Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
doğru, korkunun, yönü

Korkunun Doğru Yönü

Eski 09-01-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Korkunun Doğru Yönü



Korkunun doğru yönü

Korku küfür olabilir mi? Bende bazen çok titizlik ve cesaretsizlik halleri hâkim oluyor


Korku lügatte tehlike anında duyulan endişe, kaygı, tasa, ürküntü ve dehşet alma hâli olarak açıklanmıştır Korku ile küfrü birebir özdeşleştirmek doğru değildir Korku çok yersiz ve gereksiz olsa bile, küfür sayılmaz Çünkü küfür, Allah’ı ve Allah’a ait değerleri “inkârdan” başka bir şey değildir


Korkunun insan fıtratına yerleştirilmiş bir duygudan ibaret olduğunu beyan eden Üstad Bedîüzzaman Hazretleri, korkuyu yöneldiği makam itibariyle iki grupta inceler: Bedîüzzaman’a göre korku ya halka, ya da Hâlık’a dönük olarak yaşanır Yani insan ya Allah’ın yarattıklarından korkar, ya da Allah’tan Üçüncü bir ihtimal yoktur


Kur’ân insanları Allah korkusuna çağırır Rabb’inden “korkan” kimseye “iki Cennet” vaad eden1 Cenâb-ı Hak başka bir âyette, “Benden korkun!”2 buyurur Bir başka âyette ise, “Allah Kendisinden korkmanızı emrediyor”3 buyurulur


Peygamber Efendimiz de (asm) bizi Allah korkusuna çağırıyor: “Bir mü’minin kalbinde korku ile ümit birlikte bulunursa, muhakkak Aziz ve Celil olan Allah ona umduğunu verir, korktuğundan da emin kılar” 4 buyuran Allah Resûlü (asm), bir hadis-i kudsîde de, Allah’ın şu sözünü naklediyor: “İzzetime ve celâlime yemin ederim ki, bir kuluma iki emniyeti ve iki korkuyu birden vermem: Kulum dünyada azabımdan emin olursa, kullarımı topladığım Kıyamet Günü’nde ona korku veririm Kulum dünyada Benden korkarsa, kullarımı topladığım gün onu azabımdan emin kılarım” 5


Allah’tan korkmanın, O’nun rahmetinin şefkatine yol bulup sığınmak demek olduğunu kaydeden Üstad Saîd Nursî Hazretleri, korkunun bir kamçı olduğunu ve kişiyi Allah’ın rahmet kucağına attığını beyan eder Bedîüzzaman’a göre, Allah korkusu ile Allah’ın merhametine, mağfiretine, affına, sevgisine, şefkatine, rahmetine, re’fetine ve yumuşak huyluluğuna ulaşılır Bir anne yavrusunu korkutmakla, nasıl ki, onu şefkat sinesine çekmiş olur Öyle ki, anne korkusu yavru için gayet lezzetlidir Çünkü bu korku kendisini annesinin sıcak kucağına çekiyor İşte, bütün annelerin şefkatlerini toplasanız, Allah’ın rahmetinin sadece bir pırıltısından ibaret kalır Öyleyse sonsuz şefkat ve hadsiz merhamet Sahibi olan Allah’tan korkmakta büyük bir “lezzet” olduğu böylece ortaya çıkmış oluyor Üstelik Allah’tan korkan, Allah’tan başkasının çirkin, neticesiz, musîbetli ve belâlı korkularından da kurtulmaktadır


Allah korkusu olmadığında, kişi, korku duygusunu mutlaka kullanacaktır ve bu defa Allah’tan başka şeylerden korkmaya mecbur ve mahkûm olacaktır Hatta öyle şeylerden korkacaktır ki, o korku sonuçta hiçbir işe yaramayacağı gibi, korkulan şeyin ne merhameti, ne acıması ve ne de şefkati söz konusu olmayacaktır Bilâkis böyle korkular insan ruhuna elem verici belâlar, ıztırap verici acılar ve yürek yakıcı hüzünler dolduracaktır Böylece insan, yüreğinde Allah’tan başka şeylerin korkusunu taşımanın cezasını “ivedilikle” görmüş olacaktır6


Yaratıklara karşı duyulan korkunun aşırı boyutu, yani "korkaklık" derecesi için dalâlet olduğu söylenebilirse de; küfrü gerektirdiğini söylemek ölçüsüzlük olur ve aklî bir hüküm olmaz Çünkü korku damarı zaten normal ölçülerde hayatı korumak için verilmiştir Beş altı ihtimalden bir ihtimal ile korkmak ihtiyattandır, meşrudur, vücudun kendisini savunduğu bir mekanizmadır Yirmi, otuz, kırk ihtimalden bir ihtimal ile korkmak ise evhamdır, korkaklıktır, hayat için azaptır7


Korkaklığın altında, psikolojik bir rahatsızlık arayabiliriz Aşırı titizlik, aşırı duyarlılık, aşırı hassasiyet ve aşırı cesaretsizlik halleri ise, hayatın ve imtihanın bir cilvesi olarak yer yer kendimizi kurtaramadığımız birer günübirlik tavırlardan ibarettir Her zaman cesaretsiz değilizdir Mutlaka cesaretli olduğumuz günler ve konular da vardır Öyleyse kendimizi bir yönümüzle değil; her yönümüzle ele alalım ve kendimize haksızlık etmeyelim


Bir takım beğenmediğimiz huylarımız vardır elbet, olmalıdır da Unutmayalım ki, beğenmediğimiz huylarımızı “görmek ve itiraf etmek” bir kemaldir, bir olgunluktur, bir iyi huydur Islâhı için ilk adımı attığımızın işaretidir Öyleyse, böyle kendimize dönük tecessüslerimize, araştırmalarımıza ve sorgulamalarımıza devam edelim; iyi görmediğimiz huylarımızın düzeltilebilir birer “günübirlik eğriden” ibaret olduğunu akıldan uzak tutmayalım


Hiç şüphesiz, kendimizi beğenmemeye gayret edeceğiz Ancak bu gayretimizle kendimizi küfre veya İslâm dışında bir yerlere asla atmayalım, atanlara da aldırmayalım Bilelim ki, bu ince tecessüslerimiz, Kur’ân’ın bizde görmek istediği “nefsi levm etmekten ve kınamaktan”8 öte bir şey değildir Kur’ân’ın övdüğü ve teşvik ettiği şey ise, ancak hayırdır, hayır getirir










Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.