İstanbul - Trakya / Dupnisa Mağarasi |
09-03-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İstanbul - Trakya / Dupnisa Mağarasiİstanbul - Trakya / DUPNİSA MAĞARASI DUPNİSA MAĞARASI Istıranca ormanlarının gizemli dünyasına bir haftasonu yolculuğu yapmak isterseniz eğer, gezinize bir heyecan katın ve Boğaziçi Ünüversitesi Mağara Araştırma Kulübü tarafından meraklılarına tanıtılan Dupnisa Mağarası’nı da katın İçinden nehir geçen 3 km’den fazla galerisiyle el değmemiş, sarkıt ve dikitleriyle etkileyici bir mağara Dupnisa Kırklareli’ne bağlı Demirköy-İğneada yolundan ayrılarak Sarpdere Köyü’nden ulaşılan Dupnisa Mağarası Yıldız Dağları ile Istranca Ormanları arasında Yörede kış ve yaz mevsimlerinde büyük ısı farkı var Son derece de bakir bir alan Anıt ağaçlarla kaplı güzel orman av meraklıları için de çekici bir yer Tavşan, karaca, yaban keçisi, sincap, tilki, porsuk, kurt ilk akla geliverenler Av mevsimine bakılmaksızın yıl boyu avlanabilen domuz da çok Istranca ormanlarından doğup Bulgaristan sınırına paralel akarak Karadeniz’e dökülen Mutludere’de de çeşitli balıklar avlanabiliyor Alabalık, sazan, yöre halkının bıyıklı ve sarıka dedikleri balıklar serpme, olta, kestirme yöntemleri ile avlanıyor Orman içinde, mis gibi havayı içinize çekerek yürümeninaaafi de cabası Mağaraya çıkış Mağaranın bulunduğu tepeye yaklaşıldığında, parelel yürüdüğünüz nehir üzerinde karşınıza çıkıveren muhteşem kaya-köprü insanı şaşırtıyor Mağara ağzına geçişi sağlayan insan eli değmeden oluşmuş bu doğal köprü kemerli Roma dönemi köprülerini anımsatıyor Mağara içinden akıp gelen derenin kışın ılık, yazın çok soğuk suyuna paçaları sıvayıp giriyorsunuz Birkaç adım atınca Dupnisa’nın ürpertici ve gizemli yolculuğuna başlanıyor Yörede Sulumağara denilen Dupnisa’nın basık, yatay ağzından başlanan yolculuk için güçlü aydınlatıcılar gerekiyor Ayağınızda sağlam bir çizme, başınızda da koruyucu baret olmalı Biraz sonra galeri genişliyor ve tavan yüksekliği artıyor Hemen girişte solunuzda kahverengi kaya oluşumları ile dikit ve sarkıtlar görülüyor 35 km uzunluğundaki geniş galerinin sağında solunda koridorlar, oyuklar dikkat çekiyor Zifiri karanlık mağarada akan derenin şırıltısına tavandan damlayan suyun sesi eşlik ediyor Mağaracılar ve yoğun bir merak duymayanlar bu ürpertici ortama daha fazla dayanamayıp geri dönüyorlar Yörede onbeş dakikalık bir yürüyüşle ulaşılabilen bir başka mağara daha var Kurumağaraya 40-50 basamaklı tahta merdivenle iniliyor Bu mağarada su yok ama dayanılmaz güzellikte dikit ve sarkıtlar var Beyaz ve gri renkleriyle Pamukkale’yi anımsatıyor Birbiri ardına karşınıza çıkan güzellikler sizi içerilere doğru çekiyor Yürüyüş sırasında tavanda asılı duran ve tiz çığlıklar atan yarasalar sizi ürkütmesin, zararsız hayvanlardır Yöre halkı misafirperver, güleryüzlü insanlar Mağaraları görmek isteyenlere rehberlik ediyorlar Haftasonu giderseniz köy kahvesinde gençlerden Muhteşem Ok ve Serdar Oruç’u sorabilirsiniz Tel: (288) 214 14 55 İkisi de yöreyi iyi bilen, tecrübeli rehberler Yardımsever köy halkı bu ilginç mağaraların ışıklandırılarak turizme açılmasını istiyorlar Etrafına da kır lokantaları yapılabileceğini düşünüyorlar Sarpdere Köyü halkı turizme çoktan hazır Şimdilik meraklı, küçük ve özel guruplara hizmet veriyorlar |
|