01-07-2009
|
#1
|
KRDNZ
|
Cephede Bir Bayram Sabahı
Çanakkale Harbi'nin devam ettiği günler  Ramazan Bayramına bir gün var  Cephe kumandanı Vehip Paşa, 9'uncu Tümen'in genç imamını çağırarak mahzun bir şekilde şunları söyledi:
- Hafız, yarın Ramazan Bayramı! Asker toplu olarak bayram namazı kılmak istiyor Ne dediysem, vazgeçiremedim Ancak böyle bir şey, pek tehlikeli; yani senin anlayacağın, düşmanın arayıp da bulamayacağı toplu bir imha fırsatı olur Münasip bir dille bunu erata ancak sen anlatırsın! 
Nur yüzlü bir ihtiyar! 
İmam Efendi, "Başüstüne Paşa'm" diyerek oradan henüz ayrılmıştı ki, karşısına nur yüzlü bir zat çıktı ve:
- Evladım! Sakın ola askerlere bir şey söyleme! Gün ola hayır ola  Allahü teala nasıl dilerse öyle olur, dedi
Ertesi sabah, herkesi hayrette bırakan İlahi bir tecelli yaşandı Gökten hevenk hevenk bulutlar indi ve gönlü Mevla'ya kulluk aşkıyla dolup taşan mümin askerlerin üzerini kapladı Onları dürbünle gözetleyen düşman kuvvetleri, artık bembeyaz bulutlardan başka bir şey göremez oldu 
Dalga dalga tekbir sesleri  
O sabah bambaşka bir manevi heyecan içinde kılınan bayram namazında alınan gür tekbirler, dalga dalga etrafa yayılıyor, semaya yükseliyordu Nur yüzlü ihtiyar zat, Fetih suresinden bir kısım ayetleri tilavet ederken, Müslüman-Türk askerlerinin gönüllerinden taşan kelime-i tevhid sesleri, birer iman sayhası halinde düşman saflarından bile duyulmaktaydı  
Kurşuna dizildiler!
İşte, tam bu esnada İngiliz kuvvetleri arasında büyük bir kargaşa başgösterdi Zira muhtelif İngiliz müstemlekelerinden kandırılarak toplanıp getirilmiş bulunan bir kısım Müslüman askerler, yine kendileri gibi Müslüman bir milletle savaştıklarını, işittikleri tekbir, tehlil ve tevhid seslerinden anlamışlar ve bunun üzerine isyan etmişlerdi! Ne yapacağını şaşıran İngilizler, onların bir kısmını kurşuna dizmiş, diğerlerini de alelacele cephe gerisine çekmek zorunda kalmışlardı 
__________________
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, 'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
|
|
|