Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kitap Dünyası

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aşar, çanakkale, dağları, içinde, rahmi, zulüm, özen

Rahmi Özen * Zulüm Dağları Aşar Çanakkale İçinde

Eski 08-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Rahmi Özen * Zulüm Dağları Aşar Çanakkale İçinde




KİTABIN KONUSU:Kahraman Türk milletinin Çanakkale’de yaşadığı görkemli ölümsüzlüğün muhteşem tablolarından bir kesiti dile getirirİnanç gücünün mekanik güce ve kalabalığa üstünlüğünü haykırırTürk’ün adaletinin ve asaletinin nasıl bayraklaştığını konu alır


KİTABIN ANAFİKRİ:İnsanlar inandıktan sonra,karşısındaki engel her ne olursa olsun,bu inanç sayesinde o engeli aşabilir


KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ: Kitaptaki olaylar birbirleriyle bağlantılı olarak gelişiyor

Şahıslar:Fatma Ana

Ahmet ( Fatma Ana’nın oğlu )

Mehmet ( Fatma Ana’nın oğlu )

Mustafa ( Fatma Ana’nın oğlu )

Elifçe ( Fatma Ana’nın gelini )

Abdullah Efendi ( Nasrullah Camii İmamı )

Şair

Muhtar Halil

Postacı Ali Efendi

KİTAP HAKKINDAKİ ŞAHSİ GÖRÜŞLER: Kitap;silah ve asker sayısı bakımından büyük üstünlüğe sahip olan itlaf devletlerinin,Türk ordusunun muhteşem vatan savunması karşısında şaşkına dönüşünü ve çeyrek milyon askerini kaybederek geri çekilişini;Türk milletinin Çanakkale’de bir destan yazdığını;bayrağı,vatanı,namusu ve hürriyeti söz konusu olduğunda bir milletin neler yapabileceğini duru ve akıcı bir üsluple anlatıyor


KİTABIN YAZARI HAKKINDA BİLGİ: 1949 yılında Terme’de doğan Rahmi Özen,lise öğrenciliği yıllarından itibaren,kendine özel şiirsel üslubu ile hep üretmiştir:İnsanlık için,Türk edebiyatı için,Türk dilinin gelişimi için…

Türk dilini en güzel kullanan çağdaş yazarlarımızdan olan Rahmi Özen,edebi sanatların her dalında;Türk edebiyatına özgün eserler kazandırmıştır

Samsun;Mithat Paşa,100Yıl,Namık Kemal, Endüstri Meslek ve 19 Mayıs Liselerinde edebiyat öğretmenliği yapan Özen,halen bir özel öğretim kurumunda debiyat öğretmebi olarak çalışmaktadır


KİTABIN ÖZETİ

Analar yiğitlerini sınır boylarına gönderiyorduGidenin gelmediği o zamanlarda bağrı yanık analar ağlıyor,üç aylık gelinler ağlıyor,bebekler ağlıyorduYürekler yanıyordu;ama elden hiçbir şey gelmiyordu

Fatma Ana da gönderiyordu oğlu Ahmet’I cepheyeKocası vatan uğruna şehit düşen Fatma Ana bir can daha gönderiyorduFatma Ana ağlıyordu,gelin Elifçe ağlıyorduSadece Fatma Ana ve Elifçe asker göndermiyordu cepheyeBütün Anadolu halkı gönderiyordu yiğit canları ölümeAcı bir yas tutuluyordu Anadolu köylerinde gidenlerin ardından

Bu acı dolu ağıtları duyan Şair’in içi yanıyordu,gözleri doluyordu ve bu acısını Nasrullah Camii İmamı Abdullah Efendi ile paylaşıyorduŞair dünyanın en büyük devine ağlıyorduKoca dev küçülmüştü çünküUlu bir kartal gibi kanatlarını açıp,küçük kuşları altına aldığı günleri unutmamıştı Şair…Buna ağlıyordu

Mahallenin önde gelenleri kıraathanade oturuyorlardıMuhtar Halil,Şair,İmam Efendi ve diğerleri son durumu konuşup tartışıyorlardıBu sırada Postacı Ali Efendi geldi ve ülkenin içinde bulunduğu son durumun çok kötü olduğunu bildirdibunun üzerine büyük bir ümitsizliğe düşen Abdullah Efendi’yi Şair teselli ediyorduŞair herşeyin düzeleceği konusunda çok umutluyduUmudunu her zaman korudu ve herkese destek olmaya çalıştıHoca Efendi bütün umudunu yitirmiştiŞair’e ‘’Korkuyorum Şair…Avrupanın bütün gücü Çanakkale’ye dayanmışTopları var,tüfekleri var ,herşeyleri varSenin elinde ne var Şair?…’’diye sorduŞair:

‘’Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var;

Ulusun!Korkma,nasıl böyle bir imanı boğar

Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar?’’

Bunun üzerine Hoca Efendi sırf cevap olsun diye:’’Bir gün hürriyetimiz elimizden alınırsa,çılgın Avrupa herşeyimize kilit vurur,el atarsa o zaman…’’daha sözlerini bitirmeden Şair:

‘’Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım

Kükremiş sel gibiyim bendimi çiğner aşarım

Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım’’ diye cevap verdi

Birgün Postacı Ali Efendiyine acı dolu haberlerle kıraathaneye geldiFatma *****n oğlu,Elifçenin yiğidi Ahmet’in ölüm haberini getirmiştiBunu öğrenen mahalleli çok üzülürHele Elifçe…O üç aylık gelin nasıl yanıyorRüyasında ölürken gördüğü Ahmet’i gerçekten ölmüştüElifçe gelin ve diğer gelinler ağıtlarıyla dört bir yanı inletmişti

Fatma Ana…Metin olmayı beceren erdemli bir Anadolu kadını Gözü yaşlı… Bağrı taşlı… Ak saçlı… Ahmet’in şehit olduğu günden beri gözüne uyku girmemişti Tam ondört ay olmuştu Birgün mahallenin kıraathanesine bir konu hakkında Şair’in, Hoce Efendi’nin ve Muhtar Halil’ in fikrini sormak için gitti Elifçe gelini Mehmet ile evlendirmek istediğini söyledi ve hepsinden onay aldı

Kıraathanede hergün olan olaylar konuşulurdu Yine birgün böyle bir konuşmada iki gemiden söz açılır İsmi değiştirilmiş iki Alman gemisi Yavuz ve Midilli Büyük bir oyun olan bu isim değiştirme Türkiye’ yi savaşa sokmak için güzel bir plandı Bu gemiler 20 Ekim 1914 günü Rus limanlarını topa tuttular Gazeteler İtilaf devletlerinin 18 Mart 1915’te saldırıya geçeceğini yazıyordu

Şair bunun bu iki gemiden kaynaklandığını düşünüyordu Gazetede çıkan bu haberler Şair’I ağlatmıştı İlk kez ağlıyordu Şair “ Büyüttüğümüz köpek sürülerinin önünde gülünç bir aslana döndük” diye ağlıyordu Hoca Efendi Şair’I

Teselli etmeye çalıştı Bu sırada mahalleden onbeş yirmi kadar genç geçiyorduÜlkeleri için savaşmaya, canlarını bu ülke için vermeye gidiyorlardı Bunu gören Şair’ in morali düzeldi Böyle iman dolu, vatan aşkı ile yanan gençleri gördükçe bu ülkenin yenilmeyeceğine olan inancı daha da arttı

Artık düşman gelip kapıya dayandı Ümitsizlik başlamıştı yine Düşmanın herşeyi vardı, güçlüydüler… Ama Şair umudunu yitirmemiştiMustafa Kemal’in inancını anlattı Muhtar Halil’ e Güveniyordu Mustafa Kemal’ e Bu sırada Postacı Ali yine bir haberle geldi Onbeş yaşını dolduran herkes askere çağırılıyordu Bu bir vahşetti Bunu duyan halk tekrar feryatlara başladı Anadolu’ nun dört bir yanından ağıtlar yükseliyordu Fatma Ana’ dan, Elifçe’ den ve diğerlerinden…Bu haberlerden sonra okul müdürü bir kampanya başlatmıştı Herkes elinde ne varsa devlete verecekti Bu kampanya çok hızlı yayıldı ve herkes elinde ne varsa getirip okul bahçesine bıraktı Fatma Ana tek malı olan ineğini, Zeynep Kadın tek geçim kaynağı olan tavuklarını, Ayşe Kadın gelinliğini getirmişti okulun bahçesine O gün herkes hem çocuklarını hem de mallarını teslim ediyordu bu ülkeye; sırf bu ülke kurtulsun diye

Türk milletinin bu inancı Hoca Efendi’ deki umutsuzluğu hala yok etmemişti Ama Şair’ in umudu daha da arttıHerkes ne varsa göndemişti cepheye Taze gelinler de yiğitlerini ağıtlarla cepheye gönderiyorlardı Okulda okuyan öğrenciler de savaşmaya gidecekti

Oluk oluk kanlar akmaya başladı Top sesleri, tüfek sesleri heryeri inletiyordu Sahra çadır hastanesini yaralılar inletiyordu Bu vahşetten yeryüzü bile utanıyordu

Mustafa Kemal fırkasıyla birlikte kahramanca savaşıyordu Düşman onun karşısında daha fazla dayanamayıp geri çekilmeye başladı Savaş esnasında kolunu, bacağını kaybeden erler tekrar dönüp savaşmak istiyor “ El ne ki, ayak ne ki, vatan için canlar feda” diyorlardı Bu inanç düşmanı durdurmak için yetmişti Düşman artık can çekişiyordu

Sahra hastanesinde hemşirelik yapan Elifçe Gelin Mehmet’inin ölmediğini yaralı olan tanıdık bir erden öğreniyor Daha önce mahalleye Mehmet’ in ölüm haberi gelmişti ama Mehmet ölmemişti ve biraz sonra onu da yaralı bir şekilde hastaneye getirdiler Elifçe bu yaralının künyesini okuduğunda hem çok sevinçliydi hem de çok acı çeki,yordu Çünkü Mehmet o anda kaybetmişti hayatını

Herşeye rağmen savaş Türk’ün üstünlüğü ile devam ediyordu Artık düşmanın dayanacak gücü kalmamıştı ve savaşı kazandık Çanakkale’nin geçilmeyeceğini tüm dünyaya duyurduk

Postacı Ali bu kez mutlu haberle geliyordu mahalleye Düşmanın denize döküldüğünü müjdeliyordu

Çanakkale geçilmedi… Türk milleti göğsünün kaya gibi olduğunu tüm dünyaya bir kere daha ispat etti


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.