01-16-2009
|
#1
|
meLankoLik_asaLet
|
Ölüyü Diriltemem..
ÖLÜYÜ DİRİLTEMEM
Trablusşam Nakîb-ül-eşrâfı Şeyh Abdülfettâh Zağbî Efendi, Yûsuf Nebhânî hazretlerine şöyle anlatmıştır:
Bir defâsında bir arkadaşımız hastalanmıştı Abdullah ibni Şeyh Hıdır ez-Zağbî'yi de yanımıza alıp ziyâretine gitmek istedik Onu götürmekten maksadımız hastanın bereketlerinden istifâde ederek şifâya kavuşması idi Ancak gitmek istemedi Çok ısrar edince kabûl edip bizimle geldi Hastanın yanına vardığımızda, şiddetli hastalığından hiç bir eser kalmadı
Ayağa kalkıp bizi karşıladı
-Hoş geldiniz " deyip konuştu Ziyâreti yapıp yanından ayrıldık Ayrılıp giderken yolda Şeyh Abdullah hazretleri;
- Ben ölüyü diriltemem, dedi
Bu sözüyle ziyâretine gittiğimiz kişinin öleceğine işâret etmişti Dedim ki:
- Onun yüzünde hiç ölüm işâreti yok "
Yine;
- Ben ölüyü diriltemem, buyurdu
Sonra memleketine gitti Hasta arkadaşımız iyileşti çarşıya pazara çıkıp dolaştı Ben Şeyh Abdullah hazretlerinin işâretine ve diğer taraftan da hastanın sıhhate kavuşmasına hayret ediyordum Çünkü o öleceğine işâret etmişti Hasta ise sapasağlam olmuştu Aradan on gün kadar geçti Bir gün o arkadaşın evinin bulunduğu taraftan ağlama sesleri işittim Merak edip sorunca, arkadaşımızın vefât ettiğini öğrendim O zaman Şeyh Abdullah'ın kerâmetini anladım (1)
ÖLÜM DOĞURAN NİKÂH
Abbasî halifesi Harun Reşid'in önde gelen devlet adamlarından Cafer el-Bermekî (Ö 187/803), üstün bir alim, zarif bir edib ve pek cömert bir zengin olarak tanınıp sevilmişti Çeşitli yerlerde valilik ve komutanlık yapmış başarılı bir idareciydi Halifenin çok sevip takdir ettiği bir yakını ve yardımcısıydı Babası Yahya el-Bermekî ise Harun Reşid'in veziriydi
Harun Reşid, Cafer'i ve çok sevdiği kızkardeşi Abbase'yi yanından hiç ayırmazdı Sohbet meclisinde onları da hazır bulundururdu Harun, Cafer ile Abbase'nin aynı meclis ve sofrada meşru olarak buluşup görüşmelerini sağlamak için, Cafer'e çok fazla yaklaşmamak şartıyla Abbase'yi nikâhlama teklifinde bulundu Cafer'in kabulü üzerine, Abbase'yi onunla nikâhladı
Cafer ve Abbase, sohbetlerden sonra Harun kalkıp gidince başbaşa kalırlardı Cafer verdiği sözün gereği Abbase'ye ilişmiyordu Fakat Abbase rahat durmadı Bir fırsatını bularak, zayıf bir anında Cafer'e nikâhın gereğini yaptırdı ve Cafer'den hamile kalarak bir oğlan çocuğu doğurdu Halifeden korkan Abbase, çocuğu gizlice Bağdat'tan Mekke'ye gönderdi
Harun Reşid o sene hacca gitmiş ve işin gerçeğini öğrenmişti Bu duruma fena halde sinirlenmişti Cafer'in artan kudreti, nüfuzu, bazı icraatları ve harcamaları da halifeyi ürkütüyordu Nikâhın neticesi ise bardağı taşırdı Bir hayatla birlikte bir ölüm doğdu Cafer-i Bermekî, Harun Reşid'in emriyle idam edildi
Derler ki, Cafer'in babası Yahya o yıl hac sırasında Kâbe'nin kapısında şöyle dua etmişti:
'Allahım! Eğer beni günahlarım yüzünden cezalandıracaksan, çoluk-çocuğum ve mallarımı almakla da olsa senin rızana ulaşmam için cezamı dünyada ver, ahirete bırakma '
Yahya'nın duası kabul edilmişti Oğlu Cafer idam edilmiş, kendisi de hapiste ölmüştür (2)
Kaynaklar:
1) Evliyalar Ansiklopedisi, İhlas
2) Yusuf Yavuz, Semerkand Dergisi
|
|
|