|  | Kısa Masal Örnekleri |  | 
|  09-01-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Kısa Masal ÖrnekleriKısa Masal Örnekleri RAPUNZEL Bir zamanlar bir kadınla kocasının çocukları yokmuş ve çocuk sahibi olmayı çok istiyorlarmış  Gel zaman git zaman kadın sonunda bir bebek beklediğini fark etmiş  Bir gün pencereden komşu evin bahçesindeki güzel çiçekleri ve sebzeleri seyrederken, kadının gözleri sıra sıra ekilmiş özel bir tür marula takılmış  O anda sanki büyülenmiş ve o marullardan başka şey düşünemez olmuş  “Ya bu marullardan yerim ya da ölürüm” demiş kendi kendine  Yemeden içmeden kesilmiş, zayıfladıkça zayıflamış  Sonunda kocası kadının bu durumundan öylesine endişelenmiş, öylesine endişelenmiş ki, tüm cesaretini toplayıp yandaki evin bahçe duvarına tırmanmış, bahçeye girmiş ve bir avuç marul yaprağı toplamış  Ancak, o bahçeye girmek büyük cesaret istiyormuş, çünkü orası güçlü bir cadıya aitmiş  Kadın kocasının getirdiği marulları afiyetle yemiş ama bir avuç yaprak ona yetmemiş  Kocası ertesi günün akşamı çaresiz tekrar bahçeye girmiş  Fakat bu sefer cadı pusuya yatmış, onu bekliyormuş  “Bahçeme girip benim marullarımı çalmaya nasıl cesaret edersin sen!” diye ciyaklamış cadı  “Bunun hesabını vereceksin!” Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya  Karısının bahçedeki marulları nasıl canının çektiğini, onlar yüzünden nasıl yemeden içmeden kesildiğini bir bir anlatmış  “O zaman,” demiş cadı sesini biraz daha alçaltarak, “alabilirsin, canı ne kadar çekiyorsa alabilirsin  Ama bir şartım var, bebeğiniz doğar doğmaz onu bana vereceksiniz  ” Kadının kocası cadının korkusundan bu şartı hemen kabul etmiş  Birkaç haftasonra bebek doğmuş  Daha hemen o gün cadı gelip yeni doğan bebeği almış  Bebeğe Rapunzel adını vermiş  Çünkü annesinin ne yapıp edip yemek istediği bahçedeki marul türünün adı da Rapunzel’miş  Cadı küçük kıza çok iyi bakmış  Rapunzel oniki yaşına gelince, dünyalar güzeli bir çocuk olmuş  Cadı bir ormanın göbeğinde, yüksek bir kuleye yerleştirmiş onu  Bu kulenin hiç merdiveni yokmuş, sadece en tepesinde küçük bir penceresi varmış  Cadı onu ziyarete geldiğinde, aşağıdan “Rapunzel, Rapunzel! Uzat altın sarısı saçlarını !” diye seslenirmiş  Rapunzel uzun örgülü saçlarını percereden uzatır, cadı da onun saçlarına tutuna tutuna yukarı tırmanırmış  Bu yıllarca böyle sürüp gitmiş  Bir gün bir kralın oğlu avlanmak için ormana girmiş  Daha çok uzaktayken güzel sesli birinin söylediği şarkıyı duymuş  Ormanda atını oradan oraya sürmüş ve kuleye varmış sonunda  Fakat sağa bakmış, sola bakmış, ne merdiven görmüş ne de yukarıya çıkılacak başka bir şey  Bu güzel sesin büyüsüne kapılan Prens, cadının kuleye nasıl çıktığını görüp öğrenene kadar hergün oraya uğrar olmuş  Ertesi gün hava kararırken, alçak bir sesle “Rapunzel, Rapunzel! Uzat altın sarısı saçlarını !” diye seslenirmiş  Sonrada kızın saçlarına tutunup bir çırpıda yukarı tırmanmış  Rapunzelönce biraz korkmuş, çünkü o güne kadar cadıdan başkası gelmemiş ziyaretine  Fakat prens onu şarkı söylerken dinlediğini, sesine aşık olduğunu anlatınca korkusu yatışmış  Prens Rapunzel’e evlenme teklif etmiş, Rapunzel’de kabul etmiş, yüzü hafifce kızararak  Ama Rapunzel’in bu yüksek kuleden kaçmasına imkan yokmuş  Akıllı kızın parlak bir fikri varmış  Prens her gelişinde yanında bir ipek çilesi getirirse, Rapunzel’de bunları birbirine ekleyerek bir merdiven yapabilirmiş  Her şey yolunda gitmiş ve cadı olanları hiç fark etmemiş  Fakat bir gün Rapunzel boş bulunup da  “Anne, Prens neden senden daha hızlı tırmanıyor saçlarıma?” diye sorunca herşey ortaya çıkmış  “Seni rezil kız! Beni nasıl da aldattın! Ben seni dünyanın kötülüklerinden korumaya çalışıyordum!” diye bağırmaya başlamış cadı öfkeyle  Rapunzel’i tuttuğu gibi saçlarını kesmiş ve sonrada onu çok uzaklara bir çöle göndermiş  O gece cadı kalede kalıp Prensi beklemiş  Prens, “Rapunzel, Rapunzel! Uzat altın sarısı saçlarını !” diye seslenince  cadı Rapunzel’den kestiği saç örgüsünü uzatmış aşağıya  Prens başına neler geleceğini bilmeden yukarıya tırmanmış  Prens kederinden kendini pencereden atmış  Fakat yere düşünce ölmemiş, yalnız kulenin dibindeki dikenler gözlerine batmış  Yıllarca gözleri kör bir halde yitirdiği Rapunzel’e gözyaşları dökerek ormanda dolaşıp durmuş ve sadece bitki kökü ve yabani yemiş yiyerek yaşamış  Derken bir gün Rapunzel’in yaşadığı çöle varmış  Uzaklardan şarkı söyleyen tatlı bir ses gelmiş kulaklarına  “Rapunzel! Rapunzel!” diye seslenmiş  Rapunzel, prensini görünce sevinçten bir çığlık atmış ve Rapunzel’in iki damla mutluluk göz yaşı Prensin gözlerine akmış  Birden bir mucize olmuş, Prensin gözleri açılmış ve Prens görmeye başlamış  Birlikte mutlu bir şekilde Prensin ülkesine gitmişler  Orada halk onları sevinçle karşılamış  Mutlulukları ömür boyu hiç bozulmamış   | 
|   | 
|  | 
|  |