamak ![]() ![]() Dikiş tutturamamak: Bir yerde, bir işte bir sebepten ötürü başarı sağlayamayıp uzun süre kalmamak ![]() ![]() Dikiz etmek: Bir yeri, olayı, birinin hareketlerini gizlice ve gözünü ayırmadan dikkatlice izlemek ![]() Dilden dile dolaşmak: Her yerde, pek çok kimse tarafından bahis konusu olmak ![]() ![]() Dil dökmek: Kandırmak, inandırmak ya da yararlanmak için tatlı sözler söylemek ![]() ![]() Dil ebesi: Çok fazla ve esprili konuşan ![]() ![]() Dile (dillere) düşmek: Hakkında dedikodu yapılmak ![]() ![]() Dile gelmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Dile getirmek: 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dile kolay: Söylenmesi kolay ama yapılması ortaya konması ya da katlanılması çok güç ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|