01-14-2009
|
#1
|
KRDNZ
|
Tek kollu Oruç Reis
1514 senesi sonbaharında Oruç Reis, dört gemiyle Kuzey Afrika'da Becaye Kalesi önlerinde, dokuz gemiden müteşekkil İspanyol filosuyla karşılaştı  Oruç Reis, gemilerden birini batırdı, ikisini zaptetti Diğer altı İspanyol gemisi de Becaye limanına girdi ve kale etekleri altına sığındı Oruç Reis karaya top çıkardı ve oradan kaleyi döğmeye başladı Fakat gerek kaleden, gerekse İspanyol gemilerinden atılan güllelerle ikiyüz levend şehid oldu 
Çarpışmanın sekizinci günü!
Buna rağmen levendler yılmadılar  Vuruşmanın sekizinci günü kalede, içeri girilebilecek bir gedik açıldı Oruç Reis, levendlerini gayrete getirmek için gedikten içeri daldı Fakat bir top güllesi ile sol kolundan pek ağır şekilde yaralandı Bu yüzden hemen muhasarayı kaldırdılar ve geri çekildiler Becaye alınamamıştı Tabibler, Oruç Reis'in kolunu, kangren olduğu için dirsek hizasında kestiler, sonra da kesilen yeri mikrop kapmaması için kızgın zeytinyağına daldırdılar
Aradan iki sene geçmişti  
Oruç Reis ve kardeşi Hızır Reis, iki sene sonra onbir gemiyle Becaye'yi tekrar kuşattılar Oruç Reis tek koluyla kılıç sallarken levendlerine;
-Ben bu kale önünde bir kolumu bıraktım Değil öbür kolumu, kellemi dahi bıraksam ne çıkar, diye haykırıyordu!
Oruç Reis'in bu gayreti ve leventlerin şehid olma arzusuyla saldırmaları neticesinde, muhasaranın beşinci günü Becaye fethedilmişti 
__________________
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, 'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
|
|
|