Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
alevilik, doğmuştur, mezhap, mıdır, tarikat

Alevilik Nasıl Doğmuştur? Bir Mezhap Mi Yoksa Bir Tarikat Mıdır?

Eski 01-04-2009   #1
meLankoLik_asaLet
Icon1861

Alevilik Nasıl Doğmuştur? Bir Mezhap Mi Yoksa Bir Tarikat Mıdır?



Alevîlik aslında bir fırka veya mezhep değildir Âl-i Beyt’in muhabbetini esas alan bir tarikat şeklinde ortaya çıkmıştır

Meselenin tarihi seyrine baktığımızda Alevîliğin bir tarikat şekline gelişmesi şöyle olmuştur:

Timur, Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayazıt’ı yendikten sonra Anadolu’dan aldığı otuz bin kadar esiri İran’a götürmüştü Bunları Erdebil’e yerleştirmişti Bunlar zamanla, Şah İsmail’in dedesi olan ve Erdebil Şeyhi olarak ta bilinen Şeyh Ali’ye intisap ettiler ve ondan tarikat dersi aldılar Bir süre sonra Timur, ara sıra ziyarete gittiği Erdebil Şeyhinin kendisinden bir arzusu olup olmadığını sorduğunda, şeyh, “Hiçbir dileğim yok, sadece Anadolu’dan esir olarak getirmiş olduğun Türkleri serbest bırakmanı istiyorum” dedi Timur, şeyhin bu arzusunu memnuniyetle kabul etti ve onları serbest bıraktı Bu esirler, bu vesile ile, şeyhe olan muhabbetlerini aşırı derecede ziyâdeleştirdiler Şeyhin bu sofilerinin bir kısmı Anadolu’ya döndü, bir kısmı da Erdebil’de kaldı

Erdebil Şeyhi, Anadolu’ya dönen bu müritleriyle alâkasını devam ettirdi Erdebil Şeyhi’nin tarikatında “Hz Ali muhabbeti” esas alındığı için, bu tarikata devam edenler Hz Ali sevgisi ile tamamen boyandılar Bunlara bu niteliklerinden dolayı “Alevî” denildi Aslında bu esirlerin ecdatları ve kendileri, bu tarikat ile bağ kuruncaya kadar, Ehl-i Sünnet inanışında idiler Bu tarikatla irtibatlarını yoğunlaştırdıktan sonra, tamamen Erdebil tekkesinin emrine girdiler Oradan gelen her emri, harfiyen yerine getirmeye gayret gösterdiler Öyle ki, bu müritler vergi, sadaka ve zekâtlarını bile Erdebil’e tahsis ettiler Bunların bu fedakârane gayretleri ve karşılıklı diyalogları, gidip gelmeleri devam etti Hattâ Erdebil’den gönderilen ve şeyhin “halifesi” olarak isimlendirilen şahıslar, Anadolu’da “nezir” ve “sadaka” namıyla para topluyor ve bu paraları gizli olarak İran’a gönderiyorlardı

Böylece Erdebil Şeyhi’nin tekkesi gittikçe genişliyor, müritleri çoğalıyordu Bu Şeyh’in asıl amacı, gerek İran’da, gerekse Anadolu’da müritlerini çoğaltarak irşat postundan saltanat tahtına, şeyhlikten şahlığa geçmekti Ancak bu arzusuna nâil olamadan ölünce, yerine oğlu Şeyh Cüneyd geçti O da babasının gizli emelini sürdürmeye devam etti Bunu hisseden o zamanın İran hükümdarı Cinahşah, kendisini İran’dan sürdü Bunun üzerine Şeyh Cüneyd Anadolu’ya geldi Onun altı yıl süren bu Anadolu ziyareti, tarikatına çok mürit kazandırdı Sadece bir şeyh değil, aynı zamanda bir “seyyid” unvanı ile de dolaştığı için beklediğinin çok üstünde taraftar topladı

Artık Erdebil tekkesi Anadolu’da güçlenmiş, küçümsenmeyecek kadar büyük bir etki sahasına sahip olmuştu Şeyh Cüneyd de babasının âkıbetine uğradı Yerine geçen oğlu Şeyh Haydar da aynı gayeyi takip etti Bütün gayret ve ihtiraslarına rağmen o da siyasî amacına eremedi Nihayet oğlu Şah İsmail, babasının ve dedelerinin rüyalarını gerçekleştirmeye maalesef muvaffak oldu 13 yaşında iken Anadolu’daki müritlerinden teşkil ettiği bir orduyla, o gün İran’da hâkim olan Akkoyunlulara harp ilân etti ve Akkoyunlu hükümdarını devirerek irşat postundan saltanat tahtına çıkmaya muvaffak oldu ve Safeviler Devleti’ni kurdu Bununla beraber Şah İsmail Anadolu’dan elini çekmedi Zaman zaman birçok halifeler göndererek Anadolu’daki nüfûzunu kuvvetlendirmek için çalıştı Bu çeşit faaliyetler, Çaldıran Muharebesi’ne kadar artan bir hızla devam etti

Bu muharebeden sonra İran’la Osmanlı Devleti arasında kesin hudutlar çizildi Böylece Erdebil sofileriyle Anadolu arasındaki irtibat kesilmiş oluyordu Bunun neticesi olarak Anadolu’daki müritler, pirlerin tesirinden gitgide uzaklaştılar Bu tarikatın Anadolu’da kalan mensupları, Erdebil tekkesinden aldıkları tesirle, kendilerinin dışında kalan Müslümanları Ehl-i Beyt’e gerektiği gibi muhabbet beslemedikleri zannına kapıldılar Onların bu anlayış ve davranışları diğer Müslümanlarla aralarında bir soğukluk ortaya çıkardı Bu soğukluk, zamanla ayrılığa dönüştü

Bu ayrılık sonucunda, Erdebil tekkesine bağlı Anadolu Türkleri medreseden uzak kaldıkları için, İtikada, ibadete, ait birçok hükümleri gereği gibi öğrenemediler Sadece babadan oğula intikal eden birtakım telkinlerle yetindiler Diğer Müslümanlar ise, bunlarla yakın alâka kuramadı ve onlara karşı görevlerini lâyıkıyla yerine getiremediler Ölçüsüz tartışmalar, yersiz tenkitler ve davranışlarla, aradaki soğukluk gittikçe büyüdü ve derin bir ayrılığa dönüştü Buna bir de idarecilerin ihmali eklenince, Anadolu Müslümanları arasında Sünnîlik ve Alevîlik şeklinde bir ikilik ortaya çıktı

Aslında bir Müslüman’ın veya bir tarikatın Hz Ali muhabbetini meslek ve meşrebine esas almasının dinen hiçbir mahzuru yoktur Diğer sahabelere tecâvüz etmemek, Kur’an ve Sünnet’in ışığında namazını kılmak, orucunu tutmak ve diğer sorumluluklarını yerine getirmek kaydı ile, Hz Ali ve Ehl-i Beyt muhabbetini rehber edinmenin hiçbir mahsuru yoktur Gerçek şu ki, Kitap ve Sünnet’i bilen ve gereği gibi yaşayan hakikî bir Alevî, ancak Allah-ü Teâlâ’yı ma’bûd olarak tanır Kendisini, İslâmiyet’in bir ferdi olarak bilir, Peygamberimizi, en son Peygamber, Kur’ân-ı Kerîm’i de son semavî kitap kabul eder

Bu sun’î ayrılığın ortadan kalkmasının tek yolu, Kur’an’ın ışığı altına girmek ve O’nu yegâne ölçü kabul etmektir Nitekim Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerim’de, “Hepiniz Allah’ın ipine sımsıkı sarılınız ve ayrılmayınız” buyurmakla, bütün Müslümanların Kur’an etrafında toplanmasını emretmektedir

Müslümanların birlik ve beraberlikleri ancak böylece temin edilebilir, ayrılıklar onun prensipleriyle ortadan kaldırılabilir Her türlü hurafe ve safsatalardan ancak böylece uzak kalınabilir

Kur’an ayetlerinin Allah’a ait beyanları her insanı ikna edecek bir kuvvettedir Sıradan halk, O’nun beyanının sadeliğine meftûn, bilim adamları da fesahat ve belagatına hayrandır “Kalpler O’nun zikriyle tatmin olur” ve her seviyedeki fikir adamı, inanma ihtiyacını O’nunla karşılarlar, O’na uymakla kemâle ererler

Kur’ân-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır: “Gerçekten bu Kur’an, insanları en doğru yola götürür” (İsrâ, 9)

Bir insan nelere, nasıl inanmakla iman dairesine gireceğini ve hangi amelleri işleyip nelerden çekinerek İslâm dairesinde kalacağını Kur’an ve Sünnet’ten öğrenecektir

Madem ki, bütün Müslümanların ölçüsü Kur’an ve Sünnet’tir, o halde bir Müslüman beşerî her fikri, her iddiayı, her inancı, her itikadı Kur’an’a ve onun birinci derecede tefsiri olan Hadîs-i şeriflere göre değerlendirecek ve muvazene edecektirmehmet kırkıncı

Alıntı Yaparak Cevapla

Cevap : Alevilik Nasıl Doğmuştur? Bir Mezhap Mi Yoksa Bir Tarikat Mıdır?

Eski 01-05-2009   #2
su perisi
Varsayılan

Cevap : Alevilik Nasıl Doğmuştur? Bir Mezhap Mi Yoksa Bir Tarikat Mıdır?



Aslında bir Müslüman’ın veya bir tarikatın Hz Ali muhabbetini meslek ve meşrebine esas almasının dinen hiçbir mahzuru yoktur Diğer sahabelere tecâvüz etmemek, Kur’an ve Sünnet’in ışığında namazını kılmak, orucunu tutmak ve diğer sorumluluklarını yerine getirmek kaydı ile, Hz Ali ve Ehl-i Beyt muhabbetini rehber edinmenin hiçbir mahsuru yoktur Gerçek şu ki, Kitap ve Sünnet’i bilen ve gereği gibi yaşayan hakikî bir Alevî, ancak Allah-ü Teâlâ’yı ma’bûd olarak tanır Kendisini, İslâmiyet’in bir ferdi olarak bilir, Peygamberimizi, en son Peygamber, Kur’ân-ı Kerîm’i de son semavî kitap kabul eder


İşte bu kadar Bu güzel yazı için teşekkürler Herkesin Muharrem ayı mübarek olsun

__________________

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.