Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
abdullah, bin, hayatı, kimdir, revâhâ

Abdullah Bin Revaha Kimdir Hayatı

Eski 09-01-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Abdullah Bin Revaha Kimdir Hayatı



Abdullah Bin Revaha Kimdir, Hayatı

Abdullah Bin Revaha hayatı,

Abdullah Bin Revaha biyografisi

Abdullah Bin Revaha Kimdir, Hayatı

Fahr-i âlem’in İslâmı tebliğ ettiği yıllarda yörenin bütün gençleri şiir yazar Ama Abdullah çok farklıdır, Hicaz gibi şair kaynayan bir diyarda öne çıkar, unutulmaz beytlere imza atar Her edip gibi o da söylenmeyen sözleri söylemeye, yazılmayan mısraları yazmaya bakar, taaa ki Ta ki Kur’an-ı kerimle tanışıncaya kadar

Hani altının kıymetini sarraf bilir derler ya, ayet-i kerimeleri görünce şairliğinden utanır, karalamalarını yırtar atar Şimdi yapılacak tek şey vardır, Allah’ın Resulünü bulmak ve ona teslim olmak

Abdullah bin Revâha ve arkadaşları “İkinci Akabe Biatı”nda Server-i Kâinat ile buluşma şerefine nail olurlar

Efendimiz onları nezaketle İslâm’a davet eder ve “Allahü teâlâ’dan başka ilâh olmadığına ve benim Allah’ın Resûlü olduğuma şehadet etmeli, namazınızı kılacağınıza, zekat ve sadaka vereceğinize, neşeli ve neşesiz zamanlarınızda sözlerimi dinleyeceğinize, emirlerime boyun eğeceğinize, darlıkta ve varlıkta muhtaçlara yardımcı olacağınıza, kimsenin kınamasından korkmaksızın Allah için hakkı söyleyeceğinize, iyiliği emredip kötülüklerden sakındıracağınıza söz vermelisiniz” buyururlar

Sadık sahabe

Medineliler sorarlar “Ya Resulallah bunları yapanlara ne var?”

-Allahü teâlâ’nın rızası ve Cennet var!

Onlar da iman ve biat eder, ikisine birden kavuşurlar

Efendimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem) Hicreti müteakiben Muhacirlerle, Ensarı kaynaştırmaya çalışır, Revâha’nın oğlunu da Mikdâd bin Esved ile kardeş yaparlar

Her sahabe gibi Hazret-i Abdullah da Server-i âlem’e ölümüne sadıktır Bir keresinde mescide yaklaşmıştır ki Efendimiz cemaate “oturunuz!” buyururlar Hazret-i Abdullah yol ortasında olmasına rağmen derhal diz çöker, hutbe bitinceye kadar kıpırdamaz Efendimiz çok hislenir “Hak teâlâ, Allah’a ve Resulüne itaatte hırsını artırsın” buyururlar

Oktan tesirli

O günlerde Yahudilerin başına geçen Esir bin Zürâm’a huzur batar, olmadık bahanelerle fitne kaynatır, kan dökmek için fırsat arar Yetmez Gatfan Aşiretini de ayağa kaldırır çirkin hesaplar yapar Abdullah bin Revâha 30 arkadaşı ile yanlarına gider ve Züram’a yaptıklarının hoş olmadığını anlatır Onu “sükunetin tesisine” ikna eder, hatta anlaşma için Medine’ye çağırır Züram da yanına 30 adam alarak onlara katılır Ancak bir konak bile gitmeden cayar, geri dönmeye kalkar Gerginlik alevlenir, Yahudiler ellerini kılıçlarına atarlar Bu coğrafyada eller kabzaya gitti mi dönüş olmaz Sayıları eşittir ama mücahidler tek fire vermeden Yahudi silahşörleri kırarlar Bu fitnenin susması ile müminler çok rahatlar

Server-i Kâinat, Hudeybiye Anlaşmasının ardından umre yapmayı arzularlar Mekke’ye girdiklerinde şirin Kusva’nın (develerinin) yularını Abdullah bin Revâha tutar Bir yandan yol açar, bir yandan da emsalsiz beyitlerle müşriklere çağrı yapar Haddi zatında sahabeler Resulallah’ın yanında seslerini yükseltmez, hele hele Harem-i şerifte çıt çıkartmazlar Hazret-i Ömer bir kaş göz hareketiyle bunları hatırlatırsa da, Efendimiz “Mani olma Ya Ömer” buyururlar: “Allahü teâlâ’ya yemin ederim ki onun sözleri müşriklere ok yağdırmaktan daha çok tesir eder Ey Revâha’nın oğlu sen bildiğin gibi yap!”

Vakit gelince

Hicretin 8 yılında Busra Emiri, Resulullah’ın mektubunu taşıyan elçiyi katleder ve durduk yerde Müslümanlara savaş açar Efendimiz 3 bin kişilik bir ordu hazırlar, başına Zeyd bin Harise’yi atarlar Resûl-i Ekrem “Zeyd bin Harise şehid olursa yerine Cafer bin Ebî Talib geçsin, o şehid olursa yerine Abdullah bin Revâha geçsin o da şehid olursa kumandan olarak aranızdan münasip birini seçin” buyururlar ki adı geçen mücahidlerin şehid olacakları bellidir

Allah’ın Habibi bu orduyu “Vedâ yokuşu”na kadar uğurlar, Hazret-i Abdullah’a dönüp “Sen yarın Allah’a pek az secde edilen bir diyara varacaksın” buyururlar “orada namazları çoğalt!”

-Ya Resulallah bir nasihat daha

-Daima Allahü teâlâ’yı zikret, zira zikr umduğuna ermende yardımcı olur

-Başüstüne ey Allah’ın Resûlü

-Haydi şimdi Allah’ın ismi ile gazâ edin, Allah düşmanlarıyla çarpışın Nasranilerin kiliselerinde halktan ayrılmış kendilerini ibâdete vermiş birtakım kimseler bulacaksınız, sakın onlara dokunmayın Ne bir kadın, ne süt emen bir çocuk, ne de bir pir-i fani ağlasın Ne bir ağaç yakın, ne de bir ev yıkın Sadece şeytanların yuvalandığı başları koparın!”

Abdullah bin Revâha, Efendimizi bir daha dünya gözüyle göremeyeceğinin farkındadır, hasret şimdiden dayanılmaz olur, ayrılık acısı yüreğini dağlar Hüzünlü bir sesle: “Eyvah! Arkada kaldı Allah’ın sevgilisi / Eyvah! Uzakta kaldı dostların hayırlısı” diye mırıldanırlar

Yola çıktıklarında Abdullah çok ağlar Sebebini soran arkadaşına “Kur’an-ı kerim’de buyuruldu ki” der “Muhakkak biliniz ki içinizden / kimse yoktur ki geçmesin cehennemden / Şimdi o cehenneme nasıl dayanırım ben? / Mağfiret diliyorum Rahman olan Rabbimden / Vücudum al kanlara boyansın darbelerden / Naaşımı görenler desinler ‘bu ne saadet’ / Abdullah mı? Şehit olmuş nihayet!


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.