Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ali, beşşâr, bilgi, bin, hakkında, muhammed

Ali Bin Muhammed Bin Beşşar Hakkında Bilgi

Eski 09-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ali Bin Muhammed Bin Beşşar Hakkında Bilgi



Ali Bin Muhammed Bin Beşşar Kimdir

Ali Bin Muhammed Bin Beşşar hayatı

Büyük Hanbelî âlimlerinden ALİ BİN MUHAMMED BİN BEŞŞÂR (Radıyallahü Anh) 313 (m 925) yılında vefât etti Ali Bin Muhammed Bin Beşşar Kabri, Necma'ya yakın bir yer olan Akabe'dedir Kabrini insanlar istifâde etmek için ziyâret etmektedirler Ebû Bekr el-Mervezî, Ahmed bin Hanbel hazretlerinin oğlu Sâlih, Abdullah ve daha başka büyük âlimlerden rivâyette bulunmuştur Kendisinden de, Ali bin Muhammed bin Ca'fer el-Beclî, Ebû en-Nicâd ve başka âlimler rivâyette bulunmuştur

Ali bin Beşşâr'ın menkıbe ve sözleri

Ali bin Muhammed bin Beşşâr, kendisinden bahsederken, ben şöyleyim veya böyleyim demezdi Ben bir adamı tanıyorum Onun şöyle şöyle durumu var, derdi Birgün, ben bir adamı tanıyorum, otuz sene, özür dilemeyi gerektirecek bir söz konuşmamışlar, dedi Halbuki burada kendisini kastediyordu Ali bin Beşşâr, Ahmed bin Hanbel hazretlerinin oğlu Beşşâr'dan şöyle bir şey nakletti Abdullah bin Ahmed bin Hanbel dedi ki: Babamın mescidinin yanında otururken, yanımıza bir cenâze uğradı Babam: "Bu cenâzenin sahibinin san'atı ne idi?" diye sordu "Yol kenarında satış yapardı" diye cevap verdiler "Kendisine ait bir yerde mi, yoksa başkasının arazisi üzerinde mi, satış yapardı?" diye sordu

"Başkasının arazisi üzerinde satış yapardı" dediler Bunun üzerine babam (Ahmed bin Hanbel (ra) "Çok zor, çok zor" buyurdu "Eğer, üzerinde satış yaptığı yer, bir yetimin veya başka birisinin arazisi ise, günleri boşuna geçmiş olacak O yaptığı işten hiç bir sevap kazanamıyacaktır Çünkü o, ticâretini başkasının arazisi üzerinde yapmıştır" Sonra, babam "Kalk, bu cenâzenin namazını kılalım Belki Allahü teâlâ, onun günahlarını af ve mağfiret buyurur" dedi Dört tekbirle cenâze namazı kılındı Sonra cenâzeyi yüklendik, kabre götürüp de defnettik ve oradan ayrıldık Akşam oldu Yalnız babam o gece defn ettiğimiz cenâzenin durumundan dolayı hüzünlü idi Çünkü, cenâze sahibinin durumuna üzülmüştü Biz otururken, bu sırada komşu evin sahiplerinden birisi geldi Babam; Ey Ebû Abdullah! Sana bir şey anlatacağım, dedi Babam, anlat, sen sâlih bir kimsesin, dedi Komşumuz şöyle anlattı: "Dün gece uyumuştum Rü'yâmda, defn ettiğiniz o kimseyi, Cennette, giderken gördüm Üzerinde de iki yeşil elbise vardı Ona, Allahü teâlâ sana ne muamele eyledi, diye sordum Ruhumu teslim edeceğim sırada durumum iyi değil idi Fakat Ahmed bin Hanbel, namazımı kıldı Onun hürmetine Allahü teâlâ, günahlarımı bağışladı Şimdi çok iyiyim" dedi

Ali bin Muhammed el-Beşşâr dedi ki: "Şu dört haslet kişinin kemâline alâmettir: Kalbi dünyâ sevgisinden kurtarıp, Allahü teâlânın beğendiği şeyleri yapmak Sonunda, hesaba çekilmeyi gerektirecek şeyleri terketmek, hâli hafif ve yumuşak olmak Dünyalık biriktirmeyi azaltmak"

Birgün Ali ain Beşşâr bir meclisde oturuyordu Orada bulunanlardan ba'zısı ona, nereden yiyip içiyorsun, diye sordu Bu sırada başkaları söze karışıp, o istediği yerden bulur Herkes ona verir, dediler Bunun üzerine Beşşâr hazretleri şöyle dedi: "Ey cemâat! Şu kırk seneden beri, acaba benim yiyip içtiğim yeri gören var mı? Yine bu kadar zamandır, bir kimseye bir ihtiyâcın olmuş mudur? Bir kimseden bir şey istemeye gittiğimi bilen var mıdır? Eğer gören bilen varsa söylesin"

O, meclisinde konuşmak istediği zaman "Sen, ne istediğimizi biliyorsun" meâlindeki âyet-i kerîme ile başlardı O sırada birisi kalkıp, ona: Allahü teâlâ senden râzı olsun Devamlı bu âyet-i kerîmeyi okuyarak sözüne başlıyorsun Senin bundan maksadın nedir? diye sordu Ali bin Beşşâr, ona "Sen bunu niçin soruyorsun? Bu zamana kadar, kimse bana bunu sormadı Fakat yine sana, bundaki maksadımı söyliyeyim: Dünyâda da âhırette de, Allahü teâlânın rızâsından başka hiçbir maksadım ve muradım yoktur Bunu Allahü teâlâ da biliyor Onun için, devamlı meclislerimde, bu âyet-i kerîmeyi okuyarak başlıyorum"

İbn-i Uleyk ez-Zeyyât anlattı: "Bir ara büyük bir maddî sıkıntıya düşmüştüm Odamda gamlı ve düşünceli bir hâlde oturdum Tam bu esnada büyük bir velî olan İbn-i Beşşâr "Ey Abdullah!" diye seslendi Halbuki onun bulunduğu oda ile benimki arasından bir yol geçiyordu Aramazdaki mesafe uzak idi Ona, buyurun bir emriniz mi vardı? dedim Bana, "Buraya gel" dedi Yanına gittim "Niçin dünyâ için bu kadar çok üzülüyorsun Maddî bir sıkıntılı var, yanında da hiç bir şeyin yok herhalde" dedi Ben de "Evet yok" dedim "Hiç bir şeyim yok diye, bu kadar da üzülmeye ne gerek var Rızkın seni buluncaya kadar falanca nehrin kıyısında yürü Rızkınla karşılaşınca onu al ve Allahü teâlâyı zikret, onu an ve hatırla" O anda, İbn-i Beşşâr'ın (ra) sözü üzerinde düşünmeye başladım Fakat ona karşı çıkmam da mümkün değildi Sonra yanından ayrıldım Bana tarif ettiği nehre kadar, Allahü teâlâyı zikrederek gittim Köprünün üst tarafına varınca, bir de ne göreyim! Bir zât bana: "Ey Abdullah!" diye sesleniyor Ben de, "Buyurun, bir emriniz mi vardı?" dedim Yanına gittiğimde, bana kırk dirhem verdi ve "Benim için bir kitap yaz" dedi: Bir müddet sonra birbirimizden ayrıldık Nihayet evime gelince, İbn-i Beşşâr bana: "Ey Abdullah!" diye seslendi Ben de "Buyurun efendim" dedim "Karşılaştığın zât sana kırk dirhem verip, kendisi için bir kitap yazmanı söyledi mi?" dedi "Evet" cevâbını verdim Bunun üzerine bana: "Eğer sen sabredip acele etmeseydin, rızkın kapına gelecekti Acele ettin, rızkını almak için tâ oralara kadar gittin" buyurdu

Ahmed el-Bermekî anlattı: "Bir Çarşamba günü, Ali el-Beşşâr'ın sohbetinde bulunuyordum Odanın en uzak bir yerine oturdum Sükûnet içerisinde, orada bulunanlarla birlikte sohbeti dinledik Sohbetin sonunda, Lâ ilâhe illallah, dedi ve "Zu'n-Nûn'i (Balık sâhibini= Yûnus'u) de hatırla Hani O, (dînini kabul etmiyen kavmine) öfkelenerek gitmişti de, kendisini hiçbir zaman sıkıştırmayacağımızı, sanmıştı Derken (Yutulduğu balığın karnındaki) karanlıklar içinde: "Senden başka hiçbir ilâh yoktur Seni bütün noksanlıklardan tenzih ederim Gerçekten ben, haksızlık edenlerden oldum" diye duâ etmişti" meâlindeki Enbiyâ sûresinin seksenyedinci âyet-i kerîmesini okuyup: "Yâ Rabbî! Sen, kendisini balığın karnında hapsettiğin zaman, sâlih bir kulun olan Zu'n-Nûn=Yunus (as) karanlıkta sana "Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî kuntu minezzâlimîn (Senden başka hiçbir ilâh yoktur Seni bütün noksanlıklardan tanzîh ederim Gerçekten ben, haksızlık edenlerden oldum) diye nasıl duâ edip yalvarmışsa, ben de sana öyle yalvarıyorum Yâ Rabbî! Senin yüce kelâmın haktır Sen sâlih bir kulun olan Yûnus'un bu duâsına karşılık "Biz de onun duâsını kabul ettik Kendisini kederden kurtardık İşte biz mü'minleri böyle kurtarırız" (Enbiyâ: 88) buyurdun Allahım! Onun duâsını nasıl kabul edip, içerisinde bulunduğu sıkıntılı durumdan, rahmetinle onu nasıl kurtarmışsan, bizim de duâlarımızı kabul buyurup, sıkıntılı ve elem verici durumlardan bizi muhafaza eyle Yâ Rabbî! Sen Erhamürrâhiminsin (Merhamet edenlerin en merhametlisisin) Sonra, on kere yâ Rabbî! dedi Fakat o, her yâ Rabbî dediği zaman, ben de içimden, "Yâ Rabbî! Bana genişlik, rahatlık ihsan et" diyordum Bir de baktım ki, Ali bin Beşşâr, semâya doğru yönelmiş, sanki kendisine bir şeyler söyleniyor da, onları dinler bir durumu vardı Sonra, bana doğru döndü "Yazık sana, utanmıyor musun? Allahü teâlâdan Cennetini iste Yine O sana, insanlara muhtaç olmıyacak kadar rızık ihsan eder Halbuki sen devamlı, dünyâyı, rahata ve genişliği istiyorsun" Allahü teâlânın izni ve bildirmesiyle, içimden geçeni öğrenmişti Ondan sonra bana emrettiği gibi Allahü teâlâdan Cennetini istedim"

Yine bir Salı günü ikindiden sonra, huzurunda bulunuyordum Elimde, büyük âlim Sâlih'in bildirdiği mes'eleleri ihtiva eden bir kitap vardı Bu kitabı onun yanında okuyordum O sırada Ali bin Beşşâr'ın yüzü dikkatimi çekti Ay gibi parlıyordu Kendi kendime, her hâlde yarınki sohbete hazırlık için tıraş olmuş, umûmî bir temizlik yapmış Onun için yüzü böyle parlıyor, diye düşündüm O sırada bana: Sen niçin öyle düşünüyorsun, senin dediğin gibi değil deyip, başını açtı Bir de ne göreyim, tıraş olmamış Bunun üzerine bana, zannınız güzel olsun Kalbinize iyi sahip olunuz, dedi Ben orada çok utandım Allahü teâlâ, bu velî kuluna, benim' içimden geçenleri bildirmişti Böylece bizzat kendim, onun bir kerâmetine şahit oldum Ali bin Beşşâr'dan duydum O şöyle dedi: "Günahlardan sakınan kimseler, nefsleri üzerinden, terbiye kamçısını indirmezler Allahü teâlânın râzı olduğu işler için nefslerini zorlarlar Onlar eşya dolu yükleri, Allahü teâlânın rızâsı için indirip, infâk etmekten çekinmezler"

Ali bin Beşşâr, buyurdular ki: "Yemek yiyeceğin ve uyuyacağın zaman, fazla yeme ve fazla uyuma"

"Allahü teâlâya isyankâr olup, günahlara dalan kimsenin, Allahü teâlânın verdiği cezaları çok görmesi münâsip değildir"

Ona, Allahü teâlânın rızâsına nasıl kavuşulur? diye sordular "Gizli günah işlediğin gibi, gizli tâatte (Allahü teâlânın beğendiği şeyler) bulunursun Nihayet kalbin, ibâdet ve tâatlere doğru meyleder Bu hâl, Allahü teâlânın rızâsını kazanmaya doğru gittiğinin alâmetidir" buyurdu

Bir zât, Ali bin Beşşâr'ın yanına gitmişti Üzerinde yünden bir cübbe vardı Ali bin Beşşâr kendisine, "Kalbini mi güzelleştirdin, yoksa bedenini mi?" diye sordu "En önemli olan, kalbin güzelleştirilmesi ve temizliğidir" diye buyurdu

"Sırf makam sahibi olmak ve biliyor desinler için bir kaç mes'ele öğrenip, insanlara fetva vermeye kalkışmak, ne kadar ayıptır"

KAYNAKLAR

1) Tabakât-ı Hanâbile cild-2, sh-57

2) Târîh-i Bağdâd, Cild-12, sh-73


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.