02-24-2009
|
#1
|
Şengül Şirin
|
"Bu Nasıl Adalet?"
Ülkelerin birinde tuttuğunu koparan,yiğit bir genç yaşardı O kadar kuvvetliydi ki bileği bükülmezdi Lakin kısmeti kapalı,rızkı kesikti Ne akşam yemeği bulabiliyordu ne de sabah yiyeceği Yiğitlikle geçinmesimümkün olmadığından,karnını doyurmak için sırtında toprak taşırdı Daima gönlü üzüntülü,hayatı perişandı
"Başkaları bal içer,kuzu yer;
benim ise ekmeğim katık yüzü görmez Kendinin bile kürkü varken,ben çırılçıplağım Bu nasıl adalet?Ne olur,şu çamur işinde çalışırken ayağım,gönlümün dilediği bir hazineye batsa?Ah,keşke kader yüz gösterse de elime bir define geçse,üzerimdeki sıkıntı bulutları biraz olsun dağılsa!"diye dua ederdi
Bu yiğit delikanlı,günün birinde yine toprağı kazarken çürük bir çene kemiği buldu Yer yer erimiş,bağları çözülmüş,inci dişleri dökülmüştü Fakat bu cansız kelle,dilsiz olduğu halde o duruşuyla ona türlü öğütler veriyordu:
"Efendi,sen yokluğa razı ol İster şeker yemiş,ister dudağının kanını emmiş olsun,toğrağın altında ağzın alacağı şekil sonunda bu değil midir?Sen zamanın döndüğüne üzülme,dünya bizden sonra da dönecektir "
İçine bu manalar doğar doğmaz,delikanlının yüreğindeki sıkıntı uçup gitti
|
|
|