Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Aşk & Sevgi - Bayanlar, Erkekler > Aşk & Sevgi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
müstakil, solo

Müstakil Solo

Eski 08-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Müstakil Solo




saçlarıma bakarlar sonra ; Güneş yanığı saçlarıma, kızıl sularıma değmek için yaparlar bunu çünkü her sabah suya değdiğim yerde kan ağlar Güneş; kızıllar batar bir yerlere ve saçlarıma değmek için Güneş yanığı saçlarımda dövünmeye bakarlar, bakarlar

Müstakil yalnız; tüm sokak

Gece çöker; soğuk yorganı altında tüm sokak; derin uykulara yatarken sokakta iri bir gece ve geceliğini giyer sokak, iğne atsan yankı yapacak kadar yalnız kaldırım taşları, türlü geometrik şekillerle şimdi o da uyku süslü
Uyumayan sokak lambalarıdır; mum kafeslenmiş gibi içinde zengin ışıksal oyunlarla gözlerimde ince bıyıkları uzayıp kısalmalarda
Evimin bir yerlerinde, başım ağrıyor; odada hiç uyumayan pencerem açık ağzıyla kuru havayı üstüme üflüyor
Pencerem, demir parmaklıklarla çevrili evim; haritada Dünya, meridyen ve paralelleriyle nasılsa öyle çevrilmiş; hapsoluyorum bir Dünya
Pencereme tüneyip ayaklarımı salıyorum sokağa
Evim; her odası balkon her balkon dört duvar evim; demirden parmaklıklarıyla kemiklerimi kırar gibi üstüme abanır, uyku yakar
Saat geceyi geçmiş; odamda kırmızı ampule dolanmış krem rengi bir abajur yanar, içimde kuru hava, pembe beyaz duvarlarımda mor hareler dans mı eder? Gölgemi duvarlara iri figürler, iri figürler
Yudum kahve, soğuk şekerli bir koku; bayat bir tat; akar ağzıma işte
Saçlarım kızılcık sopası; değdiği yeri yakıyor; omuzlarımdan aşağı ağlar gibi salıyor bildiği her şeyi tepetaklak
Odamda odam boyu bir halı; solumda komodin, üstü türlü kadınsı çocukluklarla dolu objeleri taşıyor
Yapayalnız soluğum, elimde izmarit sızısı; kahvem tok serin; içimi doldurmakta

Ucu, sonu, dibi, sesi olmayan bir arazide pusulamı arar gibi arıyorum; s e n_i
Saat pusulayı çoktan geçmiş ; kokunu andıran renkler? Dilime koysam, damağımda eriyecek tatlar?
Dilemekteyim
Evimin bekçi kulübesi; çardak, şu çardakta seni dilemekteyim;
sen multihacminle üzüm kuvvetinde asılı dururken, seni toplamak,toparlamak niyetindeyim
Gece boynundan öper; ben ayak parmaklarımı sayıyorum, annem sayardı
Gece kalbinden öper; ben dans ediyorum penceremde görüş saatlerinde odama aldığım gecenin kollarında;
Bu evden öpüyorum seni; oturuyorsun hani öyleyse şu andan öperim ben seni
Önünde tok bir fincan, yudumladığın yerden öpenim seni
İzmarit kokusu parmakların ve gözlerin; kapana sıkışmış fareler gibi can çekişmelerde, uyuşuk bedeninde can bulmalardayım
İyi geceler öpüyorum seni
Uyumuyordum hani ben, o geldiğin günden beri; yatakta uyuşur sana uyanır kaldık; sabahlarım ve ben işte bu yüzden akşam saatlerini daha çok seviyorum şimdilerde; akşam vurulduğu yerden kızıl kan akıtmalarda ufka ; ben yaşadığımız o akşam saatlerimizi özlüyorum

İri gözlerinde çocuk nefesleri ve o nefeslerin ince ses telleri ; o kirpiklerden tutardın ya hani beni öyleyse dudaklarından şarap içmekteyim

Uyku satardık, ellerimizle kalp yapar; bardaklara atardık ve sonra yağmur, bardaktan boşalırcasına kalp saçardık Ne de güzeldik biz
Yüzünle güzel oldum; gözlerim yeşil saçlarım kızıl, yüzünden öperim seni
Ben o sessiz yürekte akmayı özledim söylediğim gibi; aka aka özlerim, damar damar özlerim, sus olsan da aksan da özlerim

''Gittiğimi mi sandın, oysa hep sendeydi aklım; gün olur çıkargelirim gün olur üç gün sonra ordayım; gitme hep ol''

Sen o uyuttuğun, yemek yedirdiğin, banyo filan yaptırdığın 'sen'e dikkat et,
O'na bana baktığın gibi bak
Tüm bu geceler, evler biliyorsun evimle, sokağımla başı boş kaldım Serseri hayvanlarım kol gezerken gecenin koynunda çapak gibi evime battım; Dünya haritada kol gezer, volta atar, ipin ucunu arar; hapsolmuş kafesten hücremde, mum yakarım Mumdan kafesler gibi hücremi de yakarım…

Her hücremde varsın
Dünya, üstünde yılların ağır izi
altında kalmış sızısıyla kalbine lav pompalar ; söylemiştim

Müstakil çığlık, sokakta ışık, şık

sokakta başlı başıma bir ev tuttum
Gecenin soğuk yorganı ılık rüzgar altında üstüme titrer; annem titrer
Seviyorum seni; gökkubbenin sıcak avcunda uykusunda dönen Dünya gibi; voltadan görüş saatleri atmak gibi; geceler boyu başımda türlü zenginlikte ışık oyunlarım ve ayak parmaklarımla; evimle, başım boş kalarak seviyorum
Dilimin ucunda; soğuk tat, aşırı doymuş şekerli çayda kahveni yudumlar gibi; çardakta, orda, burda ve yarın seviyorum

Müstakil yalnız Dünya, kalbine lav pompalarken seni Dünyam kadar anlayabildim; bir Dünya da özledim
Saçlarım kızılcık sopası kızıl bir yalnızlıkta

ve bakarlar
saçlarıma bakarlar sonra; güneş yanığı saçlarıma, kızıl sularıma değmek için yaparlar bunu çünkü her sabah suya değdiğim yerde kan ağlar Güneş; kızıllar batar bir yerlere ve saçlarıma değmek için Güneş yanığı saçlarımda dövünmeye bakarlar, bakarlar

duvara düşmüş gölgem ve üstünde uyuduğum yatak; yapayalnız iki kişi; bir Dünya bekledim ben seni

Seni çok

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.