GöKKuŞaĞı
|
Filistin'de Bir Tünel
Tünel
Gazze'nin kenar mahallelerinin birinde bir adam iki katlı bir evin çatı katında durmuş, uzak bir noktaya gözle¬rini dikmişti Çıplak gözle bakmaktan yorulup eline aldığı dürbünle bakmaya devam etti
Haşim'in baktığı yer Gazze'ye yakın bir Yahudi yerleş-kesiydi Bu yerleşkenin girişinde birkaç katlı binaya odakla¬nan gözleri çevreyi süzüyordu
Burası, yerleşkenin karakoluydu Giren çıkan işgalci as¬kerler, çevreye park etmiş askeri araçlar, kontrollü giriş çı¬kışlar hemen göze çarpıyordu Karakolun çevresinde bulu¬nan siperler kumdan torbalarla takviye edilmiş, beton kulü¬belerdi
"Menzilin dışında" dedi kendi kendine "Kassam füze¬lerimizle orayı vurmak zor Başka çare düşünmeli"
İçeri giren Said'in selamıyla irkildi
Aleykum selam Said, hoşgeldin, nasılsın?
Hamdolsun Haşim, iyiyim Ayrıca 
Meraklı bakışlarla Said'e bakarken Said devam etti:
İyi haberlerim var
Ellerini cebine sokup katlanmış bir parça kağıdı Ha-şim'e uzattı
Elindeki dürbünü masaya bırakan Haşim kağıdı açıp bakarken gözleri ışıldadı
Sonunda geldi ha!
Evet, dedi Said
Üzerinde iyice çalışmak gerek
Elindeki kağıdı masanın üzerine koydu Eliyle kırışık¬lıkları düzeltip incelemeye koyuldu
Burası yemekhane, burası yatakhane, burası mutfak  Himm! Bodrum da şurası Yani cephanelik Tam da düşün¬düğümüz gibi
Başını masadan kaldırıp dürbünü aldı Tekrar pencere¬ye yanaştı Yerleşkedeki karakola uzun uzun baktı
Gel Said, dedi Sen de bak
Said dürbünle bakarken Haşim konuşuyordu:
Aramızdaki mesafeye dikkat et Sanırım uzunluğu bi¬zi bir ay kadar oyalar, ama arazinin yapısı normal Kayalık olmadığı için toprağın kazılması bir ayımızı alır
Başını dürbünden çeken Said:
Neler düşünüyorsun Haşim, dedi Öğrenebilir miyim?
Gel Said, masaya yanaş
Elindeki kalemle cebinden çıkardığı boş bir kağıda bir şeyler çiziverdi
Burası, dedi Bizim bulunduğumuz nokta Şurası da karakol Aramızdaki mesafeden dolayı karakol Kassam füzelerimizin menzilinin dışında Etkili bir darbe vurmanın sadece bir yolu var Said
Ne düşündüğünü anlamaya çalışan Said'e son sözlerini söyledi
Yeraltından tünel kazıp karakolun dibine patlayıcı yerleştirmek  Mat mat bakıyordu Said Bin yıl düşünse böylesi bir plan gelmezdi,
Nasıl olacak? dedi heyecanla
Günlerdir düşünüyorum Said Bu noktadan kazmaya başlayacağız Kazı işimizde tünelin yönünü şaşırmamak için mühendis bir arkadaşın yardımına başvurdum Vardi¬ya usulüyle ikişer ikişer kazı yapacağız Böylece zamandan kazanacağız
Sadrı, Mesud ve Ahmed'i de planımıza dahil edece¬ğiz Geceli-gündüzlü bir ayda inşaallah kazı işimizi bitireceğiz
Ya onca toprak, dedi Said, nereye koyacağız Güldü Haşim:
Merak etme, dedi Tünelimiz fazla geniş olmayacağı için düşündüğünden daha az toprak çıkacak Onu da evin odalarına bahçeye dökeriz Bir de araçlarımızla taşırız
Araçlarımızla mı? dedi Said şaşkın şaşkın Yanlış mı duydum?
Hayır, dedi Haşim Yanlış duymadın Hemen evi inşa¬at alanına çevireceğiz Dıştan bakan tamirat var zannedecek Yan tarafta da bir ek yapma girişiminde bulunacağız Böylece gelen giden araçların yükü dikkat çekmeyecek
Anlaşılan her şeyi düşünmüşsün Ne zaman başlıyo¬ruz?
Hemen yarın
Aradan bir aya yakın zaman geçmişti Her şey planlanan şekilde gelişiyordu Kazılan tünelin içinde ilerleyen Haşim, Saidle Mesud'un yanma vardı Biri kazıyor, diğeri de kovayla toprak taşıyordu
Şu an neredeyiz Said?
Karakola birkaç metre var Bu gece karakolun bodru¬muna kadar kazabileceğimizi düşünüyorum
Güzel, dedi Haşim, ben yarın yokum
Fakat duvara gelince ne yapacağız? Durdu, Said'in yüzüne baktı
Şayet duvar geçilemiyorsa, duvarın dibinden girecek şekilde toprağı kazar, patlayıcıları öylece yerleştiririz Yani temeli dinamitleyeceğiz Böylece patlayan cephanelikle be¬raber karakol yerle bir olacak
İnşaallah
Ertesi gün görüşmek üzere Said Haydi kolay gelsin Güle güle Haşim
Ertesi gün akşama doğruydu Tünele girmek için hazır¬lıklara başlayan Said kapının vurulduğunu duydu Dikkat kesildi 5 defa peşpeşe, iki defa aralıklı vurulan kapıya hiç telaşlanmadan emin adımlarla yanaştı Zira kapı şifreli vu¬rulmuştu Kapıyı açar açmaz Mesud'u gördü Mesud'u bek¬liyordu Fakat bu kadar geç değil Yüzü tuhaftı Mesud'un, beti benzi atmıştı Gözünden kaçmadı
Mesud, neyin var, ne oldu sana?
Haşim, dedi Mesud, Haşim 
Said'in şaşkın bakışları arasında zorlukla konuştu
Şehid oldu!
Beyninden vurulmuşa döndü birden
İnna lillah ve inna ileyhi raciun, emr-i ilahisi dudaklarmdan döküldü Gayri ihtiyari sendeledi En yakın sandal¬yeye oturdu Ellerini başının arasına aldı "Haşim" dedi kendi kendine "Halbuki seninle bugün görüşecektik Bak! Bitti tünel İşte bitti!"
Birçok zorlukları beraber aşıp beraber atlatmışlardı İki kardeşten öte bir sevgileri vardı Haşim'i her zaman bir adım ötesinde görür, takdir ederdi Başı her sıkıştığında en uygun çözümü o verirdi Şehadete layık bir hayat yaşadı ve şehid oldu Ya kendisi  Yalnızdı şimdi
İşgalci İsrail'in işlediği cinayetler artık sayılmıyor, cilt¬ler dolusu kitaplara sığmıyordu Nice anneler evlatlarını ni¬ce kadınlar kocalarını, nice bacılar kardeşlerini feda etmiş¬lerdi bu davaya Her birinin davası hepsinin davasıydı Ya¬ni Kudüs'ün özgürlüğü, yani Filistin'in azadlığı  İki sevgi¬li gibiydi Kudüs ve şehadet  Kudüs ve aşk 
Nice aşıkları uğruna tanklara, kurşunlara, füzelere bağ¬rını açmıştı Kudüs Nice çocuklar oyunlarını, silahların göl¬gesinde oynamıştı Nice sapanlar işgalcinin suratına taşlar¬la imza atmıştı
Birden doğruldu Said Mesud'un şaşkın bakışları ara¬sında :
Mesud, dedi yandaki ilk kutuyu göstererek; şu dina¬mit kutularının birini sen al, diğerini ben alayım Haydi bismillah
Dinamit kutulanyla tünele girdiler Önde Said, gerisin¬de Mesud son noktaya kadar vardılar Karakolun cephaneli¬ği karşılarında duruyordu Kutulardan çıkardıkları dinamit lokumlarını altışar altışar sarıp deste deste yerleştirdiler
Sen uzaklaş, Said Ben birazdan arkandayım
Mesud uzaklaşırken Said, her dinamit destesinin fitilini ana fitile bağladı Geriye doğru çıkmaya başladı Durdu, tek¬rar dinamitleri yerleştirdiği yerlere baktı Bir eksiklik yoktu
Tünelin girişine kadar geldiği zaman fitili toplayıp bı¬raktı Kendisini bekleyen Mesud:
Ateşlemeyecek misin? dedi
Hayır, dedi Gece yansını bekleyeceğiz Herkes uyu¬duktan sonra
Gece yansını beklerken zaman bir türlü geçmek bilmi¬yordu Yaşadıklan aklına geldikçe göz yaşlan yanaklarından akıyor, sicim sicim dökülüyordu Bu bir savaştı Eşit şartlar¬da olmayan namert bir savaş  Siyonist İsrail'in çoluk-çocuk, genç -yaşlı demeden potansiyel suçlu olarak gördüğü her Fi-listinliyi yok etme savaşı  Oyleki Siyonist işgalci kin, artık canlıları değil evleri yakıp yıkacak, arazileri talan edecek ka¬dar kök salmıştı zulümde Bir ateş topuydu İsrail  Ocağına düşmediği Filistinli ev yoktu 
Saatine baktı Gece yarısını gösteriyordu Fitile yanaştı Cebinden çıkardığı çakmakla tutuşturdu
Haydi Mesud, dedi Çıkıp çatıdan izleyelim Çatı katına henüz varmışlardı ki gecenin zifiri karanlı¬ğını aydınlatan bir patlamayla her yer sarsıldı Art arda ya¬şanan patlamalarla karakol havaya uçmuş, param parça ol¬muştu
Gök yüzüne yükselen alevlere baktı Haşim'in gülümseyen yüzünü gördü biran aydınlanan gecenin içinde Rahat uyu, dedi Şehidim, rahat uyu!
Mehmet Ali Gönül
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar
Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar
NFK
GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|