Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Gezelim, Görelim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
folklör, halk, kültürü, ordu

Ordu Halk Kültürü Ve Folklör

Eski 09-03-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ordu Halk Kültürü Ve Folklör



ORDU HALK KÜLTÜRÜMÜZ VE FOLKLÖRÜMÜZ


Halk Oyunları: Ordu'da yaygın olarak oynanan oyunları şöyle özetleyebiliriz

1- Horonlar :
a) Gürcü Horonu
b) Dik Horon
c) Mısırlıoğlu Horonu
d) Sallama

2- Karşılama Türü (Kol Oyunları) Oyunlar :
a) Ordu Karşılaması
b) Ordu'nun Sokakları
c) Su Sızıyor Sızıyor
d) Miralay

3- Her Yerde Oynanan Pıtık Oyunları:
a) Horonlar -Mısıroğlu Horonu - Tulum Horonu - Sallama - Nalcı Horonu - Melet Horonu
b) Karşılama Türü (Kol Oyunu) Oyunlar -Lazutlar - Miralay - Bahçelerde Pırasa
c) Halay Karakterinde Oynanan Oyunlar - Tamzara - Temurağa
d) Dinsel Nitelikli Oyunlar - Semahlar

GELENEKSEL GİYSİLER

Kadın Kıyafeti : İçine beyaz renkli keten dokumadan yapılmış gömlek giyilmektedirGömlek dik yakalı ve uzun kolludur Önü bele kadar açık olup gümüş düğmelidir Önünde her iki tarafta dikişli pili süs vardır Altına paçaları bol, ağı yukarıda don giyilir Elbisenin altından bir karış kadar görünecek tarzda donun paçaları dize kadar çekilir ve çorabın içine sokulur Ayağa dize kadar çıkan "Yargan Garası" veya "Alaçorap" denilen desenli çorap ile çarık giyilirGömleğin üzerine fistan giyilirFistan, belden büzgülü veya serbest pilelidirFistanın üstüne işlik giyilirİşlik fistanın kumaşından olup, rengi değişiktirBoyu göğüs altındadırBele çizgili yün kuşak sarılırDikdörgen şeklinde olan bu kuşak çapraz olarak katlanınca kaydırılmış iki üçgen şeklini alırBaşa etrafı pullu beyaz renkli çember örtülür, katlanarak üçgen yapılır Sonra çene altından geçirilerek tepeden bağlanır Üstüne etrafı boncuk oyalı ikinci bir beyaz çember daha örtülmektedirÖnce katlanarak üçgen yapılır, bu üçgen katlanarak daraltılır ve sivri kısmı arkaya gelmek üzere tepeye konur ve arkaya bağlanır Boynuna kırmızı kurdeleye dizilmiş altınlar takılmaktadır

Erkek Kıyafeti : Önce iç gömlek giyilir Gömleğin önü bele kadar açık olup, tek düğme ile iliklenmektedir Üzerine entari denilen mintan giyilir Mintan beyaz renkli, hafif dik yakalı olup, önden düğmelidir Altına siyah koyun yününden dokunan şayak kumaşından yapılmış zıpka giyilir Zıpkanın beli uçkurlu olup, boldur, paçaları aşağıya doğru daralmaktadır Entarinin etek uçları içine konur ve beldeki uçkur sıkıca bağlanır Paçaları ise dize kadar çıkan " yargan karası " veya " alaçordup" denilen yün çorabın içine sokulur Çorabın üzerine çarık giyilirBele her iki tarafında gümüş şapşak ( gümüşten yassı sallantı süs )olan siyah kayış takılır Kayışın sağ tarafına tabanca, sol tarafına kama sokulur Arkaya ise yağlık ( Yağdanlık ) takılırEntarinin üzerine zıpkanın kumaşından yapılmış yelek giyilir Yeleğin boyu bele kadardır, yeleğin üzerine yine aynı kumaştan yapılmış aba giyilir Haydari yakalı ve uzun kolludur Göğüs cebine boncuktan örülmüş para kesesi konur ve üzerinden sarkıtılır Abanın üzerine sağ omuzdan sol koltuktan altına doğru çapraz olarak hamail takılır Başlık ta zıpkanın kumaşından olup içi kırmızı bez astarlıdır

Müzik Kültürü : Ordu insanı bölgenin de yapısından kaynaklanan özelliği ile son derece coşkulu, duygulu, hassas ruhlu, sevecen, esprili ve sıcak kanlı bir yapıya sahiptir Anadolumuzun diğer yörelerinde olduğu gibi sevincini, kederini, duygu ve düşüncelerini, hasretini, aşkını ve doğaya karşı olan tutkusunu hep türkülere dökmüştür Genelde Ordu insanının kültür ve sanata olan yeteneği nedeniyle bu dalda ( Türkü) yetiştiren illerden biri olmuştur İlimizde kurulan Ordu Belediyesi Konservatuar Müdürlüğü'nde tiyatro, Türk halk müziği, Türk sanat müziği ve halkoyunları bölümlerinden kurslar verilmektedir

Mimari, Isınma, Aydınlanma : Karadeniz Bölgesinin coğrafi yapısı gereği, eskiden rutubet ve nemi önleyici kalaslardan yapılmış, birbirine geçmeli direklerin arasına yöre taşlarının kesilmesiyle oluşturulmuş kesme taşlar veya tuğla örülerek yapılmış evlerin çatıları kiremitle örtülürdü Isınma; sobalı evlerde genellikle fındık kabuğu ve fındık odunu yakılır Aydınlanma ise eski zamanlarda kandil, gaz lambası ile yapılırdı

Dil: İlimizin kendine özgü halk şivesi vardır Halkın yıllardan beri süregelen dil alışkanlıklarına hala rastlanılmaktadır

Örneğin; Anuk- Nane bitkisi; Börülce- Fasulye; Cibe- Çorap örmeye yarayan 5 adet şiş;

Esse - Doğru; Goruk- İçi boş fındık, ceviz; Göden- Kurbağa; Kopça- Düğme vb

Yöre halkının kullandığı ay isimleri de şöyledir:

Ocak - Zemheri Temmuz - Orak
Şubat - Gücük Ağustos - Ağustos
Mart - Mart Eylül - İstavrut
Nisan - Abrul (Abul) Ekim - Avara
Mayıs - Mayıs Kasım - Goç
Haziran- Kiraz Aralık - Garakış

Edebiyat

Anlatmalar ve Efsaneler: Ordu İlinin tarihi çok eskiye dayanır, bu süreç içerisinde sayısız topluluk ve kavime ev sahipliği yapmış İlimizde sayısız efsaneler, destanlar, masallar ve fıkralar vukuu bulmuştur

Boztepe Efsanesi, Keçi Köyü Efsanesi, Bayramlı Köyü Efsanesi, Vasiyet Gölü Efsanesi, Yemişgen Efsanesi, Çambaşı Efsanesi, Yedi Gelin Efsanesi, Pandeli Baba Efsanesi, Gelin Kayaları Efsanesi, Sarmaşık Efsanesi, Kara Deli Değirmeni Efsanesi , Elik Keçisi Efsanesi , Çermik Gölü Efsanesi, Harami Köyü Efsanesi , Uzun Kızlar Efsanesi , Adam Kaya Efsanesi vb

Şiirler ve Türküler: Ordu türkülerinde tabiat sevgisi, dostluk, gönül acıları, sitemler ve arzular anlatılırBaşlıca türkülerimiz; Ordunun Dereleri, Dalda Fındık Kalmasın, Düz mahalle İçinde, Kemençemin Telleri, Çambaşına Çıktım, Bahçeye Gel Bahçeye, Al Tavandan Belleri Hekimoğlu Derler Benim Adıma, Eminem Pazar mısın?; Sevdiğime Varamadım, Ünye'den Çıktım da Başım Selamet, Boztepe'ye Çıkmalı Şu Ordu'ya Bakmalı, vb

Hayatın Dönüm Noktaları

a) Doğum: Yöremizde doğum olayı artık hastanelerde gerçekleştirilmektedir Eskiden evlerde ebe yardımıyla yaptırılan doğumlar neredeyse bitmiştir Doğumdan sonra 40 gün anneye iş yaptırılmaz 40 gün çocuk ve annesi kırk uçurma adı verilen gezmeye gider Yeni doğan bebek diş çıkarmaya başlayınca “diş buğdayı” denilen yemek hazırlanıp, komşulara ve akrabalara ikram edilir

b) Sünnet : Yöremizde sünnet genellikle çocukları tek yaşlarında olduğu dönemlerde (1-3-5-7-9) yapılır Sünnet kıyafetleri giydirilen çocuklar, sünnet olmadan önce arabayla konvoy eşliğinde gezdirilir Evde sünnet yatağı hazırlanır Sünnet olan çocuk için Kur'an okutulur ve konuklara ikramda bulunulur Salonda yapılan sünnet düğünlerinde de eğlenceler yapılırsünnet olan çocuğa çeşitli hediyeler alınır ve bahşiş olarak para yada altın takılır

c) Evlenme : Gerek sahil gerekse ilçe ve beldelerimizim büyük bir kesiminde görücü usulü ile evlenme unutulmaya yüz tutan adetlerimiz arasındadır

Erkek evinde veya şehir merkezinde salonlarda yapılan düğünlerden bir gece önde kız evinde yapılan kına gecesi gelenekselliğini sürdürmektedir İlimizde kına gecelerinde bilhassa köylerde erkek evi kız evine kına, kız evi de erkek evine bohça adı altında çeşitli çeyiz eşyası ve hediye götürür Kına gecelerinde kına yakma ve gelin ağlatma töreni yapılır Gelin ağlatma esnasında yöresel türküler söylenir

Düğün de düğün kahyası ve görevlendirilen bir başka kişi öncülüğünde davul, klarnet ve kemençe gibi çalgı takımı ile birlikte davetlilerin karşılanması, düğün evi baca ve saçaklarını hedef alan tüfek ve tabanca atışları, davetlilere başta keşkek olmak üzere yemek ikram edilmesi, mahalli oyunların oynanması, gelin almaya gidilmesi, gelin evinde karşılama, gelin evinde sandık ve kapı bahşişlerinin verilmesi, bahşiş almak için yol kesmeler, kurban kesme gibi bölümlerden oluşmaktadır

d) Askerlik- Gurbetlik: İlimiz genelinde Askerlik çağı gelmiş gençler; akrabalarında bulunan büyüklerin ellerini öpmek ve vedalaşmak için ziyaretlerine giderler Askere yolcu etme töreninde davul zurna eşliğinde oyunlar oynanır, uğurlama arkadaşlar ve akrabalar eşliğinde yapılır

Halk Bilgisi

Halk Hekimliği: Halkımızın yıllardan beri duyduğu, gördüğü, tespit ettiği uzun incelemeler ve deneyimlerden sonra elde etmiş olumlu neticelere dayanılan veya öyle olduğuna inanılan Halk Hekimliğimiz; tıbbın bu kadar ilerlemesine rağmen bazı yörelerimizde zaman zaman halkımızca hala uygulanmaktadır

Mesela: Boğaz Ağrısı: ısıtılan taflan yaprağı sarılır, ısıtılan tahta kaşık sürülür

Grip: Kekik, ayva yaprağı, nane ve mısır püskülü kaynatılır Çay gibi içilir

Karın Ağrısı: un kavrulup sarılır

Şeker Hastalığına: taflan yedirilir, taflan yaprağı kaynatılıp suyu içilir

Halk Veterinerliği: İlimizde çok eski tarihlerden beri hayvancılık yapılmaktadır Hayvancılığın geçim kaynağı olması nedeniyle Baytar'lık( Veterinerlik ) mesleği İlimizde yaygındır Halkımız genellikle baytara ( hayvan doktoru) danışarak hayvanlarını tedavi etme yoluna gitmişlerdir

Bayramlar, Törenler, Kutlamalar

a) Hıdrellez : 6 Mayıs Hıdrellez Kültür ve Bahar Bayramıdır Halkımızın bu günle ilgili örf - adet, gelenek ve göreneklerini sergileyerek 7'den 70'e Hıdrellez kuşaktan kuşağa yaşatılmaktadır Aynı zamanda bolluk, bereket, dileklerin kabul edileceği, Hızır ile İlyas'ın buluştuğu gün olarak da inanılan Hıdrellezin toplumumuzdaki yeri çok büyüktür Halkımız çeşme başlarına su ve deniz kenarlarına, koruluklara vb yerlere giderek çeşitli şekilde eğlenirler

b) Mayıs Yedisi : Her yıl Mayıs ayının yirmisinde kutlanan " Mayıs Yedisi" Hızır ile İlyas'ın birbirleriyle dalgaların kırıldıktan sonra deniz sularının karada temas ettiği noktada buluştuğu gün olarak bilinmektedir Mayıs Yedisi de Hıdrellez bayramında olduğu gibi aynı inanç ve adetler etrafında toplanmaktadır Ancak aralarında Miladi ve Hicri takvimlerden kaynaklanan gün farkı vardır Bu günde, yedi dalgadan geçmenin son derece yararlı olduğuna, böylece o yılki hastalık ve bunalımlardan kurtulacağının inancı hakimdir

c) 19 Eylül Atatürk'ün Ordu'ya Gelişi : Atatürk'ün Ordu'ya geliş tarihi olan 19 Eylül her yıl çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır

d) 1 Temmuz Kabotaj Bayramı : İlimiz denize kıyısı olan bir konumda olması nedeniyle Deniz Bayramı olarak tören ve etkinliklerle kutlanmaktadır

İnanışlar : İnanç ve gelenekler halkın ortak yönünü günümüze kadar getirmiştirBundan sonra de varlığını sürdüreceğe benzer Yöremizdeki halk inanışlarından bazıları ;

- Makas elden ele verilmez, kavgayı çağrıştırır
- Hıçkırmak, başka bir yerde anıldığınızın işaretidir
- Ayvanın çok olması, kışın çok olacağına işarettir
- Süpürgeye oturmak kızın çok olacağına delalettir
- Yemek yerken elinden kaşık düşerse, aç misafir gelmesine delalettir
- Eşik üzerine oturulmaz, ayak basılmaz, üstünde durulmaz, uğursuzluk sayılır
- Bebeğin ayağının altı öpülürse çocuk büyüdüğü zaman ağaca çıkamaz

[Kaynak : Ordu İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü]

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.