Doğa&Amp;Çevre/Hayvanlarve Katliamları...

Doğu Avrupa’yı Afrika’ya bağlayan güzergah üzerinde bulunması ve etrafının denizlerle çevrili olması nedeniyle göç eden kuş türleri için ana göç ve konaklama merkezlerinden biri olan Türkiye’de, sulak alanlardaki tahribatın, göçü tehdit ettiği iddia edildi
Kuş Araştırmaları Derneği (KAD) Ulusal Halkalama Programı Koordinatörü Özge Keşatlı Can, ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde yılda iki kere gerçekleşen kuş göçünün en önemli noktalarının başında Türkiye’nin geldiğini vurguladı Can, özellikle Çukurova Deltası’nın kuş göçünde önemli rol oynadığını, göçün Hatay’ın Belen Geçiti’ndeki darboğazda yoğunlaştığını belirtti
Türkiye üzerinden süzülen 25 çeşit, 500 bini geçkin göçmen kuş bulunduğunu anımsatan Can, darboğazlarda yaşanan kaçak avcılık olayları ve sulak alanlardaki tahribatın bu kuşların sürekliliğini etkileyen en önemli unsurlar olduğunu söyledi
Can, kuşların göç sırasında konaklayacak alanlara ihtiyaç duyduklarını, Çukurova Deltası’nın bunun için ideal olduğunu ancak, buradaki doğal yaşam alanlarının yavaş yavaş kaybolduğunu bildirdi Sulak alanların kurutulması, balık, kurbağa gibi besinlerin kaybedilmesi nedeniyle göçün tehdit altında bulunduğunu ifade eden Can, şunları kaydetti:
“Çukurova ve Kızılırmak Deltası, Türkiye’den geçen göçmen kuşlar için en önemli iki nokta konumunda Çünkü, ilkbahar göçü sırasında büyük bir çölü aşan kuşların ilk durakları Çukurova Deltası oluyor Sonbahar döneminde de çöl ve deniz yolculuğundan önceki son durakları yine Türkiye’dir Kuzey Afrika’da zaten konaklama alanları yok Akdeniz can simidi gibi oluyor Buradaki konaklama noktalarını da kaybedersek çok fazla sayıda hayvan telef olur Doğal alanların korunması gerekiyor Kuşlar için önemli sayılan sulak alanların su ve besin kalitesiyle ilgili ciddi sorunlarımız var Ayrıca, en önemli besin kaynağı ve yuvalama merkezi olan sazlıklar kesilip yakılıyor”
Can, Akyatağan ve Yumurtalık’ta konu üzerine incelemelerde bulunduklarını, doğal alanların sürdürülebilirliği için çalışmalar gerçekleştirdiklerini söyledi Avrupa’da da ciddi sıkıntıların yaşandığına değinen Can,''Avrupa, sulak alanların büyük bölümünü kaybetti Avrupa’dan daha doğal alanlarımız var ama, böyle giderse biz de bu alanları kaybedeceğiz Bunedenle kuş popülasyonu da tehliaaae girecek” dedi
Can, mevcut durumda da çok sayıda kuşun yeterli besin alamadığı için telef olduğunu, özellikle doğal yollarla yüzde 80’i ölen küçük kuşların, besinsizlik ve uygun şartların sağlanamaması nedeniyle ölüm oranlarının yüzde 90’a çıktığını vurguladı

ACİL ÖNLEMLER ALINMALI

Can, mevcut alanların korunabilmesi için acil önlemlerin alınması ve özellikle tarım faaliyet alanlarındaki uygulamalara dikkat edilmesigerektiğini belirtti
Tarım faaliyetlerinin bir plan kapsamında yapılması gerektiğini vurgulayan Can,''Tarımsal arazideki aşırı ve kontrolsüz ilaç kullanımı su kaynaklarını etkilediği gibi kuşların besin kaynaklarını da yok ediyor Bu konuda sağlam, somut, bilimsel verilerle Çukurova Deltası’nın önemini göstermeye çalışıyoruz” dedi
Can, sadece sulak alanların değil, yüksek gerilim hatlarının da göçmen kuşlar için tehlike oluşturduğunu belirtti Avrupa ve ABD’de busorunun basit yöntemlerle çözüldüğünü ifade eden Can, hatlara uyarı işaretlerinin konulabileceğini ve bu sistemin yüksek maliyette olmayacağını vurguladı
Can, kaybedilmiş alanların rehabilitasyonun da mümkün olacağını ancak, orijinal yapıyı korumanın daha az maliyetli olacağını bildirdi Can, yapay ortamlar hazırlarken diğer canlı türlerinin de ihtiyaçlarının göz önüne alınması gerektiğini kaydetti
Can, Türkiye’de 454 kuş türünün bulunduğunu, bunlardan 300’ünün düzenli gözlemlendiğini, özellikle kara akbaba, küçük kerkenez, dik kuyruk gibi türlerin öncelikli korumaya ihtiyaç duyduğunu söyledi