Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
faili, muhtarsın

Sen Fâil-İ Muhtarsın

Eski 09-01-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sen Fâil-İ Muhtarsın



Ey Rab! Senin dualara icabet etme mecburiyetin yoktur; ama bizim ona ihtiyacımız hissettiklerimizden de çoktur Bütün dileklerimizi kabul buyur ve bunları kabulünü vicdanlarımıza duyur; aç ve yalnızlıkla tir tir titreyen kalblerimizi iman ve itminanla doyur Ciddî bir yol almış sayılmasak da yıllar var hep yollardayız Ufkumuz gam ve kederle tülleniyor Önümüzdeki engebeler beşer takatini aşkın görünüyor Ümmet-i Muhammed (aleyhissalâtü ve't-teslîmât) perişan derbeder ve ızdırap içinde Müslümanlık gelenek ve göreneklerin darlığına mahkum ibadet ü tâat kültür televvünlü duygular düşünceler fantezilere emanet mücadelelerin esası da çıkarlar menfaatler ırkî mülâhazalara dayalı Ölenler bir hiç uğruna ölüyor öldürenler işledikleri cinayetleri mücahede sayıyor

Sen Fâil-i Muhtarsın


Ey Rab! Elimizden tut dostlarının yüzüne baktığın gibi bize de rahmetinle teveccühte bulun iç dünyamızı varlığının ziyasıyla nurlandır ve bizi Sensizliğin zulmetlerinden zindanlarından halâs eyle; halâs eyle ve eşiğine baş koymuş kapının şu sadık kullarını yalnız bırakma Senden kalblerimize ışık iradelerimize güç düşüncelerimize istikamet niyetlerimize de hulûs istiyoruz Bizleri iç dünyamızla yeniden inşa ederek ruhlarımıza ahsen-i takvîm sırrını duyur "N'olur ya Rabbî n'olur ya Rabbî neyin noksan olur ya Rabbî" (M Lütfî) Rahmet Senin sıfatın inayet âdetin af şanın; bizler de o rahmet o inayet ve o mağfirete muhtaç kullarınız "Kerem kıl kesme Sultanım keremin bînevâlerden/Keremkâne yakışır mı kerem kesmek gedâlerden" (M Lütfî) Senin kapının genişliği başımızı sokacak başka kapı aramaya ihtiyaç bırakmamıştır Başımızı o kapıdan içeriye sokabildiğimiz kadar sokuyor sesimizi edep ve temkinle kalibre ediyor ve Senden arızasız ibadet ü tâat adına bir güç masiyetler karşısında sarsılmayacak sağlam bir irade ve musibetleri iyi değerlendirebilecek bir idrak ve bir basiret istiyoruz İstediklerimizi ver ve bizi kendi darlığımıza mahkum etme


Biz her şeyimizle Seniniz; Sana hamd ü senâda bulunuyorsak Senin lütfettiğin uzuvlarla bunu yapıyoruz; kulluğuna koşuyorsak boynumuzdaki acz ü fakr tasmasının gereğini yerine getiriyoruz Bunlar Sana göre değil bizim tutarsızlığımız çerçevesinde çırpınışlar evet nerede Senin ululuk ve azametin nerede bizdeki kulluk? Nerede o altından kalkılmaz lütuf ve ihsanlar nerede bizdeki o kırık kol ve kanatlar?


Ya Rab! Önümüzdeki şu upuzun hayat yolculuğunda bizi kendi idrak ve ihsaslarımızın darlığıyla baş başa bırakma; akıllarımızı inhiraf ve sürçmelerden nefislerimizi cismânîliğin baskılarından gönüllerimizi de hevâ ve heveslerin öldürücü oklarından sıyânet eyle Kapının kullarını; ilimde kibr u gururdan ibadette riya ve gafletten ve duygularına renk attıran ülfetten koru Senin yolunda yürüyor gibi görünüp Senden uzaklaşmak kurbet atmosferinde iç içe firkat yaşamak hep rızadan söz edip gazap arkasından koşmak ne acıdır! Sen bizi kazanç yolu sanılan bu tür haybet vadilerinde ömür tüketmekten muhafaza buyur


Rabbimiz! Senin bize sahip çıkıp sıyânet etmen düştüğümüzde tutup kaldırman kirlenen mâhiyet-i insaniyemizi sık sık yıkayıp arındırıp nezdindeki gözü sürmeliler arasında kabul buyurman Zât'ın için bir nakîse sayılmaması yanında bizim için çok şey ifade etmektedir Gerçi cürüm cürümdür ve ceza ister Biz de öyle bir cürmün prangalı mahkumları sayılabiliriz Ne var ki Sen azap edecek pek çok kimse bulabilirsin; fakat biz affedecek birini asla bulamayız Ey affı tecziyesinin önünde rahmet tahtının sultanı! Bizi bir bilinmez ve bulunmaza bırakarak tazib etme Eğer bir zaman Senden kaçıp -aslında kaçınılmazdan kaçmışız- akla-hayale gelmedik levsiyâta girdi mâhiyet deformasyonları yaşadı haddimizi bilmezlik edip Sana baş kaldırdı hevâ u nefislerimize uyup kirlendi ve kendimize kıydı isek -ki bu ahsen-i takvîm dilrubâları için bir intihardır- şimdi bin bir çaresizlik içinde ama ihtiyaçlarımızın şuurunda olarak boynumuzda hâkimiyetinin tasmaları ayaklarımızda ıztırar prangaları ellerimiz göğüslerimizde günahlarımızı itiraf ediyor; bir kez daha kapının kulları olduğumuzu mırıldanıyor "merhamet" deyip inliyor ve ululuğuna yakışır bir muamele bekliyoruz


Bizleri bağışla öyle bir dünyada hayata gözlerimizi açtık ve öyle bir âlemde yaşıyoruz ki önümüzde tuzak arkamızda tuzak; uğrayıp geçtiğimiz her yerde nefis şeytan ve aynı takımdan binlerce ifrit ağını germiş av bekliyor; yol boyu yüzlerce fitne ocağı ve isi-dumanı gelip sinelerimize oturuyor İnayetine ihtiyacımız açık çaresizliğimiz her hâlimizden belli; bizleri yara-bere almadan hedefe ancak Sen ulaştırabilir ve bugüne kadar elli defa çatlamış kırılmış ruh dünyamızı da ancak Sen tamir edebilirsin İçimizi Sana döküyor kusurlarımızı Sana açıyor ve bize yeniden insan olma yollarını göstermeni diliyoruz


Yeni bir azim ve ümitle bir kere daha Sana yöneldik Başımızı ayaklarımızla buluşturduk ve bir sürü beklentiye koyulduk Arzu ve isteklerimizde bize inkisar yaşatma! Bize sevginden kâse kâse şerbetler sun ve gönüllerimizi iştiyakınla coştur! Sinelerimize öyle bir aşk u şevk koru saç ki kalmasın kararımız; başımız kapının mübarek eşiğinde nabızlarımızda Seni duymanın heyecanı gönüllerimizde aşk u vuslat hafakanı gözlerimiz çağlayıp gitsin ve âh u efgânlarımız gökleri titretsin


Bundan sonra olsun artık oturup kalkıp hep Seni düşünelim her şeyi Sana bağlayıp öyle sevelim vuslat hülyalarıyla yaşayıp Sana karşı iştiyakla köpürüp duralım Senin için kıyam edip Senin için oturalım her şeyin çehresinde Seni okuyalım; her nesneden Sana ulaştıran yollar bulmaya çalışalım


Bugüne kadar başka hülyalar peşinde koşa koşa yorulduk Sensizlik canımıza tak etti meğer mülâhazalarda Sen olmayınca en geniş yollar ne kadar da daralıyormuş şehrahlar nasıl da sevimsiz patikalara dönüyormuş


Sen artık bize bir kere daha gurbet yaşatma; bizi Sensiz ve ışıksız bırakma! Senin yolunda gibiyiz; ama ciddî bir azığımız yok; ömür sermayemiz yabancı hülyalar yalancı rüyalar arkasında hebâ olup gitti Huzurundayız; fakat elimiz boş gönlümüz boş hasenât defterimiz bomboş; ama bütün bu boşluklara yetecek sihirli bir iksirimiz var; hakkındaki hüsnüzannımız evet cürmümüz dağlar cesâmetinde; ümitlerimiz ise ufkun onların üzerine oturduğu her şeyin üstünde


Yürüyeceğimiz yollarda yüzlerce firavun yüzlerce nemrut yüzlerce Ebû Cehil pusu kurmuş bize diş biliyor; varsın bilesin hepsinin hakkından gelecek Sen varsın ya! Aczimiz mutlak fakrımız açık ihtiyaçlarımız sınırsız; ama hiçbir endişemiz yok Zira istemeden verdiklerine ettiklerine bakıyor isteklerimizin verileceğine ihtiyaçlarımızın da giderileceğine gönülden inanıyoruz


Seni bilenlerce Sen bugüne kadar -tabiî ki hikmetinin çerçevesinde- her isteyene istediğini verdin ve Sana bel bağlayanları hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmadın Sana doğru bir adım atanı on katı yakınlığınla şereflendirdin Sana gelirken yolda sürçüp düşenleri yolunun delisi sadık bendelerin gibi arındırıp mükâfatlandırdın Şimdiye kadar Sana misafir olmuş da ziyafet görmemiş kapının tokmağına dokunmuş da cevap almamış kimse yoktur


Muhtaçlar ve muztarlar olarak şimdiye kadar bir hayli yol teptik bir hayli kapı çaldık ve nihayet gelip Senin inayet arsana çadır kurduk Sen ihtiyaç nedir bilmediğimiz ıztırardan anlamadığımız bir âlemde bize vücut verdin can verdin şuur verdin vicdan verdin Şimdi giderilmiş olan bu ihtiyaçlarımızın farkındayız ve Senden bir kere daha günahlarımıza değil yüzümüze bakıp "Haydi siz de seçkin kullarım arasına girin ve lütuflarımı paylaşın" diyeceğiniz eşref saatleri bekliyoruz


Rahmetinin vesâyetine sığınırken lütfundan sürpriz ihsanlar beklerken kirlettiğimiz üstümüze-başımıza gönlümüze-ruhumuza bakmıyor; Senin her nasılsa uzun zaman takılıp yollarda kaldıktan ya da yolda bulunmanın erkânına saygısızlık ettikten sonra toparlanıp Sana gelen birine gösterdiğin/göstereceğin mukaddes memnuniyet ve münezzeh sevince dayanarak aynı muameleyi bekleme cür'etinde bulunuyoruz


Bir süre ayrı düştükten sonra dönüp Sana gelenleri kovmayacağını vadediyorsun -aslında kovduğunu da hiç duymadık ya- Sana yönelenlere hep "gelin gelin" diyorsun Ey Rab! Böyle emekleye emekleye sürünmeyi de gelme kabul edeceksen müsaade buyur "Biz de geldik" diyelim Geldik ve Sana yolların amansızlığını nefis şeytan ve hevânın imansızlığını bizim de dermansızlığımızı şikayet ediyoruz Bilhassa her zaman hatalara açık duran mâsiyetlere meyyal bulunan ve ululuğuna karşı hep saygısız davranan serkeş nefsimizi Sana şikayet ediyoruz Yığınlar onun zehirli hançeriyle yaralı ve bitkin hep onun dümen suyundalar; işleri eğlence ve oyun hâlleri gaflet ve dalâlet arkasından koşup durdukları şan-şöhret zevk u safa ve rahat hedefleri de çıkar ve menfaat Her birini birer öldüren virüs kabul ettiğimiz bu mikroplar şimdiye kadar nice "serv-i revân canları nice gül yüzlü sultanları" nice hanları ve hakanları yere serdi ve saltanatlarıyla beraber yerle bir etti



Sen elimizden tutmazsan bu mekkâr bu gaddar hasımlar karşısında kendi kendimize ayakta duramayız Aksine maiyyetinde olursak o zaman da hiçbir şeyden korkmayız Bizleri şeytanın bu kabil ağlarına takılıp helâk olmaktan kalbimizi şeytana kaptırmaktan şeytana kalb kaptıranlarla beraber bulunmaktan muhafaza buyur Bize yeni bir "ba'sü ba'de'l-mevt" lütfeyle; başlarımız önümüzde boynumuz buruk gönüllerimiz kırık Senden ayrı düşmenin hacâletiyle iki büklüm ama fevkalâde ümitli ve Senden eminiz Bizi bir daha yalnız bırakmamanı diliyoruz Nedametlerimizi gönül heyecanlarımız ve gözyaşlarımıza emanet ederek bize ruhta gönülde sırda diriliş bahşetmeni diliyoruz Kabul edersen bu Senin şanındandır Reddedersen bu da bizim için apaçık bir hüsrandır Şanına düşeni yapman ne hoş! İstihkakımıza göre muamelen ne acı!


Sızıntı Ocak 2003 Cilt 24 Sayı 288










Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.