Prof. Dr. Sinsi
|
Atasözlerini Anlamayanlar
Birçok uydurma atasözlerini İslam düşmanları uydurmuş Bu sözler insanı korkaklığa, harama, hırsızlığa, nemelazımcılığa, yalana ve tembelliğe teşvik eden sözlermiş Bunları size gönderiyorum Okuduğum yazıda bildirildiği gibi midir?
Yalnız atasözleri değil, hadis-i şerifleri de anlayamayan bazı sapık fikirli kimseler, bunlara da uydurma, mevzu hadis damgasını basmışlardır Halbuki İslam âlimlerinin kitaplarında asla uydurma hadis olmaz İslam âlimlerinin kitaplarında uydurma hadis olduğunu söyleyen, her kim olursa olsun ya sapıktır veya cahildir Atasözlerinin ekserisi tecrübeye dayanan sözlerdir Bazıları hadis-i şerifleri açıklar mahiyettedir Birkaçını açıklayalım:
(Dünya mümine Cehennem, kâfire ise Cennettir) sözü doğrudur
Çünkü hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Dünya mümine zindan, kâfire de Cennettir ) [Müslim]
Mümine dünyanın zindan olması, Cennete göredir Cennette ebedi nimetler karşısında dünya zindan gibi, Cehennem gibi olmaktadır Kâfirler için de Cehennem azabı, o kadar şiddetli olacaktır ki, dünyadaki en şiddetli işkence bile hafif gelecektir
(Dilini tutan başını kurtarır) sözü, uydurma değil, güzel bir sözdür Hadis-i şerifte, (Susan kurtuldu) buyuruluyor (Tirmizi)
Susan, dünyada da ahirette de başını dertten kurtarır İbni Mesud hazretleri, (Hapse, dilden daha layık bir şey yoktur) buyurmaktadır Hazret-i Ebu Bekir, konuşmamak için ağzına taş koyardı
Sana senden olur, her ne olursa,
Başın selamet bulur, dilin durursa
(Herkesin nabzına göre şerbet vermeli) atasözü de, Yahudilerin uydurması değildir Allahü teâlâ buyuruyor ki:
(İnsanları Allah’ın yoluna hikmetle, güzel öğütle davet et!) [Nahl 125]
Hadis-i şeriflerde ise şöyle buyuruluyor:
(İnsanlara, akıllarının seviyesine, anlayışlarına göre söyleyin!) [Buhari]
(Biz Peygamberler, herkese seviyesine göre muamele yapmak ve anlayacağı şekilde konuşmakla emrolunduk ) [İ Gazali]
Görüldüğü gibi insanların akıl, ilim ve kültür seviyesine göre konuşmak dinimizin emridir Bu emre uymayan, nabza göre şerbet veremeyen, dine hizmet etmeye kalkarsa, fitne çıkarır, müslüman olacakları ürkütür
(Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar) atasözü de din düşmanlarının uydurması değildir Doğruluk ve doğru söz, dinimizin esasındandır Fakat büyüklerimiz, (Sözün doğru olmalı, ama her doğruyu her yerde söylememelidir!) demişlerdir Ulu orta, köre kör, sağıra sağır demek uygun olmaz Dünya ve ahirete yaramayan doğruyu söylemekte ise zaten fayda yoktur (Denizde su, ormanda ağaç, çölde kum olur) demek doğrudur Fakat boş sözdür Bu doğru söz insanların içinde beş on kere tekrar edilirse ona deli derler Dokuz köyden kovulmamak için doğruyu dinimizin emrine uygun söylemelidir! Mesela hırsız, ahlaksız, hain insan kötüdür Bunu ıslah için (Sen ahlaksızsın) denirse kabul etmez Dokuz köyde böyle konuşursak, her köyden kovuluruz İyi ahlakın güzelliği anlatılarak kötülükten vazgeçirmeye çalışılır
Gencin biri, iftiraya uğrar Sonunda idama mahkum olur İnfaz saatini beklerken, kendisine iftira edenlere, bu arada hükümdara ağzına gelen sözleri sarf eder, sövüp sayar Bu acı bağırmalar, bir süre devam eder Hükümdar, saraydan bu feryatları duyar Fakat ara uzak olduğu için ne söylediğini anlayamaz İki vezirinin yanına giden hükümdar, bu gencin neler söylediğini sorar Birinci vezir, (Hükümdarım bu genç, (Allah, affedenleri aziz eder) hadis-i şerifini söylüyor, "Affedenlerin yeri Cennet" diyor Sizden af talebinde bulunuyordu) der Bu söz, hükümdarın hoşuna gider (Bu genci affettim, serbest bırakın) der İkinci vezir, hemen atılıp der ki: (Haşmetli hükümdarımız, bu veziriniz, zât-ı âlinize karşı, utanmadan yalan söylüyor Genç, af istemiyor, size sövüp sayıyordu ) Hükümdarın kaşları çatılıp der ki: (Bre vezir, sen yersiz doğru söylemekle, iki kişinin ölümüne sebep olmak istiyorsun Şu vezirin yalanı ise bir canı kurtarmıştır Unutma ki, "İş bitiren yalan, fitneye sebep olan doğrudan daha iyidir") Hükümdar, yersiz doğru söyleyen veziri azleder, yerinde yalan söyleyerek bir suçluyu kurtaran veziri de kendisine sadrazam yapar
(Yiğitlik ondur Biri kaçmak, dokuzu hiç görünmemek) sözünde bir pasiflik görünüyor gibi ise de, yiğitlik, kabadayılık değildir Kavga çıkaran, baş yaran, belasından yanına varılmayan kimseye yiğit denmez Yiğit, haklı olduğu, gücü yettiği halde, affeden, intikam almayan, kavga etmeyen, iyi geçinen kimsedir Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Yiğitlik, kahramanlık, pehlivanlık hasmını yenen değil, öfkesini yenendir ) [Buhari]
Harpte düşman karşısında cesur, fakat müslümanlar arasında mütevazı olan yiğittir
Bunları söylemekle, bütün atasözlerinin ve deyimlerin muhakkak doğru olduğunu söylemek istemiyoruz Atasözlerimiz arasına karışmış uygunsuz sözler olabilir Atasözlerinin de dinimize uygun olup olmadığı İslam âlimlerinin kitapları ile ölçülür Sonra atasözünün hangi devirde, ne maksatla söylendiği de bilinirse izahı kolaylaşır
Dinsizin hakkından imansız gelir
Sual: (Dinsizin hakkından imansız gelir) atasözünü kullanmak caiz midir?
CEVAP
Atasözü denildiğine göre, elbette caizdir Atalarımız rastgele söz söylemez Bu söz, (Acımasız olan kişiyi, ancak ondan daha acımasız biri yola getirir veya onun anlayacağı dilden, acımasızca cezasını vermek gerekir) anlamında söylenir
Teşbihte hata olmasın
Sual: (Teşbihte hata olmaz) atasözünü dine aykırı örneklerde de söylemek uygun mudur?
CEVAP
Dine aykırı olursa caiz olmaz Bu söz genelde, (Teşbihte hata olmasın) şeklinde söylenir Bu şekilde olunca, benzetme yaparken, hata etmekten korkmayı ifade eder Benzetmek uygun değilse de, daha iyi anlaşılması için söylüyorum demektir Yine de, teşbih diye uygunsuz bir şey söylemek, uygun olmaz
Aynaya bak
Sual: (Dön de aynaya bak) sözü mânâsızdır deniyor Bu söz uygun değil midir?
CEVAP
Uygundur Nasıl, (Gözümden düştün) denilince, (Gözümüze çıktın, oradan düştün) demekle alakası yoksa, bunun da normal aynaya bakmakla alakası yoktur, mecazdır Bu söz, genel olarak, (Olur mu üç kulak, dön de aynaya bak) şeklinde, kendi hatalarını görmeyip başkalarını eleştiren insanları ikaz için söylenir Üç kulak tabirinde kuvvetli bir mecaz var İki kulağı olduğu halde üç kulağım var diyerek gerçeklere açıkça aykırı konuşanlar uyarılıyor Yine mecaz anlamda, madalyonun ters tarafı veya ters yüzü deyimi vardır Madalyonun ters yüzü deyimi, genelde çok iyi gibi görünen bir durumun, bir de kötü tarafı olduğunu, olaylara tek taraflı bakmamak gerektiğini vurgulamak için kullanılır
Tatlı dil ve yılan
Sual: Atasözlerini tenkit eden biri, (Tatlı dil, yılanı deliğinden çıkarır) sözünü uygun bulmuyor (Tatlı söz söylenince, yılan delikten çıkar mı? Hem ne diye yılanı delikten çıkarıyorsun ki? Yılan delikten çıkarsa sokar insanı Dil nasıl tatlı olur, tatlı olması için bal mı sürülüyor?) gibi tuhaf eleştiriler yapıyor Bu atasözü neyi anlatıyor?
CEVAP
Bazı âyet ve hadislerde olduğu gibi, deyimlerde ve atasözlerinde de maksat, kelimenin sözlükteki manasıyla açıklanmaz Selefiler de, müteşabih âyetler gibi deyim olan âyetleri de, sözlük manasıyla açıkladıkları için çıkmaza düşüyorlar
(Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır) demek, (Acı ve kırıcı söz, dostu düşman yapar; tatlı söz, düşmanı bile dost yapmaya sebep olur) demektir Yumuşak konuşmanın ve güler yüzlü olmanın önemi vurgulanmaktadır Dilin tatlı olmasının, bal sürülmesiyle ilgisi yoktur; Yılan, tatlı dilden de, acı dilden de anlamaz Tatlı dil demek, kırıcı olmayan, gönül alıcı, okşayıcı ve hoşa giden söz demektir
Bu sözün yılanla, yılanı delikten çıkarmakla, dile bal sürmekle alakası yoktur Deyimlerde, kelimelerin sözlük manasına bakılmaz Âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerdeki deyimler de, sözlük manalarıyla açıklanırsa, çok büyük yanlışlık olur
Susmak
Sual: (Eskiden susmak faziletti, bugünse, konuşmak, gerçeği ortaya çıkarmak gerekir Bunun için, susmakla ilgili atasözleri günümüze uymaz Mesela, “İlmin varsa söyle de inansınlar; İlmin yoksa sus da, adam sansınlar!” atasözü uygun değildir) diyorlar Bu doğru mudur?
CEVAP
Doğru değildir Susmakla ilgili atasözlerinin hiçbiri günümüze aykırı değildir
Bildirilen atasözünde, (Biliyorsan söyle, bilmiyorsan sus!) deniyor Bunun neresinde uygunsuzluk var? Bütün ilimler, tecrübeler, kültürler hep aynı şeyi tavsiye ediyor (Bilsen de, bilmesen de konuş!) denir mi hiç? Bilen kimse bile, çok konuşursa yanılabilir Atalarımız, (Çok konuşan çok yanılır), (Çok söz yalansız, çok mal haramsız olmaz), (Bülbülün çektiği dili belası), (Söz gümüşse, sükût altındır) gibi kıymetli sözler söylemişlerdir Genelde susmak daha uygundur Sözümüzü kabul edeceğine emin olduklarımız varsa, ancak onlara söyleyebiliriz
Bir hadis-i şerif şu mealdedir:
(Sükût, âlim için ziynet, cahil için [cahilliğini örten] perdedir ) [Ebu-ş-Şeyh]
(İlmin yoksa sus, adam sansınlar) sözü, yukarıdaki hadis-i şerife aykırı değildir
|