Prof. Dr. Sinsi
|
En'âm Sûresi/Enam Suresi
EN'ÂM SÛRESİ/Enam Suresi
Mekke döneminde inmiştir Kuvvetli görüşe göre, 91, 92, 93, 151, 152 ve 153 âyetler Medine'de inmiştir 165 âyettir Adını 136, 138 ve 139 âyetlerde yer alan
Bismillahirrahmanırrahim
1 Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah'a mahsustur Böyle iken inkar edenler başka şeyleri Rablerine denk tutuyorlar
2 O öyle bir Rab'dır ki, sizi çamurdan yaratmış, sonra (her birinize) bir ecel tayin etmiştir (Kıyametin kopması için) belirlenmiş bir ecel de onun katındadır Siz ise hâlâ şüphe ediyorsunuz
3 Halbuki O, göklerde de Allah'tır, yerde de Sizin gizlinizi de bilir, açığa vurduğunuzu da Sizin daha ne kazanacağınızı da bilir
4 Onlara Rablerinin âyetlerinden hiçbir âyet gelmez ki ondan yüz çevirmesinler
5 Nitekim hak (Kur'an) kendilerine gelince onu yalanladılar Fakat alay ettikleri şeyin haberleri kendilerine ilerde gelecektir
6 Onlardan önce nice nesilleri helak ettiğimizi görmediler mi? Yeryüzünde size vermediğimiz imkan ve iktidarı onlara vermiştik Onlara bol bol yağmur yağdırmıştık Topraklarından nehirler akıttık Sonra da günahları sebebiyle onları helak ettik ve arkalarından başka bir nesil var ettik
7 (Ey Muhammed!) Eğer sana kağıda yazılı bir kitap indirseydik, onlar da elleriyle ona dokunsalardı, yine o inkar edenler, "Bu apaçık büyüden başka bir şey değildir" diyeceklerdi
8 Bir de dediler ki: "Ona (açıktan göreceğimiz) bir melek indirilse ya!" Eğer (öyle) bir melek indirseydik artık iş bitirilmiş olurdu, sonra da kendilerine göz açtırılmazdı (Hemen helak edilirlerdi)
9 Eğer onu (Peygamberi) bir melek kılsaydık yine onu bir adam (suretinde) yapardık ve onları yine içinde bulundukları karmaşaya düşürmüş olurduk
10 (Ey Muhammed!) Andolsun, senden önce de birçok peygamber alaya alınmıştı da onlarla alay edenleri, alay ettikleri şey kuşatıp mahvetmişti
11 De ki: "Yeryüzünde gezin dolaşın da (Peygamberleri) yalanlayanların sonu nasıl olmuş bir görün "
12 De ki: "Şu göklerdekiler ve yerdekiler kimindir?" "Allah'ındır" de O merhamet etmeyi kendine gerekli kıldı Andolsun sizi mutlaka kıyamet gününe toplayacak Bunda hiç şüphe yok Kendilerini ziyana uğratanlar var ya, işte onlar inanmazlar
13 Gece ve gündüzde barınan her şey onundur O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir
14 De ki: "Göklerin ve yerin yaratıcısı olan, beslediği halde beslenmeye ihtiyacı olmayan Allah'tan başkasını mı dost edineceğim " De ki: "Bana, (Allah'a) teslim olanların ilki olmam emredildi ve sakın Allah'a ortak koşanlardan olma (denildi) "
15 De ki: "Ben Rabbime isyan edersem gerçekten, büyük bir günün (kıyamet gününün) azabından korkarım "
16 (O günün azabı) kimden savuşturulursa gerçekten (Allah) ona acımıştır İşte bu apaçık kurtuluştur
17 Şayet Allah sana bir zarar dokundursa bunu O'ndan başka giderecek yoktur Fakat sana bir hayır dokunduracak olsa onu da kimse gideremez Bil ki O her şeye hakkıyla gücü yetendir
18 O, kullarının üstünde mutlak hakimiyet sahibidir O, hüküm ve hikmet sahibidir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır
19 De ki: "Şahitlik bakımından hangi şey daha büyüktür?" De ki: "Allah benimle sizin aranızda şahittir İşte bu Kur'an bana, onunla sizi ve eriştiği herkesi uyarayım diye vahyolundu Gerçekten siz mi Allah ile beraber başka ilahlar olduğuna şahitlik ediyorsunuz?" De ki: "Ben şahitlik etmem O, ancak tek bir ilahtır ve şüphesiz ben sizin Allah'a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım "
20 Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (Peygamberi) kendi öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar Kendilerini ziyana sokanlar var ya, işte onlar inanmazlar
21 Kim Allah'a karşı yalan uydurandan, ya da onun âyetlerini yalanlayandan daha zalimdir? Şüphesiz ki, zalimler kurtuluşa eremez
22 Onları tümüyle (mahşere) toplayıp da Allah'a ortak koşanlara, "Nerede, ilah olduklarını iddia ettiğiniz ortaklarınız?" diyeceğimiz günü hatırla
23 Sonunda onların manevraları, "Rabbimiz Allah'a andolsun ki biz (ona) ortak koşanlar değildik" demelerinden başka bir şey olmayacaktır
24 Bak kendilerine karşı nasıl yalan söylediler ve iftira edip durdukları şeyler (uydurma ilahları) onları nasıl yüzüstü bırakıp kayboluverdi?
25 İçlerinden, (Kur'an okurken) seni dinleyenler de var Onu anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler (gereriz), kulaklarına ağırlık koyarız Her türlü mucizeyi görseler de onlara inanmazlar Hatta tartışmak üzere sana geldiklerinde inkâr edenler, "Bu (Kur'an) evvelkilerin masallarından başka bir şey değil" derler
26 Onlar başkalarını ondan (Kur'an'dan) alıkoyarlar, hem de kendileri ondan uzak kalırlar Onlar farkına varmaksızın, ancak kendilerini helak ediyorlar
27 Ateşin karşısında durdurulup da, "Ah, keşke dünyaya geri döndürülsek de Rabbimizin âyetlerini yalanlamasak ve mü'minlerden olsak" dedikleri vakit (hallerini) bir görsen!
28 Hayır, (bu yakınmaları) daha önce gizlemekte oldukları şeyler onlara göründü (de ondan) Eğer çevrilselerdi elbette kendilerine yasaklanan şeylere yine döneceklerdi Şüphesiz onlar yalancıdırlar
29 Derler ki: "Hayat ancak dünya hayatımızdır Artık biz bir daha diriltilecek de değiliz "
30 Rab'lerinin huzurunda durduruldukları vakit (hallerini) bir görsen! (Allah) diyecek ki: "Nasıl, şu (dirilmek) gerçek değil miymiş?" Onlar, "Evet, Rabbimiz'e andolsun ki, gerçekmiş" diyecekler (Allah), "Öyleyse inkar etmekte olduğunuzdan dolayı tadın azabı!" diyecek
31 Allah'ın huzuruna çıkmayı yalanlayanlar gerçekten ziyana uğramıştır Nihayet onlara ansızın o saat (kıyamet) gelip çatınca bütün günahlarını sırtlarına yüklenerek, "Hayatta yaptığımız kusurlardan ötürü vay halimize!" diyecekler Dikkat edin, yüklendikleri günah yükü ne kötüdür!
32 Dünya hayatı ancak bir oyun ve bir eğlencedir Elbette ki ahiret yurdu Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için daha hayırlıdır Hâlâ akıllanmayacak mısınız?
33 Ey Muhammed! Biz çok iyi biliyoruz ki söyledikleri elbette seni incitiyor Onlar gerçekte seni yalanlamıyorlar; fakat o zalimler Allah'ın âyetlerini inadına inkâr ediyorlar
34 Andolsun ki, senden önce de bir çok Peygamberler yalanlanmıştı da onlar yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine karşı sabretmişler ve nihayet kendilerine yardımımız yetişmişti Allah'ın kelimelerini değiştirebilecek bir güç de yoktur Andolsun peygamberler ile ilgili haberlerin bir kısmı sana gelmiş bulunuyor
35 Eğer onların yüz çevirmeleri sana ağır geldiyse; bir delik açıp yerin dibine inerek, yahut bir merdiven kurup göğe çıkarak onlara bir mucize getirmeye gücün yetiyorsa durma, yap! Eğer Allah dileseydi elbette onları hidayet üzere toplardı O halde sakın cahillerden olma
36 (Davete), ancak (bütün kalpleriyle) kulak verenler uyar (Kalben) ölüleri ise (yalnızca) Allah diriltir Sonra da hepsi ona döndürülürler
37 Dediler ki: "Ona Rabbinden bir mucize indirilse ya!" (Ey Muhammed!) De ki: "Şüphesiz Allah'ın, bir mucize indirmeğe gücü yeter Fakat onların çoğu bilmiyor "
38 Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir Biz Kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp getirilecekler
39 Âyetlerimizi yalanlayanlar karanlıklar içerisindeki bir takım sağırlar ve dilsizlerdir Allah kimi dilerse onu şaşırtır 8 Kimi de dilerse onu dosdoğru yol üzere kılar
40 (Ey Muhammed!) De ki: "Söyleyin bakalım Acaba size Allah'ın azabı gelse veya size kıyamet saati gelip çatsa (böyle bir durumda) siz Allah'tan başkasını mı çağırırsınız? Eğer (putların size yararı dokunduğu iddianızda) doğru söyleyenlerseniz (haydi onları yardıma çağırın)
41 Hayır! (Bu durumda) yalnız ona dua edersiniz, o da dilerse (kurtulmak için) dua ettiğiniz sıkıntıyı giderir ve siz o an Allah'a ortak koştuklarınızı unutursunuz "
42 Andolsun, senden önce bir takım ümmetlere de peygamberler gönderdik (Peygamberlerini dinlemediler ) Sonunda, yalvarsınlar da tövbe etsinler diye onları şiddetli yoksulluk ve darlıklarla yakaladık
43 Hiç olmazsa onlara azabımız geldiği zaman yakarıp tövbe etselerdi ya  Fakat (onu yapmadılar) kalpleri katılaştı Şeytan da yapmakta olduklarını zaten onlara süslü göstermişti
44 Derken onlar kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında, (önce) üzerlerine her şeyin kapılarını açtık Sonra kendilerine verilenle sevinip şımardıkları sırada onları ansızın yakaladık da bir anda tüm ümitlerini kaybedip yıkıldılar
45 Böylece zulmeden o toplumun kökü kesildi Hamd, âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur
46 De ki: "Ne dersiniz, eğer Allah sizin kulağınızı ve gözlerinizi alır, kalplerinizi de mühürlerse, Allah'tan başka onu size (geri) getirecek ilah kimmiş?" Bak, biz âyetleri değişik biçimlerde nasıl açıklıyoruz, sonra onlar nasıl yüz çeviriyorlar?
47 De ki: "Ne dersiniz, Allah'ın azabı size beklenmedik bir anda veya açıktan açığa gelse, zalimler toplumundan başkası mı helak edilecek?"
48 Biz peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz Kim iman eder ve kendini düzeltirse onlara korku yoktur Onlar mahzun da olacak değillerdir
49 Âyetlerimizi yalanlayanlara ise, yapmakta oldukları fasıklık sebebiyle azap dokunacaktır
50 De ki: "Ben size, Allah'ın hazineleri benim yanımdadır' demiyorum Ben gaybı da bilmem Size Ben bir meleğim' de demiyorum Ben sadece, bana gönderilen vahye uyuyorum " De ki: "Görmeyenle gören bir olur mu? Siz hiç düşünmez misiniz?"
51 Kendileri için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir şefaatçi bulunmaksızın, Rab'lerinin huzurunda toplanmaktan korkanları, Allah'a karşı gelmekten sakınsınlar diye, onunla (Kur'an ile) uyar
52 Rab'lerinin rızasını isteyerek sabah akşam ona dua edenleri yanından kovma Onların hesabından sana bir şey yok, senin hesabından da onlara bir şey yok ki onları kovasın Eğer kovarsan zalimlerden olursun
53 Böylece insanların bazısını bazısı ile denedik ki, "Allah aramızdan şu adamları mı iman nimetine layık gördü?" desinler Allah şükreden kullarını daha iyi bilen değil mi?
54 Âyetlerimize iman edenler sana geldikleri zaman de ki: "Selam olsun size! Rabbiniz kendi üzerine rahmeti (merhameti) yazdı Şöyle ki: Sizden kim cahillikle bir kabahat işler de sonra peşinden tövbe eder, kendini düzeltirse (bilmiş olun ki) O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir "
55 Suçluların yolu da açığa çıksın diye âyetleri işte böyle ayrı ayrı açıklarız
56 De ki: "Sizin, Allah'tan başka ibadet ettiğiniz şeylere ibadet etmem bana kesinlikle yasaklandı Ben sizin arzularınıza uymam (Uyarsam) o takdirde sapmış olurum, hidayete erenlerden olmam "
57 De ki: "Şüphesiz ben, Rabbimden (gelen) kesin bir belge üzereyim Siz ise onu yalanladınız Sizin acele istediğiniz azap benim elimde değil Hüküm yalnızca Allah'a aittir O, hakkı anlatır O, hakkı batıldan ayırt edenlerin en hayırlısıdır "
58 De ki: "Sizin acele istediğiniz azap şayet benim elimde olsaydı benimle sizin aranızda iş elbette bitirilmiş olurdu " Allah zalimleri daha iyi bilir
59 Gaybın anahtarları yalnızca O'nun katındadır Onları ancak O bilir Karada ve denizde olanı da bilir Hiçbir yaprak düşmez ki onu bilmesin Yerin karanlıklarında da hiçbir tane, hiçbir yaş, hiçbir kuru şey yoktur ki apaçık bir kitapta (Allah'ın bilgisi dahilinde, Levh-i Mahfuz'da) olmasın
60 O, geceleyin sizi ölü gibi kendinizden geçirip alan (uyutan) ve gündüzün kazandıklarınızı bilen, sonra da belirlenmiş eceliniz tamamlanıncaya kadar gündüzleri sizi tekrar diriltendir (uyandırandır) Sonra dönüşünüz yalnız O'nadır Sonra O, işlemekte olduklarınızı size haber verecektir
61 O, kullarının üstünde mutlak hakimiyet sahibidir Üzerinize de koruyucu melekler gönderir Nihayet birinize ölüm geldiği vakit (görevli) elçilerimiz onun canını alır ve onlar görevlerinde asla kusur etmezler
62 Sonra hepsi, gerçek sahipleri Allah'a döndürülürler İyi bilin ki hüküm yalnız O'nundur O, hesap görenlerin en çabuğudur
63 De ki: "Sizler, açıktan ve gizlice ona Eğer bizi bundan kurtarırsa elbette şükredenlerden olacağız' diye dua ederken, sizi karanın ve denizin karanlıklarından (tehlikelerinden) kim kurtarır?"
64 De ki: "Onlardan ve her türlü sıkıntıdan sizi Allah kurtarır Ama siz yine de ona ortak koşuyorsunuz "
65 De ki: "O size üstünüzden (gökten) veya ayaklarınızın altından (yerden) bir azap göndermeğe, ya da sizi grup grup birbirinize düşürmeğe ve kiminizin şiddetini kiminize tattırmaya gücü yetendir " Bak, anlasınlar diye, âyetleri değişik biçimlerde nasıl açıklıyoruz
66 O (Kur'an) hak olduğu halde kavmin onu yalanladı De ki: "Ben size vekil (sizden sorumlu) değilim "
67 Her haberin gerçekleşeceği bir zamanı vardır İleride bileceksiniz
68 Âyetlerimiz hakkında dedikoduya dalanları gördüğün vakit başka bir söze dalıncaya kadar onlardan yüz çevir, uzaklaş Şayet şeytan sana unutturursa hatırladıktan sonra (kalk), o zalimler grubu ile beraber oturma
69 Allah'a karşı gelmekten sakınanlara, onların hesabından bir şey (sorumluluk) yoktur Fakat üzerlerine düşen bir hatırlatmadır Belki sakınırlar
70 Dinlerini oyun ve eğlence edinenleri ve dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları bırak Hiç kimsenin kazandığı yüzünden mahrumiyete sürüklenmemesi için Kur'an ile öğüt ver Yoksa ona Allah'tan başka ne bir dost vardır, ne de bir şefaatçi (Kurtuluşu için) her türlü fidyeyi verse de bu ondan kabul edilmez İşte onlar kazandıkları yüzünden helake sürüklenmiş kimselerdir Küfre saplanıp kalmalarından dolayı onlara çılgınca kaynamış bir içecek ve elem dolu bir azap vardır
71 De ki: "Allah'ı bırakıp da bize faydası olmayan, zararı da dokunmayan şeylere mi tapalım? Allah bizi hidayete kavuşturduktan sonra gerisin geri (şirke) mi döndürülelim? Arkadaşları bize gel!' diye doğru yola çağırdıkları halde, yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşıp şeytanların ayarttığı kimse gibi mi (olalım)?" De ki: "Hiç şüphesiz asıl doğru yol Allah'ın yoludur Bize âlemlerin Rabbine boyun eğmek emrolundu "
72 Bir de, bize, "Namazı dosdoğru kılın ve Allah'a karşı gelmekten sakının" diye emrolundu O, huzurunda toplanacağınız Allah'tır
73 O, gökleri ve yeri, hak ve hikmete uygun olarak yaratandır Allah'ın "ol" deyip de her şeyin oluvereceği günü hatırla O'nun sözü gerçektir Sûra üflendiği gün de mülk (hükümranlık) onundur Gaybı da, görülen âlemi de bilendir O, hüküm ve hikmet sahibidir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır
74 Hani İbrahim babası Âzer'e, "Sen putları ilah mı ediniyorsun? Şüphesiz, ben seni de, kavmini de apaçık bir sapıklık içinde görüyorum" demişti
75 İşte böylece İbrahim'e göklerdeki ve yerdeki hükümranlığı ve nizamı gösteriyorduk ki kesin ilme erenlerden olsun
76 Üzerine gece karanlığı basınca bir yıldız gördü "İşte Rabbim!" dedi Yıldız batınca da, "Ben öyle batanları sevmem" dedi
77 Ay'ı doğarken görünce de, "İşte Rabbim!" dedi Ay da batınca, "Andolsun ki, Rabbim bana doğru yolu göstermezse mutlaka ben de sapıklardan olurum" dedi
78 Güneşi doğarken görünce de, "İşte benim Rabbim! Bu daha büyük" dedi O da batınca (kavmine dönüp), "Ey kavmim!" Ben sizin Allah'a ortak koştuğunuz şeylerden uzağım" dedi
79 "Ben hakka yönelen birisi olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndürdüm Ben Allah'a ortak koşanlardan değilim "
80 Kavmi onunla tartışmaya girişti Dedi ki: "Beni doğru yola iletmişken Allah hakkında benimle tartışmaya mı kalkışıyorsunuz? Hem sizin ona ortak koştuklarınızdan ben korkmam; ancak Rabbim'in bir şey dilemiş olması başka Rabbim'in ilmi her şeyi kuşatmıştır Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız?"
81 "Allah'ın, size, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri ona ortak koşmaktan korkmuyorsunuz da, ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden ne diye korkayım? Öyle ise iki taraftan hangisi güvende olmaya daha layıktır? Eğer biliyorsanız söyleyin "
82 İman edip de imanlarına zulmü (şirki) bulaştırmayanlar var ya; işte güven onların hakkıdır Doğru yolu bulmuş olanlar da onlardır
83 İşte kavmine karşı İbrahim'e verdiğimiz delillerimiz  Biz dilediğimiz kimsenin derecelerini yükseltiriz Şüphesiz ki Rabbin hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir
84 Biz ona İshak'ı ve Yakub'u armağan ettik Hepsini hidayete erdirdik Daha önce Nûh'u da hidayete erdirmiştik Zürriyetinden Dâvud'u, Süleyman'ı, Eyyub'u, Yûsuf'u, Mûsâ'yı ve Hârûn'u da İyilik yapanları işte böyle mükafatlandırırız
85 Zekeriya'yı, Yahya'yı, İsa'yı, İlyas'ı doğru yola erdirmiştik Bunların hepsi salih kimselerden idi
86 İsmail'i, Elyasa'ı, Yûnus'u ve Lût'u da hidayete erdirmiştik Her birini âlemlere üstün kılmıştık
87 Babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bir kısmını da Bütün bunları seçtik ve bunları dosdoğru bir yola ilettik
88 İşte bu, Allah'ın hidayetidir ki, kullarından dilediğini buna iletip yöneltir Eğer onlar da Allah'a ortak koşsalardı bütün yaptıkları boşa gitmişti
89 Onlar kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir Eğer şunlar (inanmayanlar) bunları tanımayıp inkar ederlerse, biz onları inkar etmeyecek olan bir kavmi, onlara vekil kılmışızdır
90 İşte, o peygamberler, Allah'ın doğru yola ilettiği kimselerdir (Ey Muhammed!) Sen de onların tuttuğu yola uy De ki: "Bu tebliğe karşı sizden bir ücret istemiyorum O (Kur'an), bütün âlemler için ancak bir uyarıdır "
91 Allah'ın kadrini gereği gibi bilemediler Çünkü, "Allah hiç kimseye hiçbir şey indirmedi" dediler De ki: "Mûsâ'nın insanlara bir nur ve hidayet olarak getirdiği, parça parça kağıtlar haline koyup ortaya çıkardığınız, pek çoğunu ise gizlediğiniz; (kendisiyle) ne sizin, ne babalarınızın bilmediği şeylerin size öğretildiği Kitab'ı kim indirdi?" (Ey Muhammed!) "Allah" (indirdi) de, sonra bırak onları, içine daldıkları batakta oynayadursunlar
92 İşte bu (Kur'an) da, bereket kaynağı, kendinden öncekileri (ilahi kitapları) tasdik eden ve şehirler anasını (Mekke'yi) ve bütün çevresini (tüm insanlığı) uyarasın diye indirdiğimiz bir kitaptır Ahirete iman edenler, ona da inanırlar Onlar namazlarını vaktinde kılarlar
93 Allah'a karşı yalan uyduran veya kendine bir şey vahyedilmemişken, "Bana vahyolundu" diyen, ya da "Allah'ın indirdiğinin benzerini ben de indireceğim" diye laf eden kimseden daha zalim kimdir? Zalimlerin şiddetli ölüm sancıları içinde çırpındığı; meleklerin, ellerini uzatmış, "Haydi canlarınızı kurtarın! Allah'a karşı doğru olmayanı söylediğiniz, ve onun âyetlerinden kibirlenerek yüz çevirdiğiniz için bugün aşağılayıcı azap ile cezalandırılacaksınız" diyecekleri zaman hallerini bir görsen!
94 Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi teker teker bize geldiniz Size verdiğimiz dünyalık nimetleri de arkanızda bıraktınız Hani hakkınızda Allah'ın ortakları olduğunu zannettiğiniz şefaatçilerinizi de yanınızda görmüyoruz? Artık aranızdaki bağlar tamamen kopmuş ve (Allah'ın ortağı olduklarını) iddia ettikleriniz sizi yüzüstü bırakıp kaybolmuşlardır
95 Şüphesiz Allah, taneyi ve çekirdeği yarıp filizlendirendir Ölüden diriyi çıkarır Diriden de ölüyü çıkarandır İşte budur Allah! Peki (ondan) nasıl çevriliyorsunuz?
96 O, karanlığı yarıp sabahı çıkarandır Geceyi dinlenme zamanı, güneşi ve ayı da ince birer hesap ölçüsü kıldı Bütün bunlar mutlak güç sahibinin, hakkıyla bilenin takdiridir (ölçüp biçmesidir)
97 O, sayelerinde, kara ve denizin karanlıklarında yolunuzu bulasınız diye sizin için yıldızları yaratandır Bilen bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıkladık
98 O, sizi bir tek candan yaratandır Sizin bir karar kılma yeriniz, bir de emanet bırakılma yeriniz var Biz anlayan bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıklamışızdır
99 O gökten su indirendir İşte biz onunla her türlü bitkiyi çıkarıp onlardan yeşillik meydana getirir ve o yeşil bitkilerden, üst üste binmiş taneler, -hurma ağacının tomurcuğunda da aşağıya sarkmış salkımlar- üzüm bahçeleri, zeytin ve nar çıkarırız: (Herbiri) birbirine benzer ve (her biri) birbirinden farklı Bunların meyvesine, bir meyve verdiği zaman, bir de olgunlaştığı zaman bakın Şüphesiz bunda inanan bir topluluk için (Allah'ın varlığını gösteren) ibretler vardır
100 Bir de cinleri Allah'a bir takım ortaklar yaptılar Oysa onları o yarattı Bilgisizce Allah'a oğullar ve kızlar da uydurdular O, onların niteledikleri şeylerden uzaktır, yücedir
101 O, gökleri ve yeri örnekleri yokken yaratandır O'nun bir eşi olmadığı halde nasıl bir çocuğu olabilir? Halbuki her şeyi O yarattı O her şeyi hakkıyla bilendir
102 İşte sizin Rabbiniz Allah Ondan başka hiçbir ilah yoktur O her şeyin yaratıcısıdır Öyle ise O'na kulluk edin O her şeye vekil (her şeyi yöneten, görüp gözeten)dir
103 Gözler onu idrak edemez ama O, gözleri idrak eder " O, en gizli şeyleri bilendir, (her şeyden) hakkıyla haberdar olandır
104 Rabbinizden size gerçekleri gösteren deliller geldi Artık kim gözünü açar hakkı idrak ederse kendi yararına, kim de (hakkın karşısında) körlük ederse kendi zararınadır Ben başınızda bekçi değilim
105 Onlar, "Sen iyi ders almışsın" desinler diye ve bir de bilen bir toplum için onu (Kur'an'ı) açıklayalım diye âyetleri değişik biçimlerde işte böylece açıklıyoruz
106 Ey Muhammed! Sen, Rabbinden sana vahyedilene uy Ondan başka hiçbir ilah yoktur Allah'a ortak koşanlardan yüz çevir
107 Allah dileseydi ortak koşmazlardı Biz seni onların başına bir bekçi yapmadık Sen onlara vekil (onlardan sorumlu) da değilsin
108 Onların, Allah'ı bırakıp tapındıklarına sövmeyin, sonra onlar da haddi aşarak, bilgisizce Allah'a söverler Böylece her ümmete yaptıklarını süslü gösterdik Sonra dönüşleri ancak Rablerinedir O, yapmakta olduklarını kendilerine bildirecektir
109 Eğer kendilerine (başka) bir mucize gelirse mutlaka ona inanacaklarına dair en güçlü yeminleriyle Allah'a yemin ettiler De ki: "Mucizeler ancak Allah katındadır O mucizeler geldiği vakit de inanmayacaklarını siz ne bileceksiniz?"
110 Biz onların kalplerini ve gözlerini ters döndürürüz de ilkin ona iman etmedikleri gibi (mucize geldikten sonra da inanmazlar) ve yine onları azgınlıkları içinde bırakırız da bocalar dururlar
111 Biz onlara melekleri de indirseydik, kendileriyle ölüler de konuşsaydı ve her şeyi karşılarında (hakikatın şahidleri olarak) toplasaydık Allah dilemedikçe yine de iman edecek değillerdi Fakat onların çoğu bilmiyorlar
112 İşte böylece biz her Peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı laflar fısıldarlar Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı O halde onları iftiralarıyla baş başa bırak
113 Bir de (şeytanlar), ahirete inanmayanların gönülleri bu yaldızlı sözlere meyletsin, onlardan hoşlansınlar ve işleyecekleri günahları işlesinler diye (bu fısıldamayı yaparlar)
114 "Size Kitab'ı (Kur'an'ı) hak olarak indiren O iken ben Allah'tan başka bir hakem mi arayacağım?" (de) Kendilerine kitap verdiklerimiz de onun, Rabbin katından hak olarak indirilmiş olduğunu bilirler O halde sakın şüphecilerden olma
115 Rabbinin kelimesi (Kur'an) doğruluk ve adalet bakımından tamdır Onun kelimelerini değiştirebilecek yoktur O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir
116 Eğer yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece yalan uyduruyorlar
117 Şüphesiz senin Rabbin, yolundan sapanı çok iyi bilir ve yine O doğru yolu bulanları en iyi bilendir
118 Artık, âyetlerine inanan kimseler iseniz üzerine Allah'ın ismi anılarak kesilmiş hayvanlardan yiyin
119 Allah, yemek zorunda kaldıklarınız dışında size neleri haram kıldığını tek tek açıklamışken, üzerine adının anıldığı hayvanları yememenizin sebebi nedir Gerçekten birçokları nefislerinin arzularına uyarak bilmeden (halkı) saptırıyorlar Şüphesiz senin Rabbin, haddi aşanları çok iyi bilir
120 Günahın açığını da bırakın, gizlisini de Çünkü günah kazananlar yaptıkları karşılığında cezalandırılacaklardır
121 Üzerine Allah adı anılmayan (hayvan)lardan yemeyin Çünkü bu şekilde davranış fasıklıktır Bir de şeytanlar kendi dostlarına sizinle mücadele etmeleri için mutlaka fısıldarlar Onlara boyun eğerseniz şüphesiz siz de Allah'a ortak koşmuş olursunuz 25
122 Ölü iken dirilttiğimiz ve kendisine, insanlar arasında yürüyeceği bir nur verdiğimiz kimsenin durumu, hiç, karanlıklar içinde kalmış, bir türlü ondan çıkamamış kimsenin durumu gibi olur mu? İşte kafirlere, işlemekte oldukları çirkinlikler böyle süslü gösterilmiştir
123 İşte böyle, her memlekette günahkârları oranın ileri gelenleri kıldık ki oralarda hilekârlık etsinler Halbuki onlar hilekârlığı ancak kendilerine yaparlar Ama farkında olmuyorlar
124 Onlara bir âyet geldiği zaman, "Allah elçilerine verilenin bir benzeri bize de verilinceye kadar asla inanmayacağız" derler Allah elçilik görevini kime vereceğini çok iyi bilir Suç işleyenlere Allah katından bir aşağılık ve yapmakta oldukları hilekârlık sebebiyle çetin bir azap erişecektir
125 Allah her kimi doğruya erdirmek isterse onun göğsünü İslâm'a açar Kimi de saptırmak isterse, onun da göğsünü göğe çıkıyormuşçasına daraltır, sıkar Allah inanmayanlara azap (ve sıkıntıyı) işte böyle verir
126 Bu, Rabbinin dosdoğru yoludur Şüphesiz düşünüp öğüt alacak bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıkladık
127 Rableri katında selam yurdu (cennet) onlarındır Allah, yapmakta oldukları şeylerden dolayı onların dostudur
128 Onların hepsini bir araya toplayacağı gün şöyle diyecektir: "Ey cin topluluğu! İnsanlardan pek çoğunu saptırıp aranıza kattınız " Onların insanlardan olan dostları, "Ey Rabbimiz! Bizler birbirimizden yararlandık ve bize belirlediğin süremizin sonuna ulaştık" diyecekler Allah da diyecek ki: "Allah'ın diledikleri (affettikleri) hariç, içinde ebedi kalmak üzere duracağınız yer ateştir " Ey Muhammed! Şüphesiz senin Rabbin hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir
129 İşte biz, kazanmakta oldukları günahlar sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmına böyle musallat ederiz
130 (O gün Allah şöyle diyecektir "Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu gününüzün gelip çatacağı hakkında sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?" Onlar şöyle diyecekler: "Biz kendi aleyhimize şahitlik ederiz " Dünya hayatı onları aldattı ve kafir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler
131 Bu (peygamberlerin gönderilmesi), Allah'ın, halkları habersizken ülkeleri haksız yere helâk etmeyeceği içindir
132 Herkesin amellerine göre dereceleri vardır Rabbin onların yaptıklarından habersiz değildir
133 Rabbin her bakımdan sınırsız zengindir, rahmet sahibidir Sizi başka bir kavmin soyundan getirdiği gibi, dilerse sizi giderir (yok eder) ve sizden sonra da yerinize dilediğini getirir
134 Şüphesiz size va'd edilen şeyler mutlaka gelecektir Siz bunun önüne geçemezsiniz
135 De ki: "Ey kavmim! Elinizden geleni yapın Ben de (görevimi) yapacağım Ama dünya yurdunun sonucunun kimin olacağını yakında öğreneceksiniz Şüphesiz, zalimler kurtuluşa eremezler
136 Allah'ın yarattığı ekinlerden ve hayvanlardan O'na bir pay ayırdılar ve akıllarınca, "Şu Allah için, şu da bizim ortaklarımız (putlarımız) için" dediler Ortakları için olan Allah'ınkine eklenmiyor Allah için olan ise ortaklarınkine ekleniyor  Ne kötü hükmediyorlar!
137 Yine bunun gibi, Allah'a ortak koşanların çoğuna, koştukları ortaklar, çocuklarını öldürmelerini güzel gösterdi ki; onları helake sürüklesinler ve dinlerini karıştırıp onları yanıltsınlar Eğer Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı Artık sen onları uydurdukları ile baş başa bırak
138 Bir de (asılsız iddialarda bulunarak) dediler ki: "Bunlar yasaklanmış hayvanlar ve ekinlerdir Onları bizim dilediklerimizden başkası yiyemez (Şunlar da) sırtları (binilmesi ve yük yüklemesi) haram edilmiş hayvanlardır " Bir kısım hayvanları da keserken üzerlerine Allah'ın adını anmazlar (Bütün bunları) Allah'a iftira ederek yaparlar Bu iftiraları sebebiyle Allah onları cezalandıracaktır
139 Bir de dediler ki: "Şu hayvanların karınlarındaki yavrular (canlı olursa) sırf erkeklerimize aittir Karılarımıza ise haramdır " Eğer ölü olursa o vakit onda hepsi ortaktırlar Allah onların bu tür nitelemelerinin cezasını verecektir Şüphesiz O, hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir
140 Beyinsizlikleri yüzünden bilgisizce çocuklarını öldürenler, Allah'ın kendilerine verdiği rızkı -Allah'a iftira ederek- haram sayanlar, mutlaka ziyan etmişlerdir Gerçekten onlar sapmışlardır Doğru yolu bulmuş da değillerdir
141 O, çardaklı, çardaksız olarak bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmalıkları ve ekinleri, zeytini ve narı (herbiri) birbirine benzer ve (herbiri) birbirinden farklı biçimde yaratandır Bunlar meyve verince meyvelerinden yiyin Hasat günü de hakkını (öşürünü)3 verin, fakat israf etmeyin Çünkü O, israf edenleri sevmez
142 Yine O, hayvanlardan da irili ufaklı var edendir Allah'ın size rızık olarak verdiğinden yiyin de şeytanın adımlarına uymayın Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır
143 O, (Hayvanlardan) sekiz eşi de yaratandır: (Erkek ve dişi olarak) koyundan iki, keçiden de iki Ey Muhammed! De ki: "Allah iki erkeği mi haram kıldı, yoksa iki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinde bulunan (yavru)ları mı? Eğer doğru söyleyenler iseniz bana bilerek haber verin "
144 Yine (erkek ve dişi olarak) deveden iki, sığırdan da iki De ki: "İki erkeği mi haram kıldı, iki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinde bulunan (yavru)ları mı? Yoksa Allah size bunları haram ettiğinde orada hazır mı idiniz!?" İnsanları bilgisizce saptırmak için Allah'a karşı yalan uyduran kimseden daha zalim kimdir? Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez
145 De ki: "Bana vahyolunan Kur'an'da bir kimsenin yiyecekleri arasında leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o şüphesiz necistir- ya da Allah'tan başkası adına kesilmiş bir (murdar) hayvandan başka, haram kılınmış bir şey bulamıyorum Fakat istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın kim bunlardan yeme zorunda kalırsa yiyebilir " Şüphesiz Rabbin çok bağışlayandır, çok merhametlidir
146 Yahudilere tırnaklı hayvanların hepsini haram kıldık Sığır ve koyunların ise, sırtlarında veya bağırsaklarında bulunanlar, ya da kemiklerine karışanlar dışındaki iç yağlarını (yine) onlara haram kıldık İşte böyle, azgınlıkları sebebiyle onları cezalandırdık Biz elbette doğru söyleyenleriz
147 Eğer seni yalanlarlarsa, de ki: "Rabbiniz geniş rahmet sahibidir (Bununla beraber) suçlu bir toplumdan onun azabı geri çevrilmez "
148 Allah'a ortak koşanlar diyecekler ki: "Eğer Allah dileseydi biz de ortak koşmazdık, babalarımız da Hiçbir şeyi de haram kılmazdık " Onlardan öncekiler de (peygamberlerini) böyle yalanlamışlardı da sonunda azabımızı tatmışlardı De ki: "Sizin (iddialarınızı ispat edecek) bir bilginiz var mı ki onu bize gösteresiniz? Siz ancak kuruntuya uyuyorsunuz ve siz sadece yalan söylüyorsunuz "
149 De ki: "En üstün delil yalnızca Allah'ındır O, dileseydi elbette sizin hepinizi doğru yola iletirdi "
150 De ki: "Haydi, Allah şunu haram kıldı" diye tanıklık yapacak şahitlerinizi getirin Onlar şahitlik etseler de sen onlarla beraber şahitlik etme Âyetlerimizi yalanlayanların ve ahirete inanmayanların azrularına uyma Onlar Rablerine, başka şeyleri denk tutuyorlar
151 (Ey Muhammed!) De ki: "Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım: Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın Anaya babaya iyi davranın Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin Sizi de onları da biz rızıklandırırız (Zina ve benzeri) çirkinliklere, bunların açığına da gizlisine de yaklaşmayın Meşrû bir hak karşılığı olmadıkça Allah'ın haram (dokunulmaz) kıldığı canı öldürmeyin İşte size Allah bunu emretti ki aklınızı kullanasınız "
152 Rüşdüne erişinceye kadar yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapın Biz herkesi ancak gücünün yettiği kadarıyla sorumlu tutarız (Birisi hakkında) konuştuğunuz zaman yakınınız bile olsa adil olun Allah'a verdiğiniz sözü tutun İşte bunları Allah size öğüt alasınız diye emretti
153 İşte bu, benim dosdoğru yolum Artık ona uyun Başka yollara uymayın Yoksa o yollar sizi parça parça edip O'nun yolundan ayırır İşte size bunları Allah sakınasınız diye emretti
154 Sonra iyilik yapanlara nimeti tamamlamak, her şeyi açıklamak, hidayet ve rahmete erdirmek için Mûsâ'ya Kitab'ı (Tevrat'ı) verdik ki Rablerinin huzuruna varacaklarına iman etsinler
155 Bu (Kur'an) da bizim indirdiğimiz bereket kaynağı bir kitaptır Artık ona uyun ve Allah'a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin
156, 157 Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (yahudilere ve hıristiyanlara) indirildi Biz onların okumalarından habersiz idik" demeyesiniz, yahut, "Eğer bize kitap indirilseydi biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk" demeyesiniz, diye bu Kur'an'ı indirdik İşte size Rabbinizden açıkça bir delil, bir hidayet ve bir rahmet geldi Artık Allah'ın âyetlerini yalanlayan ve (insanları) onlardan çeviren kimseden daha zalim kimdir!? İnsanları âyetlerimizden alıkoymaya kalkışanları, yapmakta oldukları engellemeden dolayı azabın en kötüsü ile cezalandıracağız
158 (Ey Muhammed!) Onlar (iman etmek için) ancak kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbi'nin gelmesini ya da Rabbinin bazı âyetlerinin gelmesini mi gözlüyorlar? Rabbi'nin âyetlerinden bazısı geldiği gün, daha önce iman etmemiş veya imanında bir hayır kazanmamış olan bir kimseye (o günki) imanı fayda vermez De ki: "Siz bekleyin Şüphesiz biz de bekliyoruz "
159 Şu dinlerini parça parça edenler ve kendileri de grup grup ayrılmış olanlar var ya, (senin) onlarla hiçbir ilişiğin yoktur Onların işi ancak Allah'a kalmıştır Sonra (O), yapmakta olduklarını kendilerine haber verecektir
160 Kim bir iyilik yaparsa ona on katı vardır Kim de bir kötülük yaparsa o da sadece o kötülüğün misliyle cezalandırılır ve onlara zulmedilmez
161 De ki:"Şüphesiz Rabbim beni doğru bir yola, dosdoğru bir dine, Hakk'a yönelen İbrahim'in dinine iletti O, Allah'a ortak koşanlardan değildi "
162 Ey Muhammed! De ki: "Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir "
163 "O'nun hiçbir ortağı yoktur İşte ben bununla emrolundum Ben müslümanların ilkiyim "
164 De ki: "Her şeyin Rabbi o iken ben başka bir Rab mı arayayım? Herkes günahı yalnız kendi aleyhine kazanır Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın günah yükünü yüklenmez Sonra dönüşünüz ancak Rabbinizedir O size, ihtilaf etmekte olduğunuz şeyleri haber verecektir
165 O, sizi yeryüzünde halifeler (oraya hakim kimseler) yapan, size verdiği nimetler konusunda sizi sınamak için bazınızı bazınıza derece derece üstün kılandır Şüphesiz Rabbin, cezası çabuk olandır Şüphe yok ki O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir
|