02-18-2009
|
#1
|
KRDNZ
|
Dünyaya hediye edilen destan...
Gazi Osman Paşa, talihini bir defa daha deneyerek, Plevne'deki muhasarayı yarıp çıkmak istiyordu 16 Aralık 1877 günü, elinde kalan son kuvvetlerle kaleden dışarı çıktı ve düşman kuşatma hatlarına saldırdı Bunlardan bir kısmını parçalayıp geçebildi ise de, kesin bir netice alamadı Birinci Tümenin başında döğüşürken ağır bir şekilde yaralandı Bu durum bütün birliklerde hemen paniğe yol açtı Osman Paşa Plevne ordusunun her şeyi idi Tümen ve Tugay kumandanlarının ricası ile, düşmandan teslim şartlarını sormak zorunda kaldı Savaşa son verilmesi emrini, ağlaya ağlaya verdi 
Generale kılıcını uzattı! 
Plevne dolaylarında ufak bir kulübede, daima şan ve şeref içinde taşıdığı kılıcını, vazifesini hakkıyla yapmış insanların duyduğu huzur içinde, general Ganeçki'ye teslim edecekti
-Ne yapalım, kaderde bu da yazılıymış Biz vazifemizi yaptık, dedi
Sonra yaralı bir aslan gibi, gözlerini düşman generaline çevirdi:
-Buyur general, diyerek kılıcını uzattı
Hayret! Rus generali Ganeçki, ellerini yüzüne kapamıştı:
-Ben, bu kılıcı alamam! diye geri geri çekiliyordu Onun da gözleri yaşlıydı Hayatında ilk defa böyle büyük bir kahramanla karşılaşıyordu Mücadele müsavi şartlar altında geçmemişti Bire karşı on kişiyle hücum etmişler, her defasında yenilmişlerdi Gazi Osman Paşa vazifesini yapmış, dünya askerlik tarihine şan ve şerefle dolu bir destan hediye etmişti Böyle bir kumandanın kılıcı nasıl alınırdı?
â??Kahramanların kılıcı alınmaz'
Osman Paşa, bir araba ile Plevne'ye götürüldü Plevne'ye gelirken düşman askerleri yollarda sıralanmışlar, bu yaralı aslanı alkışlıyorlardı Gazi Osman Paşa, ertesi gün Plevne'ye gelen Rus Çarı I Alexandr'ın huzuruna çıkarıldı O da bu kahramanın kılıcını almadı
-Mareşalim, dedi, sizi candan tebrik ederim Müdafaanız, askerlik tarihinin en güzel hadiselerinden biri olmuştur Sizin gibi bir kumandanın kılıcı alınmaz, dedi  
Bir müddet sonra Gazi Osman Paşa, Harkov'a götürüldü Orada 34 ay kadar esir kaldıktan sonra İstanbul'a gönderildi ve büyük bir merasimle karşılandı Sultan II Abdülhamid Han, onu alnından öperek taltif etti 
__________________
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, 'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
|
|
|