Prof. Dr. Sinsi
|
Şort Giymek Günah Mı
Şort giymek günah mı
Konuya farklı açılardan bakanlar farklı hükümler verebilirler Her açının kendine göre hükmü olması da mümkündür Ben de arz edeceğim açılardan bakacak, kendi görüşümü netleştirmeye çalışacağım Takdir size aittir Uygun bulursunuz, yahut ta yanlış telakki edersiniz İkisi de mümkündür
Bugün giyim kuşamda tam bir karmaşa yaşanmaktadır Ne erkek ne de kadın giyimi geçmişteki gibi net ve tam ayrılmış değildir
Bunu şunun için arz ediyorum
Gerçekten de hanımların giyim kuşamında birinci ölçü tesettür ise, ikincisi de erkek giyimi olmaması, erkek giyimine benzememesidir
Efendimizin ikazı da bunu açıkça ifade etmektedir
– Erkeklerden kadın giysisi, kadınlardan da erkek giysisi giyerek karşı cinse benzeyenlere diye başlayan hadiste lanet bedduası vardır
Bu ikazı unutmayan hanımlar, giyimlerinde birinci olarak tesettürü esas aldıkları gibi, ikinci olarak ta erkeğe benzememeyi esas alırlar Kimliklerini korumak isterler
Toplumun böyle bir kimlik korumasına ihtiyacı da kesindir Cinsiyet karışımı söz konusu olacak nerdeyse
Ancak bugün erkek giyimi eskisi kadar kesin belirlenmiş değildir Pantolon artık sadece erkek giyimi olmaktan çıkıp kadınların da büyük ölçüde giyimi haline gelmiştir
Nitekim Suudi Arabistanlı erkeklerin de kadın giyimine benzeyen entarilerle dolaştıkları bilinmektedir Demek ki sabit bir erkek giyimi, tartışmasız mevcut değildir
Bence bugün kadının giydiği pantolonun erkek giyimi olmasından önce, dar olup olmadığı, üzerini örten bir başka şeyin giyilip giyilmediği esas alınarak konuya bakılmalıdır
Beden hatlarını belli etmeyecek genişlikteki pantolonun üzerine üst kısmı örten bir şey giyiliyorsa artık bunun erkek giyimi olduğunu düşünmemek gerekir Çünkü tesettürü daha iyi sağlamak özelliği söz konusudur
Nitekim Efendimiz aleyhisselam İmam-ı Ali ile (Baki) mezarlığında iken yan yoldan bir kadının, bindiği eşek üzerinde giderken yağışlı hava sebebiyle ayağı kayan eşekten düştüğü görülür Derhal yüzünü başka tarafa dönen Efendimize:
– Kadın sirval giymiş, bir yeri açılmadı! derler
Bunun üzerine Efendimizin, bindiği eşekten düştüğü halde bir yerinin açılmasını önleyen sirvali giyen hanımlara dua ettiği duyulur
Bu anlayış içinde pantolona baktığımızda üzerinde bir giyim olması halinde Efendimizin duasına mazhar olan bir giyim şekli dolduğunu düşünmek yanlış olmasa gerektir
Çünkü geniş pantolonun da, arabaya binip inerken, merdivenden inip çıkarken, sirval gibi tesettürü temin ettiği bilinmektedir
Nitekim siyerde Efendimizin sirval satın aldığı kaydı da vardır Bizzat kendisinin giydiği görülmediğine göre, yakınlarına hediye etmek için almıştır diye düşünmek de mümkündür
Sirval, Anadolu hanımlarının vücut hatlarını belli etmeyecek bollukta giydikleri şalvarı hatırlatıyor insana Bu kadar bolluktaki şalvardan kimsenin şikayeti de olmamaktadır
Ben konuya böyle bakmaktayım
Siz bu bakışı zorlaştırıcı da bulabilirsiniz, kolaylaştırıcı da görebilirsiniz
Bu biraz da sizin içinde bulunduğunuz şartlar ve kendi ruh halinizle ilgili olabilir
Ahmed Şahin PEKDE İNANDIRICI ETMEDİ BENİ BU AÇIKLAMA BUNA BAKARSAN HERKES PANTALON GİYMEYE ÇALISMAYA BASLAR BU DA DAHA FELAKETLİĞE YOL AÇAR () Cevabı kadının bir üst elbisenin altına pantolon giymesi olarak değerlendirdik Zaten cevapta buna da dikkat çekilmişti
Ancak günümüzde bazı kadınların yaptığı gibi sadece pantolon giyme konusuna gelince:
Müslüman kadının giyiminde esas mesele, tesettürü sağlamasıdır Eli, ve yüzü dışında bütün vücudunu örtmesi, açık kalmamasıdır Giyilen bir elbisenin tesettüre uygun olması için de altını göstermeyecek şekilde kalın ve avret yerlerini örtecek kadar uzun olmalıdır Bunun için altını gösterecek şekilde ince ve şeffaf olan bir elbise ile örtünme gerçekleşmiş olmaz
Bu meseleye esas teşkil eden hadis-i şeriflerin meali şöyledir:
Hz Âişe'nin rivayetine göre, kız kardeşi Hz Esma birgün Peygamberimizin huzuruna gitti Üzerinde altını gösterecek şekilde ince bir elbise bulunuyordu Resulullah (a s m ) onu görünce yüzünü çevirdi ve şöyle buyurdu: "Ya Esma, bir kadın buluğ çağına erince—yüzünü ve ellerini göstererek—bunlardan başka bir tarafının görünmesi sahih olmaz "1
Sahih-i Müslim'de Ebû Hüreyre (r a } tarafından bir rivayette Peygamberimiz, giyindiği halde açık olan, yani ince ve şeffaf elbise ile dolaşan kadınların Cehennemlik olduklarını, Cennetin kokusunu bile alamayacaklarını bildirirler 2
Alkame bin Ebi Alkame annesinin şöyle dediğini rivayet eder:
"Abdurrahman'ın kızı Hafsa'nın başında, saçını gösterecek şekilde ince bir başörtüsü olduğu halde Hz Âişe'nin huzuruna girdi Hz Âişe başından örtüsünü alarak ikiye katladı, kalınlaştırdı 3
Hz Ömer (r a ) ise, cam gibi şeffaf olmasa da, giyindiği zaman altını iyice belli eden elbisenin kadınlara giydirilmemesi hususunda mü'minlere ikazda bulunmuştur 4
İmam Serahsî bu nakilden sonra, kadının giydiği elbise çok ince de olsa yine aynı hükmü taşır, şeklinde bir açıklama getirir Daha sonra da, "Giyindiği halde açık" olan mealindeki hadisi kaydeder ve şöyle der: "Bu çeşit bir elbise şebeke (ağ) gibidir, örtünmeyi temin etmez Bunun için yabancı erkeklerin bu şekilde giyinmiş bir kadına bakması helâl olmaz "5
Elbisenin şeffaf olmasındaki ölçü, tenin rengini belli etmesidir Dışarıdan bakıldığı zaman elbisenin altından insanın teni görünüyorsa, elbise ince de olsa, kalın da olsa böyle bir elbise ile örtünme gerçekleşmiş olmaz Bu mesele Halebî-i Sağir'de şöyle belirtilir: "Elbise altını, tenin rengini belli edecek şekilde ince olursa, bununla avret yeri örtülmüş olmaz Fakat kalın olsa da, uzva yapışsa ve uzvun şeklini alsa (uzvun şekli görünür hale gelse), bu durumda örtünme hasıl olduğu için men edilmemesi gerekir, namaz caiz olur 6
Mesele diğer mezheplerde de aynı şekilde ifade edilir Mâliki mezhebinin görüşü şöyledir: Elbise şeffaf olur, cildin rengini hemen belli ederse, bununla örtünme olmaz Bu şekilde kılınan namazın mutlaka iade edilmesi gerekir İnce ve dar olduğu için azanın şeklini belli e-den elbiseyi giymek de mekruhtur Çünkü bu bir şahsiyetsizlik sayılır ve selef ulemasının giyim tarzına muhalif hareket edilmiş olunur 7
Hanbelî mezhebinin görüşü ise şu şekildedir:
Vacip olan örtünme, cildin rengini belli etmeyecek şekildeki örtünmedir Eğer giyilen elbise cildin rengini belli edecek tarzda ince olur da bedenin beyazlık ve kırmızılığı görünürse namaz caiz olmaz Çünkü bununla örtünme gerçekleşmiş olmaz Şayet rengini örter de, hacmini belli ederse namaz caiz olur Çünkü örtü kalın da olsa bundan kaçınmak mümkün değildir 8
Şafiî mezhebinin görüşü ise şöyledir:
Vacip olan, cildin rengini belli etmeyecek elbiseleri giyinmektir İnceliğinden dolayı cildin rengini belli eden bir elbiseyi giymek caiz olmaz Çünkü böyle bir elbise ile tesettür gerçekleşmiş olmaz Yani, inceliğinden dolayı cildin beyazlığını veya siyahlığını gösteren elbise tesettür için kâfi gelmez Yine, elbise kalın olsa da, dokunuşu itibariyle altından avret yerlerinin bir kısmını gösterse yine yeterli şekilde örtünme sağlanmamış olur Diz kapakları ve uyluklar gibi bedenin incelik ve kalınlığını belli eden bir elbise ile kılınan namaz sahihtir, çünkü tesettür sağlanmış demektir Fakat azaları belli etmeyecek şekilde bir örtü kullanmak müstehaptır
Bütün bu nakillerden şöyle bir neticeye varmak mümkündündür:
Kadının yabancı erkeklerin yanında giymiş olduğu tenin rengini belli edecek ve gösterecek şekilde ince ise bununla örtünme gerçekleşmiş olmayacağından giyilmesi caiz olmaz Bu giyecek, bir elbise, gömlek ve etek olduğu gibi, başörtüsü ve çorap da olabilir Fakat gerek çorap olsun, gerekse başörtüsü ve diğer giyecekler olsun kalın oluyor da, altını göstermiyorsa böyle bir elbisenin giyilmesi caizdir Çünkü çorap ve başörtüsü ne kadar kalın olursa olsun mutlaka bacağın ve başın şeklini belli edecektir Fakat vücudun azalarını iyice belli edecek şekilde giyilen dar pantolon ve dar gömlekle namaz sahih olsa da, bakanların dikkatini çekip tahrik edeceğinden meşru görülmez Merhum İbn-i Âbidin de eserinde bu hususa işaret etmektedir 10
1 Ebû Dâvud, Libas:31
2 Müslim, Libas -125
3 Muvatta', Libas:4
4 Beyhakî Sünen, 2:235
5 el-Mebsût, 10:155-
6 Halebî-i Sağır, s 141 l Menânü'l-Celü, 1:136
8 İbni Kudâme el-Muğnî, 1:337
9 Afeaeıtf el-Mecmû, 3:170-172
10 Reddü'l-Muhtar, 5:238
Mehmed Paksu
|