Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aliya, hayatı, izzetbegoviç, kimdir

Aliya İzzetbegoviç Kimdir? Hayatı

Eski 09-02-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aliya İzzetbegoviç Kimdir? Hayatı



Aliya İzzetbegoviç Kimdir

Alija İzzetbegoviç Biyografisi;



BİLGE KRAL ALİYA İZZETBEGOİÇ

D 8 Ağustos 1925 - Ö 19 Ekim 2003

Boşnak devlet adamı ve bağımsız Bosna-Hersek'in ilk cumhurbaşkanıdır

Alija Izetbegović, 1925'te bugün Bosna-Hersek'in kuzeybatısında bulunan Bosanski Šamac kasabasında dünyaya geldi Ailesi İslami duyarlılığa sahip bir aileydi Ancak Izetbegović, İslam karşıtı ve Müslümanları Avrupa'ya dışarıdan girmiş kimseler olarak gören bir çevrede yetişti Saraybosna'da bir Alman lisesinde eğitim gördü Bilime önem veren ve disiplinle çalışan bir öğrenci olarak tanındı

Lise çağında üstün kabiliyetleriyle ve İslami konulara ilgisiyle öne çıktı O dönemde bazı arkadaşlarıyla birlikte dinî konuları tartışmak amacıyla Mladi Muslimani (Müslüman Gençler Kulübü) adını verdikleri bir kulüp kurdu Bu kulübü kurduğunda henüz 16 yaşındaydı, fakat oldukça etkin ve üretken bir düşünce kabiliyetine sahip olduğu gözleniyordu Bu yüzden kurduğu kulüp bir düşünce kulübü olmaktan çıkarak aktivite kulübüne dönüştü Dolayısıyla birtakım eğitim ve hayır faaliyetlerine öncülük etmeye başladı Ayrıca genç kızlar için de ayrı bir birim oluşturdu İkinci Dünya Savaşı esnasında da ihtiyaç sahiplerine yardım etti

Izetbegović'in kurduğu Müslüman Gençler Kulübü oldukça önemli faaliyetler gerçekleştirdi İkinci Dünya Harbi esnasındaki faaliyetleriyle de herkesin dikkatini çeken gözde bir oluşum hâline geldi Ancak bu savaş esnasında tüm Yugoslavya, Almanların işgaline geçmişti Bu savaş esnasında Sırp Çetnikler Alman askerlerinin de desteğinden yararlanarak Bosna'da 100 bin Müslüman’ı öldürdüler

13 Ocak 1946'da Yugoslavya yeniden bağımsızlığına kavuştu Ancak bu bağımsızlık hareketinde Komünist Parti yanlıları önemli bir rol üstlendiklerinden bağımsızlık sonrasında da ülkede yönetimi ele geçirdiler Ülkenin resmî statüsünü de federal cumhuriyetler birliği olarak belirlediler Buna göre Yugoslavya altı federal cumhuriyet ile iki özerk bölgeden oluşacak, cumhuriyetlerden biri de Bosna-Hersek Cumhuriyeti olacaktı

Komünist rejimin ülke yönetimini ele geçirmesiyle birlikte dinlere özellikle de İslam'a karşı bir savaş başladı Izetbegović, İslami faaliyetleriyle tanındığından ve ateizme karşı olduğundan komünist baskının en önemli hedeflerinden biriydi Bu sebeple 1949'da İslamcılık suçlamasıyla hapse girerek beş yıl hapis cezası çekti

Izetbegović'in sıkıntıları 1953'te iktidara gelen Tito zamanında daha da arttı Fakat o bütün baskılara rağmen İslami konularda kafa yormaya, fikirler üretmeye, etrafını aydınlatmaya devam ediyordu Bu arada sistemin Müslümanların meseleleriyle ilgilenmesi üzere görevlendirdiği Hasan Duzu ile ilişki kurarak onunla irtibat halinde çalışmalar yürütmeye başladı

Tito'nun 1974'te yeni bir anayasa hazırlamasından sonra yönetim Müslümanlar üzerindeki baskıyı kısmen hafifleterek bazı geleneksel İslami kurumların yeniden işlev kazanmasına imkân sağladı Bu yumuşama üzerine bazı camiler ve medreseler yeniden açıldı Küçük çapta da olsa bir yumuşamayla bazı dinî kurumların yeniden hayata geçirilmesi Müslümanlar arasında hızlı bir İslami uzlaşıya zemin hazırladı

1980'de Tito ölünce federasyon cumhurbaşkanlığı konusunda bir anlaşmazlık ortaya çıktı Bunun üzerine altı federal eyaletin her birinin cumhurbaşkanının sırayla bir yıl federasyon cumhurbaşkanlığı yapması üzere anlaşma sağlandı Bu gelişmeyle birlikte ülkede kısmen bir demokratikleşme sürecine girilmiş oldu Çünkü federal eyaletlerde yönetime geçmek isteyenler siyasal partiler vasıtasıyla faaliyetler yürütebiliyorlardı Buna bağlı olarak hürriyetlerde de bir genişleme oldu

Izetbegović'in oğlu bu ortamdan yararlanarak babasının makalelerini bir kitapta toparlayıp, 1983'te "İslami Manifesto" adıyla yayınladı Izetbegović'in daha önce 1970'te de bu adla bir kitabı yayınlanmıştı 1983'te söz konusu kitabın yayınlanması epey bir yankı uyandırdı Hâkim sistem bu gelişmeye tahammül edemeyerek Izetbegović'i Avrupa'nın ortasında radikal İslami bir cumhuriyet kurmak için çalışmakla suçladı ve tutuklattı Izetbegović, mahkeme önüne çıkarılıp “hakim sistemi değiştirmek ve Bosna-Hersek'i İslami devlete dönüştürmek için çalışmak”la itham edildi ve yargılamadan sonra 14 yıl hapis cezasına mahkûm edildi Fakat bu mahkûmiyet onun kitabının bütün Bosna'da duyulmasını ve tesirini göstermesini sağladı Müslümanlar muhtelif yollarla onun söz konusu kitabını temin etmeye çalışıyorlardı Kitabın yazarının bu kitaptan dolayı hapiste olması okuyanların ruhlarındaki tesirinin daha da artmasına sebep oluyordu

Izetbegović, hapisten çıktığında dünyada komünist rejimler çöküş dönemine girmişti Yugoslavya'da da eski federatif yapının korunması konusunda çok fazla bir duyarlılık kalmamıştı Bunun yerine bağımsızlık yanlısı fikirler etkisini göstermeye başlamıştı Ayrıca eyaletlerde yönetime geçme konusunda etkin siyasi yarışlar başlamıştı Alija Izetbegović de Bosna-Hersek Özerk Cumhuriyeti’nde Demokratik Eylem Partisi (SDA) adı verilen bir siyasi parti kurdu Bu parti Bosna-Hersek'te 5 Aralık 1990'da gerçekleştirilen genel seçimleri kazanarak lideri Alija Izetbegović cumhurbaşkanı oldu Bu seçim SDA'nın girdiği ilk seçim olmasına rağmen büyük bir başarı elde etti ve cumhurbaşkanlığını kazanmasının yanı sıra parlamentoda da 86 sandalye elde etti

1990'lı yıllara girildiğinde Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti içinde bir bağımsızlık hareketi baş gösterdi Özerk cumhuriyetler birbiri ardından bağımsızlıklarını ilan ediyor ya da bu yönde niyetlerini ortaya koyuyorlardı Bosna-Hersek de 1 Mart 1992'de gerçekleştirdiği referandum sonrasında bağımsızlığını ilan etti Çünkü yapılan referandumda halkın % 62,8'i bağımsızlığı tercih etmişti Ancak Sırplar hemen arkasından Bosna-Hersek yönetiminde söz sahibi olan Müslümanlara karşı savaş açarak yeni bir katliam hareketi başlattılar Hırvatistan ve Slovenya'nın bağımsızlık mücadelesine destek olan Avrupa ülkeleri ve ABD ise Bosna-Hersek'i Sırp saldırıları karşısında yalnız bıraktılar Bosna-Hersek Müslümanlarını en çok sıkıntıya sokan da, Avrupa'nın üçüncü büyük ordusu Yugoslavya Federal Ordusu'nun Sırp çetnikleriyle birlikte hareket etmesi, onlara destek vermesiydi Müslümanlarsa herhangi bir askerî destekten yoksun ve silah yönünden çok zayıftılar Sonuçta Sırplar Bosna-Hersek'in önemli şehirlerini işgal ettiler Bu işgal hareketi bir milyona yakın Müslüman’ı göçe zorladı Sırplar işgal ettikleri yerlerde hem katliam hem de yıkım gerçekleştiriyorlardı Özellikle camileri ve İslami izler taşıyan tarihî eserleri yıkmaya özen gösteriyorlardı

Bosna-Hersek meselesinin çözümü için değişik tarihlerde gerçekleştirilen görüşmeler ve arabuluculuk çalışmaları da bir sonuç vermedi 1994'ün sonuna gelindiğinde Bosna-Hersek'teki iç savaşın aldığı can sayısı 250 bini, göçe zorladığı insan sayısı ise 1 milyonu aşmıştı

Bosna-Hersek Cumhuriyeti cumhurbaşkanı Alija Izetbegović çok büyük askerî güce ve imkana sahip olan Sırplarla, her türlü askeri imkandan yoksun ve hiçbir dış desteğe sahip olmayan Bosna-Hersek halkını karşı karşıya getirmemek için önce oldukça temkinli bir politika izledi

Bosna-Hersek Müslümanlarının direnişlerine Müslüman halklar grubu sahip çıktı İslam dünyasının muhtelif bölgelerinden gençler direnişçiler soykırıma dur demek için bu ülkeye gitti Direniş ve savaş aynı zamanda Bosna-Hersek Müslümanları arasında İslami bilinçlenmenin artmasını da sağladı Ancak ülke yönetimleri Bosna-Hersek Müslümanlarını büyük ölçüde yalnız bıraktılar Buna ek olarak Avrupa ve ABD, ezilen ve katliamlara maruz kalan Bosna-Hersek halkına hiçbir şekilde destek çıkmadı Katliamın son raddesine vardığı sırada da Sırpların isteklerini kabul etmeleri için Müslümanlara baskı yaptılar İşte bu siyasi baskılar ve eşit olmayan savaş şartları karşısında Izetbegović, önüne konulan anlaşmayı kabul etmiştir Çünkü savaşın devam etmesi Bosna Müslümanlarının tam bir soykırımla karşı karşıya gelmeleri gibi sonucun doğmasına sebep olabileceğini düşünüyordu Neticede 1995'te ABD tarafından dayatılan Dayton Anlaşması'nın imzalanmasıyla savaş sona erdi Anlaşma Bosna-Hersek topraklarının % 51'ini Müslümanlara ve Hristiyan Hırvatlara, % 49'unu da Bosna-Hersek Sırplarına (veya bu ülkeye yerleşmiş Sırplara) veriyordu Yönetimin de bu üç halk arasında paylaşılmasını şart koşuyordu Anlaşmayla Amerika Birleşik Devletleri, aynı zamanda Müslümanlara ellerindeki silahları imha etmelerini ve ABD patentli silahları, yedek parçasız bir şekilde satın almalarını şart koştu

Bosna-Hersek Savaşı, ABD ve Avrupa'nın haçlı kimliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir Bunu bizzat Avrupalı tarihçiler ve yorumcular da itiraf etmiş ve bu savaşta Batılıların 19 yüzyıldaki sömürgeci kimliklerine geri döndüklerine dikkat çekmişlerdir

Eserleri:

İslam Manifestosu[A]

İslam Deklarasyonu ve İslami Yeniden Doğuşun Sorunları[B]

Doğu ve Batı Arasında İslam

Tarihe Tanıklığım


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.