Prof. Dr. Sinsi
|
Hûd Sûresi/Hud Suresi
HÛD SÛRESİ/Hud Suresi
Mekke döneminde inmiştir 123 âyettir Sûre, adını içinde söz konusu edilen Hûd peygamberden almıştır Sûrede başlıca tevhit, peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve ceza konuları ele alınmakta ve bunlar bazı peygamberlerin kıssalarıyla desteklenmektedir
Bismillahirrahmanirrahim
1, 2 Elif Lâm Râ Bu Kur'an; âyetleri, hüküm ve hikmet sahibi (bulunan ve her şeyden) hakkıyla haberdar olan Allah tarafından muhkem (eksiksiz, sağlam ve açık) kılınmış, sonra da Allah'tan başkasına kulluk etmeyesiniz diye ayrı ayrı açıklanmış bir kitaptır (De ki) "Şüphesiz ben size O'nun tarafından gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim "
3 Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra da O'na tövbe edin ki sizi belirlenmiş bir süreye (ömrünüzün sonuna) kadar güzel bir şekilde yararlandırsın ve her fazilet sahibine faziletinin karşılığını versin Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin adınıza büyük bir günün azabından korkuyorum
4 Dönüşünüz ancak Allah'adır O, her şeye hakkıyla gücü yetendir
5 İyi bilin ki onlar, O'ndan gizlenmek için, kalplerindeki düşmanlığı gizliyorlar Yine iyi bilin ki, elbiselerine büründükleri zaman bile, Allah onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da bilir Çünkü O, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir
6 Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah'a âit olmasın Her birinin (dünyada) duracakları yeri de, (öldükten sonra) emaneten konulacakları yeri de o bilir Bunların hepsi açık bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da yazılı) dır
7 O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı konusunda sizi imtihan için, henüz Arş'ı su üstünde iken gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratandır Böyle iken "Ölümden sonra şüphesiz diriltileceksiniz" desen, inkarcılar "Mutlaka bu apaçık bir büyüdür" derler
8 Andolsun, biz onlardan azabı belirli bir süreye kadar geciktirsek, o zaman da mutlaka "Onu ne alıkoyuyor?" derler İyi bilin ki, azap onlara geleceği gün, kendilerinden bir daha uzaklaştırılmaz ve alay etmekte oldukları şey, kendilerini çepeçevre kuşatmış olur
9 Eğer insana tarafımızdan bir rahmet (nimet) tattırır da, sonra bunu ondan çekip alırsak, şüphesiz o ümitsiz ve nankör oluverir
10 Ama kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra, ona bir nimet tattırırsak mutlaka, "Kötülükler benden gitti" diyecektir Çünkü o şımarık ve böbürlenen biridir
11 Ancak sabredip salih amel işleyenler böyle değildir İşte onlar için bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır
12 (Ey Muhammed!) Belki de sen, (müşriklerin) "Ona bir hazine indirilseydi veya beraberinde bir melek gelseydi ya!" demelerinden dolayı sana vahyolunanlardan bir kısmını gözardı edeceksin ve o yüzden göğsün daralacak Fakat sen, ancak bir uyarıcısın Allah ise her şeye vekildir
13 Yoksa "onu (Kur'an'ı) uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi Allah'tan başka gücünüzün yettiklerini de (yardıma) çağırıp, siz de onun gibi uydurma on sûre getirin "
14 Eğer size (bu konuda) cevap veremedilerse, bilin ki o (Kur'an) ancak Allah'ın ilmiyle indirilmiştir ve O'ndan başka hiçbir ilah yoktur Artık müslüman oluyor musunuz?
15 Kim yalnız dünya hayatını ve onun zinetini isterse, biz onlara yaptıklarının karşılığını orada tastamam öderiz Orada onlar bir eksikliğe uğratılmazlar
16 İşte onlar, kendileri için âhirette ateşten başka bir şey olmayan kimselerdir (Dünyada) yaptıkları şeyler, orada boşa gitmiştir Zaten bütün yapmakta oldukları da boş şeylerdir
17 Rabbi katından açık bir delile dayanan kimse, yalnız dünyalık isteyen kimse gibi midir? Kaldı ki, bu delili Rabbinden bir şahit (Kur'an) ve bir de ondan (Kur'an'dan) önce bir önder ve bir rahmet olarak (indirilmiş olan) Mûsâ'nın kitabı (Tevrat) desteklemektedir İşte bunlar ona (Kur'an'a) inanırlar Gruplardan her kim onu inkar ederse, ateş onun varacağı yerdir Ondan hiç şüphen olmasın Şüphesiz o, Rabbin tarafından (bildirilmiş) gerçektir Fakat insanların çoğu inanmazlar
18 Kim Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalimdir? İşte bunlar, Rablerine arz edilecekler ve şâhitler de, "Rablerine karşı yalan söyleyenler işte bunlardır" diyeceklerdir Biliniz ki, Allah'ın lâneti zalimler üzerinedir
19 Onlar (halkı) Allah yolundan alıkoyan ve onu eğri ve çelişkili göstermek isteyen kimselerdir Hem de onlar ahireti inkâr edenlerin ta kendileridir
20 Onlar yeryüzünde (Allah'ı) âciz bırakabilecek değillerdir Onların Allah'tan başka sığınabilecekleri bir yardımcıları da yoktur Azap onlar için kat kat artırılacaktır Çünkü onlar (gerçekleri) işitmeğe tahammül edemiyorlar, hem de görmüyorlardı
21 İşte bunlar, kendilerini ziyana uğratan kimselerdir Uydurmakta oldukları şeyler de kendilerini yüz üstü bırakıp kaybolup gitmiştir
22 Şüphesiz bunlar ahirette en çok ziyana uğrayanlardır
23 İman edip, salih ameller işleyen ve Rablerine gönülden bağlananlara gelince, işte onlar cennetliklerdir Onlar orada ebedi kalacaklardır
24 Bu iki zümrenin durumu, kör ve sağır ile gören ve işiten kimseler gibidir Bunların durumları hiç birbirlerine denk olur mu? Hâlâ düşünmez misiniz?
25 Andolsun, biz Nûh'u kavmine peygamber olarak gönderdik Onlara şöyle dedi: "Ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım "
26 "Allah'tan başkasına ibadet ve kulluk etmeyin Doğrusu ben sizin adınıza elem dolu bir günün azabından korkuyorum "
27 Kavminin inkâr eden ileri gelenleri, "Biz, senin ancak bizim gibi bir insan olduğunu görüyoruz İlk bakışta sana uyanların da ancak en aşağılıklarımızdan ibaret olduğunu görüyoruz Sizin bize karşı herhangi bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz Aksine sizin yalancı kimseler olduğunuzu sanıyoruz" dediler
28 Nûh dedi ki: "Ey Kavmim! Söyleyin bakalım; şâyet ben Rabbimden gelen apaçık bir delil üzerinde isem ve O kendi katından bana bir rahmet vermiş de, siz ona karşı kör kalmışsanız, onu istemediğiniz halde, biz sizi ona zorlayacak mıyız?"
29 "Ey kavmim! Buna karşı ben sizden herhangi bir mal da istemiyorum Benim mükâfatım ancak Allah'a âittir Ben o iman edenleri (teklifinize uyarak) kovacak da değilim Çünkü onlar Rablerine kavuşacaklardır Fakat ben sizin bilgisizce davranan bir toplum olduğunuzu görüyorum "
30 "Ey kavmim! Eğer ben onları kovarsam, beni Allah'tan kim koruyabilir? Hiç düşünmüyor musunuz?"
31 Size ben, "Allah'ın hazineleri yanımdadır", demiyorum; gaybı da bilmem "Ben bir meleğim" de demiyorum Sizin hor gördüğünüz kimseler için, "Allah onlara asla hiçbir hayır vermez" de diyemem Allah onların içlerindekini daha iyi bilir Böyle bir şey söylersem o zaman ben gerçekten zâlimlerden olurum
32 Dediler ki: "Ey Nûh! Bizimle tartıştın ve tartışmayı uzattın Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi kendisiyle bizi tehdit ettiğin azabı getir "
33 Nûh dedi ki: "Onu size, dilerse ancak Allah getirir ve siz (Allah'ı) âciz bırakamazsınız "
34 Ben size öğüt vermek istesem de, eğer Allah sizi azdırmak istemişse, öğüdüm size fayda vermez O, sizin Rabbinizdir ve O'na döndürüleceksiniz
35 (Ey Muhammed!) Yoksa "Onu (Kur'an'ı) kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Eğer onu uydurmuşsam, suçum bana âittir Ben de sizin işlemekte olduğunuz suçlardan uzağım "
36 Nûh'a vahyolundu ki: "Kavminden daha önce iman etmiş olanlardan başka, artık hiç kimse iman etmeyecek O halde, onların yapmakta oldukları şeylerden dolayı üzülme "
37 "Gözetimimiz altında ve vahyimize göre gemiyi yap Zulmedenler hakkında bana bir şey söyleme Çünkü onlar suda boğulacaklardır "
38 (Nûh) gemiyi yapıyordu Kavminden ileri gelenler her ne zaman yanına uğrasalar, onunla alay ediyorlardı Dedi ki: "Bizimle alay ediyorsanız, sizin bizimle alay ettiğiniz gibi biz de sizinle alay edeceğiz "
39 Artık, geldiği kimseyi rezil eden azabın kime geleceğini, kimin üzerine sürekli bir azabın ineceğini ileride anlayacaksınız
40 Nihayet emrimiz gelip, tandır kaynamaya başlayınca (sular coşup taşınca) Nûh'a dedik ki: "Her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çift, bir de kendileri hakkında daha önce hüküm verilmiş olanlar dışındaki âilen ile iman edenleri ona yükle " Ama, onunla beraber sadece pek az kimse iman etmişti
41 (Nûh), "Binin ona Onun yüzüp gitmesi de durması da Allah'ın adıyladır Şüphesiz Rabbim çok bağışlayandır, çok merhamet edendir " dedi
42 Gemi, dağlar gibi dalgalar arasında onları götürüyordu Nûh, ayrı bir yere çekilmiş olan oğluna, "Yavrucuğum, bizimle beraber sen de bin, inkârcılarla birlikte olma" diye seslendi
43 O, "Ben, kendimi sudan koruyacak bir dağa sığınacağım" dedi Nûh, "Bugün Allah'ın rahmet ettikleri hariç, onun azabından korunacak hiç kimse yoktur" dedi Derken aralarına dalga giriverdi de oğlu boğulanlardan oldu
44 "Ey yeryüzü! Yut suyunu Ey gök! Tut suyunu" denildi Su çekildi, iş bitirildi Gemi de Cûdî'ye oturdu ve "Zalimler topluluğu Allah'ın rahmetinden uzak olsun!" denildi
45 Nûh Rabbine seslenip şöyle dedi: "Rabbim! Şüphesiz oğlum da âilemdendir Senin va'din elbette gerçektir Sen de hükmedenlerin en iyi hükmedenisin "
46 Allah, "Ey Nûh! O asla senin âilenden değildir Onun yaptığı, iyi olmayan bir iştir O halde hakkında hiçbir bilgin olmayan şeyi benden isteme Ben sana cahillerden olmamanı öğütlerim" dedi
47 Nûh, "Rabbim! Şüphesiz ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım Eğer beni bağışlamaz ve bana acımazsan, şüphesiz ziyana uğrayanlardan olurum" dedi
48 Ona denildi ki: "Ey Nûh! Sana ve seninle birlikte bulunanlardan birçok ümmete bizden esenlik ve bereketlerle (gemiden) in Daha bir takım ümmetler de olacak ki, biz onları (dünyada) yararlandıracağız Sonra da bizden kendilerine elem dolu bir azap dokunacak "
49 İşte bunlar, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir Bundan önce onları ne sen biliyordun ne de kavmin O halde sabret Çünkü (iyi) sonuç Allah'a karşı gelmekten sakınanların olacaktır
50 Âd kavmine de kardeşleri Hûd'u gönderdik Hûd şöyle dedi: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin Ondan başka sizin hiçbir ilahınız yoktur Siz, sadece iftira ediyorsunuz "
51 "Ey kavmim! Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum Benim ücretim, ancak beni yaratana âittir Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız?"
52 "Ey kavmim! Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra ona tövbe edin ki, üzerinize bol bol yağmur göndersin ve gücünüze güç katsın Günahkârlar olarak yüz çevirmeyin "
53 Dediler ki: "Ey Hûd! Sen bize açık bir mucize getirmedin Biz de senin sözünle ilahlarımızı bırakacak değiliz Biz sana iman edecek de değiliz "
54, 55 Biz sadece şunu söyleriz: "Seni, ilahlarımızdan biri fena çarpmış " Hûd dedi ki: "İşte ben Allah'ı şâhit tutuyorum Siz de şâhit olun ki, ben sizin Allah'ı bırakıp da O'na ortak koştuğunuz şeylerden uzağım Haydi hepiniz toptan bana tuzak kurun, sonra da bana göz açtırmayın "
56 "İşte ben, hem benim, hem sizin Rabbiniz olan Allah'a dayandım Yer-yüzünde bulunan hiçbir canlı yoktur ki, Allah, onun perçeminden tutmuş olmasın Şüphesiz Rabbim dosdoğru bir yol üzerindedir "
57 "Eğer yüz çevirirseniz; bilin ki ben, benimle gönderileni size tebliğ ettim Rabbim (dilerse) sizden başka bir kavmi sizin yerinize getirir ve siz ona bir zarar veremezsiniz Şüphesiz Rabbim, her şeyi koruyup gözetendir "
58 Helâk emrimiz gelince, Hûd'u ve beraberindeki iman etmiş olanları, tarafımızdan bir rahmetle kurtardık Onları ağır bir azaptan kurtardık
59 İşte Âd kavmi! Rablerinin âyetlerini inkâr ettiler Onun peygamberlerine karşı geldiler ve inatçı her zorbanın emrine uydular!
60 Onlar, hem bu dünyada, hem de kıyamet gününde lanete uğratıldılar Biliniz ki Âd kavmi, Rablerini inkâr etti (Yine) biliniz ki Hûd'un kavmi Âd Allah'ın rahmetinden uzaklaştı
61 Semûd kavmine de kardeşleri Salih'i peygamber gönderdik Dedi ki: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin Sizin ondan başka hiçbir ilahınız yok O sizi yeryüzünden (topraktan) yarattı ve sizi oranın imarında görevli (ve buna donanımlı) kıldı Öyle ise ondan bağışlanma dileyin; sonra da ona tövbe edin Şüphesiz Rabbim yakındır ve dualara cevap verendir
62 Onlar şöyle dediler: "Ey Salih! Bundan önce sen, aramızda ümit beslenen bir kimseydin Şimdi babalarımızın taptıklarına tapmamızı bize yasaklıyor musun? Şüphesiz, biz senin bizi çağırdığın şeyden derin bir şüphe içindeyiz "
63 Salih dedi ki: "Ey kavmim! Söyleyin bakayım, eğer ben Rabbim tarafından apaçık bir delil üzerinde isem ve bana tarafından bir rahmet (peygamberlik) vermişse ona karşı geldiğim takdirde beni Allah'dan kim koruyabilir? Demek ki zarara uğratmaktan başka bana katkınız olmaz "
64 "Ey kavmim! İşte size mucize olarak Allah'ın dişi bir devesi Bırakın onu, Allah'ın arzında yayılıp otlasın Ona kötülük dokundurmayın, yoksa sizi yakın bir azap yakalar "
65 Derken onu kestiler Salih dedi ki: "Yurdunuzda üç gün daha yaşayın (Sonra helak olacaksınız ) İşte bu, yalanlanamayacak bir tehdittir "
66 (Helâk) emrimiz geldiğinde Salih'i ve beraberindeki iman etmiş olanları tarafımızdan bir rahmetle helaktan ve o günün rezilliğinden kurtardık Şüphesiz Rabbin mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir
67 Zulmedenleri o korkunç uğultulu ses yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar
68 Sanki orada hiç yaşamamışlardı Biliniz ki Semûd kavmi Rablerini inkâr etti (Yine) biliniz ki Semûd kavmi Allah'ın rahmetinden uzaklaştı
69 Andolsun, elçilerimiz (melekler), İbrahim'e müjde getirip "Selâm sana!" dediler O, "Size de selâm" dedi ve kızartılmış bir buzağı getirmekte gecikmedi
70 Ellerini yemeğe uzatmadıklarını görünce, onları yadırgadı ve onlardan dolayı içinde bir korku duydu Dediler ki: "Korkma, çünkü biz Lût kavmine gönderildik "
71 İbrahim'in karısı ayakta idi (Bu sözleri duyunca) güldü Ona da İshak'ı müjdeledik; İshak'ın arkasından da Yakûb'u
72 Karısı, "Vay başıma gelenler! Ben bir kocakarı ve bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Gerçekten bu çok şaşılacak bir şey!" dedi
73 Melekler, "Allah'ın emrine mi şaşıyorsun? Allah'ın rahmeti ve bereketi size olsun ey (peygamber ocağının) ev halkı! Şüphesiz O övülmeye layıktır, şanı yücedir " dediler
74 İbrahim'in korkusu gidip, kendisine müjde gelince Lût kavmi hakkında bizim (elçilerimiz)le tartışmaya başladı
75 Çünkü İbrahim çok içli ve Allah'a yönelen bir kimseydi
76 Elçilerimiz, "Ey İbrahim bundan vazgeç! Çünkü Rabbinin emri kesin olarak gelmiştir Şüphesiz onlara geri döndürülemeyecek bir azap gelecektir" dediler
77 Elçilerimiz Lût'a gelince onların yüzünden üzüldü, göğsü daraldı ve "Bu çok zor bir gün" dedi
78 Kavmi, (konuklarıyla çirkin ilişkide bulunmak üzere) ona doğru koşa koşa geldiler Zaten onlar önceden de bu tür çirkin işleri yapıyorlardı Lût dedi ki: "Ey Kavmim! İşte kızlarım Onlar(la nikahlanmanız) sizin için daha temizdir Allah'a karşı gelmekten sakının ve konuklarıma karşı beni rezil etmeyin İçinizde hiç aklı başında bir adam yok mu?"
79 Onlar, "İyi biliyorsun ki kızlarında bizim gözümüz yok Sen bizim ne istediğimizi çok iyi biliyorsun" dediler
80 (Lût da "Keşke size karşı (koyacak) bir gücüm olsaydı, ya da sağlam bir desteğe dayanabilseydim" dedi
81 Konukları şöyle dedi: "Ey Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz Onlar sana asla ulaşamayacaklar Geceleyin bir vakitte aileni al götür İçinizden kimse ardına bakmasın Ancak karın müstesna (Onu bırak ) Çünkü onların (kavminin) başına gelecek olan azap, onun başına da gelecektir Onların azabla buluşma zamanı sabahtır Sabah yakın değil midir?!"
82, 83 (Azap) emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik Üzerine de Rabbinin katında işaretlenmiş pişirilmiş balçıktan taşlar yağdırdık Bunlar zalimlerden uzak değildir
84 Medyen halkına da kardeşleri Şu'ayb'ı peygamber gönderdik O şöyle dedi: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin Sizin ondan başka hiçbir ilahınız yoktur Ölçüyü ve tartıyı eksik yapmayın Ben sizi bolluk içinde görüyorum Ben sizin adınıza kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum "
85 "Ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapın İnsanların eşyalarını (mallarını ve haklarını) eksiltmeyin Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın "
86 "Eğer inanan kimselerseniz Allah'ın bıraktığı helâl kazanç sizin için daha hayırlıdır Ben sizin başınızda bir bekçi değilim "
87 Dediler ki: "Ey Şu'ayb! Babalarımızın taptığını, yahut mallarımız hakkında dilediğimizi yapmayı terk etmemizi sana namazın mı emrediyor Oysa sen gerçekten yumuşak huylu ve aklı başında bir adamsın "
88 Şu'ayb şöyle dedi: "Ey kavmim! Söyleyin bakayım, ya ben Rabbimden gelen açık bir delil üzere isem ve katından bana güzel bir rızık vermişse!  Ben size yasakladığımı kendim yapmak istemiyorum Ben sadece gücüm yettiğince (sizi) düzeltmek istiyorum Başarım ancak Allah'ın yardımı iledir Ben sadece ona tevekkül ettim ve sadece ona yöneliyorum "
89 "Ey Kavmim! Bana karşı olan düşmanlığınız, Nûh kavminin veya Hûd kavminin, yahut Salih kavminin başına gelenin benzeri gibi bir felaketi sakın sizin de başınıza getirmesin (Ve unutmayın ki) Lût kavmi sizden uzak değildir "
90 "Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra ona tövbe edin Şüphesiz Rabbim çok merhametlidir, çok sevendir "
91 Dediler ki: "Ey Şu'ayb! Dediklerinin çoğunu anlamıyoruz Hem biz seni aramızda zayıf görüyoruz Eğer kabilen olmasaydı seni taşa tutardık Zaten sen bizce itibarlı biri değilsin "
92 Şu'ayb şöyle dedi: "Ey kavmim! Benim kabilem sizce Allah'tan daha itibarlı mı ki, O'na sırt çevirdiniz Şüphesiz Rabbim sizin yaptıklarınızı kuşatmıştır "
93 "Ey Kavmim! Elinizden geleni yapın Şüphesiz ben de (elimden geleni) yapacağım Rezil edici azabın kime geleceğini ve kimin yalancı olduğunu yakında bileceksiniz Gözleyin Şüphesiz ben de sizinle beraber gözlüyorum "
94 (Azap) emrimiz gelince, Şu'ayb'ı ve onunla birlikte iman edenleri, katımızdan bir rahmetle kurtardık Zulmedenleri ise o korkunç (uğultulu) ses yakaladı da yurtlarında dizüstü çökekaldılar
95 Sanki orada hiç yaşamamışlardı Biliniz ki Semûd kavmi Allah'ın rahmetinden uzaklaştığı gibi Medyen halkı da uzaklaştı
96, 97 Andolsun, biz Mûsâ'yı âyetlerimizle ve apaçık bir mucize ile Firavun'a ve onun ileri gelen adamlarına peygamber gönderdik de ileri gelenler Firavun'un emrine uydular Halbuki Firavun'un emri doğru değildi
98 Firavun, kıyamet gününde kavminin önüne geçecek ve onları ateşe götürecektir Ne kötü varış yeridir orası!
99 Onlar, hem bu dünyada, hem de kıyamet gününde lanete uğratıldılar Ne kötü destektir onlara verilen destek!
100 (Ey Muhammed!) Bunlar o memleketlerin haberlerinden bazılarıdır Onları sana anlatıyoruz Onlardan ayakta duranlar da var, yıkılıp gidenler de
101 Biz onlara zulmetmedik Fakat onlar kendilerine zulmettiler Rabbinin azap emri gelince Allah'ı bırakıp da taptıkları ilahları kendilerine hiçbir fayda sağlamadı İlahları onların sadece ziyanlarını artırdı
102 Zulme sapmış memleketlerin halkını yakaladığında, Rabbinin yakalaması işte böyledir! Şüphesiz onun yakalaması can yakıcı ve şiddetlidir
103 Şüphesiz, ahiret azabından korkanlar için bunda bir ibret vardır Bu, insanların (hesap ve ceza için) toplanacakları bir gündür Bu, herkesin toplanıp bir araya geleceği bir gündür
104 Biz onu ancak belirli bir zamana kadar erteliyoruz
105 O gün geldiği zaman Allah'ın izni olmadan hiçbir kimse konuşamaz Onlardan mutsuz (cehennemlik) olanlar da vardır, mutlu (cennetlik) olanlar da
106 Mutsuz olanlara gelince; cehennemdedirler Onların orada şiddetli bir soluyuşları vardır
107 Onlar, gökler ve yerler durdukça orada ebedi olarak kalacaklardır Ancak Rabbinin dilemesi başka Şüphesiz Rabbin istediğini yapandır
108 Mutlu olanlara gelince, gökler ve yerler durdukça içinde ebedi kalmak üzere cennettedirler Ancak Rabbinin dilemesi başka Bu onlara ardı kesilmez bir lütuf olarak verilmiştir
109 (Ey Muhammed!) Şunların taptıkları şeylerin batıl olduğu konusunda şüpheye düşme Onlar sadece, daha önce babalarının taptığı gibi tapıyorlar Şüphesiz biz onlara (azaptan) paylarını eksiksiz olarak tastamam vereceğiz
110 Andolsun, biz Mûsâ'ya Kitab'ı (Tevrat'ı) vermiştik de onun hakkında ayrılığa düşülmüştü Eğer daha önce Rabbinin bir sözü geçmemiş olsaydı, elbette aralarında hüküm verilirdi Onlar da (müşrikler de) o Kur'an hakkında derin bir şüphe içindedirler
111 Şüphesiz Rabbin onların her birine, yaptıklarının karşılığını tastamam verecektir Şüphesiz Rabbin onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır
112 Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar Hak ve adalet ölçülerini aşmayın Şüphesiz O yaptıklarınızı hakkıyla görür
113 Zulmedenlere meyletmeyin Yoksa size de ateş dokunur Sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur Sonra size yardım da edilmez
114 (Ey Muhammed!) Gündüzün iki tarafında ve gecenin gündüze yakın vakitlerinde namaz kıl Çünkü iyilikler kötülükleri giderir Bu, öğüt alanlar için bir öğüttür 9
115 Sabret! Çünkü Allah iyilik edenlerin mükafatını zayi etmez
116 Sizden önceki nesillerden aklı başında kimseler (insanları) yeryüzünde bozgunculuk yapmaktan alıkoysalardı ya! Ancak içlerinden kendilerini kurtardığımız pek az kimse bunu yapmıştı Zulmedenler ise içinde şımartıldıkları refahın ardına düştüler ve günahkâr kimseler oldular
117 Rabbin, halkları salih ve ıslah edici kimseler iken memleketleri zulmederek helak etmez
118, 119 Rabbin dileseydi insanları (aynı inanca bağlı) tek bir ümmet yapardı Fakat Rabbinin merhamet ettikleri müstesna, onlar ihtilafa devam edeceklerdir Zaten onları bunun için yarattı Rabbinin, "Andolsun ki cehennemi hem cinlerden, hem insanlardan (suçlularla) dolduracağım" sözü kesinleşti
120 (Ey Muhammed!) Peygamberlerin haberlerinden, kendileriyle senin kalbini pekiştirdiğimiz her bir haberi sana aktarıyoruz Bunlarda, sana hak, mü'minlere de bir öğüt ve hatırlatma gelmiştir
121 İman etmeyenlere de ki: "Elinizden geleni yapın, biz de yapacağız "
122 "Bekleyin, biz de bekleyeceğiz "
123 Göklerin ve yerin gaybını bilmek Allah'a mahsustur Bütün işler ona döndürülür Öyle ise ona kulluk et ve ona tevekkül et Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir
|