Nâzım'ın 58 Yıllık Hasreti Sona Eriyor

Nâzım'ın 58 yıllık hasreti sona eriyor





Bakanlar Kurulu ünlü şair Nâzım Hikmet'in 1951'de kaldırılan vatandaşlık hakkının tekrar verilmesini kararlaştırdı Ailesi isterse Nâzım'ın Moskova'da bulunan mezarı da getirilecek

Türk şiirinin büyük ustası, dünyanın tanıdığı en önemli sanatçılardan şair Nazım Hikmet, 58 yıl önce çıkarıldığı Türk vatandaşlığına dönüyor Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılan kararnameyle 25 Temmuz 1951 tarihinde vatandaşlıktan çıkarılan Nazım Hikmet Türk vatandaşlığına alınıyor SABAH'ın edindiği bilgiye gore, 17 aralık günü Başbakan Tayyip Erdoğan ile Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ın katıldığı Konya'daki Şebi Arus törenlerinin dönüşünde, Nazım'la ilgili atılacak tarihi adımın kararı verildi

ERDOĞAN: BU İŞİ BEKLETMEYİN
Başbakan Erdoğan, Günay'a, "Nazım Hikmet ile ilgili ne yapabiliriz?"" diye sordu Bunun üzerine Günay, "Vatandaşlıktan çıkarılması kararını iptal edebiliriz Bunu da bir kararnameyle yaparız" dedi Erdoğan'ın yanıtı ise "O zaman durmayın Hemen yapın" oldu Günay, "Önce İçişleri Bakanımızla görüşeyim Hukuki incelemeyi tamamlayalım Talimatınızla Bakanlar Kurulu'ndan çıkarırız" dedi Başbakan da bunun üzerine yeniden, "Bunu bekletmeyelim Hemen gündeme alalım" karşılığını verdiBakan Günay, son rötuşları yaptıktan sonra teklifi hazırladı ve kararname İçişleri Bakanlığı'nın önerisi olarak Bakanlar Kurulu'na geldi

GÜNAY: VEFA BORCUMUZU ÖDEDİK
Günay, Nazım Hikmet'in mezarının Moskova'dan getirilmesi için oğluyla görüşüp görüşmeyeceği sorusu üzerine, "Memed Nazım bu işe sıcak bakmıyor Aile sıcak bakmazsa bizim de Rusya'dan böyle bir talebimizin olması doğru olmaz Ama tekrar konuşulur" dedi "Kurtuluş Savaşı destanının 90 yılında bunun şiirini yazan şaire vefa borcumuzu ödedik" diyen Günay, "Kim Nazım Hikmet'in "Memleketim, Bir Vapur Geçer Varna Önünden şiirlerini okuyup da etkilenmez, gözleri dolmaz Başbakan'a minettarım" dedi

ÇİÇEK: ANLAMI KALMAMIŞTI
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek de kararla ilgili şunları söyledi: "Eski Türk Ceza Kanunu'nun 141 ve 142 maddesine göre Türk vatandaşlığından çıkarılmış olan Nazım Hikmet'in tekrar Türk vatandaşlığına dönmesine imkan veren Bakanlar Kurulu kararı bugün (dün) imzaya açılmış ve tamamlanmıştır Doğru bir iş yapmış olduğumuzu düşünüyoruz Artık gereği, anlamı kalmamış, hukuki dayanakları kalmamış bu kararın da ortadan kaldırılması gerekmekteydi'' 1902 yılında Selanik'te doğan ve 1963 yılında Moskova'da hayatını kaybeden Nazım Hikmet, şiirleri ve yazıları yüzünden birçok defa yargılandı İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde 12 yılı aşkın kaldı 1950'de bir af yasasıyla salıverildi Ancak öldürüleceği yolundaki duyumlar üzerine yurtdışına kaçtı 25 Temmuz 1951'de Bakanlar Kurulu tarafından Türk vatandaşlığından çıkarılmasına karar verildi

Vasiyet adlı şiirinin o ünlü dizelerinde Nazım şöyle diyordu: "Yoldaşlar nasip olmazsa görmek o günü/ ölürsem kurtuluştan önce yani/ alıp götürün/ Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni/ () Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,/ öyle gibi de görünüyor/ Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni / ve de uyarına gelirse,/ tepemde bir de çınar olursa /taş maş da istemez hani

Karar yazarları memnun etti





Türkiye'den bir çiçek ÇETİN ALTAN (Gazeteci, Yazar):
Bu itibarı Nâzım'a yeryüzü mü, insanlık mı veriyor ? Düşünün ki, Charles Dickens'tan, Beethoven'dan oluşan bir bahçe var Dünyada O bahçede Türkiye'den de çiçekler var; kimse umursamak istemiyor bunları

Yurdunu seviyordu ADALET AĞAOĞLU (Yazar):
Nâzım Hikmet'in yurttaşlığa kabulü geç kalınmış bir karardır Nâzım Hikmet büyük bir şairdir, dünya şairidir Yurdunu, insanın çok seviyordu O, bu yurttaşlığa kabulünü görseydi bir anlamı olabilirdi

Çok sevindim AHMET ÜMİT (Yazar):
Öncelikle çok çok sevindim Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük şairidir En doğal hakkı olan vatandaşlığının verilmesi ülkemiz adına utanç verici bir durumun değişmesi adına önemli bir adımdır

Özgürlüğe vesile olur REFİK DURBAŞ (Yazar):
Nâzım Hikmet, şiirleriyle hiçbir zaman Türkiye'sinden ve Türkçesinden çıkarılmış değildi Dünyanın her yerinde Türkçenin şairi olarak anılması, zaten yurttaşlığının bir kanıtı idi Siyasilerin bu kararı, umarım bundan böyle de düşünce ve yaratma özgürlüğü önündeki yasakların kaldırılmasına vesile olur