Prof. Dr. Sinsi
|
Samsun’Dan Ordu’Ya
Samsun-Çarşamba arası 36 km Yolda kurumaya bırakılmış sapsarı tütün dizileri tütünle ilgili bir söylenceyi akla getiriyor: "Önceleri bu bölgede Amazonlar yaşarmış Kendilerini aralarına almayan Amazonlara bozulan erkekler, onları kovalamaya başlamışlar Bu kovalamaca sırasında çok uzun olan altın sarısı saçlarından yakalanmak istemeyen Amazonlar, saçlarını kesip toprağa gömmüşler ve bir süre sonra bu saçlardan tütün filizleri boy vermeye başlamış" Dikkat ettiyseniz bu bölgede her şeyin kaynağı sanki Amazonlar Peki Amazonların adı nereden geliyor?
Ordu-Samsun yolunun 10 km’sindeki Tekkeköy’de bulunan 7000 yıl önce taş devri insanlarının yaşadıkları mağaraya uğramalı Mağaraların bulunduğu yerden daha yukarılara yapılan tarihi yol, bizi Samsun’u, Yeşilırmak vadisini ayaklar altına seren köylere çıkarıyor
Sonra da ortasından Yeşilırmağın geçtiği, ikide bir taşıp sular altında kaldığı için adına türküler düzülen Çarşamba’ya geliyoruz Ayvacık barajı yapılalı beri sel gündeminden çıktı Çarşambalıların "Çarşamba’yı sel aldı" da türkülerde kaldı Ova son derece verimli Bölgenin ve Türkiye’nin sebze ihtiyacının önemli bölümünü karşılıyor Çarşamba’nın bir de pidesi meşhur Büyük kentlerde Sampi, Bafpi diye satılan pidenin kaynağı Çarşamba yani "Çarpi"!
Çarşamba’ya ayıracak vaktiniz varsa eğer Yeşilırmağın denize döküldüğü deltaya doğru yolculuk yapabilirsiniz Kızılot ve Temürlü köylerinden geçerek sonsuz kumluktan yürüyüp denize ve Yeşilırmak ile Karadeniz’in birleştiği noktaya ulaşabilirsiniz Benzer bir yolculuğu Çarşamba’dan kuzeye, yine Yeşilırmak’ı izleyerek yapabilir, önce Suat Uğurlu, ardından Hasan Uğurlu baraj göllerine ve Ayvacık’a çıkabilirsiniz Baraj gölü çevresinde sazan balığı yenebilecek tesisler var Tabii et mangalcılar da
Çarşamba’dan Doğuya devam ettiğinizde 21 km sonra Terme var Yaklaşık 30 km sonra Ünye’de olacağız Bu yol üzerindeki Göleli ve Uzunkum plajlarında konaklayıp, çadır kurarak konaklayabilirsiniz
ÜNYE
Ordu’ya 80, Samsun’a 60 Km uzaklıktaki Ünye Karadeniz kıyı yerleşimlerinin en güzellerinden birisi İlçenin şirinliği yanında doğanın çarpıcı güzelliği de gözalıcıdır Denize girmek isteyenleri güzel kumsallı doğal plajlar, çevrede dolaşmak isteyenleri fındık ve elma bahçeleri, yeşilin her tonuna sahip sıradağlar, dağların eteklerinden başlayan şirin köyler ve yükseklere doğru yaylalar bekliyor
Ünye Kalesi, eski Rum evleri, Aya Nikola, Tozkoparan mağaraları, eski kilise ve Asarkaya Milli Parkı ilçede ve çevrede görülmeye değer başlıca yerler Yunus Emre’nin türbesini ziyaret edip, dilimizin bu büyük şairini hatırlamayı da unutmayın, deriz Halk bu büyük insana sahip çıktığını ülkenin bir çok yerine türbesini yaparak göstermiştir Aslı nerededir, Yunus nerede yatmaktadır, tartışmalı Ama Yunus’un şu dörtlüğü Ünye’deki türbenin iddiasını güçlendiriyor:
"İndik Rum’i kışladık
Çok hayr ü şer işledük
Oney ( Ünye ) oldu son durak
Göçtük El - Hamdü lillah "
Ünye balık sevenler için ideal yerlerden biri Mevsimine göre kefal, izmarit, kalkan, tirsi, barbun, istavrit, lüfer, mezgit, palamut (sonra torik),zargana ve elbette en başta hamsi Yemekten sözetmişken Ünye’nin pidelerinin ününü de anmadan geçmeyelim Ünye pidesini en iyi Belediye tarafından yeni düzenlenen ve Ünye-Fatsa kıyılarının oloğanüstü güzelliğini hakim tepedeki tesislerde yiyebilirsiniz Bunun için eski Radar tepesine çıkmak yeter
İlçenin çarşısında dolaşırsanız büyük kentlerde artık pek rastlayamayacağınız el sanatlarını ve ustaların el emeği, göz nuru ürünlerini görebilirsiniz Çömlekler, bakır işleri, sepetler, ahşap işleri, halılar İçanadolu’ya tarihi ipekyolu ile bağlı eski bir liman kentinin günümüze uzanan ürünleri gibidir Meraklıysanız bir şeyler satınalmanızı öneririz Fiyatlar oldukça uygundur
İlçenin ekonomisinin asıl ürünü ise fındıktır
Nerede kalınır, ne yenir?
On kadar pansiyon bulunan ilçenin turistik belgeli tek oteli iki yıldızlı Kumsal Hotel’dir Otelin plajı ve lokantasından da yararlanabilirsiniz ( Oteller Özel Eki’ne bakınız )
Çoğu balık lokantası ve pideci olmak üzere 20 kadar da lokanta bulabilirsiniz
Çamlık mesire yerindeki deniz manzaralı Çamlık Lokantası önerilir Kazayağı turşusu istemeyi unutmayın ( Tel: 323 11 75 ) Ünye’ye 1 Km
( Ünye yazısının hazırlanmasına katkıları için Avukat Hikmet Ürer’e teşekkürler )
FATSA
Ünye - Fatsa arası 21 km Fatsa, adını Pontus Kralı Farnakes’in kızı Fadisanen’den alıyor Fatsa’nın girişindeki çamlıkta bulunan Dolunay Motel hem konaklamak hem de yemek yemek için uygun Fatsa’dan Perşembe’ye doğru yol alıyoruz Önümüzdeki 5 km sonra Bolaman ve 10 km sonra Yalıköy var
Her ikisi de çok güzel balıkçı köyleri, yol üstündeki kasaplarda yapılan etin tadı mükemmel Bolaman’daki Kademoğlu evi yöre tarihini ve mimarisini yansıtan örneklerin belki de sonuncusu Perşembe yönünde devam ederseniz Caka kumsalında denize girmeyi deneyin Çok güzel bir kumsalı var Aslında buralarda her yer denize girmek için çok uygun, Kışlaönü, Aktaş gibi, fındık bahçeleri, meyve ağaçları ve yeşil çayırlar arasında bir çok güzel koy var
Çam Burnu’nu devirip, eskilerin Vona olarak bildiği güzel Karadeniz kasabası Perşembe’ye geliyoruz Burası zamanının en önemli limanlarından biri, ancak şimdi o önemini yitirmiş Günümüzde Ordu’nun bir mahallesi gibi, aralarında 16 km var Ordu - Perşembe arasındaki Efirli denize girebileceğiniz ve kamp yapabileceğiniz uzun kumsalı olan yemyeşil bir köy
ORDU
Karadeniz’in çarpık yapılaşmadan en az etkilenen kentlerinden birisi Ordu’dur Kent merkezindeki çirkin yapılaşmaya gözlerinizi kaparsanız Ordu doğası, sosyal ve kültürel yaşamı ile nisbeten korunabilmiş bir Karadeniz kenti
Sahil boyunca uzanan Kordon barları, balık lokantaları, otelleri ile kent fındığa dayalı ekonomiden kurtulup turizm merkezi olmaya niyetlenmiş izlenimini veriyor
Kenti tanımak için istersek önce 485 metre yükseklikteki Boztepe’ye çıkıp kuşbakışı seyredebiliriz Boztepe yamaç paraşütü başta uçuş sporları için de çok uygun bir yer Aşağıda uzanan Karadeniz’i ve kenti seyrederek yemek yiyip birşeyler içebilirsiniz
Kordon’un hemen arkasına şehrin denizle bağını kesmek için sıralanmış gibi duran kocaman blokları geçip içerilere doğru ilerlersek Karadeniz’in ahşaba dayalı özgün mimarisinin yarattığı güzel yapılar göreceğiz 1883 Yılında büyük bir yangın geçirerek tamamen yokalan Ordu yeniden imar edildiği için en eski evler bile 100 yaş civarında O yıllarda Türklerle birlikte Rumlar ve Ermeniler de yaşıyordu burada Tümü göçüp gittiler Ya yurt dışına, ya büyük kentlere İstiklal sevaşından sonra gerçekleşen mübadelede Ordu’dan 20 binden fazla Rum Yunanistan’a göçtü
( 1878’deki bir sayıma göre Ordu’da 9111 müslüman, 2626 Rum, 1991 Ermeni olmak üzere 13 728 kişi yaşıyormuş ve 4169 konut bulunuyormuş )
Bugünkü kentin 4 Km ilerisindeki Eskipazar köyü kentin ilk merkeziydi Kotyora adındaki bu liman kenti Miletos’lu kolonyalistler kurmuşlardı İki tarafı kayalarla çevrili korunaklı kent sırasıyla Pers, Büyük İskender, Pontus, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı egemenliklerini gördü Burada eski yapıları görebiliriz Eskipazar Camisi oldukça harap durumda, ama minaresi ayakta Çok ilginç bir yapı olan Bolaman Konağı da harap ama görülmeye değer Paşaoğlu Konağı ise restore edilerek Etnoğrafya Müzesi haline getirilmiş Eski dini yapılardan biri de bakımsız durumdaki Yason kilisesi Bazilika ise onarılmış
Şehir merkezine 1 Km mesafedeki Kiraz Limanı Karadeniz’in yeşilinin sahile kadar inip denizin mavisiyle buluştuğu, yapılaşmanın yoğun olmadığı güzel bir yöre
Ordulular da, dışarıdan gelenler de akşam saati oldu mu, Kordon’a dolaşmaya veya yiyip içmeye çıkıyorlar Buradaki lokantaların hepsine güvenle girebilirsiniz Mıdı’nın Yeri dalgaların üzerinde balık yemek için özellikle seçilebilir Batı yönüne doğru biraz ilerlediğinizde Ayışığı’nın restaurantında yöresel yemekleri sunuyor Yemekten sonra barda klasik müzik eşliğinde içkinizi içmek veya cep sinemasında film izlemek arasında tercih sizin
HAYDİ DAĞLARA, YAYLALARA!
Karadeniz’e gidip de yaylalara çıkmamak olmaz Ama unutmamak gerekir ki, yaylalar dağlardadır ve dağların yolları sarptır Biz yollar hakkında bilgi vermeye çalıştık Ne var ki, bu bilgiler hızla değişebiliyor O yıl çok yağan yağmur sellere, seller de toprak kaymalarına neden olabiliyor İyi dediğimiz bir yol çok kötü hale gelebiliyor Onun için aracınız arazi aracı değilse yayla yollarına düşmeden yerel kaynaklardan taze bilgiler almanızda yarar var
Karadeniz’in diğer şehirlerinde olduğu gibi Ordu’da da kıyıdan ayrılıp dağlara doğru yöneldiğinizde her mevsimde yeşil olan doğayla tanışırsınız Köyler dağınıktır, köylerin evleri de dağınıktır Alıştığınız köylerden farklıdır Evler geniş bahçeler içinde birbirinden epeyce aralı dururlar, tümünün bahçeleri düzenlidir, bakımlıdır
DENİZDE HAVAALANI
Yanlış okumadınız Ordulular turizmi çok ciddiye alıyorlar Havaalanının da turizmi canlandıracağını biliyorlar Ne var ki, Ordu dağların eteğinde ve havaalanı yapılacak düzlük vermemiş doğa Karadenizli için çare tükenmez Denizi doldurarak havaalanı yapmaya karar vermişler Şimdi bu çalışmayı sürdürüyorlar
Ziyaretinizi temmuz ayında düzenlenen Altın Fındık Şenliğine denk getirirseniz kaplumbağaları ile yaylalara tırmanan vosvosseverleri de görebilirsiniz
Ordu’dan Ulubey yoluna girip 2 Km’deki Çambaşı sarı levhasını görünce sola dönüp Melet Çayı’nı geçiyoruz 35 Km’de Kabadüz’e ulaşıyoruz 10 Km sonra yaylalara tırmanmaya başlamadan hemen önce Yokuşdibi’nin köy kahvesinde çay molası vermenizi öneririz Bu mola mutlaka köylülerin yayla sohbetiyle renklenecektir
Yaylara doğru tırmanmaya başlıyoruz 50 Km’de Turnalık’ta da bir manzara molası verilmeli Fotoğraf makinanızı çıkarın ve müthiş manzara fotoğrafları çekmeye başlayın
Turnalık-Çambaşı yolunun hemen birinci Km’sinden sonra sola Geçilmez vadisine yönelirseniz Ordu / Kirazlimanı’ndaki Belde Hotel’in otel müşterileri için yaptırdığı Dağevi’ne ulaşılıyor 15 kişiye hizmet verebilen dağevinde yer varsa konaklayabiliriz Bu fikir hoşunuza gittiyse yaylalara yönelmeden önce Belde Hotel’den yer ayırtmanızda yarar var (Tel: 214 39 87 - 225 05 73 ) dağevinin düzenlediği çevre yürüyüşlerine katılabilirsiniz Yola devam edilirse on km sonra Çambaşı yaylasına ulaşılır 1850 metre yükseklikteki yayla yöre halkının da gözde yerlerindendir Hafta sonları oldukça kalabalık oluyor Turistik belgeli olmasa da konaklanabilecek temiz moteller bulacaksınız 3107 Metre yükseklikteki Karagöl bir krater gölü Yol üzerinde Altaş alabalık çiftliğine uğrayabilirsiniz Karagöl’e otoyla çıkılmıyor İki saatlik yorucu bir yolculuğu göze almanız gerekiyor Doğrusu bu kadar yorulmaya da değer Göreceğiniz manzara bütün yorgunluğunuzu bir anda unutturacaktır Giderken yanınıza gölün kenarında bir piknik sofrası kuracak nevaleyi almayı unutmayın Karagöl’de hiç bir tesis yok Bu kadar yüksekte tabii ağaç da yok Göl ve yemyeşil çayırlar ile yazın bile görebileceğiniz kar etrafın dekorunu oluşturuyor
|