Prof. Dr. Sinsi
|
Oruç Reis Kimdir - Oruç Reis'in Hayatı
Büyük Türk denizcisi Muhtemelen 1470 yılında Midilli’nin Bonova köyünde doğdu Babası, Yâkub Ağa, 1462’de Midilli’nin fethine iştirak etmiş ve Bonova köyü kendisine timar olarak verilmişti Burada yerleşip evlenen Yâkub Ağanın İshak, Oruç, Hızır ve İlyas adını verdiği dört oğlu olmuştu İyi bir öğrenim gören kardeşler, devrin denizci milletlerinin lisanları olan İtalyanca, İspanyolca, Fransızca ve Rumca'yı öğrenerek yetiştiler Gençliğinde gemiciliği ve deniz ticâretini çok iyi öğrenen Oruç Reis, cesâreti, zekâsı ve teşebbüs kabiliyetiyle kısa zamanda gemi sâhibi oldu Suriye, Mısır, İskenderiye ve Trablusşam’a mal taşıyor, oradan aldıklarını Anadolu’ya getiriyordu
Oruç ve İlyas reisler, bir seferinde Midilli’den Trablusşam’a giderken, Rodos şövalyelerinin büyük harp gemileriyle karşılaştılar Çarpışmada İlyas Reis şehit düşüp, Oruç Reis esir oldu Rodos’ta zindana atılan Oruç Reis, çok eziyet ve sıkıntı çekti Uzun uğraşmalardan sonra, buradan kurtuldu Muhtemelen üç sene esir kalan Oruç Reis, esâretten kurtulduktan sonra, bir müddet Memlûk Devleti hizmetinde amirallik yaptı Burada uzun zaman kalmayıp, Şehzâde Korkut’un verdiği on sekiz büyük harp gemisine komutan oldu Bunlarla, Rodos kıyılarında basılmadık yer bırakmayan Oruç Reis, ânî bir baskın netîcesinde gemilerini kaybetti Leventleriyle birlikte bu baskından kurtulduktan sonra, Şehzâde Korkut’a tekrar mürâcaat etti Kendisine, biri yirmi dört oturak, ikincisi yirmi iki oturak iki harp gemisi verildi Şehzâde Korkut’un elini öpüp, hayır duâsını aldıktan sonra Akdeniz’e açıldı Seferlerinde pek çok ganîmet, ticâret malı ve esir aldı On senedir uğramadığı Midilli’ye gelerek kardeşlerine, akrabâlarına, fakir ve muhtaçlara, yetimlere pek çok mal dağıttı
Türk denizcilik târihinde mühim bir yeri olan Cerbe Adası, Oruç Reis tarafından 1513 yazında fethedildi Burayı kendisine üs edinip, Doğu ve Batı Akdeniz’de pek çok gemi zaptetti Papa’ya âit, o zamânın dev harp gemilerini, ince tekneleriyle ele geçirmesi, şöhretini Avrupa ve İslâm dünyâsının en küçük köylerine kadar ulaştırdı
O târihe kadar, bir çektirinin, bir baştardayı ele geçirmesi işitilmemişti Gemi elde edilince kendisi dâhil bütün leventlerine İtalyan elbiselerini giydirdi Oruç Reisin, arkadan gelen ikinci harp gemisini ele geçirmesi, pek kolay oldu Zîrâ ateş başlayıncaya kadar, İtalyanlar, bu gemiyi kendi gemileri zannetmişlerdi
Cezayir’de bir devlet kurmaya karar veren Oruç Reis, kısa zamanda bu toprakları ele geçirdi İspanya Kralı Şarlken, Cezayir’e donanma gönderdiyse de, Oruç Reis’i elde ettiği yerlerden çıkaramadı Becâye kuşatması sırasında Oruç Reis, sol kolundan ağır yaralandı ve hekimlerin tavsiyesiyle bu kolu dirsekten kesildi Tek kolla mücâdelede de şevk ve azminden hiçbir şey kaybetmeyen büyük deniz kurdu, iyileşince derhal denize açıldı ve pek çok gemi ele geçirdi Çok güç durumda olan Endülüs Müslümanlarına yardım ederek, onların binlercesini Kuzey Afrika’ya taşıdı Bu hareketleriyle bütün İslâm âleminden duâ aldı Kardeşleriyle Kuzey Afrika’yı Hıristiyanlara karşı savunmakla kalmayıp, Endülüs Müslümanlarından gelenleri iskân ediyor, yiyecek ve diğer ihtiyaçlarını temin ediyordu Elindeki bir avuç inanmış, Allah’ın dînini yaymaktan başka bir düşünceleri olmayan serdengeçtilerle, devrin en büyük denizci Hıristiyan devleti olan İspanyollarla bitmek tükenmek bilmeyen mücâdelelerine devâm ediyordu İspanya kralı, Avrupa’nın pek çok ülkesini elinde bulundurduğu gibi, Amerika’da da sömürgeleri vardı
Cezayir’in doğusunda, İspanya’nın nüfûzu altında bulunan Tlemsan’ı elde eden Oruç Reis, İspanyollardan yardım alan Tlemsan emirine karşı, elde ettiği yerleri müdâfaa etti Topraklarını yedi ay boyunca, cansiperâne müdâfaa etti Yerli halkın ihânet etmesi üzerine, Cezayir’e dönmek için düşman muhâsarasını yarıp dışarı çıkmaya çalıştı Kırk levendiyle, orada, târihlere geçen bir destan yazdı Düşmanı yararak bir kısım leventleriyle birlikte ırmağı geçti Ancak, yirmi kadar levendi, düşman tarafında kalmıştı Oruç Reis, kurtulma ümîdi olmadığını bile bile, leventlerini yalnız bırakmamak için tekrar düşmanları arasına daldı Nehri geçmeye çalışırken leventlerinin çoğu şehit oldu Denizlere sığmayan tek kollu kahraman Oruç Reis, yanındaki son levendin de öldüğünü gördükten sonra, aldığı iki ok yarası sonucu Rio Solado Nehri sularına düşüp, şehâdet şerbetini içti
1518’de şehit olduğunda, kırk sekiz yaşında olduğu tahmin edilmektedir
Sınır boylarında akıncıların yaptıkları, yıldırma ve fethe hazırlama faaliyetlerini denizde gerçekleştiren cesâret ve kahramanlık timsâli deniz kurtlarından biri olan Oruç Reis, katıldığı muhârebede can ve mal endişesi duymazdı Elde ettiği ganîmetleri fakir ve kimsesizlere, leventlerine dağıtır, varını yoğunu cihâd ve gazâ için sarfederdi Cömert, âlicenap, yardımsever, merhametli olan Oruç Reis, ciddî ve sertti Bütün leventleri tarafından, bir baba gibi sevilirdi Çok iyi bir muhârip, tehlikeli zamanlarda en iyi çâreleri bulmakta zorluk çekmeyen bir komutan, İslâmiyeti yaymaktan başka bir şey düşünmeyen korkusuz, cüretkâr ve zekî bir insandı
|